Sakal: James Harden Hayat ve Basketbol Düğümünü Çözerken

2017-03-03T11:30:03+00:00 2017-03-03T12:10:20+00:00.

Bugra Uzar

03/Mar/17 11:30

Eurohoops.net

Houston Rockets’ın Sakal’ı geçtiğimiz sezon bir basketbol enkazının ustabaşıydı. Bu sezon ise modern basketbolun şaheser ekiplerinin komutanı. Büyük değişimin perde arkasını bizzat Harden’dan, Koç D’Antoni’den ve takım arkadaşlarından dinleyin.

by Lee Jenkins (Çeviri: Yılmazcem Özardıç) 

Bu yazı ilk olarak 28 Şubat 2017 tarihinde SI.com’da yayınlanmıştır.

James Harden, Miami şehir merkezindeki Kimpton Epic oteline adımlarını atmak için takım otobüsünden temkinli bir havayla indi. Houston’dan iki saat süren uçuşun ve öncesindeki 20 sayılık Golden State Warriors yenilgisinin sonrasında sersemlemiş gibiydi ve yetmiyormuş gibi bir fotoğrafçı ordusu tarafından karşılanıyordu. Dwight Howard, Patrick Beverley, Trevor Ariza veya Clint Capela’yla ilgilenmiyorlardı. Her kamera Sakal’a sabitlenmişti. Pürüzsüz şıklığıyla dikkat çeken lobide yürürken objektiflerin arasında kayboldu. İçindeki naif meraka engel olamadı: Fotoğrafçılar neden oradaydı? Onu nasıl bulmuşlardı? Takım arkadaşları bu yüksek perdeden manzarayı seyrederken neler düşünüyorlardı? Takımdaki herkesin gözlerinin ona döndüğünü hissetti. Harden otel çıkışlarında fotoğraf çektirmek için sıraya geçen hayranlara alışıktı, her deplasmanda olan şeylerdi bunlar. Ama LeBron James dahi son derece normal bir günde takım otobüsüne geçerken bu kadar paparazziye maruz kalmıyordu. Evet, Hollywood ve spor ünlüleri arasında hala büyük bir fark var. Ama bu büyük farkın geçmişte olduğu kadar büyük olmadığı da bir gerçek.

“Neler oluyor?” diye sordu Harden kendine, “Kimim ben?”

*

2015 sonbaharının ılık bir akşamüstünde, bu soruyu cevaplamak yıldız oyuncu için pek de kolay değildi. 3 yıllık süreçte Oklahoma City’nin 6.adamıyken Houston’ın yıldızına dönüşmüş, takımını Konferans Finalleri’ne taşıyıp MVP oylamasında 2.sırada kalmış, 200 milyon dolarlık bir ayakkabı sponsorluğu anlaşması imzaladığı yazın sonunda aile geleneği olarak NBA oyuncularının ününe ün katan bir reality şov starıyla çıkmaya başlamıştı. “Çok fazla şey yaşadım” diyor Harden, “ve her şey çok çabuk gelişti.”

Yaz sonunda Los Angeles’taki bireysel antrenmanlarının birinde bileğini burkmuş ve bir ritüel haline getirdiği plaj koşularından uzak kalmıştı. Takımın sezon açılışına fazla kilolarıyla geldi. Rockets 4-7 ile başladıktan sonra McHale kovulmuş, yıllardır süregelen Howard-Harden gerginliği, sonunda patlak vermişti. Howard, Harden’dan hızlı hücumda içeri yerleştikten sonra çabuk şekilde post’a pas, Harden ise Howard’dan savunma yerleşemeden perde istiyordu. Aralık’ta New Orleans deplasmanında alınan 2 sayılık mağlubiyetin son hücumunda Howard’dan bir perde bekleyen ama alamayan Harden’ın içeri penetresi sayıya dönüşmemişti. Aynı durum Nisan’da bir daha yaşanıyordu. Sezon ortasında takıma katılan tecrübeli bir isim, soyunma odasının iki kutbu olarak Harden ve Howard’ı görüyordu. “İçeri girdiğiniz zaman” diyor bu isim ve ekliyor, “İki taraftan birini seçmek zorundaydınız.” Pisliği temizlemek ise 36 yaşındaki geçici koç J.B. Bickertsaff’e kalmış, genç koç atmosferi düzeltmek için ne yaptıysa başarısız olmuştu.

