By Danny Chau / Çeviri: Yılmazcem Özardıç
Bu yazı 6 Eylül 2017 tarihinde The Ringer’da yayınlanmıştır.
Basketbol sanki yıllardır güzel bir uyku çekmemiş gibi görünüyor. Yoğun geçen bir yaz döneminden sonra NBA hazırlıkları üç hafta içerisinde başlayacak. Bu arayı ise EuroBasket ile değerlendiriyoruz.
Turnuvanın en skorer 10 oyuncusundan 8’inin NBA oyuncusu olması tabii ki normal bir şey. Hele hele bunların içinde boyalı alana dans ederek penetre eden Goran Dragic ile daha düşük seviye oyuncuların arasında sanki çocuklarla oynayan bir büyükmüş gibi görünen Kristaps Porzingis gibi yıldızlar varsa.
Ancak bir Amerikan basketbol sever için turnuvayı izlemek için en güzel neden, önümüzdeki yıllarda NBA’de boy gösterecek genç cevherlerin gelişimini görmek olabilir.
Luka Doncic
Rakipler normal olarak Dragic’in potaya gidişlerini durdurmakta çok zorlandı ancak Slovenya 2018 Draftı’nın en önemli oyuncularından 18 yaşındaki altın çocuk Luka Doncic’le Dragic’ten oyun kurma sorumluluğunu alarak önemli bir iş yaptı. Rakipler bu basketbol dehasının, zekasını göstermesi için kendisine ekstra bir yardım da yapmıyor, yanlış anlaşılmasın. Doncic’in rakip savunmayı yanılttığı pozisyonlarda yaptıkları her defasında daha da farklılaşıyor.
Takım arkadaşı Nikolic’e küçük bir bakışıyla Doncic, Bourousis’i sağ tarafa topu atacağına ikna ediyor ve sol köşede bekleyen Randolph’a sahayı enlemesine geçen bir pas atıyor. Doncic pas esnasında dört rakibinin dikkatini üstüne toplamış oluyor. Randolph şutu kaçırmasına rağmen, Doncic’in yaptıklarına ve gelişimine güvenmek zorundasınız. Maçın içinde aynısını bir daha yapıyor ve bu sefer asisti hanesine yazdırıyor:
Luke Doncic is a stud. Few NBA vets can make this cross-court pass with pinpoint accuracy, yet he’s only 18 and does it routinely. Amazing. pic.twitter.com/Z1ozELFLBm
— Kevin O’Connor (@KevinOConnorNBA) 4 Eylül 2017
Doncic’in milli takımdaki rolü NBA geleceği için güzel bir örnek olabilir. 2.04 boyundaki Doncic, ligde yeni türeyen bir oyuncu tipini sergiliyor: hem topla arası iyi olan hem de topsuz alanda alan açan çok pozisyonu oynayabilen bir oyuncu. Ribauntu çekip hızlı hücumu başlatabilir, veya kenarlara açılabilir, hızlı hücumda kulvar koşabilir ve top elindeyken topsuz alanda olup biteni anlayabilir. Doncic, bir gözlemcinin sözlerine göre ‘26 yaşındaki bir oyuncuymuş gibi’ oynuyor.
Takımlar üçlük isabetinde biraz daha istikrar bekleyecek. (4 maçta maç başına 6.5 denemede %34.6 isabet oranı) Ancak genç oyuncunun kaldırıp atmakta bir güven sorunu olmadığını söylemek gerek.
Savunma kısmında ise perdelerin üstünden geçecek fiziği ve efor seviyesi var, ancak yatay şekilde hareket etme yeteneği NBA’deki en üst düzey atletik oyuncular karşısında önemli bir teste tabi tutulacak. Aynı şekilde penetreleri durdurmak için gerekli olan güce sahip olup olmadığı hakkında da soru işaretleri var, gözlemciler ortalama atletizminin ona nerelerde sıkıntı çıkaracağı konusunda kesin bir karara varmış değil.
Yine de Doncic’i izlediğimde kafamda oluşan düşünce şimdi Ingles yerine kendisini Utah’a koysak takımın kesinlikle daha kötüye gitmeyeceği. Ingels, Doncic’ten 11 yaş büyük.
Onun hücumsal olgunluğuna sahip olan bu kadar genç bir oyuncu bir jenerasyonda bir, bilemediniz iki kere gelir. Doncic etrafındaki sükseye rağmen istikrarını korumayı başardı.
