by Mete Budak & Murat Köse / info@eurohoops.net
Galatasaray Odeabank’ın bu yaz yaptığı ilk yabancı oyuncu transferi olan Austin Daye, şu ana kadar hazırlık maçlarında gösterdiği performansla en çok göz önüne çıkan oyuncu oldu. Kariyerinde Spurs ile bir şampiyonluğu da bulunan Birleşik Amerikalı forvet, Galatasaray Odeabank’ın Euroleague Medya Günü’nde Eurohoops’un sorularını yanıtladı ve Galatasaray ile beklentilerinden Gregg Popovich’e kadar samimi açıklamalarda bulundu.
- NBA Draft’lerinde 15. Sıradan seçilmiş ve NBA şampiyonluğu yaşamış bir oyuncusun (eğer merak ediyorsanız, Euroleague’de bu sezon forma giyecek olup bir NBA yüzüğüne sahip olan üç oyuncudan biri kendisi. Diğerleri ise Ognjen Kuzmic ve Rodrigue Beaubois.) Euroleague’in kariyerin için önemi hakkında neler söylemek istersin?
Çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bence Dünya basketbolunda önce NBA ve sonra Euroleague geliyor. Bu iki ligdekinden daha iyi bir rekabet, daha iyi bir basketbol bulamazsınız. Birçok oyuncu geçmişte ve şimdi daha iyi para kazanmak, taraftarlarla olan deneyimin benzersizliği ve rekabetçi ruh gibi sebeplerle NBA’e gitmek yerine Avrupa’da kalmayı da tercih etti. Bence Euroleague harika bir lig, orada oynamaya başlamak için sabırsızlanıyorum.
- Sezon öncesi maçlarında birçok kez öne çıkan oyuncu oldun ve bu takım için şimdiden lider isimlerden biri oldun gibi gözüküyor. Saha içi rolün hakkında neler söylemek istersin, memnun musun?
Evet kesinlikle. Bence koç beni buraya sadece standart katkılar veren normal bir oyuncu olmam için getirmedi. Bence benden beklediği şey maçlarda takım üzerinde önemli bir etki bırakmam ve büyük katkılar vermem. Takımın yapılandırılmasına da baktığımda bunu yapabilecekmişim gibi hissediyorum. Sadece işimi iyi yaptığımdan, diğer takım arkadaşlarımı da işin içine katabildiğimden ve hücumda her zaman önemli bir skor tehididi yaratabildiğimden emin olmak istiyorum. Ayrıca yüksek yüzdelerle şut atmak da benim için çok önemli çünkü verimli olmaya önem veren bir oyuncuyum. Yapmak istediğim şey tam olarak bu, verimli bir oyuncu olmak ve takıma büyük katkılar vermek.
- Biraz bu sezondan beklentilerin hakkında konuşalım. Söylentilere göre bu sezon Final Four’un İstanbul’da düzenlenme ihtimali oldukça yüksek. Bu seni ve takımı motive ediyor mu?
Kesinlikle. Final Four’un burada olması, oraya gidebilmek için bize daha fazla teşvik edici unsur sağlıyor. Çünkü biliyoruz ki eğer oraya gidebilirsek, bir ev sahibi avantajına sahip olacağız. Bunu her takım ister, eminim ki CSKA da Final Four’un Rusya’da, Barcelona’da İspanya’da olmasını dilerdi. Biz ise takım olarak adımları tek tek atabilmek ve o seviyeye çıkmak için yapabileceğimizin en iyisini yapmaya çalışmalı ve en iyi şekilde çalışmalıyız.
- Bu salon yakında taraftarlarla beraber adeta yıkılacak. Onlarla beraber olmak için heyecanlı mısın? Videolarını izledin mi?
Gerçekten çok heyecanlıyım. Beni Twitter ve Instagram’da ekleyen herkes bana videoları ve fotoğrafları gösteriyor. Sanırım o atmosferi görene kadar buna inanamayacağım çünkü videolardan izlemek ve görmek kolay ama o atmosferi canlı olarak yaşamak ve o enerjiyi hissetmek bambaşka. Kesinlikle iple çekiyorum!
- Sen ve yeni takım arkadaşın Deon Thompson kolejde birçok kez karşılıklı oynadınız değil mi? Ayrıca ikiniz de California doğumlusunuz ve sen Deon geldiğinde bir “Cali Bağı”ndan bahsetmiştin.
Sanırım bir kez oynadık. Hatırladığım kadarıyla bizi Sweet 16’de saf dışı bırakmışlardı. Ancak daha genç olduğumuz zamanlarda birçok kez beraber oynamıştık. Büyürken aynı takımlardaydık. Bu takımdaki bazı kişilerle karşılıklı oynamışlığımız var. Böyle harika oyunculara sahip olmak önemli. Türk oyuncularla yabancı oyuncular güzel bir birlik oluşturuyor.
- San Antonio Spurs‘te Gregg Popovich’le çalışma şansın oldu. Onun hakkındaki düşüncelerin neler?
Gelmiş geçmiş en iyi koç için oynamak mı? Evet, bu çok harikaydı. Özellikle o takımda olmak harikaydı çünkü bana göre o takım gelmiş geçmiş en iyi takımlardan birisiydi. Son iki sezonun şampiyonu olan Miami Heat‘le oynamak ve onları yeniş şeklimiz benim için takım basketbolunun ve harika bir koça sahip olmanın çok fazla fark yaratabileceği gibi birçok şeyi kanıtladı. Playoff’ların ilk turunda herkese şunu söyledim: “Dallas Mavericks‘in koçu Rick Carlisle harika bir koç.” Bizimle olan seriyi 7 maça taşıyabilen tek takım onlardı. Gregg Popovich ve Rick Carlisle arasında kenarda adeta bir koçluk savaşı vardı. Ben de ilk kez hayatımda koçların gerçekten birbirlerine üstünlük sağlamaya çalıştıklarını gördüm. 2014 Spurs’üyle şampiyon olmak ve Gregg Popovich gibi bir koç için iki yıl çalışmak, benim maçların nasıl kazanılabileceğini ve kazanmak için gereken küçük şeyleri öğrenmemi sağladı. Çünkü Popovich; Tim Duncan, Tony Parker, Manu Ginobili veya benchteki son oyuncu göz etmeksizin herkesten aynı şeyleri bekliyor. Bu yüzden harika bir deneyimdi.
- NBA’e geri dönmeyi düşünüyor musun? Kariyerinin gidişatı hakkında neler düşünüyorsun?
Bence herkes NBA’e gitmeyi ister. Ben zaten orada oynadım ve bir şampiyonluk kazandım. Şimdiki hedefim Euroleague şampiyonluğu kazanmak ve Euroleague’de gidebildiğim yere kadar gidip tecrübe kazanmak. Eğer NBA’den beni isterlerse sanırım giderim ama bazı oyuncular NBA’e gitmek yerine Avrupa’da kalmayı tercih ediyorlar çünkü bunun nedenlerinden birisi para ve bir diğeri de buradaki durumun onlar için kişisel olarak daha iyi olması. Ben NBA’de kalmayı ve bir takım için oynamayı isteseydim kalabilirdim ama bazı maçlarda oynamayıp bazı maçlarda oynamanın ve iyi oynadıktan sonra dahi rotasyon nedeniyle bir sonraki maçta oynamamanın stresi gibi etkenler vardı. Ben de buraya gelerek iyi bir takıma büyük bir etki yaratmayı ve kazanmayı istedim.
Not: Bu röportaj Eurohoops’un özel içeriğidir. Röportajın bir kısmının veya tamamının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.