by Danny Chau / Çeviri:Yılmazcem Özardıç
Bu yazı ilk olarak 1 Haziran 2016 tarihinde The Ringer’da paylaşılmıştır.
Steph Curry’nin kullandığı bir üçlük atışına kötü şut damgası vurulması için birçok şeyin ters gitmesi gerekir.
Eğer hızlı hücumda karşısında bir el görmüyorsa dokuz metreden topu kaldırıp potaya fırlatabilir ve bu kötü bir şut sayılmaz. Eğer savunmacıların etrafında topla dans edip çok küçük bir boşluk bulduğu anda topu dengesiz şekilde çembere yollarken dört rakip oyuncunun dikkatini kendi üstüne çekmeyi başarıyorsa da bu kötü şut sayılmaz. Peki ya tüm bildiğimiz temel prensipleri umursamadan kaldırıp üçlüğü sokuyorsa? Bu da kötü bir şut sayılmaz.
Büyük oyuncuların değişim geçirmesini beklersiniz. 2010’da Kevin Durant’in oyununa eklediği kariyerini değiştiren crossover, 2012’de LeBron James’in ortaya koyduğu inanılmaz post oyunu gelişimi gibi düzenlemeler, bu sınıftaki oyuncuları diğerlerinden ayıran noktalardır. Ancak Steph Curry’nin bu sezon oyununa eklediklerine NBA’in geri kalanı hiç hazır değildi.
2014-15 normal sezonu boyunca 9 metrenin gerisinden toplamda 16 kez üç sayılık atış denemesinde bulunan Stephen Curry, 2015-16 normal sezonunda bu sayıyı neredeyse üçe katladı. Dünyanın geri kalanı Golden State Warriors kuyrukluyıldızının kuyruğunu yakalamakla meşgulken, Curry’nin parkede beklenmeyeni bekletecek şekilde yaptığı hareketler, seyircileri daha önce hiç görmedikleri tarzda şutları değerlendirme şeklini değiştirmek zorunda bıraktı.
Oracle Arena’nın 650 kilometre güneyindeki Chino Hills Lisesi Salonu, ülkede seyircilere göre ‘kötü’ şutların Oracle’dan daha fazla denendiği tek salon. Chino Hills, basketbol manyağı bir anne baba ile üç çocuğun oluşturduğu Ball ailesinin evi. Burada atılan her 10 metrelik üçlük, basketbolun bilinen prensiplerini yıkmak için atılıyor. Ailenin reisi LaVar. Bu manyaklığın mimarı da.
“Benim düşünceme göre kötü şut, daha önce üstünde çalışmadığınız şuttur” diyor LaVar ve ekliyor, “Eğer 9, 10, 11 metreden şut çalışırsanız bu şut sizin için iyi bir şut olarak tanımlanabilir. Kendi tekniğin ve stilinle etrafında kimse yokken 9 metreden denediğin şut, rakibinin elinin yüzünde olduğu üçlük çizgisinden denediğin şuttan daha iyidir.”
Martin Luther King Jr. günü Cleveland’da oynanan Cavaliers–Warriors maçında Curry kötü bir şut attı. Üçüncü çeyreğin bitmesine beş dakikadan az bir süre kala topla birlikte hızlı şekilde karşı potaya doğru hareketlenen Steph, sahanın ortasındaki C yazısının kavisinin oralardan topu kaldırıp potaya doğru gönderdi. Çembere zor değen şut, Kyrie Irving’in ellerinde ribaunda dönüştüğü sırada Golden State maçı 87-52 önde götürüyordu. Curry’nin canı sıkılmıştı, bu yüzden öylesine bir şut denedi.
Warriors ile Cavaliers arasında Christmas’ta oynanan sezonun ilk maçının yorumculuğunu yapan Mark Jackson, karşılaşma sırasında “Oyuna zarar veriyor. Demek istediğim, mesela bir lise maçını izlemeye gidiyorum ve gözüme çarpan ilk şey çocukların üçlük çizgisine doğru koşup top istediği oluyor. Çocuklar, siz Stephen Curry değilsiniz” sözlerini kullanmıştı.
Evet belki değiller, ama ya Steph Curry’nin biraz değişiği bir çocuk varsa? Jackson’ın açıklamasını yaptığı andan dört saat önce bir lise müsabakasında LaVar’ın en büyük oğlu Lonzo, Steph’in daha önce bahsettiğimiz şutunun neredeyse aynısını basketbolun doğduğu yerde Massachusetts, Springfield’da deniyordu. Bazen şu an ve gelecek, birbirlerine paralel şekilde hareket edebiliyor.