Howard’la Harden yumruklaşsalar veya birbirlerine göndermeli tweet’ler atsalar belki her şey daha kolay olurdu. Ama iki yıldız da doğaları gereği yüzleşmelerden çok hoşlanmayan adamlardı. Bu yüzden Harden o dönem sessiz kalıp Toyota Center’dan olabildiğince çabuk çıkmaya çalışıyormuş. Takımdaki en yakın arkadaşı Patrick Beverley’den bile uzaklaşmaya başlamış. “Yani ne bileyim… Herkesten uzak duruyordu” diyor Beverley ve devam ediyor, ”Kaybetmek çok zoruna gitmişti.” Artesia High, Arizona State, OKC veya Houston, gittiği her yerde kazanmıştı Harden. Geçen sezon şut antrenmanlarından sonra salonun karşısındaki Clay Caddesi’ne arabasını park edip eski lise koçu Scott Pera’nın yanına gitmesi, belki de geçirdiği kötü dönemden çıkmak için bir yol arama çabasıydı.

Harden, Howard’ı hiç eleştirmedi, hala da eleştirmiyor. Hiçbir zaman geçen sezonki Ty Lawson, Josh Smith, Michael Beasley gibi saha dışında sorunlu oyuncularla dolu bir kadrodan veya tecrübesiz bir teknik ekiple çalışmaktan şikâyet de etmedi. Etmişse de en azından bunları medyaya karşı dile getirmedi. “Sadece sustu” diyor bir Rockets yöneticisi, “Tek bir kelime dahi etmedi.” Saha içinde Howard’ı, saha dışında Khloe Kardashian’ı eğliyordu. Khloe’nin uzaklaştığı eşi Lamar Odom’laNevada’da bir genel evde fazla uyuşturucudan yarı ölü bir şekilde bulunmasından sonra ilgilenmeye başlamasıyla işler daha da ilginç bir hal aldı. Khloe yaptığı bir canlı yayında Rockets’ın sıkıntılarının kendisinin cinsel hayatıyla alakalı olmadığını reddetmek zorunda dahi kaldı. Tabii kendisi bu sözleri söylerken buradakinden çok daha “açık” ifadeler kullandı.

Yaşanan tüm sıkıntılara rağmen Harden sayı (29.0), asist (7.5), ribaunt (6.1) gibi etkileyici istatistiklerle kariyer rekorları kırıyor ve takımını kısa sürse de bir play-off macerasına taşıyordu. Howard %62’le saha içi isabet istatistiğinde kariyer zirvesindeyken, Beverley de ilk kez yayın gerisinden %40’ı buluyordu. Ariza kendini geliştirmiş, Capela rotasyona girmeyi başarmıştı. Harden omuz silkiyordu. Çünkü eksiklerin ve uyumsuzlukların asla gizlenemediği savunma faciaydı. Üç All-NBA takımına da giremedi. İyi performansına rağmen ligin seçkinleri arasına alınmaması en müthiş süperstarların dahi kendi soyunma odasını kaybedemeyeceğinin en açık özetiydi. Şartlar ne olursa olsun.

Compton’ın biraz dışında derme çatma bir evde büyüyen bir çocuk olarak, ‘hayatımın en kötü yılı’ cümlesiyle tanımladığı sezonun ardından en yakın dört arkadaşını (şu anda Houston’da yaşayan lise arkadaşları) toplayan Harden, yaz planlarını masaya yatırmış. Sporda arkadaş çevresi genelde karşımıza olumsuz hikayelerde çıkar, ancak eğer bu kadar yakın ve iyi dostlarsanız, durum tam tersi de olabilir. “Evinde toplandık ve bazı şeylerin değişmesi gerektiğini James’e söyledik” sözlerini kullanıyor Artesia’dan takım arkadaşı Camilo Valencia ve ekliyor, “Daha basit yaşamalıydı.”

