[lptitle title=”Geri sayıma başlayın”]
[lpcontent]
By Aris Barkas/ barkas@eurohoops.net
Eurobasket’in başlamasına bir haftadan az kaldı ve işte şovun yıldızları. Eurohoops elitlerin elitlerini seçti, sadece takımının yıldızı olmayan ama aynı zamanda bazı durumlarda dünya basketbolunun efsaneleri arasında yer alan 20 oyuncuyu belirledi.
Kolay bir seçim değildi ve birçok büyük isim dahil edilmedi. Olimpiyatlar öncesi yıldayız ve her oyuncu için ülkesinin formasını giyip Eurobasket’i kazanmak ve aynı zamanda Olimpiyatlara kalma başarısını göstermek en büyük motivasyon kaynaklarından birisi. Son yılların en iyi turnuvalarından birini bekliyoruz ve işte bu beklentimizin sebebi olan beyefendiler de bunlar… 20-11 seçimlerimizden sonra, işte ilk 10!
[/lpcontent]
[lptitle title=”10. Nicolas Batum“]
[lpcontent]
Fransa takımının üçüncü direği ve Parker-Diaw ikilisi milli takıma veda ettikten sonra takım liderliği rolünün “veliahdı”. NBA’de iyi bir sezon geçirmedi, Portland’tan Charlotte’a takas oldu ve bu yeni başlangıcın miladı ise Eurobasket olabilir.
Geçiğimiz yıl FIBA Dünya Kupası’nda turnuvanın en iyi beşine seçilmişti, her şeyi yapabilen bir forvet ve her rakip için büyük bir baş ağrısı. Fiziksel kalitesi ve basketbol “kültürü” eşsiz bir kombinasyon oluşturuyor ve Fransa takımının geleceğini şekillendiriyor.
[/lpcontent]
[lptitle title=”9. Danilo Gallinari“]
[lpcontent]
27 yaşındaki Danilo Gallinari, 2011’in ardından ikinci Eurobasket’ine hazırlanıyor. İtalya son yıllarda büyük turnuvalarda bir türlü istediğini başaramıyor. Bunun en büyük sebeplerinden birisi ise Gallinari’nin genelde sakatlıklarından dolayı bu turnuvalarda yer alamaması.
Ancak bu kez sağlıklı ve onun varlığı bile İtalya’ya birkaç yıldan sonra turnuvada tekrar söz sahibi olabilmek için ihtiyaç duyduğu ekstra kuvveti sağlıyor. Eğer turnuvada sürpriz yapacak bir aday arıyorsanız, o zaman Gallinari ve “Gök Maviler” hazırlık maçlarında sergiledikleri performansla birçok kişiyi sok edebilir.
[/lpcontent]
[lptitle title=”8. Vassilis Spanoulis“]
[lpcontent]
İlk 10’da yer alan ve Euroleague’de oynayan iki oyuncudan birisi, Vassilis Spanoulis 2014 Dünya Kupası’ndaki zorunluğu yokluğunun ardından Yunan milli takımına geri dönüyor. Spanoulis dümendeyken, Yunanistan 2009 Eurobasket’inde bronz madalya kazandı.
Spanoulis içinse, o noktadan sonra kulüp seviyesinde kendi bireysel patlaması yaşandı, Olympiakos’a gittikten ve 2012 ile 2013’te üst üste iki Euroleague şampiyonluğu kazandı. Yunanistan’ın ilk beşinde geçtiğimiz sezon NBA’de oynamayan tek ismin Spanoulis olması gerçeğine rağmen, takımın podyuma dönmek için onun kişiliğine güvendiğine dair hiç şüphe yok.
[/lpcontent]
[lptitle title=”7. Bojan Bogdanovic“]
[lpcontent]
Nets‘le NBA’deki oldukça başarılı sezonunun ardından yeni dönemin lideri olarak Hırvatistan milli takımına geri döndü. 2013’te dördüncü olan Hırvatistan, FIBA Dünya Kupası’ndaki başarısızlığın ardından, turnuvanın üçüncü grubunun ev sahibi ve adeta yetenek taşan etkileyici bir kadroya sahip.
