by Grant Hughes / Çeviri: Yılmazcem Özardıç
Bu yazı ilk olarak 13 Haziran 2017 tarihinde B/R Mag’de yayınlanmıştır.
2017 NBA Finalleri’nin sona erdi ve Cleveland ile Golden State, oynadıkları seriyle birlikte playoff’lara katılan 14 takım daha olduğunu bize adeta unutturdu.
Bu yazıda o unutulan takımların unutulan yıldızlarını anımsayacağız ancak aynı zamanda Finaller’e katılan takımlar da yazıda yer alacak.
Hatta bu yazı Finaller ağırlıklı olacak.
Olmak zorunda.
Takımlarını üst seviyelere, hatta en üst aşamaya taşıyan oyuncular, taşıyamayanlardan daha fazla farkındalığı hak ediyor. Sadece üst rauntlara ilerlemek daha çok katkı verdiklerine anlamına geldiği için değil, aynı şekilde playoff’larda maçlar gittikçe daha fazla önem taşıdığı için.
Normal sezon ödüllerinin kötü takımlardaki oyunculara gitmemesinin sebebi de bu. Mantık aynı şekilde işliyor. Kazanmak önemli.
Playoff’ların MVP’si: LeBron James
LeBron James, Final serisinde triple-double ortalamaları yakaladı (33.6 sayı 12 ribaunt 10 asist) tüm playoff’lar boyunca sadece bir maçta %45’in altında saha içi isabeti ile oynadı, playoff’ları da 32.8 sayı, 9.1 ribaunt, 7.8 asist %56.5 saha içi isabet ortalamaları ile kapadı.
LeBron kendi jenerasyonunun en iyi oyuncusu ve kariyerinin en iyi basketbolunu oynadığı şu günlerde söyleyebiliriz ki muhtemelen tarihin de en iyisi.
James, Warriors’a karşı seride kenarda bulunduğu takımı 100 pozisyon başına 37.4 sayı fark yedi. Final serisine gelmeden önce toplam bir maç kaybeden Cavs, LeBron parkede değilken 100 pozisyon başına 6.2 sayı fark yemişti.
Belki şampiyonluğa ulaşamadı ancak aynı iki yıl önce olduğu gibi bunun pek de bir önemi yok. Eğer LeBron’un bu playoff’larda parkede bulunan en iyi oyuncu olmadığını düşünüyorsanız, başka bir şey izlemelisiniz.
James elinden gelen her şeyi yaptı (büyük ihtimalle herhangi bir basketbolcunun yapabileceğinin çok daha fazlasını) ve performansı tarihin en iyi takımlarından biri dışında diğer rakiplerinin tamamını ezip geçmeye yetti.
Mansiyon Ödülü: Kevin Durant ve Stephen Curry
KD Final serisinin her maçında en az 30 sayı buldu ve seriyi 35.2 sayı, 8.4 ribaunt, 5.4 asist ortalamaları ile kapattı. Daha önceki serilerde Portland’a karşı 21 sayı, Rockets’a karşı 24.5 sayı, Spurs’e karşı 28 sayı ortalamaları ile oynamıştı.
Turlar ilerleyip maçlar zorlaştıkça daha fazla skor bulmaya devam etti.
Şu günlerde Finaller MVP’si ödülü şampiyon olan takımdan bir oyuncuya gidiyor bu yüzden KD kolay bir seçim oldu.
Curry, 28.1 sayı, 6.7 asist, 6.2 ribaunt, %48.4 saha içi, %41.9 üçlük isabeti ortalamaları ile kapattığı playoff ile, geçen yıl gösterdiği performansın ilk turda yaşadığı diz sakatlığından kaynaklandığını kanıtladı.
Hem Final serisinin hem de tüm playoff’ların en iyi üçüncü oyuncusuydu.
Playoff’ların En İyi Savunmacısı: Draymond Green
Warriors, playoff’ların en iyi savunma takımıydı ve Draymond bu savunmanın temel direğiydi.
Draymond parkedeyken Golden State’in savunma reytingi 97.2, değilken 113.9 idi. Biraz daha açık anlatmak gerekirse, Draymond Green’in varlığı normal sezonun en kötü savunma takımıyla en iyi savunma takımı arasındaki farkı tek başına kapatabiliyordu.
Azmi, anormal derecede hücumun neler yapacağını tahmin etme yeteneği, çok yönlülüğü ve geçtiğimiz yıla göre çok daha az aldığı teknik faullerle Green, Warriors için akıl almaz derecede önemli bir oyuncuydu.
17 maçta iki kez 20 sayı üstü atan Green olmasa Warriors bu yıl hiçbir şey kazanamazdı.