*

Houston’ın merkezinde rüzgarlı bir Sevgililer Günü akşamı. James Harden, Toyota Center’da bir kırmızı kanepede oturmuş, gönül ilişkileri hakkında konuşuyor. “Akşam belki bir film izlerim” diyor Harden ve devam ediyor, “Benim sevgilim annem.” Khloe rotayı Cleveland’a, mücadeleci uzun TristanThompson’a doğru çevirirken, Harden ise Houston’la soğuyan ilişkilerini ısıtıp MVP ödülüne kur yapmaya başladı. Bu sezon oyun kurucu görevini tamamen devralan yıldız guard, maç başına 28.9 sayısının yanına 11.3 asist ekliyor ki bu alanda lig lideri konumunda. Eğer sayı ve asistlerini toplarsak, maç başına takımının sayılarının yarısına direkt etki ediyor. Triple-double anlamında çıtanın bu kadar yükseğe çıktığı bir sezonda dahi sınırları zorlamaya devam eden Harden bu yıl iki kez 50 sayı attığı maçları triple-double’la süsledi. Yeni yıla girdiğimiz günde 53/17/16 yapıp takımının 95 sayısına direkt etki ederek akıllara durgun veren bir performansa imza attı.

“Basketbol dışında hiçbir şeye kafamı takmıyorum” diyor 27 yaşındaki Harden ve ekliyor, “Belki de bundan dolayı bu kadar başarılı oluyorum.” Yıldız oyuncu 2015 Haziran’ında Kanye West’in doğum günü partisinde tanıştığı Kardashian ile sekiz aylık ilişkisini bitirip düzenli, daha sade ve daha az kalabalık bir hayata geçmeye başlayalı bir yıl oluyor. Harden, Khloe sorulunca eski sevgilisinden çok etrafında dolaşan magazin ordusundan şikayet ediyor: “Üstüme toplanan dikkatten pek hoşlanmıyordum” cümlesiyle başlıyor söze ve devam ediyor, “Bence bir manası yoktu. İsmimin ve yüzümün insanlara muhabbet malzemesi olmasından hoşlanmıyor ve anlamıyordum, böyle bir şeye ihtiyacım yoktu. Yani, çok rahatsız oluyordum diyemem ama ben öyle bir adam değilim. Araba sürerken etrafta kendimi görmeme gerek yok. Kime ne? Hangi ayakkabıyı giydiğimden, nerede yemek yediğimden kime ne? Takım arkadaşlarıma kadar tesir eden anlamsız ve gereksiz şeylerdi. Bunlardan kurtulmam lazımdı.”

James Harden, hiçbir zaman şöhret peşinde koşan bir adam olmadı. Evet, son derece dikkat çekici bir sakalı, renkli bir giyim tarzı ve hareketli bir gece yaşamı var. Ancak karakter olarak onunla konuşmaya çalışan herkesin fark edebileceği gibi sessiz birisi. “Bence şöhretinden tadına bir bakmak istedi” diyor Rockets’tan bir kaynak ve devam ediyor, “Ama sonra kapalı kapılar ardında kalmanın daha iyi olduğuna karar verdi.” Genelde yazlarını Los Angeles’ta geçiren Harden bu yazı Phoenix’te, spotlardan uzakta, kolej havası soluyarak geçirmeyi tercih etmiş. “Beni yaşanan her şeyden önce tanıyan insanlarla birlikte olmak istedim” sözlerini kullanıyor çenesindeki sakallarını okşarken.

Harden bu yaz, Arizona State’te ilk yılında tanıştığı eski koçu Rich Wenner ve bir yıl sonra katıldığı LeBron James Yetenek Kampı’ndan tanıdığı Irving Roland’la bir araya geldi ve eski günlerdeki gibi çalışmak istediğini belirtti. Günler geçtikçe, Roland idmanları zorlaştırsa da yıldız guard’dan tek kelime şikayet duymadı. “Bu yaz idman yapan adam, 18 yaşındaki James Harden’dı” sözleriyle açıklıyor durumu ve devam ediyor, “İhtişam yok, yapmacık bir şey yok, sadece gerçek James.”

