by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Fenerbahçe Beko’nun kaptanı Melih Mahmutoğlu, Milliyet’ten Ümit Avcı‘ya 2017 EuroLeague şampiyonluğu hakkında samimi açıklamalarda bulunduğu bir röportaj verdi.
Fenerbahçeliliğin kendisine çok küçük yaştan itibaren işlendiğini anlatan Melih “Daha çok küçüktüm. Babam da koyu bir Fenerbahçeli idi. Zaten onun etkisiyle ben de küçükken fanatik olmuştum. Birlikte maçlara giderdik. Öncelik futbol maçlarıydı… Sonra ben basketbola başladım. Tabii ki topu elime aldığım andan itibaren hayallere de… Hep bir gün Fenerbahçe formasıyla sahaya çıkmayı istiyordum. Sonra ben büyüdükçe hayallerim de büyüdü. Profesyonel olarak basketbola başlayınca Fenerbahçe’de oynamak, hatta o formayla kupa kazanmayı hayal ettim. Fenerbahçe hayalim gerçekleşince de artık en büyük hayalim EuroLeague şampiyonluğuna dönüşmüştü. Takım kaptanı olarak bunu yaşadım. Bu duyguyu nasıl anlatabilirim ki… O anda bütün bunlar gözümün önünden geçti. O küçük çocuk kupayı kaldırdı dedim içimden, şükrettim…” ifadelerini kullandı.
Mahmutoğlu‘nun açıklamalarından diğer satırbaşları şu şekilde…
Takımın EuroLeague şampiyonu olduğu 2016-17 sezonu üzerine: “Aslında normal sezonun sonunda bir düşüş yaşamıştık ama art arda yaşanan sakatlıklar vardı. Tam kadro olduğumuzda herkesi yenebileceğimizi biliyorduk ve play-off da bunun için önemli bir fırsattı. Sezonu 5. bitirip saha avantajını Panathinaikos’a kaptırınca belki birçok kişi umutsuz düşündü ama böyle düşünmeyenler de vardı. Fenerbahçe taraftarı ve oyuncuları… Taraftarın desteği inanılmazdı. Yunanistan’a gitmeden önce oynadığımız maçları hatırlıyorum, hep bize güven veren destek vardı… Biz de zaten oyuncular olarak aramızda konuşuyor, toplantılar yapıyor, yeter ki sağlıklı bir şekilde sahaya çıkalım, saha avantajına rağmen turu geçeriz’ diyorduk. Başardık. Yunanistan’da ilk maçı kazanınca zaten rahatlamıştık. Artık ipler bizim elimize geçmişti. Ama Obradovic ilk maçtan sonra ayakların yere basmasını istedi. Biz de onu dinledik. Aslında Bogdan’ın ayakları çok yere basmıyordu. Sürekli uçtu rakibin potasına. Takım halinde sergilenen savunma da olunca 2-0 ile İstanbul’a geldik, Final Four’a yükseldik…
Sinan Erdem Spor Salonu zaten sarı-laciverte boyanmıştı. Ülker Arena’daki coşku oraya taşınmıştı. Maçları hatırlarsanız çok rahat kazanan bir takım vardı sahada. Her oyuncunun performansı maksimuma çıkmıştı. Belki de son yıllarda bir takımın en kolay kazandığı Final Four’u izledi herkes. Ama aksini düşünmüyorduk zaten, İstanbul’da Final Four düzenlenecek, Fenerbahçe sahada olacak, 10 binlerce taraftarı tribüne koşacak… O takımın kaybetmesi mümkün değildi…”
Zeljko Obradovic dönemindeki Fenerbahçe hakkında: “Zaten geldiği andan itibaren yaşananlar ortada. 5 kez üst üste Final Four oynadı bu takım. Türkiye’nin ilk EuroLeague şampiyonu oldu. Tribünler basketbolu gerçekten çok seviyor ve bunda hocanın da etkisi büyük. Onun sayesinde çok önemli isimler Türkiye’ye gelmek istedi. Zaten gelen yabancılar da onunla çalışma istediklerini hep dile getirdi. Ben de hocayla aynı zamanda gelmiştim Fenerbahçe’ye. Benden istediklerini, beklediklerini biliyorum. İnşallah bu camiaya daha çok kupa sevinci yaşatacağız.”
