By Eurohoops team / info@eurohoops.net
Marko Keselj, şu anda 32 yaşında ve emekliliğe her geçen gün biraz daha yaklaşıyor. Tecrübeli oyuncu, Sport Klub’a verdiği röportajda 2012’deki EuroLeague finalinden eski takım arkadaşı Marc Gasol’e kadar farklı konulara değinen Keselj, kariyerinin iyi ve kötü anlarını büyük bir samimiyet ile paylaştı.
Olympiacos, İstanbul’da oynanan finalde CSKA Moskova ile karşılaşmıştı. CSKA‘nın favori olarak çıktığı final mücadelesinin ilk anından itibaren gergin geçtiğini söyleyen Keselj, şunları söyledi:
“Mücadelenin beşinci dakikasından itibaren karşılaşmadaki gerginlik inanılmaz bir seviyeye çıkmıştı. Çok büyük bir baskı altındaydık ve psikolojik olarak oynamanın kolay olmadığı bir maçtı. İlk yarıda fark bir ara 15 sayıya kadar çıkmıştı ve ‘Umarım 40 sayı fark yemeyiz’ diye düşünmeye başlamıştık. Duda devre arasında soyunma odasına girdi ve direkt yalnızca Spanoulis’e bağırmaya başladı, ona taktik tahtasını bile fırlattı. Koç, ‘Sen bu takımın liderisin, takımını toparlaman gerekiyor. Bu rezalet de ne böyle?’ diye bağırıyordu. Bu diğer oyuncuların da motive olmasını sağladı çünkü Spanoulis gerçekten takımın lideriydi. Takım olarak ikinci yarıya çıkıp maçı çevirmek için ölümüne mücadele etmeye karar verdik. Ancak üçüncü çeyrekte bile işler CSKA’nın istediği gibi gidiyordu. Fark bir ara 19 sayıya kadar çıktı. O andan itibaren kaybedecek hiçbir şeyimiz kalmadığını fark ettik, maçı zaten neredeyse kaybetmiştik. O andan itibaren daha rahat oynamaya başladık ve işler bizim istediğimiz gibi gitmeye başladı. Daha sonra kazanmak için bir şansımız olduğunu hissettik.”
Maçın gidişatı son çeyrekte tamamen değişti. Ramunas Siskauskas, maçın son anlarında çok kritik iki serbest atışı kaçırdı ve EuroLeague tarihinin en heyecanlı finallerinden birisine şahitlik ettik. Keselj, Acie Law ile birlikte kaçan faullere nasıl tepki verdiklerini ise şöyle anlatıyor:
“Siskauskas’ın kullandığı son faulleri hatırlıyorum. Acie Law, Avrupa’ya yeni gelmişti ve o dönemde Avrupa’da oynayan oyuncuların özelliklerine çok hakim değildi. Sezon boyunca rakiplerimiz faul kullanırken bize hep ‘faulü atar mı?’ diye soruyordu. Bir kez bize ‘Navarro faul atışlarını kaçırır mı?’ diye sormuştu. Bazen herkes hata yapıyor, takım olarak ona güldük ve ‘Navarro en son faul kaçırdığında sene 1994’tü’ dedik. Siskauskas faul atışlarını kullanmak için çizgiye geldiğinde benchte Law ile yan yana oturuyorduk. Law beni dürttü ve ‘atışları kaçırır mı?’ diye sordu. Ben de ona Siskauskas’ın en son ne zaman faul kaçırdığını hatırlamadığımı söyledim. Sonra Siskauskas ilk atışını kaçırdı ve ikimizde şok olmuş şekilde birbirimize bakakaldık.”
Daha sonra Giorgos Printezis, EuroLeague tarihine geçen ve herkesin kazanan baskete imza atarak şampiyonluğu Olympiacos‘a getirmişti. Keselj o anlarla alakalı da şu ifadeleri kullandı:
“Adeta transa geçmiştim. O ana dair bana ne hatırladığımı sorarsanız gerçekten çok bir şey söyleyemem. Net olarak hatırlamıyorum. Sevinçten zıplamaya başladığımızı ve çığlık attığımızı hatırlıyorum. Başkanlar, sponsorlar, gazeteciler, sahaya giren taraftarlar… İnanılmaz bir karmaşa vardı. O akşam takım olarak kutlamaya gittik. Ancak Yunanistan Ligi devam ettiği için koç bize çok geç saatlere kadar içip kutlama yapamayacağımızı söyledi. Takım olarak otobüse bindik ve otele döndük. Kutlama esnasında herkes fiziksel ve mental olarak çok yorgundu, gerçek bir kutlama olduğunu söyleyemem. Birkaç gün sonra Atina’ya döndükten sonra ne kadar büyük bir şey başardığımızı fark ettik.”