Fotoğrafta da göründüğü gibi aynı Curry gibi Ball da birçoklarına göre kabul edilebilir bir yerden şutunu denemedi. ESPNU spikerinin tanımladığı üzere ‘iyi olmayan’ bu şut, size Ball’un kendini beğenmişin teki olduğunu düşündürebilir. Ancak sonuçta Dünya da bu şekilde ileri gidiyor.
1977’de yazdığı Cebirsel Geometri kitabında “Modern matematik tarihi genelde geçersiz kılar. Her yeni okul kendi konusunu kendine uygun bir dille ortaya koyar, bu da bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya neden olmaktadır” sözleriyle ifade etmektedir durumu.
Warriors’ın bu yıl peşinden koştuğu rekorlarla sezon içinde dalga geçen Oscar Robertson, Charles Barkley, Scottie Pippen, Garry Payton ve Tracy McGrady ve birçok isimden bir takım çıkartabilirsiniz ve bu takım muhtemelen harika bir yetenek havuzuna sahip olacaktır. Eski jenerasyonların yeni basketbol sistemini böylece ezmeye çalışmaları, insanın daha önceden içinde bulunduğu ve sıklıkla yaptığı şeylerin artık işe yaramadığını gördüğünde ortaya koyduğu kendini koruma refleksinden başka bir şey değil.
Hızlı hücum ve üç sayının gerisinden oynamaya dayalı sistemlerin şampiyonluk kazanamayacağı söylenirdi ancak Warriors kazandığı şampiyonlukla bu görüşü savunanları susturdu. Buna rağmen buna benzer eleştiriler, hala daha ülke genelinde genel kanı olmaya devam ediyor. Az önce bahsettiğimiz eski basketbolcular, Ball ailesi hakkında da olumsuz eleştirilerde bulunabilirler. LaVar Ball bu eleştirileri duyuyor olsa da umursamamayı tercih ediyor.
“İnsanlar bana neden çok hızlı oynadığımızı sorduğunda şunları söylüyorum, biz oyunu düşünerek değil, rakiplerin verdiği reaksiyon üzerinden oynuyoruz” diyor LaVar ve devam ediyor, “Etrafınızda beklenmedik büyük bir gürültü koptuğunda bunun kırılan bir tabak mı veya ateş edilen silah mı olduğunu düşünmez, hemen koşarak uzaklaşırsınız. Basit bir harekettir. İnsanlar da çok çok basit olduğunu düşünüyor. Çocuklar büyürken bizi izleyen herkes bana dönüp ‘Bu tarz basketbol işe yaramaz. Üst seviyelerde bunu yapmanıza izin vermezler’ diyordu. Biz böyle oynamaya devam ettik ve edeceğiz. Neler olacak beraber izleyip görürüz.”
Basketbol tarihinin büyük çoğunluğu boyunca oyunun iki tarafında pota altını kontrol etmek, takımların başarıya ulaşmasındaki reçete olmuştu. Üç sayılık atışın basketbol kurallarına girmesi ve gittikçe öne çıkan üçlük oranları, oyuna yeni bir bakış açısı kattı. Bunun herkes farkında ve 20 yıldır yaşanan değişim her geçen gün devam ediyor. Artık sahanın sınırlarını en iyi kullanan ekipler maçları kazanıyorlar.
Basketbolda en büyük amacın sahada bir boşluk bulmak olduğu dönemdeyiz ve Warriors, bu trendin öncüsü durumunda. İki yıldır üst üste Finaller’e kalan, bir kez şampiyonluk kazanıp bir kez son anda kaybeden Warriors bu başarısını attığı basketlerin yarısını yayın gerisinden bularak yakaladı. Playoff’lardaki inişli çıkışlı grafikleri takım sahibi Joe Lacob’ın ısrar ettiği gibi diğer takımlardan ‘ışık yılı’ önde olduklarının yanlış bir algı olduğunu ortaya koysa da, Golden State’in herkesten daha çok yol kat ettiğini ve arkasından geleceklere örnek olacağını söyleyebiliriz. Ancak yine de bu yolda tek değiller.
