By Dionysis Aravantinos / info@eurohoops.net
CSKA Moskova, Turkish Airlines EuroLeague playofflarında temsilcimiz Fenerbahçe Beko karşısında 3-0 ile seriyi geçip Final Four’a adını yazdırdı ve bunu 20. kez başaran ilk takım oldu.
CSKA Moskova’nın playofflardaki başarısında büyük rol sahibi olan Daniel Hackett, ilk maçta temsilcimiz karşısında 20 sayı, ikinci maçta ise 14 sayı ve 9 asist ile etkili isimlerden biri oldu.
Final Four’da da Anadolu Efes ile eşleşen CSKA Moskova’nın tecrübeli guardı, Eurohoops ile özel bir röportaj gerçekleştirdi. O röportajı huzurlarınıza taşıyoruz…
– Final Four’a bir kez daha kaldınız. Şu an nasıl hissediyorsun?
– Gerginim. İkinci kez Final Four’da oynayacağım için gergin ve heyecanlıyım. Böyle. Hazırlanıp nasıl gideceğini görmeliyiz.
– Fenerbahçe serisinden biraz bahsedelim. Birçok oyuncu ekstra sorumluluk aldı. Bunlara sen, Will Clyburn ve Iffe Lundberg gibi isimler de dahil.
– Zor bir seri oldu. İki takımın da sorunları vardı. Fenerbahçe Beko, COVID-19 sorunları ile boğuşuyordu. Biz de sakatlıklarla uğraşıyorduk. Dolayısıyla tahmin edilemez bir seri oldu. Sonuç çok açık oldu. Bence iyi savunma yaptık, bu da bize üç maçı da uzun süreler kontrol etme fırsatı verdi. Elbette Nando De Colo ve Marko Guduric gibi iki büyük oyuncu ile başa çıkmamız gerekiyordu. Bu iki isim bize sorun yarattı ama genel olarak sağlam kaldık. Herkes katkı verdi.
– İlk iki maçta senin katkın çok büyüktü. Daha fazla süre aldın, sezon ortalamalarının üzerine çıktın. Büyük maçlarda ekstra sorumluluk almak için bu motivasyonu nereden alıyorsun?
– Sadece içgüdü. Galip gelmek için çok iştahlıydım. 10-12 gün içerisinde beni oynamaya hazır hâle getiren sağlık ekibine de teşekkür etmem lazım. Omzumun durumu çok kötüydü. Seride oynayıp oynamayacağım belli değildi. Sahaya çıkmamı onlar sağladı, takdiri hak ediyorlar. Ayrıca bana verdikleri özgüven için takım arkadaşlarıma da teşekkür etmem lazım. Takımımızda küçük işleri yapan birçok oyuncu var. Bunun hakkı hiç verilmiyor ama bizim için kilit bir nokta. Herkes katkı verebiliyor ve gerektiğinde sorumluluk alabiliyor.
– Garip bir sezon oldu. Coronavirüs pandemisi, sakatlıklar ve Mike James ile ilgili durum. Sence şu ana kadar sezon nasıl geçti?
– Zorlu, garip… Birçok şeyi göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Öncelikle pandemiyi yaşıyoruz. İkinci olarak da sezonun uzun bir döneminde ailelerimizden uzak kaldık. Ailelerimiz, uzunca bir süre Rusya’ya giremediler. Üçüncüsü, takvim sorunu nedeniyle oynadığımız maç sayısı sıkıntı oldu. Birçok maçı sıkıştırmak zorunda kaldık. Zor bir yıldı. Günün sonunda en hazır ve zihinsel olarak daha sert olan takımlar Final Four’a kaldı. Normal sezon sıralamasında ilk dört sıradaki takım Final Four’a kaldı. Bu da hangi takımların yıl boyu daha istikrarlı olduğunu gösteriyor.
– Final Four’a son şampiyon olarak çıkıyorsunuz. Fenerbahçe serisi sonrası bir baskı hissediyor musunuz?
– Açıkçası takımımıza bakıp Final Four’u kazanma şansımızın az olduğunu söyleyebilirsiniz. Playofflardan önce birçok kişi, Fenerbahçe’nin daha iyi bir takım olduğunu söylüyordu ama çıkıp işimizi yaptık. Sezon içerisinde yaşadığımız şeyler, Nikola Milutinov’un sakatlığı nedeniyle sezonu kapatması, Joel Bolomboy’un sakatlığı, Toko Shengelia’nın playoffların ilk maçında kırık parmaklarla oynaması ve daha birçok şey neticesinde Final Four’a kazanma şansı düşük olan ekip olarak bizim gittiğimizi söyleyebiliriz. Gidip bu kupayı kazanabileceğimizi kanıtlamak zorundayız. Herkes işini yapar ve mücadele ederse baskı hissedeceğimizi düşünmüyorum. Bence ilk topa atlayınca baskı gidiyor.
