Çeviri: Anıl Can Sedef
Bu yazı ilk olarak 3 Temmuz 2017 tarihinde FIBA.com’da imzasız olarak yayınlanmıştır.
Ömer Faruk Yurtseven’i bir 2017 FIBA U20 Avrupa Şampiyonası maçında kenarda derin derin düşünürken yakalarsanız bilin ki rakiplerini sahada nasıl mat edeceğini düşünüyordur.
Fakat gerçek bir satranç mücadelesinde onları nasıl şah mat edeceğini düşünüyor olması da hayli mümkün.
Ömer Faruk 2017 NBA Draft’ı öncesinde neslinin en önemli uzunlarından biri olarak görülse de diğer yandan oldukça hevesli ve becerikli bir satranç oyuncusu:
“Hiç özel olarak satranç maçlarına çalışmadım ama tuzak oyunlarını çok izledim. Rakibiniz bir taşınızı kaptığını sanıyor ama o sırada oynadığınız daha büyük oyunu görmüyor. Çünkü tamamen o taşa odaklı.”
“Bazen sadece o taşın peşinde koşmak ona bir şah mata mal oluyor. Böyle anlar hep beni etkilemiştir.”
Parkelerde 2.13’lük kule gibi boyuyla bütün diğer “taşlara” yukarıdan bakan Ömer Faruk her şeyin fizikle ilgili olmadığının farkında: “Profesyonel olarak satranç oynamadım ama kendimi zihinsel olarak geliştirmeme yardımı oluyor.”
Çocukluğunda tenis, voleybol ve yüzmeyle uğraşan Ömer’in çocukluğundaki bir diğer merakı da satrançmış.
“Çok satranç oynadım ve hala da oynuyorum. Ailemdeki kimse profesyonel sporcu değildi. Ama evde oynadığımız satranç maçları hayli ciddi geçerdi.”
Ömer’in basketbol hikayesi ise 8 yaşında başlamış ama 12 yaşına kadar “ciddileşmemiş.”
Çocukluğunda Taşkent, Özbekistan’dayken takip edip örnek aldığı oyuncular sorulduğunda daha da şaşırtıcı bir cevap veriyor:
“Çocukken pek basketbol izlediğimi söyleyemem. Ama babamın 2007 NBA Finalleri için beni sabahın üçünde, dördünde uyandırdığını hatırlıyorum. Finalde San Antonio Spurs vardı.”
“Tim Duncan’ın yapıştırmalarını da biriktiriyordum. Herhalde çocukken onu izlemekten keyif aldığımı söyleyebilirim.”
Peki Ömer Faruk’un en sevdiği satranç oyuncusu kim?
“Magnus Carlsen.” Norveçli satranç yıldızı 13 yıl, 148 günlükken grandmaster unvanını almasından bu yana 2013’ten beri dünya şampiyonu unvanının sahibi. Ayrıca satranç tarihinin en genç 1 numarası olma özelliğini taşıyor.
Ömer de bu özelliklerini vurguluyor: “Muhtemelen böylesine gençken başardığı onca şey sebebiyle.”