By Buğra Uzar / buzar@eurohoops.net
Darüşşafaka ile birlikte kariyerinin en olgun sezonlarından birini geçiren ve takımının bu büyük başarısında çok önemli bir rol oynayan JaJuan Johnson, final karşılaşmaları öncesi Eurohoops’a konuştu.
Amerikalı oyuncu, takımının başarısının sebeplerinden Lokomotiv Kuban’la oynayacakları finale, koç Blatt’le çalışmanın nasıl bir şey olduğundan geleceğe dair hedeflerine kadar birçok konuda çok önemli açıklamalar yaptı.
-İlk olarak EuroCup’taki başarınızdan ötürü tebrik ederim. Bu başarıyı sezon başlamadan önce bekliyor muydun?
Rekabetçi bir insan olarak ve bir oyuncu olarak her zaman kendinizden en iyiyi beklersiniz. Buraya ilk geldiğimizde hazırlık kampında ilk konuştuğumuz şeylerden birisi buydu. EuroCup şampiyonluğunu kazanmayı ilk andan itibaren konuştuk. En başından itibaren hedefimiz bu. Finalde olmak gerçekten büyük bir başarı.
-Finaldeki rakibiniz Lokomotiv Kuban’a gelelim. Bu sezonu çok iyi geçiriyorlar ve henüz EuroCup’ta mağlubiyet almadılar. Umuyoruz ki ilk mağlubiyetlerini sizden alacaklar. Bu seri hakkında neler söylemek istersin?
Tüm sezon boyunca çok iyi oynadılar. Ancak biz de takım olarak Avrupa’da herkese karşı oynayabileceğimizi kanıtladık. Çok zorlu bir seri olacak ama bence takım olarak en üst seviyede rekabet edebileceğimizi ve bu işi halledebileceğimizi gösterdik.
-Peki sana göre serinin kilit noktaları neler olacak?
Bizim daha önce oynadığımız bütün serilerde olduğu gibi en kritik nokta savunmamız. Önce savunmamız sonra da hücum… Eğer onları durdurabilirsek ve birkaç kolay basket bulabilirsek bence bu bizim için çok önemli olacak.
-Bu sezon hem EuroCup’ta finale çıkmayı başardınız hem de özellikle yoğun fikstürünüzü göz önüne alırsak Türkiye Ligi’nde iyi bir pozisyondasınız. Darüşşafaka‘nın bu başarısındaki kilit noktalar neler?
En önemli nokta takım olarak bir arada olmamız. Vücutlarımıza çok iyi baktık. Koçlarımız ve antrenörlerimiz bizim yeterince dinlenebilmemiz ve gerekli idmanları yapabilmemiz konusunda harika işler çıkarttılar. Aynı zamanda hepimiz olabileceğimiz en iyi noktaya gelebilmek için çok çalıştık.
-Peki bu yoğun fikstürde motivasyonunu nasıl koruyorsun? Bazı günler birkaç saatlik uykuyla maça çıkmanız gerekti ve bu süreçten iyi çıktınız.
Bence her şey benim ve tüm arkadaşlarımın çok büyük rekabetçiler olmamızdan kaynaklanıyor. Hepimiz kazanmak istiyoruz. Ayrıca koç Blatt de bu durumun profesyonelliğin bir parçası olduğunu bize anlattı. Bazen zorlu seyahatler yapsanız da ve bu tip sıkıntılar çıksa da sahaya çıkıp elinizden gelenin en iyisini yapmalısınız.
-Koç Blatt’ten söz açılmışken, onunla çalışmak nasıl bir duygu? Sezon öncesinde onunla çalışacağın için çok heyecanlı olduğunu söylemiştin. Onunla zaman geçirdikten sonra şimdi nasıl hissediyorsun?
