Hayaline Kim Ulaşacak? Dragic mi, Porzingis mi?

11/Eyl/17 18:22 Eylül 11, 2017

Utkan Sahin

11/Eyl/17 18:22

Eurohoops.net

Artık kolay maçlar bitti. Yeteneklerin ve taktiklerin sorgulandığı o büyük kısma geliyoruz.

Utkan Şahin Sinan Erdem Spor Salonu’ndan Bildirdi / info@eurohoops.net

EuroBasket’in 24 takımla yapılması yüzünden takımlar şu ana kadar çok fazla kritik maç oynamadı.

Son sekize kalan takımlar gruplarda birkaç zorlu rakiple oynasa da genel anlamda yeteneklerini çok fazla sorgulatmak zorunda kalmadılar ancak artık işler değişecek.

Çeyrek finallerde ve turnuvanın devamında oyuncular ve koçlar yeteneklerini sonuna kadar sahaya koymak zorunda kalacak ve küçük ayrıntılar maçların sonucunu belirleyecek.

Sloven ve Letonyalı oyuncular için çeyrek final maçının bir tık daha fazla önemi var; Letonya 1993’ten beri, Slovenya ise tarihinde hiç yarı finale kalmadı.

Bu yüzden iki takımın oyuncuları ülkelerinin ve kendilerinin hayalleri için sonuna kadar mücadele etmek zorunda!

Peki geride kalan bölümde turnuvanın sempatik iki takımdan neler gördük ve yarı final için hangisi daha avantajlı?

Kokoshov’un Harika Takımı

Goran Dragic’in gelmediği EuroBasket 2015’te büyük bir hayal kırıklığı yaşayan Slovenya bu turnuvaya ise bambaşka bir takımla geldi.

O kadrodan sadece üç ismi bu turnuvaya getiren Slovenya, Dragic’in gelmesi, genç yetenek Doncic’in Slovenya’yı seçmesi ve Anthony Randolph’un devşirme olarak takıma katılmasıyla farklı bir takım oldu.

Aynı zamanda Utah Jazz‘da asistan koçluk yapan Slovenya’nın koçu Igor Kokoshov şu ana kadar elindeki kadroyu çok iyi kullanırken, takıma imzasını da attı.

Başarılı koç, elindeki iki yaratıcı oyuncu Goran Dragic ile Luka Doncic’in saha içi uyumunu çok iyi ayarladı.

Genellikle Randolph’u kenardan getiren Kokoshov, dört kısalı sistemde oyunu genellikle hızlandırdı. Setleri genellikle tepeden Dragic-Vidmar ikili oyunuyla başlatan Kokoshov, Doncic’i Dragic’in penetre ettiği tarafın tersi forvetine atarak ikinci bir ikili oyun opsiyonu yarattı.

Diğer iki kısasını diplere atan Kokoshov, Prepelic ve özellikle Muric’ten sürekli potaya doğru topsuz cutlar istedi. Başarılı koç ikili oyun sonra bir başka opsiyonu da bu şekilde yarattı. Burada Vidmar’ı alışılmışın dışında bir pas opsiyonu olarak kullanan Kokoshov, tecrübeli pivotun asist ortalamalarını fırlattı.

Kariyer ortalaması 0.8 asist olan Gasper Vidmar, EuroBasket’te 2.5 asist ortalamasıyla Pau Gasol’dan sonra pivotlar arasında 2. sırada yer aldı.

Dragic ile Doncic’in rotasyonunu da çok iyi ağırlayan Kokoshov, faul problemi olmadığı sürece oyundan ilk olarak Dragic’i kenara aldı. Dragic’in kenarda olduğu bölümde tepeye Doncic’i yerleştiren Slovenya genç yıldızın etrafına ise dört tane şutör oyuncu koydu. Doncic ikinci çeyreğin başında kenara geldiği zaman ise oyuna Dragic’i alan Kokoshov bu sefer oyunu NBA yıldızının birebirlerine odaklandı.

İşin savunma tarafında ise Slovenya’da pas kanallarına baskı dikkat çekiyor. Kısalar içerisinde sürekli adam değişebilen Slovenya, Vidmar ikili oyun zaafının ortaya çıkmasını engellemek için de topa baskı yapıyor. Slovenler bu sayede istedikleri gibi tempoyu da yukarı çekiyorlar.