Yarı finalde Anadolu Efes ile oynayacaksınız. Normal sezondaki iki maçtan birini siz, birini onlar kazandı ve ikisinde de çok büyük fark ortaya çıktı. Yarı final maçı ne kadar farklı olacak?
– Bence yarı final tamamen farklı bir maç olacak. Farklı bir düzende oynanacak. Sezonun farklı bir döneminde oynanacak. Efes ile normal sezonda oynadığımız ilk maçta onlara büyük bir yumruk attık. İkinci maçta ise onlar bize büyük bir yumruk attı. Oraya zihinsel olarak kim hazır ve sağlıklı çıkarsa, kimin biraz da şans yanında olursa daha iyi sonuç alır.
İki yıl önce EuroLeague finalinde karşılaştığınız Efes ile bu yıl oynayacağınız Efes arasındaki farklar neler sence?
– Açıkçası çok fark yok. İki yıl önce EuroLeague’in sürpriz takımı olmuşlardı. Ondan önceki yıl son sıradalardı. 2019’da herkesi şaşırtıp sezon boyu harika bir performans gösterdiler. Bu yıl daha yavaş başladılar ama sezonun ikinci yarısında birden ritim buldular. 2019’da karşılaştığımız Efes ile aşağı yukarı aynı takım. Kadroda çok az değişiklik yaptılar. Büyük bir skor potansiyelleri, sahada alan açma kabiliyetleri var. Vasilije Micic ve Shane Larkin gibi iki büyük oyun kurucuları var.
EuroLeague, Köln’de düzenlenecek olan Final Four’da taraftar olmayacağını açıkladı. Sence bu maçların sonucunu ne kadar etkiler?
– Bu çok büyük bir karar. Ben, salonda taraftarın heyecanını görmeyi seven bir oyuncuyum. Bu sayede heyecan, enerji doluyorum. Rusya’da bu sezon salonlarda taraftar olması konusunda şanslıydık ama işin gerçeği bu. NBA’de gördük, şimdi de EuroLeague’de göreceğiz. Ama bu da maçları daha da ilginç ve tahmin edilemez kılıyor. Taraftarlar, maçların sonucunda rol oynuyor. Onlar yokken garip olacak.
Basketbolseverler, gazateciler ve oyuncular bazen başarıyı, Final Four’daki sonuçlara göre değerlendiriyor. Bu Final Four’da önemli olan ne olacak?
– Bütün sezon önemli. İçinden geçtiğimiz uzun yolculuk, inişler ve çıkışlarımız… Dediğin gibi başarı, kupa kazanmak, zafer kazanmak… Günün sonunda tüm mesele bu. CSKA’da yapmamız gereken iş de bu çünkü bu kulüp, kupalar kazanmak ve zafer yaşamak isteyen bir kulüp. Kendi açımdan kanıtlayacak çok bir şeyim olduğunu düşünmüyorum. Sadece kazanmak istiyorum. Kazanmak için çok iştahlıyım. Her gün uyanıp kazanmak istiyorum. Antrenman da olsa, kart oyunu da olsa kazanmak istiyorum. Ben böyle bakıyorum. Günün sonunda mesele kupayı kaldırmak, mücadele etmek ve elinden geleni yapmak.
O zaman şunu sorayım… Sence bu sezon şampiyonluğu hak ediyor mu yoksa beklentilerin altında kalınmış bir sezon mu? Her halükarda başarılı hisseder misin?
– Öncelikle her şeyi hesaba katmak lazım. Birçok sakatlık yaşadık, bahsetmek istemediğim başka durumlar oldu ama yine de normal sezonu ilk sırayla aynı galibiyet sayısında bitirdik. Bence büyük karakter gösterdik. Birliktelik gösterdik. Herkesten bahsediyorum; oyuncular, teknik ekip, daha önce burada olanlar, takımdan ayrılanlar… Uzun bir yolculuk oldu. Yani mesele çıkıp mücadele etmek. Kupayı alamazsak seneye yine deneriz. Tüm mesele bu. Bence başarısız bir sezon değil. Olan biten her şeye bakıp yargıya varmak lazım.
Diğer yarı final eşleşmesine bakınca sence Barcelona mı yoksa Milano mu finale çıkar?
– Milano bence.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!