Haziran başında Rockets CEO’su Tad Brown’ı arayan James Harden, Olimpiyatlar için ABD milli takımından affını isteyeceğini söyledi. Bu karar, her fırsatta milli takım anılarını anlatan bir adam için kolay verilen bir karar olmamıştı. “Kendimi mental ve fiziksel olarak toparlamam ve yeni sezona tam anlamıyla konsantre olmam gerekiyordu” sözleriyle açıklıyor durumu Sakal. Draft gecesi 2.tura kadar seçim hakkına sahip olmamalarına rağmen Rockets’ın kararları aldığı odada bulundu Harden. Atlanta’ya yapılan serbest oyuncu harekatında Kent Bazemore ve Al Horford’la görüştü. Eski dost Kevin Durant’le Scottsdale’de birkaç gün takıldı. Ancak hiçbirinde yıldız oyuncuları Houston’a gelmeye razı edemedi.

Gidenler Howard, Lawson, Beasley ve Smith, gelenler ise keskin şutörler Ryan Anderson (Harden’ın 2013’ten beri Anderson’ı ikili oyun partneri olarak hayal ettiğini hatırlatalım) ve Eric Gordon oldu. Sakal, takımını Yaz Ligi’ni izlemek için topladıktan sonra Miami’de Drake ve Future konserlerine götürdü. “Bu ligde bazen çocuklar kendi bildiklerini okurlar.” diyor Harden, “Takım arkadaşlarıyla iletişimi kaybetmek çok kolaydır. Geçen sezon yaşananların yaşanmaması için takımı bir arada tutmak da lider olarak benim görevim.”

Liderlik yapmak, Harden için çok kolay bir şey değil. Atlanta’lı motivasyon konuşmacısı Tim Elmore’u her fırsatta izlemesinin nedeni de bu. Yıldız oyuncu durumu “Herkese karşı açık olmalıyım. Onlardan üstün olamam. Onlarla birlikte olduğumu hissettirmem gerek” sözleriyle açıklıyor. Sakal, antrenmanı Capela’yla oynadıkları ikili oyunun açısını kontrol edebilmek için durduruyor, deplasmanda beraber akşam yemeği yemek için genç uzun Montrezl Harrell’ı arıyor, araya zaman sokmadan, her gün Beverley’le görüşmeyi ihmal etmiyor. ”San Antonio’yu San Antonio yapan şey ne biliyor musun?” diye soruyor Beverley, “Yetenekliler, ama bu ligde herkes yetenekli. Onları herkesten ayıran ise yaşama biçimleri. James ve ben çocukken çok varlıklı değildik, basketbol para kazanmak için tek şansımızdı. Şimdi parası, arabaları ve şöhreti var. Hepsini gördü ve yaşadı. Artık kafasındaki tek şey kazanmak.”

Harden bu yaz, iki yıl sonra bitecek kontratını dört yıl 118 milyon dolar karşılığında uzattı. Kasım’da Adidas’la sponsorluk anlaşmasının bir parçası olan kendi adına ayakkabısı satışa sunuldu. Liseden kalan son arkadaşı da evinden ayrıldı. Onun gibi şöhretli biri için hayatı basit yaşıyor artık ve Houston tek süper yıldızla 60 maçta 42 galibiyet almış şekilde ligi istediği yerde götürüyor. Harden her ne kadar kendinin değiştiğini iddia etse de, asıl değişenin etrafındaki çevre olduğu çok açık biçimde ortada.

“Ligdeki takımların yüzde doksanında yönetim, teknik ekip ve oyuncu kadrosu arasında bir bağ olmadığını düşünüyorum” diyerek başlıyor sözüne bir NBA koçu, “Geçtiğimiz sezonki Houston’a bakarken çok net biçimde s—tıklarını görebiliyordunuz. Bu sezon ise herkes birlikte hareket ediyor. James Harden, steroid almış bir Steve Nash’e dönüştü.”