***
Chino Hills Huskies gelecekten geliyormuş gibi oynuyor. Çıktıkları 35 maçta sayısız tam saha pas ve 9 metreden üçlük denemesiyle bu seviye için hayalden öteye gidemeyecek bir basketbol sistemiyle sahada yer alıyorlar. Paul Westhead’in 80’lerin sonunda Loyola Marmount takımıyla oynamaya çalıştığıyla Warriors’ın şimdi sahada yaptıklarını karıştırıp ortaya bir sistem çıkarmaya çalışıyormuşçasına bir anlayışa sahipler. Geleneksel basketbolu oluşturan tüm prensipleri yıkmaya gelmişler. Maç boyunca savunma ve hücumda tüm sahayı kullanmaya, rakiplerin nefes dahi alamayacağı süratte ve tempoda oynamaya ve deneyebildikleri kadar üçlük denemeye çalışıyorlar.
Huskies’i izlemek insana kendini sanki bir alternatif evrendeymiş gibi hissediyor ve daha önce basketbol açısından yanlış olarak nitelendirilen birçok şeyin sadece toplumun genel algısı olduğunu fark etmenizi sağlıyor. Bu yıl ülkenin en iyi lise takımı Chino Hills çıktığı 35 maçın tamamını kazandı ve 100 üstü sayı attığı 18 maçla Kaliforniya Eyaleti rekorunu egale etti. Amatör basketbol tarihinin en iyi sezonlarından birini geçirdiler.
Ülkedeki liseler, Ball biraderler tarafından sarsıldı bu yıl. Son sınıf öğrencisi ve UCLA’in yeni oyuncusu Lonzo, ESPN’e göre kendi yaş grubunun en iyi dördüncü oyuncusu. Ortanca kardeş (o da UCLA’e gidecek) LiAngelo, takımın en skorer ismi oldu. Üç kardeş aynı anda aynı takımda oynayabilsin rüyasıyla dünyaya getirilen 14 yaşındaki LaMelo da kadronun temel parçalarındandı.
Mıknatısla çekilmiş gibi birlikte duruyorlar Ball biraderler. Ayrı ayrı baktığımızda ise ilk olarak karşımıza kendini önemsemeyip takımı oynatan, bu tanımlamayı da 2016 All American maçında sayı atmamasına rağmen 13 asistle rekor kırarak örnekleyen Lonzo çıkıyor. Ardından 1.98 boyu, 98 kilosu, 157 kilo benchpress yapan kollarıyla şutör guard pozisyonunda rakiplere savunmasıyla zor anlar yaşatan LiAngelo geliyor. LaVar ortanca evladını bir maçta oyun kurucu olarak oynatmayı denese de Gelo yarı sahayı geçtikten sonra çemberi gördüğü yerden topu fırlatınca Baba Ball çabuk olarak bu fikrinden vazgeçmiş.
LaMelo ise Odell Beckham Jr.’dan esinlenen saçları ve ailenin adeta abilerinin karışımı son çocuğu olma özelliğini taşıyor. Bir turnikeyi dahi tam olarak bitirecek güce sahip olmamasına rağmen 9 metrenin de gerisinden attığı üçlükler, Melo’yu üç kardeşin en popüleri yapıyor.
Hepsi kendilerini basketbol oyuncusu olduğu kadar izlemeye gelenleri eğlendiren kişiler olarak tanımlasa da parkede bu düşünceden eser bulamazsınız. Çünkü onların kitabında atılan bir basketten sonra yapılacak sevinç için geçen küçücük zaman, topu çalmak veya ikili sıkıştırmaya gitmek için kaybedilen bir imkan. Saha dışında ise daha gevşekler. Aşağıdaki videoya bakılırsa LiAngelo, babasına devasa fiziğinin yanı sıra başka yönlerden de benziyor gibi görünüyor.
