By M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
2020 yazında beş sezonluk başarılarla dolu Fenerbahçe kariyerine nokta koyan ve Olimpia Milano ile anlaşarak ülkesine dönen İtalyan forvet Gigi Datome, takımının sosyal medya hesapları için samimi bir röportaj gerçekleştirdi.
Basketbolcu olmaya karar verdiği günlerden NBA yıllarına, Fenerbahçe kariyerinden Olimpia Milano tercihine birçok konuya değinen Datome’nin açıklamalarından dikkat çeken noktaları sizler için derledik.
“Basketbolcu olduğunu ne zaman anladın?” şeklindeki soruyu yanıtlayan Datome, “Siena’da oynadığım dönemde bunu başarabileceğim hissi vardı çünkü Galanda veya Chiacig gibi milli takımda izlemeye alıştığım profesyoneller ile oynuyordum. Orada, en azından deneyebileceğimi anladım. Daha sonra 18 yaşındayken antrenmanlarda ve bazı maçlarda rahat oynadığımı gördüm. O anda gerçekten basketbolcu olabileceğimi fark ettim” şeklinde konuştu.
Beklentileri aşıp aşmadığı ve hiç kendisinden şüphe edip etmediği ile ilgili soruları yanıtlayan Datome, şunları söyledi:
“Sınırlarımın ne olacağı, neleri daha iyi yapmam gerektiği kafamda açıktı ancak hep kendimden çok emin oldum. Doğru fırsat gelirse, doğru bir ortamda ne kadar değerli olabileceğimi gösterebileceğimi biliyordum. Tabii doğru ortam arayışı çok zor oldu, kabul etmem lazım. Yıllar sürdü. Ancak neticede doğru ortamı buldum. Artık olan biten her şeyden ötürü mutluyum.
Elbette şüphelerim oldu, Siena’daki son yılımda gerçekten süre almakta zorlanıyordum. Keza Scafati ve Roma’da da istediğim alanı bulamadığım yıllar oldu. Milli takımda da yaşandı bu. Ancak hep salonda çalıştım, bu durumlardan çalışarak çıkmayı denedim. Bakış açım hep bu oldu, zor anlarda da bana bu yardımcı oldu. Roma ve milli takımda güzel günler yaşadıktan sonra zor dönemleri unuttum.”
İtalya’dan ilk ayrıldığı döneme göre nasıl değiştiğini anlatan tecrübeli yıldız, şunları söyledi:
“Ben ayrıldıktan sonra yedi yıl geçti ve bir sporcu için çok uzun bir süre bu. Kişisel olarak çok şey yaşadım. Umarım daha iyi bir oyuncu, aynı zamanda da daha iyi bir insanımdır. Ruhsal olarak kesinlikle daha zenginim. Beni olgunlaştıran çok fazla deneyim yaşadım, çok yer gördüm, çok insan tanıdım. Aynı insan değilim. Hedef hep daha iyi olmak ama bunun böyle olup olmadığını ben söyleyemem.”
NBA deneyimi ile ilgili ise şöyle konuştu:
“Çok acayip, çok yoğun, beni zor bir sınavdan geçiren ve her şeyden öte o seviyede potansiyelime dair şüphelerin olduğu bir atmosferde kendime güvenmem gereken bir deneyimdi. Öğretici bir deneyim oldu ve zihinsel olarak güçlendim. Şanslıydım, kısa bir Boston deneyimi oldu ve çok eğlendim, sahada kalıp kendimi bir NBA oyuncusu gibi hissedebildim orada. Oradaki dünyayı görmek, iki yıl boyunca inanılmazdı. Böyle bir deneyim ile olgunlaştığım için mutluyum ancak sıkıntılarım, yaşadığım tatminden daha fazlaydı. Ancak keyif aldım ve benim zihnimde, Detroit’te yaptığım bazı şeyler ile Boston’da yaptığım daha fazla, daha farklı şeylerin romantik bir değeri de var. Tutkulu biri olarak bunu söyleyebilirim.”
Celtics’te oynamanın kendisi için ne anlam ifade ettiğini açıklayan Gigi Datome, şu ifadeleri kullandı:
“Kariyerimde giydiğim formalar arasında Celtics formasının olması havalı, güzel. Eve gittiğim zaman formalarıma hep şöyle bir bakıyorum. Detroit’te giydiğim forma da var ama Boston forması özel. Ayrıca Larry Bird’ün giydiği formayla aynı kaldı. Celtics’te oynamak, o salonda sahaya çıkmak, sosyal açıdan beraberinde gelen rolü de taşıyan Celtics oyuncusu olmanın getirdiği avantajlar ile Boston’ı görmüş olmak gerçekten güzeldi. O formada benim soy ismimin olması gerçekten paha biçilemeyecek bir deneyim.”
Fenerbahçe yıllarına değinen Datome, şöyle konuştu:
“O yıllarda aldığım sevginin çoğu, yaşadığımız başarıların bir sonucuydu ama aynı zamanda sahada gösterdiklerimiz karşılığında da o sevgiyi gördük. Bizim sahadaki yapımızın taraftarlara gurur verdiği bir takımdı bence. Fenerbahçe’ye, İstanbul’a, Türkiye’ye çok bağlıydık. Öyle ki birçok oyuncu takımda kaldı, çocukları orada doğdu, çoğumuz gerçekten kendimizi orada iyi hissettik. Taraftarların gönlüne girmek kolay değildi. Başlarda bana dair biraz şüpheleri olduğunu biliyorum çünkü ben genelde 4 değil 3 numarada oynuyor olsam da EuroLeague MVP’si Bjelica’nın yerini doldurmaya gelmiştim. Zamanla büyük bir sevgi ve çılgın bir hayranlık gördüm. Hâlâ taraftarlar bana yazıyorlar, formam değişmiş olsa bile. Elbette hayatımın önemli bir bölümüydü ve bunu yaşadığım için mutluyum.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!