Lauri Markkanen
Markkanen Eurobasket’teki performansıyla herkesin kendisi üzerindeki algısını değiştirip yeniden gereksiz Dirk Nowitzki kıyaslamalarının diğer öznesi olmaya başladı.
20 yaşındaki genç uzun sayı krallığı yarışında Dragic ve Schröder’in arkasında 22.5 sayı ortalamasıyla üçüncü sırada yer alıyor. Maç başına yaklaşık 21 top hücumda parmağı olan Markkanen, bu alanda da turnuvanın liderlerinden. En fazla top kullananlar listesinde beşinci sırada yer alan Fin uzun, pozisyon başına 1.8 sayı çıkararak bu alanda da oldukça verimli oynuyor.
Eurobasket, Markkanen’in neden bu kadar ilgi çekici olduğunu gösterdiği bir Ütopya adeta. Zaten adam yürüyen bir ters eşleşme. Markkanen’in burada yaptıklarını NBA’de de yapabileceklerini söylemek tabii ki yanlış olur ancak uluslararası arenada uzunlar artık NBA’de daha yakın bir oyun tarzıyla oynamış oluyorlar. Markkanen ise bu oyuncuları şut yeteneği ve yanından geçip gidecek kadar iyi penetre kabiliyetiyle rahatsız ediyor.
Markkanen’in hakkında bildiklerimiz dışında ortaya çıkan zayıf veya güçlü bir yanı şu ana kadar yok. 56-50-88’lik isabet oranlarıyla oynayan Markkanen, savunma kısmında hala önemli eksikleri olan bir genç. Fin uzunun değiştirdiği tek şey bu oyunuyla, insanların ona bakış şekli.
Daha hızlı ve kompleks NBA maçlarına ne kadar adapte olacağıyla alakalı soru işaretleri devam ediyor ancak Markkanen belli eşleşmelerde çok can yakacağını şimdiden, grup aşamasında gösterdi.
Bogdan Bogdanovic
Sacramento Kings yöneticisi Vlade Divac, Bogdanovic’in geçtiğimiz yıl “kesinlikle Avrupanın 1 numaralı oyuncusu” olduğunu söylemiş, sonrasında da verdiği 3 yıl 27 milyon dolarlık kontratla görüşünün gerçek olduğunu kanıtlamıştı. Eurobasket’te şu ana kadar kıtanın en iyi oyuncusu gibi oynamasa da, açılış maçında Bogdanovic, Porzingis’li Letonya’ya 30 sayı attı.
Bogdan sonrasında yavaşlasa da çok fazla top kullanmaya devam ediyor %46’lık isabet oranıyla 21 sayı ortalama tutturmuş durumda. Bogdanovic bu oranı sadece %30.6’lık üçlük isabetine rağmen yakalamayı başardı. Kings’liler endişelenmesin, Bogdanovic 177 lig maçında bulduğu %39’luk üçlük isabetiyle ne kadar önemli bir şutör olduğunu kanıtladı bile.
Bogdanovic’i önümüzdeki yıl Kings’te Jodie Meeks gibi bir oyuncuya benzetmek pek zor değil. Topsuz katlarla kendini boşa çıkarıp hızlı şut stiliyle topu potaya yollayan bir oyuncu yapısı. Sacramento’nun ondan umduğu ise muhtemelen Meeks’ten biraz daha fazlası, Redick’in daha uzun kollusu gibi bir 2 numara. Birçokları onu sadece bir şutör olarak görse de ikinci bir yaratıcı gibi oynayabilir. Oyun görüşünü geliştirdi ve boyu nedeniyle şunun gibi şeyler yapabiliyor:
Bogdan geçen sezon Euroleague şampiyonu Fenerbahçe’nin en iyi skoreriydi ancak NBA seviyesinde yaratıcılık onun için çok başka bir sınav olacak. Top elindeyken, ikili oyunda kendine güveni tam ancak ilk adımıyla rakibinin yanından geçip gidecek bir yeteneği yok. Onun yerine boşluğu hafif yanıltmacalarla yaratıyor veya adımını klasik şekilde atmayıp savunmacıların beklemediği anlarda topu elinden çıkarıyor. Atletizm eksiği skor potansiyelini kısıtlasa da Hield, Fox ve Bogdanovic’li takım Vlade’nin ıslak rüyasını bir aya gerçeğe dönüştürecek.