By Grant Hughes / Çeviri: Mehmet Bahadır Akgün
Bu yazı ilk olarak 23 Ağustos 2017 tarihinde BR’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Bu yaz gerçekleşen hamlelerin ardından NBA’de denge büyük oranda Batı Konferansı’na kaydı ve 2018 All-Star kadroları da bir anlamda adaletsiz bir seçimle belli olacak.
Hâli hazırda MVP yarışı içinde bulunan isimler, geleceğin Hall of Fame oyuncuları ve bunca süper yıldız varken Batı karmasını yapmak için tüm bu oyuncuların arasından bir seçim yapmak gerekiyordu zaten. Şimdi bu isimlere bir de Paul George, Jimmy Butler, Paul Millsap gibi isimler eklendi.
Gordon Hayward ise Batı’dan Doğu’ya gitti ve geçtiğimiz yıl ilk All-Star deneyimini yaşarken çektiği zorluğu çekmesi çok da beklenmiyor.
2017-2018 sezonunun başlamasına daha var. Hele bir de All-Star maçına kalan 5-6 aylık süre düşünülürse… Tabii ki sakatlıklar da her zaman olduğu gibi seçimlerde çok etkili olacak.
Yine de spekülatif bir deneme ve iki konferans arasındaki ciddi dengesizliği ortaya koymak adına Los Angeles’ta Şubat ayında düzenlenecek olan etkinlikte kadroları kimin işgal edeceğine bir bakalım…
BATI KONFERANSI İLK 5
BATI KONFERANSI BENCH
James Harden, Houston Rockets
Birazdan yazacağımız metni Batı Konferansı’nda ilk 5 başlamayan ya da takıma hiç seçilmeyen her oyuncuya uygulayabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, aklınızdaki oyuncunun ismini Harden’ın ismiyle değiştirmek. Bunun dışındaki tüm yargılar aynen geçerli.
Selam James. Böyle olduğu için çok üzgünüm ama bu senin cesaretini kırmasın. Sen muhteşem bir oyuncusun. 2016-2017 sezonunu muazzam geçirdin ve bu yıl da bir o kadar harika olacak. Yalnızca, bu delişmen konferans çok güçlü ve birilerini seçmemiz gerekiyordu. Sorun sende değil, yetenek dengesizliği o kadar yüksek ki… Kusura bakma dostum, en içten dileklerimle…
Chris Paul, Houston Rockets
Harden ile Houston’da nasıl bir top paylaşım ve dakika anlaşması yapmışlarsa, Paul’ün rakamlarının düşeceğini düşünmek durumundasınız. NBA tarihinde asla iki takım arkadaşı en az 10’ar asist ortalaması tutturamadı. Dolayısıyla birilerinin fedakarlık etmesi gerekecek.
Dahası, Paul gelecek sezon 32 yaşına girecek ve dolayısıyla ufak bir düşüş de beklenebilir.
İşin güzel yanı, Paul geçen sezon All-Star takımına bile girememişti. Bunu telafi edecektir.
Anthony Davis, New Orleans Pelicans
Cousins varken de Davis’in 2016-2017 sezonundaki 28,0 sayı, 11,8 ribaund ve 2,2 blokluk ortalamalarını tekrarlama konusunda zorluk yaşama şansı var. Fakat rakamları yine de üst üste beşinci kez All-Star olmasına yetecektir.
AD’nin sonunda üçlük atabildiğini de unutmayalım. Eğer, varsayalım, çizgi gerisinden %35 ile isabet kaydedebilirse tamamen bambaşka bir silaha dönüşecektir. Bunu düşünmek bile beni, onu değil de Towns’ı seçtiğim için germeye yetiyor.
Draymond Green, Golden State Warriors
Green’in oyun tarzı All-Star’a uygun bir tarz değil fakat ligin en çok yönlü savunmacısı ile takımın “tutkal” yıldızını All-Star kadrosuna almama şansınız yok. İkinci şampiyonluğunun yanı sıra, ilk kez Yılın Savunmacısı ödülünü kazanmasıyla, Warriors‘ın kalbi ve yüreği bu kadroyu herkes kadar hak ediyor.
Dahası, eğer seçimi yapan kişiler basketbolun kazanan yanlarını baz alarak yaparsa, Green’i ilk 5’te başlatmamak mümkün değil.