Steve Nash, dört yıl koçluğu altında oynadığı Mike D’Antoni’yle birlikte iki MVP, 3 asist krallığı ve sezon başına ortalama 58 maç kazandı. Suns şu anda basketbolun üstüne tanımlandığı ikili oyunun bol olduğu tempo ve alan paylaşımı basketbolunu uygulayan ilk takımdı ve bu sistem, takıma normal sezonda başarıyı getirmişti. Ancak üst üste gelen play-off hüsranlarının sonuncusu olan 2007 Spurs serisinin ardından Mike D’Antoni, basketbol felsefesini sorgulamaya başladı. “Belirli bir çıtayı atlayamadığınız zaman bazı şeyleri sorgulamaya başlıyorsunuz. Oyuncular sorguladı, ben de ve bir noktada geri adım attım” diyor D’Antoni. “Belki de ben yanılıyorum” diye düşündü koç. 2008’de gelen Shaq hamlesi de bazı şeyleri açıklıyor.

Tabii ki, Shaq-Amar’e ikilisini beraber kullanmak D’Antoni’nin yapabileceği bir iş değildi nitekim takastan birkaç ay sonra D’Antoni kendini yeniden yapılanmada olan New York’da bulacak, eski felsefesine yeniden dönecekti. Melo takıma katıldığında ondan bir 4 numara yaratmak isteyen D’Antoni’nin planları, yıldız forvetin bunu kabul etmemesiyle suya düştü. Dört yıl sonra ise Lakers’ın başında Gasol ve Howard gibi ona kalsa tek pivot oynatacağı iki uzunla oynamak zorunda kaldı ve başarısız oldu. Shaq ve Amare’yi yeniden yaşadı adeta. “İşlerin yürümeyeceği baştan belliyi” diyor D’Antoni. 2014 yazı eşiyle birlikte Batı Virgina’ya taşınıp The Greenbrier’da Jerry West’e komşu olacağı evi satın aldığında, emeklilik günleri de başlamıştı.

D’Antoni Warriors olmasa muhtemelen şu anda sıkıntıdan kafayı yiyen bir adam olacağını söylüyor. 2014 sonbaharında her basketbol delisi gibi LeaguePass’ten her maçı izleyen başarılı koç, Steph Curry’yi izlerken zevkten dört köşe olduğunu anlatıyor. Warriors koçu Steve Kerr, D’Antoni’nin Suns döneminde takımın Genel Menajeri, asistan koçu Alvin Gentry de baş asistanı görevindeydi. Dubs’ın teknik ekibi ve kadrosundan bazı isimler, D’Antoni’nin Suns günlerinde yanında oturuyorlardı. Warriors her ne kadar birebir dönemin Phoenix’i kopyası olmasa da, (örneğin çok daha az ikili oyun oynuyorlar) küçük, şutörlerle doldurulmuş beşler ve tempo Nash zamanı Suns’ına çok benziyordu. D’Antoni o dönem Alvin Gentry’yle telefonla iletişimi hiç kesmezken, Steve Kerr’le de birkaç kere görüşme imkanı bulmuş. İleride çalışabileceği takımları da izleyip Draymond Green’in bir kopyasını nasıl yaratabileceği konusunda çalışmalar yapmış. D’Antoni, Warriors ‘önceliği şut olan takım’ tanımlamasıyla ilk kez şampiyon olduğunda, çok mutlu olduğunu söylüyor. “Tamamdır, inandığım basketbol felsefesi şampiyon olabiliyormuş” demiş koç kendi kendine, “Aptal veya çılgın değildim. Doğru anlayış ve doğru oyunculara ihtiyacınız var, eğer bunlar birleşirse şampiyon olunabilir.”

