By Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Fenerbahçe Beko’nun tecrübeli oyun kurucusu Bobby Dixon, Turkish Airlines EuroLeague’in resmi internet sayfasında Igor Petrinovic’in konuğu oldu.
EuroLeague.net’in sorularını yanıtlayan Dixon, hayatı boyunca yaşadıklarının kendisini geldiği bu noktaya hazırladığını söylerken şu ifadeleri kullandı:
“Hayatımda başımdan geçen her şey, bakış açım düşünüldüğü zaman beni bu noktaya gelmem için hazırladı. Buna müteşekkir olmam gerekiyor. Tüm bunları yaşamak, beni şu an olduğum kişi yaptı. Benim bu karaktere sahip olmamı sağladı. Benim için geri adım atmak yok, fiziğime rağmen her zaman mücadele etmek var. Dolayısıyla yaşadığım şeylerin bence bana, burada olmama faydası oldu.”
Çocukluğu boyunca aile bireylerinin sık sık cezaevine girip çıktığından da söz edilen Dixon’ın kendisinin de lise son sınıfa gelmeden önce yasaklı madde ticareti nedeniyle ceza evinde birkaç ay geçirdiği belirtildi.
Ağabeyi Brian, 13 yaşındayken okuldaki bir silahlı saldırıda öldürülen 37 yaşındaki yıldız, “Basketbol topunu ilk olarak bir vadide elime aldım. Önce orada oynamaya başlıyorsunuz. Normal basketbol potası da değildi, süt variliydi. Varilin dibini kesip delik açtık. 11-12 yaşına kadar hiç salona gitmedim” şeklinde konuştu.
11 yaşındayken NBA yıldızları Tim Hardaway ve Michael Finley’in bir maçını izleyen Dixon, “Sahada küçük bir çocuk olarak sadece izliyordum. Tim Hardaway’e hayran kalmıştım. Sürekli üçlük atıyordu. Ben de ‘Ne yapıyor?’ diye düşünmüştüm, hayran olmuştum. O günden bu yana bunu yapmaya çalışmaya aşık oldum” diyor.
Cezaevine girdiği döneme de değinen Dixon, şunları söylüyor:
“Kendimi bir kez cezaevinde bulunca bazı kararlar almam gerekiyordu. Bu yolda devam edip aynı şeyleri mi yapacaktım yoksa değişip başka bir şey mi yapmaya çalışacaktım?
Akıllı insan değişir. Cezaevine düştüyseniz belli ki yaptığınız işte o kadar da iyi değilsiniz. Ben de bunu anlayacak kadar zekiyim. Oracıkta kendime dedim ki, ‘Kendimi bir daha asla bu konuma düşürmeyeceğim.’ Oradan sonra adım adım ilerledim.”
Çoğu insanın suçu başkalarına atmayı sevdiğini fakat kendisinin, kendisine karşı dürüst olmak istediğini ve kurban değil suçlu olduğunu kabul ederek hayatına çeki düzen vermeye karar verdiğini belirten Dixon, yüzünü basketbola dönmesiyle ilgili ise “Kafamı bir kere bir şeye taktığım zaman, o istediğim bir şeyse dikkatimi başka yöne çekmek çok zor. Ben böyleyim” diyor.
Kariyerinde ilk olarak ASVEL formasıyla EuroLeague deneyimi yaşayan tecrübeli isim, bununla ilgili ise “EuroLeague seviyesine çıktığınız zaman altınızdaki herkes, sizi hedef olarak görmeye başlıyor. Çünkü herkes o konumda olmak istiyor. Hiçbir şey daha kolay olmuyor, aksine zorlaşıyor. Bu seviyeye çıktığınız zaman her maça konsantre olmanız gerekiyor. Herkes ava çıkmış gibi. Siz de bütün kariyeriniz boyunca avdaydınız aslında. Artık avlanan siz oluyorsunuz” ifadelerini kullanıyor.
Daha sonraları Türk vatandaşlığını alması ve Türkiye’deki kariyeri ile ilgili de konuşan Bobby Dixon, şunları söylüyor:
“Bir ülkenin sizi vatandaşlığına alması, o ülkeyi basketbolda temsil etmenizi istemesi büyük bir onur. Bu, ne kadar çalıştığınızın bir kanıtı. Ben de elbette kabul ettim, kolay bir karar oldu.
Hayatta her şey, önünüze çıkan durumlara adapte olmakla ilgili. Ben de bunu basketbolda da kullanıyorum.
Türkiye bana çok şey kattı. Basketbol kariyerimde bana yardımcı oldular. Burada oynayarak ailemin mali durumuna katkı sağladım. Ayrıca buradaki insanlar bana çok büyük sevgi gösteriyor. Elbette burası ikinci evim.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!