Hayal Kırıklıklarıyla Eurobasket

By Aris Barkas/ barkas@eurohoops.net

Eurobasket 2015, şimdiden en başarılı turnuva olarak tarihe geçti. Yine de Lille’den ayrılan herkes mutlu değil. İspanya’nın dışında, diğer çoğu takım hedefine ulaşamadı. Fransız ve İspanyollar arasına nifak tohumları ekildi ve perdenin arkasındaki olaylar çok da iyi değildi. Eurohoops da yaşanan en dikkat çekici anları iyisiyle ve kötüsüyle paylaşacak.

  • Rekor Taraftar: Final maçı Stade Pierre Mauroy Stadyumu’nda 27.372 seyirci tarafından izlendi ve bu Eurobasket tarihinin en fazla seyircili maçı oldu. Fransa Basketbol Federasyonu’nda uğraşları etkileyiciydi. Sıradan Fransız taraftarlar bile Eurobasket’in bir parçası olmak istedi ve oynanan basketbol Tony Parker’ın ülkesinde büyük etki yarattı.
  • Gasol’e Yuhalama: Pau Gasol epik bir turnuva geçirdi, muhtemelen Eurobasket tarihinin en iyi performansıydı. Yine de adı en iyi 5 ve MVP ödülü için okuduğunda, Fransız taraftarlar tarafından yuhalandı. Bu, beklendik bir durum değildi.
  • Finansal Çıkarlarla Eurobasket: Turnuvanın son günlerinde doğrulandığı gibi, Fransız Basketbol Federasyonu 17 Milyon Euro’luk Eurobasket giderlerini karşılamakla kalmadı ve üzerine kar dahi sağladı. İlk izlenimlere göre bu az olabilir, fakat ev sahibine para kazandıran bir spor organizasyonuna her zaman için iyi gözle bakılır. Ancak, Olimpiyatlar bile ev sahibi şehirler için bir finansal felakete neden.
  • Hakemler Hakkındaki Şikayetler: İspanya, finale giderken Polonya, Yunanistan ve Fransa’yı eledi. Yalnızca Yunanistan maçında kaybeden taraf hakemlerden şikayetçi olmadı. Polonya’nın yıldız oyuncusu Martin Gortat maçın sonunda hakemlerin Gasol’e karşı fazla saygı duyduğunu söylerken; Fransız koç Vincent Collet, 3. çeyrekte çalınan faullerin İspanya’nın maça geri dönüşünü sağladığını belirtti. Rudy Gobert ise twitter’dan Gasol’e dokunamadığını söyledi. Ricky Rubio ise bu twit’e tepki gösterdi.
  • En Epik Maç: Hayal kırıklığıı olan finale rağmen, önemli maçlar ilk günden itibaren ya uzatmada ya da son topla belli oldu. Çok az takım savaşmadan mağlubiyeti kabullendi. İzlanda bile, teoride turnuvadaki en zayıf takım, rakibinin sakin kalmasını önledi.
  • Yanlış Çeviriler: İngilizce, turnuvanın ana diliydi fakat bu İngilizce’nin Avrupa basketbolundaki ana dilin olduğu anlamına gelmemeli, özellikle yerel medya için. Bu durum çokça yanlış anlamayı ve kötü maç sonu raporlarını beraberinde getirdi. Örneğin, yarı final maçı sonrasında aynı yaşta olmalarından dolayı Boris Diaw’a sorulan Vassilis Spanoulis gibi emekli olacak mısınız sorusu, Boris Diaw da Vassilis Sponoulis gibi 2016 yazında Olimpiyat elemeleri oynamak zorunda kalacaktı, Fransız medyası tarafından şu soruya dönüştürüldü: “İspanya yenilgisi sonrasında emekli olacak mısınız?” Cevap her iki soruya da aynıydı: “Hayır, aklımdan bile geçmedi” – fakat sorular oldukça farklıydı.
  • Bir Çağın Sonu: Spanoulis emekli oldu, Nowitzki Berlin’de ayakta alkışlandı, Gasol, Parker ve Diaw gelecek yaz oynamaya devam edecekler, fakat bu turnuva son 15 yılda Avrupa basketboluna damgasını vurmuş oyuncuların son turnuvasıydı. Yüksek ihtimalle bir daha yaşanmayacak.
  • Dolu Salonlar: Eurobasket’teki en büyük problemlerden birisi, ev sahibi takımın oynamadığında oluşan boşluklardı. Bu durum genellikle grup aşamasında gerçekleşti. Bu turnuvada ise her grubun bir ev sahibi olması sorunu çözdü ve neredeyse boş salon yoktu.
  • Beklentileri Karşılanmayanlar: Eurobasket’in ağızlarda kötü tat bırakan konularından birisiyse, turnuvaya büyük hedeflerle gelip beklentilerini bulamayan takımlardı. En açık örnek mi? Almanya ikinci tura kalmayı başaramadı, Hırvatistan parçalandı ve dağıldı, Türkiye, ilk 8’e bile kalamadı, İtalya ve Yunanistan turnuva boyunca ilk 4 içinde yer alacaklarına inandılar, fakat başaramadılar. Sırbistan 2 kez madalya alma şansı kaybetti ve Fransa ünvanını koruyamadı. Sadece 3 takım turnuvadan ötürü mutlu: İspanya, Litvanya ve Çek Cumhuriyeti.
  • Kült Parça: Joe Dassin’in “Dans les yeux d’Emilie” şarkısı ya da İngilizcesi olan “In the eyes of Emilie”, Fransız Milli Takımı’nın markası haline geldi. Yine Fransızların kullandığı, bir spor organizasyonuna daha çok uyan versiyonuydu.
  • Zaman bize bu parçanın kült bir seçim haline gelip gelmediğini söyleyecek.
Related Post