2015 kışında MIT Sloan Spor Analitiği Konferansı’nda bir konuşma yaptıktan sonra dinleyiciler tarafından soru yağmuruna tutulan D’Antoni, turnike ve üçlük dışında şut kullanmak istemeyen basketbol ‘inek’lerini çok sevmiş. “Onları sevdim çünkü benim parkede uygulamak istediğim sistemi kağıda döküyorlardı” diyen D’Antoni’yi dinleyenler arasındaki basketbol ‘inek’lerinden birisi de, Rockets GM’i ve Sloan Konferansı kurucularından Daryl Morey’di. Bir yıl sonra D’Antoni konferansın yine yıldızı olurken, Houston Rockets parkede rezil olmakla meşguldü. Kızgındı Morey. Yeni koç arayışları başladığında, Rox’ın adaylarından bazıları savunma temelli baş antrenörler iken aynı şekilde teknik ekip için hedefte bu mentaliteye hizmet eden yardımcı koçlar bulunuyordu. Yönetimin amacı güçlü yönlerini maksimize etmekten çok, zayıf yönlerini minimuma indirmekti.

Ama şunu kabul etmek lazım ki Harden (Curry ve Nash gibi) asla rakibini hücum ettiğine pişman eden bir savunmacı olmayacak. Ama 1.95’lik boyu ve güçlü fiziğiyle, hem basketbol topuyla bir sihirbaz hem de bir dev. Bu yetenek ve fizik birleşimi, yıldız oyuncuyu uzunların üzerinden teması alıp zor turnikeler bırakıp karşısında bir kısa gördüğünde geriye çekilip üçlüğünü kullanabilen bir basketbolcuya dönüştürüyor. Eğer D’Antoni ve Morey’in bir bebeği olsaydı, muhtemelen beşikte büyük bir başarıyla ikili oyun oynayan James Harden olurdu. D’Antoni ve Morey ikilisi basketbol analitiği adına adeta nirvanayı oluştururken bunda 1990’ların başından beri şut atabilen 4 numaralarla oynayan takımın sahibi Leslie Alexander’ın hakkını da vermek lazım. Alexander, D’Antoni’yle görüşüp onu takımın başına getirdiğinde, Rockets yönetiminin geçtiğimiz sezondan sonra dersini almayıp savunmayı ihmale etmeye devam ettiği için sert eleştiriler alacağını biliyordu. Koç arayışlarının sonuna gelindiğinde “Elimizde Secretariat (çok başarılı bir yarış atı) var, ona filika demiri bağlamamızın bir manası yok” diyen Morey, kararı çoktan vermişti, “Hadi bahsi iki katına çıkaralım.”

D’Antoni ve Harden, Toyota Center’da ilk kez buluştuklarında Steve Nash’in bir videosunu izlemişler. Harden’a Nash’in yaptıklarını yapabileceğini söyleyen D’Antoni, süper yıldızını 2 numaradan oyun kurucuya çekmek istiyormuş. Yıllarca yıldızları pozisyon değiştirmeye ikna edemeyen başarılı koç, sonunda Harden’la anlaşmışa benziyordu. “İşte şimdi” diye düşünmüş D’Antoni, “Şimdi süper yıldızımı bir şeylere ikna etmeyle uğraşmak yerine rahatça koçluk yapabilirim.” Belki başka bir yıl bu daha zor olabilirdi. Ancak tüm NBA’in D’Antoni’nin fikirlerini doğru olarak kabul etmeye başladığı dönemde, Sakal’ı ikna etmek çok da zor olmamış. D’Antoni’nin Harden’a ihtiyacı kadar, Harden’ın da D’Antoni’ye ihtiyaç duyduğunu söylemeden geçmek olmaz.  Koç kariyerini yeniden canlandırmak, süper yıldız da her şeyi geride bırakıp düzene koymak peşindeydi ki Harden’ın oyun kurucu pozisyonuna geçmesi, iki taraf için de hedefler doğrultusunda atılan büyük bir adım oldu. Artık Rockets onun takımı, top onun topu, tüm kararlar onun kararıydı. Her top ve her maçta. Rockets için gri yoktu. Onlar artık sansürsüz ve tartışmasız biçimde “James Harden Yapımı” bir takımlar.

“Bu” diyor Harden, “sanırım en başından beri yapmam gereken şeydi.”