Today’s music be like ?… pic.twitter.com/OlDHZE4cGw
— Lonzo Ball (@ZO2_) 9 Mayıs 2016
Chino Hills’in şanı hızlı şekilde etrafa yayıldı. Geçen yılın Haziran ayında 13 yaşındaki LaMelo Ball takımın ilk beşinde ilk kez sahaya çıktı, takımının 98 sayısının 27’sini kaydetti. İyi bir hikaye arayan lise basketbolu gazetecileri, o hikayenin buradan çıkabileceğine inanmaya başladılar. “Güney Kaliforniya basketbolunun uzun zamandır ihtiyacı olan müthiş fırtınayla karşı karşıya olabiliriz” diyor lise basketbolu uzmanı Eric Sondheimer ve ekliyor, “Herkes buraya toplanmaya başlayınca buranın adeta bayram alanı gibi olacağını daha önce yazmıştım. Görünüşe bakılırsa iş oraya doğru gidiyor…”
Hatırla iş çözülememeye başladığında başka liglerin koçları Chino Hills maçlarını izlemek için bilet parası vermek zorunda kalmaya başladı. Sondheimer, turnuva maçlarından birkaç saat önce salona gelmenin kendine oturacak koltuk garanti etmediğini bilse de arabasına otoparkta yer bulabilmek adına bu alışkanlığına devam ediyor.
Chino Hills’in ne kadar dominant bir takım olduğunu örneklemek gerekirse geçen sezon başında aldıkları 89 sayılık galibiyeti çıkarsanız dahi Warriors’ın tarihi sezonundan daha iyi bir toplam averaja sahip olacaklarını söylemek yeterli olacaktır muhtemelen. Bu sezon Golden State 82 maçta rakiplerine 882 sayı fark atarken, Chino Hills 47 maç daha az oynayarak 994 sayı fark yakaladı.
Bunların hiçbiri LaVar Ball için bir sürpriz değil. “Bunları çok öncesinden söylemiştim” diyor LaVar ve devam ediyor, “Herkese çocuklarım tam anlamıyla hazır olduklarında Amerika’da bizi yenebilecek kimsenin çıkmayacağını söylemiştim.”
Megafonluk görevi görmek dışında LaVar ailenin basketbol mimarı ünvanını da taşıyor. Kendisi 90’lar boyunca 1.98 boyunda 85 kilo fiziğinde New York Jets ve Carolina Panthers’ın antrenman takımlarında oynamış eski bir sporcu. Üniversite aşkı ve eşi Tina Slatinsky, Cal State Los Angeles takımında basketbol oynamış bir kadın. İki eş, lise takımına deneme ekibi görevi gören Big Ballers VXT takımına koçluk yapıyorlar.
“Golden State’ten daha hızlı oynuyoruz. Çocuklarım küçüklüklerinden beri bu hızda oynuyorlar” ifadelerini kullanıyor baba Ball.
Chino Hills’in koçluğunu yapan Steve Baik, geçtiğimiz yıl Ball ailesinin basketbol prensiplerine göre yönettiği takımı bıraktı. Takımın bir seti yoktu. Tamamen oyunu okuma ve reaksiyon verme üzerine dayalı bir sistem. “Bizim oyun stilimiz Ball biraderlerin küçüklükten beri oynayamaya çalıştığı bir stildi” diyor Baik ve devam ediyor, “Bu şekilde oynamakta o kadar iyiler ki takım olarak biz de bu oyun stilini benimsedik.”
Savunmada Huskies alan presi yaparak rakiplerini kendi yarı sahasında sıkıştırma mentalitesini benimsemiş durumda. Ribaundu en iyi atletleriyle çekiyorlar, bu sırada LaMelo ise çoktan rakip sahaya doğru koşmaya başlamış oluyor. Sihir böyle başlıyor. Chino Hills’in geçen yılki başarısının sırrı aslında bir sırları olmamasıydı. Sahada olup biteni yöneten isim ise Lonzo. İmza hareketi ise basketbolun en estetik hareketlerinden biri: Tüm sahayı geçen tek el pas.
Got stuck on a high school game. Lonzo Ball (headed to UCLA next year) is officially my favorite basketball player. https://t.co/5nXH1NDKLE
— Rich Hofmann (@rich_hofmann) 18 Ocak 2016
Bu pas ailesel telepatinin bir ürünü. Lonzo genelde kardeşlerinden birini boş şekilde turnikeye giderken yakalıyor ancak onu bir kere sahanın kendi potasının sağ köşesinden rakip potanın sol tarafında bulunan kardeşi LaMelo’ya havada yön değiştirip tek elle topu gönderirken yakaladım. Nasıl olur anlamıyorum. Daha topu eline almadan omzunun etrafından dönerken pası atıyor, bu sırada kardeşinin tam olarak nerede olduğuna dair bir fikri de yok üstelik! İşte buna kas hafızası deniyor. (Lonzo kendisi üçüncü sınıftayken sekizinci sınıflara karşı çıktığı maçlardan beri bu pasları atıyor.) Ne kadar güçlü olduğunu da unutmamak lazım. (Her ne kadar ince gözükse de 122 kilo bench press yapabiliyor). İlk pas takımın hızlı tempo hücumunun kilidi. “Her şeyi bir şut bulabilmek için yapıyorsunuz” diyor LaVar, “Eğer ilk 2-3 saniye içinde o şutu bulabiliyorsak harika. Çünkü bir dahaki iyi şutu bulabilmek için en az 7-8 kere daha paslaşmanız gerekiyor.”
