By John Rammas/ irammas@eurohoops.net
The Natural…
Dört Oscar ödülüne aday gösterilen, Barry Levinson’ın yönetmenliğini üstlendiği ve Robert Redford’ın başrol olarak oynadığı, Bernard Malamud’un romanından beyaz perdeye aktarılan film. Filmin konusu ise Roy Hobbs ve onun gelmiş geçmiş en iyi beyzbolcu olma tutkusu.
Hobbs, yıldırım çarpmış ve parçalanmış bir meşe ağacından bir beyzbol sopası yaptı. O ağacın yanında babasıyla beyzbol oynadı ve genç yaşta babası ölümcül bir kalp krizi geçirdi.
Hobbs, gençliğinde hayallerini Barbara Hershey’e şöyle anlatıyor:
– Biliyor musun, bir gün tüm rekorları kıracağım. Bende bu yeteneğin olduğunu biliyorum.
– Ne başarmayı umut edeceksin?
– Sokakta yürürken insanlar bana bakıp “İşte Roy Hobbs, gelmiş geçmiş en iyisi” diyecekler.
Zihinsel olarak rahatsız olan Hershey, onu karnından vurup hayallerine bir son veriyor.
16 yıl sonra, 35 yaşında en sevdiği spora geri dönüp kendisine isim yapmış olsa da “ya o olay olmasaydı” diye düşünmeye devam ediyor ve filmin sonuna doğru, romandan farklı olarak görüşlerini Glenn Close ile şöyle paylaşıyor:
– İşler tabii farklı gitti.
– Nasıl yani?
– Farklı işte. 16 yıl boyunca en iyi beyzbolcu olabileceğime inanarak yaşadım.
– Şu an çok iyisin.
– Daha iyi olabilirdim. Her rekoru kırabilirdim.
– O zaman ne olacaktı?
– Ne mi olacaktı? O zaman sokakta yürüyecektim, insanlar dönüp “İşte Roy Hobbs, gelmiş geçmiş en iyisi” diyeceklerdi.
“The Natural”, Mike James’in de Twitter’daki kullanıcı adı.
30 yaşındaki oyun kurucu, sopadan ziyade sağ eli konusunda eşdeğer bir yeteneğe sahip. Elbette bir anda peyda olmadı, böyle trajik olaylar da yaşamadı ama birkaç kez “vuruldu” ve birkaç kez de “kendisini vurdu.”Turkish Airlines EuroLeague’de TD System Baskonia maçında kadro dışı kalana kadar birçok şey yaşandı, sonrasında da bambaşka şeyler oldu.
Yine de hedefi belliydi: Oradaki gelmiş geçmiş en iyi basketbolcu olmak. Belki buna pek yakın değil ama asla denemekten vazgeçmiyor, sakatlandığında bile… O maçtan bu yana çıktığı maçlardaki performansları da bunu gösteriyor.
Eski NBA oyuncusu, o maçtan sonra istatistiklerini katladı ve Rusya ekibinin galibiyet serisini dokuz maça çıkarmasında temel etken oldu.
O maçtan önceki yedi maçta istatistikleri şöyleydi:
16.4 sayı
56.8% ikilik isabet oranı
34.9% üçlük isabet oranı
75.7% serbest atış isabet oranı
2.3 ribaund
5.3 asist
0.6 top çalma
3.3 top kaybı
31 dakika
15.1 PIR
O maçtan sonra ise sayı krallığında ilk sıraya, verimlilik puanı krallığında ise ikinci sıraya kadar yükseldi ve şu ortalamaları gösterdi:
23.8 sayı (+7.4)
54.7% ikilik isabet oranı (-2.1%)
50% üçlük isabet oranı (+15.1%)
82.9% serbest atış isabet oranı (+7.2%)
4.3 ribaund (+2)
5.8 asist (+0.5)
1.3 top çalma (+0.7)
2.7 top kaybı (-0.6%)
28 dakika (-3)
29.5 PIR (+14.4)
Dahası, tarihte bir maçta 50 verimlilik puanının üzerine çıkan dokuzuncu oyuncu olmayı başardı. Ayrıca Nikola Vujcic ve Nick Calathes’in ardından triple-double yapan üçüncü oyuncu olmaya da çok yaklaşmıştı.
“İşte Mike James, gelmiş geçmiş en iyisi…” Gelmiş geçmiş? Kesinlikle değil fakat bu sezon ondan iyisi yok.
19,8 sayı | 3,2 rib | 5,5 ast | 0,9 top çalma | 3 top kaybı | 29:33 dakika | 21 PIR
Fotoğraf: CSKA Moscow
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!