“Final maçını kazanacağınızdan ne zaman emin oldun?” sorusuna yanıt olarak: İlk pozisyonda. Hava atışı sonrası daha ilk saniyelerde Ekpe asist yaptı, Jan Vesely uçarak smacı yapıştırdı. Tribünlerin o anki tepkisi ve coşkusu ‘tamam bu iş buradan dönmez’ dedirtti. Zaten Olympiacos gözünü açamadı. Onların da maçın daha başlarında, o salondan o atmosferden çıkmanın ne kadar zor olduğunu düşündüklerini tahmin ediyorum. Aradan üç yıl geçmiş olması biraz garip geliyor insana. Çünkü her şeyi dün gibi hatırlıyorum.
Hele kutlamalar… Önce saha ortasında taraftarlarla yaptığımız tezahüratlar. Ardından soyunma odasındaki coşku… Ama benim için çok önemli bir şey daha vardı. Bağdat Caddesi’ndeki kutlamalar. Ben hep Fenerbahçe futbol takımı şampiyon olduğunda taraftar olarak giderdim kutlamalara, takım gelsin diye beklerdim, tur atardık… Şimdiyse diğer taraftaydım. Binlerce taraftar bizi bekliyordu, biz de üstü açık otobüsle caddeye geldik. O anki coşku hayatımın en güzel anlarından bir tanesiydi. Tabii ki herkes için şampiyonluk çok kıymetlidir ama Fenerbahçe formasıyla buna ulaşmanın bendeki etkisini inanın anlatacak kelime yok…”
Fenerbahçe’nin günümüz basketbolundaki yeri ve geleceği hakkında: “Artık Fenerbahçe basketbolda bir kale oldu. Tüm Avrupa saygı duyuyor. Bu sene biraz performansımız düştüğünde yaşanan şaşkınlık da aslında bu takımla ilgili beklentiler yüzünden. Ama inanın sezon oynansaydı, biz yine sonların farklı olacağına inanıyorduk. Baştaki fikstür şanssızlığı, ardından gelen sakatlık sıkıntıları, son saniyelerde bize yakışmayan şekilde kaybettiğimiz maçlar vs. Her türlü şanssızlığı yaşadık ama ayakta kalmayı biliyorduk ve play-off’un farklı olduğunu da şampiyon olduğumuz sezon zaten ispatlamıştık.
Bu sene de sonrasında da Fenerbahçe taraftarı hep bu takımı EuroLeague kupasını kovalarken görecek… Aslında en önemlisi de o. Yani hep zirvede olmak. Eskiden Real Madrid’i Panathinaikos’u hep oralarda görürdük, CSKA hep oralarda olurdu. Artık Fenerbahçe de onların arasında, hatta onların daha da yukarısında. İnşallah bu böyle devam eder ben de kariyerimin sonuna kadar bu forma altında yeni şampiyonluklar yaşarım, o küçük çocuğa yine selam yollarım,”
TBF’nin ligleri sonlandırması üzerine: “Liglerin sonlandırılması kararı çok yerinde bir karardı. Bu konuda Başkan Hidayet Türkoğlu ve yönetim kuruluna teşekkür ediyoruz. İnanın en çok biz isterdik şu anda sahada olmayı. Sonuçta oyuncuların da maddi kaybı olacak. Ama sağlık diyoruz sonuçta. Herkesin sevdikleri aileleri var. Onları düşünmek zorundayız. Umarım en kısa sürede hayat normale döner biz de işimizi yapmaya başlarız. Zaten salon tam evimin karşısında. Her gün bakıp iç çekiyorum. İnanın çok özledim oynamayı, taraftarın önüne çıkmayı ama şu anda en doğrusu buydu.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!