Her şey düşündüğüm gibi gerçekten. Benim için harika bir tecrübe oluyor. Ondan çok şey öğrendim. 29 yaşındayım ama ben hala oyunu öğreniyorum. Bana çok şey gösterdi. Her seviyede çok büyük tecrübesi var ve bu da bana harika bir şekilde etki ediyor. Bence takımdaki tüm oyuncular için de onun gibi bir koça sahip olmak harika. Herkesi bir sistemin içine dahil etti ve biz de bunu saha içerisinde gösteriyoruz.
-Bu sezon gerçekten yüksek bir tempoyla oynuyorsunuz. Neredeyse bir NBA takımı kadar hızlısınız. Bu sistem hakkında neler söylemek istersin? Bu sistemde yer almaktan keyif alıyor musun?
Evet, kesinlikle keyif alıyorum. Ben sahada koşmayı ve savunma yapmayı çok seviyorum. Bu sistem de benim oyun stilime uyuyor. Tabii ki bunun hepsi koç Blatt’in iyi iş çıkartması sayesinde. Bu sistemle farklı yerlerde de başarılar kazandı. Ben de buna çok saygı duyuyorum ve biz de sahaya çıkıp elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz.
-Sen de bu sezon Darüşşafaka’da çok iyi bir sezon geçiriyorsun. Öyle ki birçok kişi senin bir EuroLeague oyuncusu olduğunu düşünüyor. EuroLeague’de oynamak hakkında ne düşünüyorsun? Darüşşafaka’yla EuroCup’ı kazanmanız buraya geçiş biletin de olabilir?
EuroLeague’de oynamak tabii ki benim hedefim. Kariyerimin bu bölümünde Avrupa’daki en yüksek seviyede oynamak istiyorum. EuroLeague’de henüz yer alamadım. Orada oynama şansı yakalarsam bu gerçekten harika olur. Darüşşafaka’da geçirdiğim zamandan keyif alıyorum. Ama tabii ki EuroLeague benim için önemli bir hedef.
-NBA’e kapıları kapattın mı? Oraya tekrar dönmen için ne gibi şartların oluşması gerekiyor?
Benim açımdan bu aşamada garanti bir kontrat olması gerekiyor. NBA’de oynamaya kapıları kapatmadım. Eğer bir fırsat oluşması halinde NBA’e dönmeye kesinlikle açığım. Tabii ki bunun hem benim hem de ailem için iyi bir fırsat olması gerekiyor. Ama NBA’de tekrar oynamak kesinlikle benim hedeflerimden birisi. Bir gün bunu başarmak güzel olur.
-Hemen hemen her maçta sizden en az bir inanılmaz smaç görüyoruz. Maçlardan sonra bu smaçları konuşuyor musunuz? Aranızda bu konuda bir rekabet var mı?
Bir rekabet yok ama ilk defa içinde olduğum bir takımda herkes herkesin yerine bu kadar çok heyecanlanıyor. Ben ya da Howard ya da başka birisi smaç yaptığında, ya da Stanton maç kazandıran şutu attığında herkes onun için heyecanlanıyor. Onu daha da cesaretlendiriyor. Hareketi Instagram’da ya da diğer yerlerde paylaşıyor ve birbirimizi destekliyoruz. Bence saha dışında böylesine bir sevgiye sahip olmamız saha içerisinde bize yardımcı oluyor.
-Peki antrenmanlarda kendi aranızda smaç yarışması yapıyor musunuz?
Bazen çıkıp çok iyi ya da agresif bir smaç yapıyoruz. Ama antrenmanlarda genelde iyi vakit geçirip sıkı çalışıyoruz. Bu da en önemli olan şey.
-Takımında birçok genç Türk oyuncu var ve bunlar önemli süreler alıyorlar. Sen bu genç oyuncuların performansları ve gelişimleri hakkında neler söylemek istersin?
Gerçekten kendilerini çok geliştirdiler. Oynadığım en yetenekli takımlardan bir tanesi. Birçok milli oyuncu var. Hepsi çok çalışıyorlar ve tüm yabancı oyuncuları zorluyorlar. Bazılarının ilk beş başladıklarını görüyorum ve çok iyi iş çıkartıyorlar. Hem bize hem de tüm takıma birçok maçta çok yardımcı oluyorlar.