9.3 top çalmayla turnuva lideri olan Slovenya, aynı zamanda maç başına ortama 12.6 hızlı hücum sayısıyla turnuvada ikinci sırada yer alıyor.

Altı maçı da kazanarak harika bir başlangıç yapan ve takım içi rolleri doğru ayarlayan Slovenya’da takımın liderleri Doncic ile Dragic’de kendilerinden beklendiği gibi ne zaman lazım olsa sorumluluk aldılar.

Onlar için olumsuz iki şeyden bahsedersek ise Anthony Randolph ile uzun rotasyonunun yetersizliğini söyleyebiliriz. Devşirme olarak kağıt üstünden mantıklı bir plan gözüken Randolph, son Ukrayna maçı dışında takıma adapte olmadı ve sahada olduğu bölümde eksi yazdı.

Elinde sadece dört tane uzun olan Slovenya’da Randolph’un da uyumsuzluğu eklenince olumlu katkı veren tek oyuncu Gasper Vidmar oldu. Vidmar’ın da maç içerisinde çok fazla sahada kalamadığını düşünürsek bu Slovenya rotasyonu için bir problem haline geldi.

Büyük Potansiyel ve Doğru Oyun Yetmiyor 

Kokoshov şu ana kadar turnuvada elindeki parçalarından harika verim alırken, Ainars Bagatskis ise aynı derecede başarılı olamadı.

Letonya için şu anda her şey yolunda gidiyor ancak takımın potansiyeli ile ortaya koyduğu arasında hala fark var.

2015’te gördüğümüz basketbolun üstüne koyan Letonya, Kristaps Porzingis ve Davis Bertans’ın gelişiyle birlikte turnuvada eşleşmesi en zor takım oldu. Roland Smith, Janis Timma ve Davis Bertans her iki pozisyonda da oynayabilirken, 2.21 boyundaki Kristaps Porzingis de beş numaralar için doğal olarak bir eşleşme problemi yarattı.

Elinde bu kadar fazla opsiyon varken, Bagatskis daha fazlasını yaratabilirdi ancak gelişen basketbolun izinden gitmeyi tercih etti.

Tempoyu sürekli zorlayan Letonya, pas ve spacing’in üzerine bir basketbol kurguladı. Bundan sorun yok aksine ortaya koydukları oyun oldukça keyif veriyor ancak madalya için her zaman tek bir opsiyona bağlı kalmak mantıklı değil.

Elinde bu kadar değişik beşler yaratma şansı varken, Bagatskis Timma’nın sırtı dönük oyunu dışında bu oyun sistemi işlemediğinde hücumda işlerin yolunda götürecek bir opsiyon yaratmadı. Bu yüzden işler sete sette kaldığı zaman Letonya’nın sorun yaşayabildiğini gördük.

Turnuvanın en özel oyuncularında Davis Bertans’a bile Bagatskis’in perdeden çıkartma dışında bir opsiyon yarattığını görmedik. İkili oyun temelli basketbol eskisi kadar verimli değil ancak sonucunun 40 dakikada belli olduğu eleme maçlarında sadece tek bir planla oynamak bence doğru değil. Hele de elinizde ikinci opsiyonu kullanabilecek bir takım varken…

Bagatskis’in turnuvadaki performansıyla ilgili bir küçük eleştiri daha yapmam gerekiyor. Porzingis savunmada temastan kaçıp ve uzunları savunmak istemiyor. Bunu saha içerisinde görebiliyoruz. Anžejs Pasečņiks yokluğuyla beraber bu durum Letonya için sırtı dönük uzunları savunma konusunda bir sorun yaratıyor.

Bu noktada Bagatskis savunmada adam değiştirip, Porzingis’i dört numara savundurmanın bir tercih olacağını turnuva içerisinde fark etti. Rusya maçının ilk yarısında Porzingis dört faul alınca savunmada rotasyonu değiştiren Bagatskis karşılığını maçı kazanarak aldı. Böylesine başarılı bir koçun bunu çok daha erken farkına varması lazımdı.

Bagatskis’i her ne kadar eleştirsem de Letonya’nın potansiyeli ve sahaya koyduğu yetenekler insanın ağzını sulandırıyor. Özellikle Janis Timma şu ana kadar ortaya koyduğu performansla insanları kendine hayran bıraktı. Hücumda her maç bu kadar fazlası opsiyonu bulunan, mobil bir takımı savunmak hiç kolay değil.

Bu yüzden Letonya turnuvanın gizli favorilerinden…