by Joseph Fafinski / Çeviri: Mehmet Bahadır Akgün (@mbakgun)
Bu yazı ilk olarak 10 Mayıs 2011 tarihinde BR tarafından paylaşılmıştır.
NBA’den bugüne değin kıymeti bilinmemiş, gözden kaçırılmış bir dolu oyuncu geldi geçti.
Her ne olursa olsun, bu oyuncular takımlarında yardımcı rol üstlenen bir parça ya da takımlarının maçın sonlarında ihtiyaç duyduğu bir isim olabilir.
Böylesi bir araştırma hayli teferruatlı olduğundan, farklı görüşlerin de yer alabileceğini belirtmek isterim.
Daha fazla lakırdı etmeden listemize geçelim.
Bugün NBA’de değeri bilinmemiş oyuncular listesinde 50-41 arası sıralamayı inceliyoruz.
50. Antwan Jamison
Antwan Jamison benim için hep değeri bilinmemiş bir oyuncu olarak kalacak. Bunun da en büyük nedeni 2000’lerde tüm oyuncular arasında en çok sayı atan dokuzuncu oyuncu olması.
Eminim birçoğunuz bunu bilmiyordunuz bile.
Onlarca yıl NBA’de hüküm süren Ray Allen, Shawn Marion, Shaquille O’Neal ve Pau Gasol gibi isimlerin üzerinde bu anlamda.
En iyi zamanlarında bile 2,05’lik 34 yaşındaki yıldızın ligdeki en iyi skorerler arasında anılmamış olması hayli gülünç.
49. Doug Christie
Doug Christie Sacramento Kings savunmasının kalbi ve ruhuydu.
En ihtişamlı günlerinde Kings Batı’da üst düzey bir takım olarak görülürdü ve Christie de bunun sebeplerindendi.
Bununla birlikte, Mike Bibby, Peja Stojakovic ve Chris Webber gibi yıldızların gölgesinde kalmıştı Doug Christie. Ama kendisini savunmasıyla büyüten adamı rahatsız etmiyor gibiydi bu durum. Dört kez yılın savunma takımına seçilmişti ve bunu uzmanlık alanı hâline getirmişti oynadığı günlerde.
Pepperdine mezunu Christie, 827 maçlık kariyerinde 11,2 sayı, 4,1 ribaund ve 3,6 asist ortalamaları tutturdu. Hepsinden öte inanılmaz biçimde maç başına 1,9 top çalma istatistiği yakaladı.
48. Clyde Drexler
Clyde Drexler NBA tarihindeki en iyi şutör guardlardan biri olarak bilinse de bu durum oynadığı günlerde değerinin bilindiği anlamına gelmiyor kesinlikle.
Bu listedeki önemli birkaç oyuncu gibi Drexler’in kariyeri de Michael Jordan’ın kariyerinin gölgesinde kaldı.
Tam 10 kez All-Star seçilen Clyde Drexler, bugünün süper yıldızı LeBron James’in sezon istatistiklerine benzer istatistikler tutturduğu da oldu. 1991-1992’de 26,3 sayı, 7,4 ribaund ve 7,0 asist ortalamaları tutturan Drexler gibi; LeBron James de 2010-2011’de 26,7 sayı, 7,5 ribaund ve 7,0 asist ortalamaları yakalamıştı.
Kariyerinde daha fazla itibarı kesinlikle hak ediyordu ve büyük oranda değerinin bilinmemiş olmasının sebebi de tam olarak bu.
47. Lou Hudson
“Sevgili” Lou Hudson, 1966 Draftı’nda Minnesota Üniversitesi’nde okuyorken dördüncü sıradan seçilmiş ve sonrasında da ligde 13 sezonluk başarılı bir kariyer geçirmişti.
Oldukça yumuşak ve çok etkili bir dripling üzeri şutu vardı ve bu şut ona altı kez All-Star olma onurunu kazandırmıştı. 1,95’lik Hudson kariyerine toplamda 17.940 sayı sığdırdı.
23 numaralı forması Atlanta Hawks tarafından emekli edildi.
Yine de bunu okumadan önce kim olduğunu bile bilmediğinize eminim.
46. Marques Johnson
1977 draftında Milwaukee Bucks tarafından üçüncü sıradan seçilen Marques Johnson’ın en iyi yılları da NBA’de sırtına geçirdiği ilk forma ile geçti.
Bucks ile çıktığı toplam 524 maçta 21 sayı, yediden fazla ribaund ve yaklaşık dört asist ortalamaları tutturdu. Beş kez de All-Star seçildi Johnson.
Peki nasıl oluyor da böylesi büyük bir kısa forvet olarak tanınmıyor? 1983 playofflarında basınla takımdaki rolünü tartıştığı günlerde “oyun kurucu forvet” terimini icat etti. Johnson o yıl playofflarda başka bir dünyadan gelen bir oyun kurucu gibiydi. Fakat takımdaki sakatlıklar diğer oyuncuları devredışı bırakmış ve Johnson’ın daha büyük bir rol üstlenmesi gerekmişti.
