By Eurohoops Team/ info@eurohoops.net
Hristiyanlığın ilk yıllarından itibaren, Girit Ortodoks Hristiyanlığının beşiği oldu. Bu da adada birçok dini motif olmasına sebep oldu. Kurtuluş dönemindeki bocalamalar da birçok olayda manastır topluluklarında yaşandı.
Dini gelenekler Girit’in her bölgesinde oldukça yoğun ve Giritlilerin günlük yaşamlarında yer alıyor. Girit’in Yunanistan’dan bağımsız olarak kendi ayrı Başpiskoposluğu bulunuyor. Binlerce ibadet yeri ve onlarca manastır, Hristiyanlığın sağlamlaştırılmasında özel bir rol oynadı ve işgalcilere karşı mücadele yeri olarak kullanıldı. Girit, dini ve tarihi açıdan ideal bir mekan.
Pavlus’un Girit’i ziyaret ettiği ve iki yıllığına yeni din hakkında vaaz verdiği dönem olan Hristiyanlığın ilk dönemlerinde, Hristiyanlık geleneği yüzyıllar boyunca gelişti. Sürgün olan monastiklerin kalıntıları, Hristiyanlığın ilk dönemindeki bazilikaların izleri, kavernöz şapeller ve boyalı Bizans kiliseleri, Girit’in her yanında bulunuyor.
Birçok manastır, Giritlilerin özgürlük mücadelesinde çektiği sıkıntılı dönemlerde önemli bir rol oynadı. Dahası, özellikle Venedik döneminde ikonografi çok gelişti. El Greco ve Michael Damascenus da bunun en önemli temsilcileri oldu.