Jimmy Butler, Minnesota Timberwolves
Aklınızda bulunsun: Timberwolves‘un iki All-Star oyuncusu olacak. İki!
Bu aslında daha önce üç kez gerçekleşti. İnanmak neredeyse imkansız olduğu için daha önce Kevin Garnett ile birlikte 1996-1997, 2001-2002 ve 2003-2004 sezonlarında All-Star seçilen isimleri sayalım.
Hazır mısın? Bu yıldızların ışığı sizi kör etmesin diye biraz uzaklaşabildiniz mi ekrandan?
İşte o isimler: Tom Gugliotta, Wally Szczerbiak and Sam Cassell.
Geçtiğimiz yılı ESPN’in istatistiklerine göre takımına galibiyet kazandırma istatistiklerinde LeBron James ve Curry’nin ardından üçüncü sırada tamamlayan Butler’ın tam olarak bu gruba ait olduğu söylenemez. Yani bence bu sezon, Butler Wolves tarihindeki en iyi ikinci All-Star olacak.
Ve evet, bu durumda Minnesota’nın bir sürü maç kazanması ve bu seçimi yapan kimseleri kendilerine iki kişilik yer vermeye itmesi gerekiyor.
WILD CARD SAHİPLERİ
Rudy Gobert, Utah Jazz
Bir gün herkes Gobert’in baskın oyununu kabul edecek. Kazanan basketbola yaptığı katkıları. Harika elit savunmasını.
Bir gün.
Şimdilik, bu maalesef umut dolu bir tahmin. Gobert, geçtiğimiz sezon %66,1 şut ortalaması ile 14,0 sayı, 12,6 ribaund ve 2,6 blok rakamlarının yanı sıra ligdeki galibiyet oranlarında ikinci sırada yer aldı. Bu bile onu oy veren kişilerin kadroya almasına yetmedi, garip olan da bu.
Artık Hayward da yokken hücumda daha büyük bir yük üstlenecek olan Gobert, bu sezon o kadroya girmeli. Bu bir iddia tabii, umutlar bu kadar yüksekken “girmeli” değil, “girecek” demek daha doğru.
Nikola Jokic, Denver Nuggets
Ligin en iyi hücumu olası bir hücumdaki en iyi oyuncu nihayetinde tanınmalı değil mi?
Jokic’in akıl almaz bir yeteneği var ve “Diğerleri” kısmında da göreceğiniz üzere takımdaki bu son yeri almayı hak ediyor. Bunun sebebi ise basit: Geçtiğimiz yıl, 21 yaşındaki bir oyuncu için lig tarihindeki en iyi sezonlardan birini geçirdi. Aynı yaştayken yalnızca LeBron James ve Magic Johnson sahada olduğu bölümde Jokic’ten daha yüksek bir artı-eksi ortalaması tutturmuştu. Jokic’in ortalaması +8,4.
Hiçbir istatistik her şeyi ortaya koymaz fakat önemli bir şeyleri göstermesi açısından bu istatistik önemli. Anthony Davis’in harika 2014-2015 sezonundan sonra o sezon öncesinde yarattığı MVP heyecanını hatırlıyor musunuz? Jokic, bu istatistiklere göre geçtiğimiz sezon daha iyiydi. Jokic ile ilgili MVP tartışmaları hiç duymayacağız belki fakat üçüncü sezonunda All-Star olmasını bekleyebiliriz.
DOĞU KONFERANSI İLK 5
John Wall, Washington Wizards
Wall, kariyerinin en iyi sezonunu geçirdi ve bu sezon en iyi sayı, asist, doğru şut ve artı-eksi ortalamalarını tutturdu. Bu sebeplerle oy verenler bir yıl gecikmeli de olsa onun ilk 5’te başlamayı hak ettiğini fark edeceklerdir.
Elbette, Wall geçtiğimiz yıl yakaladığı istatistikleri tekrarlar ya da onların üzerine koyarsa geriye dönük bir övgü falan almayacak.
Wizards, geçtiğimiz sezon 49 maç kazanan takımı bu yaz çok bozmadı. Dolayısıyla başarıları yine sakatlık şanslarına bağlı olabilir. Yine de işin pozitif bir yanı, gelişen takım kimyası olacaktır. Hiçbir beşli, Washington’ın ilk 5’i kadar oynamadı geçtiğimiz yıl. Harika bir saha görüşüne ve seziye sahip Wall için, böylesi bilindik isimlerle yine oynayacak olmak hücum akışında çok daha iyi bir ortam anlamına gelebilir.
