By Eurohoops Team / info@eurohoops.net
RunRepeat’ten Dimitrije Curcic, geçtiğimiz günlerde yaptığı araştırmada EuroLeague’de forma giyen Amerikalı oyuncuların son 20 yıl içerisinde %119 oranında arttığını belirtmişti. Curcic, bu sefer yerli oyuncuların süre olarak EuroLeague’de ne kadar dakika aldıklarını inceledi.
Yabancı oyuncuların tercih edilme oranının artması, Avrupa kıtasında 1990’lı yıllara kadar dayanıyor. Bosman kuralıyla birlikte neredeyse bütün Avrupalı oyuncuların yerli kabul edilmesiyle birlikte takımlar Avrupalı olmayan yabancı oyuncuları da çok daha fazla tercih etmeye başladı.
Amerika, her geçen yıl birçok genç basketbol oyuncusu yetiştirmeye devam ediyor. Bu oyuncular NBA’de ya da dünyanın başka yerindeki liglerde kariyerlerine devam ediyorlar. Amerika’dan ayrılan oyuncuların öncelikli tercihi ise genellikle EuroLeague oluyor.
Öte yandan Avrupalı yıldızların da NBA’in elit isimleri arasında adlarından çok daha fazla söz ettirmeye başlaması, Avrupalı genç oyuncuların da hem rekabetçi hem de finansal anlamda Amerika’yı daha çok tercih etmesine ön ayak olmuş vaziyette.
Buna rağmen EuroLeague kulüpleri, üst seviyede yerli oyuncular yetiştirmeye devam ediyor. Ancak basketbolun gitgide globalleşmesi, birçok farklı fırsatı da ortaya çıkarıyor. Mesela Olympiacos – Aleksej Pokusevski örneğinde de gördüğümüz gibi takımlar yetiştirdikleri oyunculardan tam anlamıyla fayda sağlamakta zorlanıyorlar. NBA’de oynayacak yaşa erişmeden Real Madrid‘i MVP olarak EuroLeague şampiyonluğuna taşıyan Luka Doncic örneğinde de gördüğümüz gibi bazı genç oyuncular da rekorları alt üst ediyorlar. Kyle O’Quinn, Norris Cole veya Derrick Williams gibi Amerikalı oyuncuların NBA’den sonra Avrupa’yı tercih ettiğini gördüğümüz gibi Amerika’da şansını denedikten sonra Nikola Mirotic, Sergio Rodriguez, Nikola Kalinic, Alex Abrines, Nando de Colo ve Omri Casspi gibi isimler de Avrupa’ya döndüler.
RunRepeat’in yaptığı araştırmada toplam 2,634 EuroLeague oyuncusu incelendi ve son yıllarda lig genelindeki durumun ne kadar büyük bir değişiklik yaşadığı da ortaya çıktı. Ortaya çıkan istatistikler, EuroLeague’i endişelendirecek seviyede olsa da Avrupa ve diğer kıtalardaki tüm kıtasal ve yerel liglerde durumun üç aşağı beş yukarı aynı olduğunu da söylemek gerekiyor.
Son üç sezon boyunca yerli oyuncular, toplam dakikaların sadece %30’unda sahada yer aldı. Yabancı oyuncuların kısıtlamalarının daha sıkı olduğu ve Avrupalı oyuncuların daha nadir NBA’e gittiği EuroLeague’in ilk beş senesine kıyasla bu %14’lük ciddi bir düşüş anlamına geliyor.
2016-17 sezonunda devrim niteliğinde bir format değişimi yaşanan EuroLeague’de son yıllarda yerli oyuncuların aldığı dakikalarda bir artış olduğu ortada. Takımların EuroLeague’de oynayacağı maç sayısının artması, takımların da kadrolarını çok daha geniş kurmasına ve yerli oyuncuların daha fazla süre almasına ön ayak oldu.
26 yaşın altındaki oyuncuları incelediğimiz zaman, tüm dakikaların %36.62’sinin Sırbistan, Hırvatistan ve Litvanya gibi ekol ülkelerden çıkan oyunculara gittiğini görebiliyoruz.
Öte yandan Fransa ve Yunanistan’ın da yerli oyuncuları oynatma konusunda diğer ülkeler göre bir istisnai bir durum teşkil ettiğini söylemek gerekiyor.
EuroLeague’in politikası, her zaman oynayacak oyuncuların kökeninden ziyade sahaya çıkan oyuncuların kalitesiyle alakalı oldu. Bu politikanın, basketbolun globalleşmesiyle de birleşince önceki yıllara kıyasla çok daha fazla Amerikalı oyuncu kariyerlerine devam etmek için Avrupa’ya geçmeye başladı. Yerli oyuncuların aldığı dakikalar önemli ölçüde azalsa da bu şansı yakalayan oyuncuların çok daha sıkı rakiplere karşı rekabet ettiğini de eklemek gerekiyor.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!