Kaçan şutlardan sonra bile Ball biraderler bir dahaki şutu deneme konusunda cesaretlendiriliyorlar. Geleneksel basketbol prensiplerini rakiplerine karşı bir silah olarak kullanıyorlar. “Genelde herkes üçlük çizgisinde sizi savunmak için karşılar çünkü öğretilen budur” diyor baba Ball ve ekliyor, “Ancak biz sahanın daha fazlasını kullanıyoruz.” Savunmanın size sahanın her yerinde dikkat etme zorunluluğunu oluşturduğunuzda rakibinizin kontrolünü elinize alıyorsunuz. Daha önceden öğrendiklerinizi unutmak yerine Chino Hills gibi bir takıma kaybetmek daha kolayınıza geliyor. Warriors’ın ligi domine etmesinin yolu da buydu, rakiplerinizin savunmaya alışık olmadığı yerlerde oynayıp onları rahatsız etmek.
Buna rağmen LaVar, çocuklarının Golden State’ten ilham almadığını iddia ediyor. “Küçüklüklerinden beri bu tarz basketbol oynuyorlar. Yıl boyunca Golden State’ten daha da hızlı hücum ettik zaten.”
Peki o 10 metreden atılan şutlar?
“LaMelo 7 yaşından beri bunlara çalışıyor. Her çocuğum küçüklüklerinden beri neredeyse yarı sahanın etrafından şut deniyorlar.”
Yine de bu soru iyi bir soru. Curry’nin basketbolculara göre küçük fiziğine rağmen yaptıkları imkansız şeyler o kadar acayip ki, League Pass ve sosyal medyanın da gelişimiyle bu oyuncuların yaptıkları acayip hareketlerin gençler üzerindeki etkisini artık yıllarla değil, günlerle ölçüyor ve gözlemliyoruz.
Özellikle LaMelo, bilinçli mi yapıyor bilmiyorum ama inanılmaz şekilde Curry’e benziyor. Mater Dei takımına karşı üçüncü çeyrekte yaptıkları, bana tüm sezon yaptığı güzel hareketleri izledikten sonra dahi hiç olmadığı kadar son iki sezonun MVP’sine benziyordu.
Maç içindeki bir sekansta LaMelo topu getirip yukarıda Onyeka Okongwu’dan bir perde aldıktan sonra sahanın soluna doğru yaptığı driplinglerle tüm savunmanın dikkatini üzerine çekerken savunmacısının konsantrasyon kaybını iyi değerlendiren Lonzo potaya doğru yöneldi. LaMelo topu havaya doğru acayip bir yüksekliğe doğru fırlattığında potaya devrilen Okongwu, pası alıp smaçlamak için ellerini kaldırmaya başlamıştı. Ancak sonradan bir anda ellerini indirdi. Çünkü Lonzo çoktan işi halletmişti bile.
O pozisyon belki harika bir 1-5 ikili oyunu olabilirdi ancak Chino Hills, bu kadar geleneksel bir oyun tarzıyla ülkenin en iyi takımı değil. Bir dakika sonra, Melo ayağı yarı sahada logoya değerken bir üçlük denemesi yaptı ve top deliksiz şekilde çemberden geçti.
LaVar, LaMelo’nun kardeşlerden en iyisi olacağına inanıyor ve nedeni olarak küçüklükten bu yana abileriyle aynı maçta oynayabilmek adına gösterdiği çabayı vurguluyor.
“LaMelo hiçbir zaman kendi yaşındakilerle oynamadı. Lise seviyesinin ona kolay gelmesinin nedeni de bu. 11 yaşından beri 17 yaşındaki çocuklara karşı oynuyor. 6-7 yaşındayken onu sekizinci sınıftakilere karşı oynatıyordum. Bu onun için yeni bir şey değil. Her zaman rakiplerinin midesine geliyordu. Asla hiçbir rakibiyle yüz yüze bakışmadı.”