Isaiah Thomas, Cleveland Cavaliers
Geçtiğimiz sezon medya oylarında ilk sırayı, oyuncu oylarında da ikinci sırayı alan Isaiah Thomas bu sezon bir de Cleveland Cavaliers‘ın üyesiyken bu durumun değişeceğini düşünmek için pek bir sebep yok. Aynı durum Kyrie Irving için geçerli olmayacak ama.
Thomas’ı playofflarda zorlayan kalça sakatlığıysa en büyük sorun olarak göze çarpıyor. Ameliyat olmamayı seçti Thomas ve daha önceki sorunları onu bu kadar etkili bir skorer yapan çabukluğuyla ilgili sıkıntı çıkarabilir. Diğer yandan, kontratının son senesindeki Thomas’ın ekstra motive olmak için geçerli bir sebebi var.
Dahası, artık LeBron James ile aynı takımda oynayacak. Bu durum oyunculara genelde iyi geliyor.
LeBron James, Cleveland Cavaliers
James’in rakamları bu sezon düşecektir. Ligdeki etkisini kaybettiği için falan değil fakat geçtiğimiz yıl oynadığı kadar oynayamayacağı için. Geçtiğimiz sezon maç başına 37,8 dakika ile ligin lideriydi.
Bir şekilde James’in istatistikleri, geçtiğimiz sezonki ağır yük altında arttı. Çok daha fazla süre almasına rağmen doğru şut oranını, ribaund ve asist oranlarını artırdı.
O, dünyadaki en iyi oyuncu. Birçok basketbol hünerinin yanında en iyisi olarak da istikrarı ve sağlam kalması öne çıkıyor.
Giannis Antetokounmpo, Milwaukee Bucks
2016-2017 sezonunun ardından kendisiyle ilgili MVP umutları “Olur mu acaba?” sorularından gerçek birer ihtimale dönüşen Antetokounmpo için All-Star maçında ilk 5 başlamak çok da büyük olay değil.
Üç hafta önce Bucks TV’ye, “Bu yıl MVP olabilirim,” dedi Yunan yıldız.
Kevin Durant de “Greek Freak” önceki sezon En Çok Gelişim Gösteren Oyuncu ödülünü aldıktan sonra için benzer bir tahminde bulunmuştu: “Tebrikler! Bu adam özel bir yetenek ve böylesini hiç görmedik. Bir gün MVP olacağı kesin!”
Kimsenin yıldızı Antetokounmpo’nun yıldızı gibi yükselmedi. Birçok kişi yakında ligin mutlak hakimi olacağı konusunda hemfikir.
Yani evet, All-Star maçında yine ilk 5’te başlayacak.
Joel Embiid, Philadelphia 76ers
Herkes Embiid’in bir sezon boyunca maça çıkmasına hazır ve yine geçen seneki gibi 31 maçlık bir görsel şölen sunarsa, ilk All-Star’ına ilk 5’te başlayabilir.
Bu biraz da Butler’ın Doğu’dan ayrılmış olmasıyla alakalı. Geçtiğimiz yıl Kevin Love ve Embiid’in aynı puanı alarak dördüncü olduğu oylamada Butler üçüncü sırayı almıştı. Butler’ı çıkarınca Embiid direkt olarak takıma giriyor. Bunun dışında, Embiid ve takımıyla ilgili de büyük umutlar var.
Sixers‘ın makul playoff beklentileri var ve eğer Embiid yine 36 dakika başına 28,7 sayı, 11,1 ribaund ve 3,5 blok ortalamaları yakalarsa oy verenlerin onu göz ardı etme şansı yok. Böylesi rakamlar yakalamak güzel fakat kazanan bir takımda bu rakamları yakalamak bambaşka olur.
Her zaman olduğu gibi asıl mesele sağlık durumu. Embiid geçtiğimiz sezon verilen aranın ardından tek bir maça çıkmadı ve henüz oynamaya tam olarak hazır değil. Yine de hazırlık kampıyla birlikte hazır olmayı umuyor.
Haydi bakalım…