*

James Harden hücumu kafasında şekillendirirken, elleriyle yüzünün etrafında bir çerçeve yaratıp sanki hayali televizyonundan maçı dikkatle izliyormuş gibi gözüküyor. “Clint tepede perdeye geliyor, beni savunan kısa arkamda kaldı” diye başlıyor söze Harden ve devam ediyor, “Karşımda şimdi bir uzun var, ben de onun üstüne gidip kimin boşa çıkacağına bakıyorum. İlk opsiyonum Clint’e bir alley-oop pası, eğer alley-oop’u engellemek için zayıf taraftaki rakip forvet potaya doğru yardıma gelmişse, ikinci seçeneğim zayıf köşede üçlük için bomboş bekleyen takım arkadaşım. Eğer kimse bir şutörü boş bırakmıyorsa, 3.hedefime geçip rakip uzunun üstüne giderek turnike bırakıyorum. Hepsi bir saniye içinde gerçekleşiyor. Evet çok hızlı gerçekleşiyormuş gibi gelebilir ama top elimdeyken, her şey çok yavaş gelişiyor gibi hissediyorum.”

Rockets hızlı tempo basketbolu oynasa da D’Antoni’nin Suns günlerindeki ‘7 saniye ya da daha az’ felsefesini benimsemiyorlar. Harden küçükken o dönemki koçlarının hücum süresi bitmeden elinden topu çıkarıp çıkarmayacağına dair endişeleri olmasına neden olacak kadar hamlesine başlamadan önce topu tutuyormuş. Ancak şut saati çok nadir ötermiş, zaten bir süre sonra koçları da onun süreyi kontrol etmekteki doğal yeteneğinin farkına varmışlar. Üzerinden yıllar geçse de bazı şeyler hiç değişmiyor. Şu anda dahi, top tepede eline geldiğinde Sakal’ın aklında sorular beliriyor. Yardım savunmacısı nerede? Ariza en son ne zaman şut attı? Beverley’in son basketi ne zaman olmuştu? Şu anda kendilerini nasıl hissediyorlar?

“Kafası inanılmaz bir şekilde çalışıyor” diyor koç D’Antoni ve ekliyor, “Kimin neden mutlu veya mutsuz olduğunun farkına çabucak varabiliyor.” Harden hiçbir zaman hırslı bir motivasyon konuşmasıyla soyunma odasını birleştiremeyecek, ama oyun kurucu olarak takım arkadaşlarının saha içindeki sorumluluklarını kontrol ederek takımın duygularını daha pragmatik bir yolla etkileyebilir gibi gözüküyor. Koçuna göre Sakal’ın top kaybında NBA lideri olmasının en önemli nedenlerinden biri uzun zamandır şut kullanmayan takım arkadaşlarına pas vermeye çalışması. Bir diğer neden ise tabii ki topu neredeyse her saniye elinde tutması. D’Antoni Rockets’ın başına geçtiğinde Harden gibi Suns günlerinde top kaybı sayısı fazla olan Steve Nash’i Sakal’a yardımcı olması için teknik ekibine dahil etmek istemişse de, efsanevi oyun kurucu da D’Antoni’nin birçok eski çalışma arkadaşı gibi Warriors’ta görev yaptığı için bu istek gerçekleşmemiş.

Bu sezonun hikayesi iki acayip takım (Cavs ve Warriors) ile iki acayip oyuncu (James Harden ve Russell Westbrook) üstüne kurulmuş durumda. Tabii ki Rockets da dört süper yıldızı bir araya getirmek isterdi ancak şartlar mümkün olmadığı için şu andaki gibi bir süper yıldız üstüne tamamlayıcı rol oyuncuları formülünün faydalarını da yaşayarak gördüler. Bu şekilde her şey daha net. Takımdaki hiyerarşi belli. Roller herkes tarafından anlaşılmış durumda. Diğer dört ilk beş oyuncusu 12 sayı barajında kalacak kadar şut kullanmaktan şikayet etmiyorlar. New Orleans’taki kötü geçen son birkaç yıldan farklı olarak üçlük çizgisinin gerisinden rahatça şut kullanma izni alan Ryan Anderson ve Eric Gordon, Harden’a daha fazla alan açarak süper yıldızın potaya gitmesini kolaylaştırıyorlar. Uzun süre boyunca takıma yetenek doldurmanın kimyadan daha önemli olduğunu savunan Morey sonunda tersi düşünceye yöneldi. Rockets’ın yetenek havuzu olarak elit bir kadrosu belki yok, ama elit bir uyuma sahip oldukları kesin.