-Scottie Wilbekin’in devşirme oyuncu olarak Türkiye Milli Takımı’nda yer alacağına dair dedikodular var. Sen onun takım arkadaşı olarak Türk milli takımına nasıl katkılar yapabileceğini düşünüyorsun?
Bence kesinlikle çok yardımcı olur. Bu sezon bize çok yardımcı oldu. Birçok maçta bizi kurtardı. Şu anda çok yüksek bir seviyede oynuyor. Bence Türk milli takımına çok büyük bir katkı yapabilir. Umarım onun için her şey çok iyi gider. Eğer pasaport almayı başarıp milli takımda oynarsa bu iki taraf için de faydalı bir durum olacaktır.
-Scottie demişken, onun Bayern Münih’le oynanan serinin 2. maçındaki eşsiz performansı hakkında neler düşünüyorsun?
Daha önce oyuncuların 40 sayı attığını duymuştum ancak onlardan birine hiç tanık olmamıştım ya da birinin 40 sayı attığı bir maçta yer almamıştım. İzlemesi inanılmazdı. Bizim takımımızda olduğu için şanslıyım tabii ki. Harikaydı.
-NBA’de oynamış ve Oyuncular Birliği deneyimi yaşamış birisi olarak sence Avrupa basketbolu için de bir Oyuncular Birliği kurulmalı mı?
Bence bir şeye ihtiyaçları var. Bana göre özellikle şu an oyuncuların biraz daha söz hakkı olmalı. Sadece kendi endişelerimizi ve yaşayabileceğimiz bazı sorunları dile getirmeliyiz. Böyle bir şey olursa herkes için daha iyi olacaktır. Konuşmak ve iletişim kurmak oyunu hem oyuncular hem de ligler için daha iyi bir hale getirecektir.
-İstanbul’da yaşamayı seviyor musun?
İstanbul’da yaşamayı gerçekten çok seviyorum. İkinci kez buradayım. İnsanları, yemekleri çok seviyorum. Burada yapılacak çok şey var. Herkes bizi olabildiğince rahat ettirmek için uğraşıyor. Benim için harika bir durum.
–Daha önceki bir röportajında tarihi yerleri gezmeyi sevdiğini okumuştum. İstanbul da bu açıdan çok zengin bir şehir. Burada tarihi yerleri gezme şansın oldu mu?
Sultanahmet Meydanı ve Galata Kulesi’ne gittim. Boğaz’ı ve Taksim Meydanı’nı da gezdim tabii ki. Evet, bazı yerleri gezdim ama havanın biraz daha iyi olmasını bekliyorum. Ailem de şehre gelecek ve o zaman daha çok şey keşfedebiliriz. Boş zamanlarımda bu tip yerleri gezmeyi seviyorum.
-Belki EuroCup Kupasını da oralara götürürsün?
Harika olur! (Gülüyor) Kupayla İstanbul’u gezmek gerçekten inanılmaz olur.
-Bir basketbolcu olarak sana kimler ilham verdi?
Oyuncu olarak büyürken Kevin Garnett’i izlemeyi çok seviyordum. Onun büyük bir hayranıydım. Boston Celtics tarafından seçildiğimde onunla birlikte oynama şansım oldu. Onunla çok konuştuk. Basketbolcular dışında ise annem benim en büyük ilham kaynağımdı. Çok sağlam bir çalışma etiği vardı. Çok erken kalkardı. Beni ve kız kardeşimi çok fazla destekledi. Onun bu çalışma etiğini ve desteğini görmek benim de basketbolu daha ciddiye almamı sağladı. Bu da basketbol kariyerime olumlu açıdan büyük katkı yaptı.
-Son olarak, sevdiğin bir Türk yemeği var mı?
Lokumu çok seviyorum. Bir de baklavayı.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!