14 yaşındaki LaMelo uzamaya devam ediyor. Şu anda abilerinin kendisinin yaşında olduğundan daha uzun. Büyümeye devam edecek. Eğer lise maçlarını heyecan verici, bilinmeyen bir yere sürükleyen olmaya devam edecekse Steph Curry ölçeğinde değil, tamamen ayrı bir şeye dönüşebilir. Üç yıl, bir ergen için çok uzun bir süre.
***
Geçtiğimiz yıl birçoklarına göre kolej tarihinin en iyi hücum takımı 1989-90 Loyola Marmount’ın en skorer oyuncusu Bo Kimble, şu anki kolej takımlarına oyunun değiştiğini ve her takımın hızlanması gerektiğini belirten bir mesaj yolladı.
Geçen yıl kolej takımlarının hücum istatistikleri 1950’lerden bu yana görülmeyecek derecede yere çakılsa da, bu sezon üçlüklerde meydana gelen artışla birlikte yeniden yükselişe geçti. Ancak Kimble, üçlük denemekten daha derin bir şeye parmak basmak istiyordu. Bu yıl şutlarının %37’sini yayın gerisinden kullanan Houston ligin bu alanda lideriydi ve 132 Division 1 kolej takımı bu oranı geçti. Ancak her üçlük üzerinden hücum eden takım verimli bir hücum takımı sayılmaz.
Kimble’ın 40 dakikada 122.4 sayı üreten LMU takımı, Chino Hills’ten 40 dakika başına 0.4 sayı fazla üretiyordu. Kimble kolej basketbolunun kurtarılması gerektiğini iddia etti. Bu kurtarıcı seneye UCLA’de oynayacak 18 yaşındaki Lonzo Ball olabilir.
Bu sezon UCLA’de ball dönemi başlayacak. Bruins, geride bıraktığımız yıl üçlük deneme sırasında 331.sıradayken ülkenin en hızlı oynayan 70.takımı olmuştu. Lonzo’nun tamamen değiştirmesi gereken bir takım. İlginç oyun yapısının NCAA’i derinden etkileyeceği belli. NCAA’de hücumlar koçlar üzerinden yürür. Babası koçken harikalar yaratan Lonzo Ball’un, koçu Alford’a da güven vermesi gerekecek.
“Lonzo oynadığı şekilde oynamaya devam edecek” diyor LaVar, “Bu herkese şok etkisi yaratabilir. Takımın her şeyini değiştirecek, herkes ona ayak uydursa iyi olur. Alford oğlumu ona oyununu değiştirsin diye emanet etmeyeceğimi biliyor. Onları yıllardır izliyor. Her şeyin farkında.”
Baba Ball’un sanki UCLA’de hissesi varmış gibi konuşmasının temel sebebi, üç çocuğu da oraya gideceği için önümüzdeki dört yıl boyunca UCLA’le haşır neşir olacak olması. Çocukları koleje girmeye başlıyor, bu da onun fikirlerinin de kolejle tanışması demek. NCAA bu kadar hızlı bir basketbol sistemine ayak uydurabilir mi?
“NCAA buna hazır, önemli olan takım hazır mı” diyor ESPN yorumcusu Fran Fraschilla ve devam ediyor, “Sadece oyuncuların değil, koçun da kabul etmesi gereken büyük bir tempo değişimine girecekler”
Fraschilla, Steph Curry’nin yaz aylarında ülkenin en iyi kısaları için düzenlediği kampta yer alıyor. Lonzo bu yıl katılımcılar arasındaymış.
“Bu sisteme yarım gireyim yarım girmeyeyim diyemezsiniz” diye devam ediyor Fraschilla, “Eğer bu tarz bir oyun oynayacaksanız her antrenmanınızda tempo yüksek olmalı. Aynı şekilde koçun da sabırlı olması mühim, çünkü sistem performansını tam olarak göstermeden önce birçok hatalar yapılacaktır.”
Kolej tarihinin en yüklü sponsorluk anlaşmasını Under Armour’la 15 yıl 280 milyon dolar karşılığında bu yıl yapan UCLA’in yeni gelecek hızlı oyun yapısını heyecanla beklediği çok açık. Ball ailesi ülkeye namlarını tam anlamıyla salmaya hazır.
“Hayır onlar Steph Curry değiller” diye ısrar ediyor son kez LaVar, “Onlar Ball biraderler. Farklı, yeni bir cins.”