Houston, Warriors’a karşı oynadığı iki maçtan birisini kazanmayı başardı ama mayıs ayı geldiğinde olası bir seriden galip çıkmak istiyorlarsa, bunu yapmak için iki hafta boyunca belki de denedikleri her şutu sokmaları gerektiğinin farkındalar. Rockets şu anda üçlük atış ve isabeti konusunda lig lideri durumda ve koç isabet oranının her geçen gün artacağını düşünüyor. “Geçtiğimiz günlerde Nuggets 24 üçlük isabeti buldu” sözleriyle başlıyor konuşmaya D’Antoni, “Basketbolun gittiği yer bu. Bundan beş yıl sonra bir maçta 24 üçlük kimseye acayip gözükmeyecek. Takımlar 50’de, belki 40’ta 25 üçlük atacaklar. Genç basketbolcular henüz çocukken şut idmanlarına başlayacaklar ve ortalama isabetler artarak devam edecek.”

Rockets’ın gerçekten bir şampiyonluk adayı olup olmadığı sorulduğunda D’Antoni, “Şampiyon olabileceğimize inanıyoruz. Ama şu an hayal görüyor da olabiliriz, bilemiyorum” diyor. James Harden ise her zaman her şeyi yapabilecek bir adam. Top elindeyken tepede bir perde aldığında neler yapacağını bilmenin imkansız olduğu bir büyücü adeta. İkili oyunlar NBA’de en çok kullanılan hücum biçimi ve Houston’ın verilerine göre son 15 yılda Harden’dan iyi ikili oyun oynayan bir oyuncu yok (bu istatistik 15 yıldır tutuluyor). “LeBron James’ten sonra ligimizin en zeki ikinci oyuncusu James Harden” sözlerini kullanıyor Sakal hakkında bir rakip takım koçu.

Şubat ayındaki bir Miami maçı öncesinde Heat teknik ekibi Harden’ı yavaşlatmak için neler yapabileceklerini tartışıyorlardı. İkili oyunda perde geldikten sonra uzunu tepeye çıkarıp ikili sıkıştırma yapmak veya uzunu aşağıda bekletip perdeden sonra şuta zorlamak gibi iki strateji geliştirmişlerdi. Heat koçlarının 2012 Finalleri’nde 6.adam olsa da takımın asıl yaratıcısı olduğu için Durant ve Westbrook’tan önce Harden’a önlem almaları, onları Sakal’a karşı tecrübeli kılıyordu. Maçtan önce bir Heat koçu gülerek “Ne yaparsak yapalım muhtemelen 40 sayı falan atıp trible double yapar” diyordu. Harden 38 sayı atıp triple double yaptı.

Popüler kültürümüzde performans artışıyla birlikte şöhret de normal olarak artar ki Harden buna alışkın. Ancak bu sezon parkede hayatının en iyi basketbolunu oynayan süper yıldız, saha dışında ise belki de sakallandıktan sonra kendini hiç bu kadar toplumdan biri olarak hissetmemişti. Harden herkesin onu tanıdığını biliyor. Bu da sergilediği performans nedeniyle çok normal. Sakal için bunun güzel tarafı ise eskiye oranla şimdiki şöhretinin hiçbir şey olması. Havalimanında uçaktan indikten sonra kendine sağa sola rahatça bakacak fırsatı oluyor.

“Her tarafta fotoğrafımı görmeyeceğimi biliyorum” diyor Harden ve son kez ekliyor, “ve bu beni mutlu ediyor.