Sonuç olarak Johnson kısa forvet pozisyonunu devrim niteliğinde değiştiren adamdı ve bu sebeple bile daha fazla tanınmayı hak ediyor.
45. Chauncey Billups
Nasıl oldu da 2006 yılında 29 yaşına gelene kadar Billups All-Star olamadı hâlâ anlamış değilim.
Bu adam dolu geçen kariyeri boyunca sahanın iki tarafında da rüşdünü ispatladı ve özgeçmişi, her şey konuşulduğunda Hall of Fame’e girmesi için yeterli olacaktır.
Ligde geçen 14 sezonda 15,5 sayı, 5,6 asist ve 3 ribaund ortalamaları yakalayıp üç sayı çizgisinin gerisinden %39, serbest atış çizgisinin gerisinden ise inanılmaz biçimde %89 isabet oranları buldu.
2004’te Pistons‘ın şampiyonluğuna katkı verdi ve o şampiyonlukta Final MVP’si seçildi.
Üç kez yılın takımına seçilmiş olmasını da ekleyince Springfield’ın en iyiler listesine girmek için büyük bir şansı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
44. Kevin McHale
Kevin McHale kariyeri boyunca büyük Larry Bird’ün gölgesinde oynadı, aslında bu sebeple kariyer ortalamaları gerçek oyununu yansıtmıyor.
Celtic forması giydiği dönemde çivi gibi sağlam bir oyuncuydu McHale, özellikle de 1987 playofflarında kırık ayakla oynamıştı.
McHale ve Bird 1980’lerde üç şampiyonluk kazanan Celtic’inin katalizör faktörleriydi. McHale’ın uğruna ölünecek post-up oyunları; Bird’ün de kendisini tarihin en iyi beş oyuncusundan biri yapan oyun yapısı vardı.
McHale en iyi sezonunda maç başına 26 sayı ve 10 ribaund ortalamaları tutturmuştu. Tüm kariyerinde ise 17+ sayı ve + ribaund ortalamaları ile oynadı McHale. En inanılmazı da tüm kariyeri boyunca %55 saha içi isabet kaydetmiş olması.
43. Shane Battier
Shane Battier ligde bulunduğu süreçte inanılmaz bir savunma oyuncusuydu. Her defasında; LeBron James’i, Kevin Durant’i ve Kobe Bryant’ı savunması istenirdi, o da gözünü kırpmadan görevini yerine getirirdi.
Yalnızca iki kez yılın savunma takımına seçilmiş olması bu adamın hakkını kesinlikle vermiyor.
Eski bir Duke’lu olan Battier yalnızca iyi bir savunmacı değil, oldukça iyi de bir şutör. Özellikle üç sayı çizgisinin gerisinden iyi performans sergileyen Battier, %38,5 ile üçlük atıyordu.
32 yaşındaki Battier aynı zamanda geçmişteki ve bugünkü takım arkadaşlarına göre soyunma odası için büyük bir neşe kaynağı.
42. Maurice Cheeks
Maurice “Mo” Cheeks, NBA’de baş antrenör olmadan önce 1980’lerde Philadelphia forması giyiyordu ve o dönemde ligdeki en iyi saha içi liderlerden biriydi.
Kariyeri boyunca takım oyuncusu olmak konusunda örnek bir oyuncuydu ve tipik bir oyun kurucu tarzına sahipti. Şut atabiliyor, pas verebiliyor, top çalabiliyor ve savunma yapabiliyordu. Yaklaşık %53 ile şut attı ve 12,2 sayı ortalaması tutturdu. Ayrıca yine maç başına 7,3 asist ve 2,3 de top çalma istatistiklerine sahipti.
Çizgi gerisinde yaptığı savunma onun dört kez yılın savunma takımına seçilmesini sağladı.
Philadelphia ile kazandığı şampiyonluktan sonra 10 numaralı forması emekli edildi.
Tam olarak neden değeri bilinmiyordu sahi?
41. Michael Cooper
Michael Cooper 1980’ler Lakers‘ının en önemli dört figüründen biriydi.
Kareem Abdul-Jabbar, Magic Johnson ve James Worthy’nin ardında oynamış ve genelde rakipleri tarafından gözden kaçırılmış, unutulmuştu. Varlığını fark etmediler demiyorum ama Larry Bird bir keresinde karşılaştığı en iyi savunmacının Michael Cooper olduğunu söylemişti.
Hücumda özel hiçbir numarası yoktu ve buna rağmen “Cooooop” tezahüratları 1,95’lik guard topa ne zaman dokunsa yankılanırdı. O adını savunmada duyurmuştu, sekiz kez yılın savunma takımına seçilmesi de bundandı zaten.
Dediğim gibi asıl tanınırlığı savunmadaki korkutucu yeteneklerinden geliyordu ama buna rağmen 13 yıllık kariyerini 8,9 sayı, 4,2 ribaund, 3,2 asist ve 1,2 top çalma ortalamalarıyla bitirdi. Beş de şampiyonlukta payı vardı Cooper’ın.