Hazırlık maçlarında da görüldüğü üzere, Bogdanovic ana silah, artık NBA hissine sahip ve sadece 26 yaşında olmasına rağmen kariyerinin en iyi dönemine giriyor. Kağıt üzerinde, Hırvatitan madalya alabilecek kapasiteye sahip ve Perovic’li, Kukoc’lu ve Radja’lı efsanevi jenerasyonun gölgesinden çıkmaya hazır.
[/lpcontent]
[lptitle title=”6. Boris Diaw“]
[lpcontent]
Tony Parker’dan sonra ikilinin diğer yarısı, geçtiğimiz yıl yakın arkadaşı olmadan, Fransa’yı Dünya Kupası’nda üçüncü sıraya daşıdı. Hiç fena değil! Her şeyi yapabilen bir oyuncu, ihtiyaç halinde ikinci bir oyun kurucu ve hatta bir pivot olarak görev alabilir ve -özellikle milli formayı giydiğinde- takımın ikinci sütunu.
Kariyerinin en iyi ve en olgun döneminden geçen Diaw’ın geçtiğimiz yıl Dünya Kupası’nın en iyi beşine seçilmemesi, büyük soru işaretleri doğurmuştu. Milli takımla kariyerinin en büyük meydan okumalarında zor zamanlar geldiğinde onun sahne alacağı aşikar.
[/lpcontent]
[lptitle title=”5. Milos Teodosic“]
[lpcontent]
Sırp oyuncu ilk beşte olup da NBA’de oynamayan tek oyuncu. Bunun dışında, NBA’de oynamayan ve Sırbistan’ı üçüncü sıraya taşıdığı İspanya’daki Dünya Kupası’nda ilk beşte yer alan da tek oyuncu.
Hala Euroleague şampiyonluğunun peşinde olmasına rağmen, Teodosic en iyi maçlarını her zaman kendi milli takımının formasını giyerken yaşadı, kritik şutlar attı ve gerçek bir lider oldu. Takımının kaderi ve Sırpların hedeflerine ,altın madalya, ulaşıp ulaşamayacağı, onun nasıl bir turnuva geçireceğine bağlı.
[/lpcontent]
[lptitle title=”4. Dirk Nowitzki“]
[lpcontent]
Yıllar geçti ama Nowitzki Alman milli takımıyla Alman seyircilerin önünde tarihi bir ilk deneyimi yaşamak için hazır. Dirk milli takımla evinde hiçbir resmi maça çıkmadı ve tabii ki Berlin’de inanılmaz bir “ilahlaştırma” bekleniyor.
Doğrusu Nowitzki, Almanya’yı tek başına üçüncü sıraya taşıdığı ve MVP ödülünü kazandığı 2005’teki gibi bir oyuncu değil. Ama yine de Avrupa’da sporun efsanelerinden birisi ve sahadaki varlığı bile dengeleri değiştirmek için yeterli. Eğer Almanya “ölüm grubundan” çıkmayı başarır ve final four’a kalırsa, her şey olabilir…
[/lpcontent]
[lptitle title=”3. Jonas Valanciunas“]
[lpcontent]
Klasik bir pivotun bir takımın en büyük umudu olmasının üzerinden uzun zaman geçti. Ama yine de Jonas Valanciunas genç yaşlardan beri kaderinde olan şeyi yapmaya devam ediyor. Sarunas Jasikevicius ve Ramunas Siskauskas gibi liderleri hala arayan Litvanya’da, Toronto Raptors‘un ana pivotu son Eurobasket’te bronz madalya kazanan takımın temel taşı konumunda.
Bu kez omuzlarında daha da büyük bir yük taşıması gerekiyor ve her maç ,özellikle hücumda, fark yaratmalı. Bu onun için muazzam bir meydan okuma ve aynı zamanda Dünya Kupası’nda dördüncü sırada yer alan Litvanya’nın tekrar zirveye çıkması için gereken tek yol.
[/lpcontent]