By Eurohoops team / info@eurohoops.net
Galatasaray‘a geliş sürecini ve adaptasyonunu anlatan Emir Preldzic, yeni sezondan beklentilerini de dile getirdi.
İşte o röportaj;
Bir senedir Galatasaray’dasın. Bu sene ikinci senen olacak. Nasıl gidiyor? Nasıl hissediyorsun?
“Kesinlikle çok daha rahat çünkü uzun yıllar Fenerbahçe’de oynadıktan sonra geçtiğimiz yıl buraya gelmem biraz şok etkisi yarattı. Galatasaray’a karşı birçok maç oynadım. Bu şok etkisi yarattı ve benim için de farklı bir deneyim oldu. Burada insanları tanıdıkça, ne kadar iyi niyetli olduklarını anlamaya başlayınca ve Galatasaray’da bir sorun olmadığını anlayınca çok iyi hissetmeye başladım. Beni çok iyi bir şekilde kabul ettiler. Artık burada insanları tanıyorum, onlarla sohbet edebiliyorum ve çoğu ile arkadaşlık edebiliyorum; bu sebeple her şey çok iyi. Burada olmak keyifli.”
Geçtiğimiz yıl sakatlıkların oldu, çok forma giyemedin. Bu yıl hedeflerin neler?
“Öncelikle bütün sezon sağlıklı kalmak istiyorum çünkü kendime güveniyorum ve takıma faydam olacağını biliyorum. Sağlıklı kalırsam ve iyi çalışırsam takımımıza oyunumla destek verip yeni bir şeyler oluşturabilirim. Böylece oyunumu ve ne yapmak istediğimi bilirler. Sanırım zaman gösterecek ama en çok yapmak istediğim şey; iyi çalışıp bütün maçlara iyi hazırlanmak.”
Abdi İpekçi’de muhteşem bir atmosfer vardı. Bu yıl maçları burada, Sinan Erdem Spor Salonu’nda oynayacaksınız. Aynı atmosferi yakalar mısınız, ne dersin?
“Büyük maçlarda tabii ki iyi atmosferimiz olacaktır. Galatasaray taraftarı gerçekten inanılmaz. Her yerde nasıl atmosfer yaratılması gerektiğini biliyorlar. Bu salon biraz daha büyük ve sanırım biraz daha geniş. Salon dolduğunda müthiş bir atmosfer olacaktır. Daha az taraftar geldiğinde daha zor olacaktır ama biz iyi oynarsak ve maçları kazanırsak bizi desteklemeye daha çok taraftar gelecektir. Bu bizim hedefimiz olmalı; Galatasaray taraftarını buraya çekip bizi desteklemelerini sağlamak… Onları burada görmek istediğimizi göstermemiz lazım. İyi çalışıp maçları kazanmamız lazım.”
Boş günlerinde neler yapıyorsun?
“Çok fazla bir şey yapmıyorum aslında. Çoğu zaman çalıştığım günlerde göremediğim arkadaşlarımla yemeğe gidiyorum. Onlar basketbol dışında arkadaşlarım. Ailem, Bosna’dan buraya geldiğinde onlarla bir yerlere gidiyorum. İyi restaurantlara ya da henüz görmedikleri tarihi yerlere… Çok fazla değil ama. Eğer tek başımaysam uyumayı, dinlenmeyi ve film izlemeyi tercih ediyorum.”
İstanbul’da en çok nereyi seviyorsun?
“Restaurant olarak en çok Boşnak yemekleri yiyebileceğim yerleri seviyorum çünkü çok özlüyorum. İyi yemek yemek istediğimde oralara gidiyorum çünkü bilirsiniz, herkes kendi ülkesinin yemeklerini sever. Eğlenmek içinse güzel manzaralı, boğaz manzaralı bir kahve içebileceğim yerleri seviyorum.”
Galatasaray Futbol Takımı’nı takip ediyor musun?
“Takip ediyorum. Evde olduğum zamanlar maç varsa açıp izliyorum. Bu sene Gomis’i çok beğeniyorum. İnanılmaz bir oyuncu. Çok iyi bir forvet. Kardeşim onu çok seviyor. Daha dün beni aradı ve onun formasını istedi benden. Ben de onu çok seviyorum. İyi bir oyuncu olduğunu düşünüyorum.”
Bazı taraftarlar neden Türkçe konuşmadığını merak ediyor. Onlara bir cevap vermek ister misin?
“Türkçe cevap vermek istemem. Bazı arkadaşlarım nasıl Türkçe konuştuğumu biliyor. Türkçe biliyorum ama insanlarla konuşmaya çekiniyorum. Çünkü çok iyi konuşamıyorum. Beni tanıyan insanlar biraz farklı konuştuğumu söylüyor. O yüzden bu gibi röportajları İngilizce yapmayı tercih ediyorum.”
Hayata bakış açını değiştiren bir kitap ya da film var mı?
“Bosna’da ünlü bir yazarın okuduğum bir kitabı var. Savaşı atlatan bir genç hakkında. Kitabın sonunda savaş esnasında onca yaşadığı kötü şeye rağmen bir şekilde başarılı ve mutlu olmayı başardı. Bu bana devamlı pozitif düşünmem gerektiğini öğretti. Ne yaşandıysa geçmişte kaldı. Daha iyi günler ve gelecek için yarınlar var.”
Üç isimle bir masada oturma hakkın olsaydı. Bu 3 isim kim olurdu? Geniş düşün; bu 3 isim herkes olabilir.
“Sanırım ünlü atletlerle bir arada olmak isterdim. Çünkü ben de bir sporcuyum. Onların bulundukları konuma nasıl geldiklerini ve gelebilmek için neler yaptıklarını dinlemek isterdim. Michael Jordan derim çünkü o en başarılı basketbolcu. Tenis seviyorum. Bu yüzden Rafael Nadal ile o masada oturmak isterdim. O da benim favorileri sporcularımdan. Üçüncü de Tom Brady olur. Onu beğeniyorum. Amerikan futbolunda herkes bilir onu. Onlarla bir masada olmak isterdim. Çok başarılı sporcular hepsi de. Kendi branşlarında en iyiler arasındalar. Onların düşüncelerini ve bana tavsiyelerini öğrenmek isterdim.”
EMiR PRELDZiC İLE KISA KISA…
– NBA’de Play-Off oynamak mı, EuroLeague şampiyonluğu mu?
“EuroLeague şampiyonluğu. Çok kolay oldu. Avrupa basketbolunu daha çok seviyorum çünkü daha çok rekabet var. Her maç ölüm ve yaşam ciddiyetinde. NBA’de bazı maçlar çok rahat geçiyor. Oyuncular sadece oynuyorlar. Play-Off’larda da gerçekten iyi oynuyorlar. Bu yüzden Avrupa basketbolunu daha çok seviyorum.”
– Hücum mu, savunma mı?
“Hücum.”
– Üç sayılık atış mı, smaç mı?
“Üç sayılık atış.”
– Forvet olarak oynamak mı, oyun kurucu olarak oynamak mı?
“Oyun kurucu. Her zaman oyun kurucu çünkü topla oynamayı seviyorum. Bu yüzden bunu cevaplaması kolay benim için.”
– Türk mutfağı mı, Boşnak mutfağı mı?
“Benziyorlar. Gerçekten çok benziyorlar. Türk mutfağı biraz daha baharatlı. Benim baharatlarla çok aram yok. Bu yüzden az bir farkla Boşnak mutfağı demek istiyorum.”