By Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Anadolu Efes Başantrenörü Ergin Ataman, Turkish Airlines EuroLeague Final Four’u öncesinde yayıncı kuruluşa bir röportaj verdi.
Ataman, Real Madrid serisini uzun uzadıya değerlendirdi:
“Herkes farklı galibiyetleri gördükten sonra Real Madrid‘i rahat geçersiniz diyordu. Açıkçası ilk 2 maçın ardından ben de öyle düşündüm. Üçüncü maçta da karşılaşmanın neredeyse son 5 dakikasında 15 sayı civarında giden bir farkla girdiğin zaman artık Final Four geliyor diye düşünmeye başlamışken orada bir fırtına çıkıyor. ‘Dümdüz denizde rahat rahat gidiyorum’ derken bir fırtına başlıyor, ‘alabora olmadım’ diye seviniyorsun. Fırtınayı geçip karaya ulaştığın anda da toprağı öpüyorsun.
Son 4 dakikaya gelirken 15-17 sayı öndeydik. O anlarda artık buradan da kaybetmeyiz diye düşündüğüm gerçek. O maçta Real Madrid, Tavares (Walter) olmadığı için farklı bir düzende oynadı. Alan savunması denedi. Biz biraz zorlandık. Sadece oyuncular değil; biz de kenarda stop ettik. 19-2’lik seriyle bir takım maçı kaybediyorsa en büyük sorumlu antrenördür. Orada o gidişatı durduramadık çünkü psikolojik olarak herkes rahatlamış ve maçı kafasında bitirmiş durumdaydı. Real Madrid can havliyle bir prestij mücadelesi verdi. Genelde böyle olur. O zor üçlükler böyle anlarda gelir. Oyun içerisinde gelen üçlükler değildi onlar; topu getiriyorlar, bir pick and roll ile bir taraftan Llull (Sergio) atıyor, bir taraftan Rudy Fernandez atıyor. Öbür taraftan Abalde (Alberto) atıyor. Savunmada adam değişme hatası yapıyorsun veya Larkin’in (Shane) köşede Fernandez’i boş bırakması gibi şeyler oluyor. Maçın son 30 saniyesinde öne geçtiler. Bizim artık ondan sonra durdurup kendimize gelecek vaktimiz olmadı. Biz bu maçı kazandık, kazanıyoruz derken 30-40 saniye kala öne geçtiler. Tabii ki zor bir psikolojiydi bizim için.
4. maçtan önce hazırdık. Kazanmaya inanıyorduk. Oyuncular bana haber gönderiyordu; ‘bugün kazanırsak hoca 2-3 gün tatil verecek mi? Hava da güzel, bir deniz kenarına gideriz’ diye. Herkes hazırdı. Herkes kafasında planlar yapmaya başlamıştı ama bunlar bir anda değişti. Bir anda ortalık gerildi. Normal bir playoff maçı oynarsın ve kaybedersin, bu doğal ancak bu şekilde kaybetmek hepimizi çok gerdi. Tabii ki 1-2-2 alan savunmasına karşı yaptığımız hatalar ve arada birer günle maçları oynamak… Çarşamba günü yaklaşık 12-13 saat kaset izledim, yardımcılarımla analiz yaptım. Antrenmanda çok kafa yorduk. Nasıl durduk biz, bizi nasıl durdurdular? Onun çözümlerini üretmeye çabaladık. Hazırdık. 4. maça çıktık, o çalıştığımız hiçbir şey işlemedi. Real Madrid aslında son derece basit bir alan savunması yapıyordu; durağan bir alan savunması. Ama oyuncularımız maçın başında çalıştığımız şeyleri yapacak diye topu potaya atamadan 6 tane top kaybı yaptık. Savunmada da Jaycee Carroll’ın üstüne yoğunlaşmıştık, Pablo Laso da artık ona sarıldı. 4. maç bir başladı Carroll 10 sayı attı. Seri 17-0 olunca maç gitti demedim ama işimizin zor olduğunu düşündüm. Şunu gördüm ki; bireysel yetenekleri yüksek olan Larkin, Beaubois (Rodrigue) gibi oyuncular o gün çok iyi oynadı. Beaubois’yı alan savunmasını delmek için hazırlamıştık ancak Carroll onun üstüne oynayınca çıkarmak zorunda kaldık. O denli gerideyken bir anda 16 sayı öne geçtik. Çok ilginç bir maçtı.”
Ergin Ataman ayrıca 5 maçlık seride en kötü oynadıkları maçı 5. maç olarak nitelendirdi. Deneyimli koç, eleştirilerin ve zaman zaman görmezden gelinmenin kendisini motive ettiğini belirtti:
“Bunlar beni motive ediyor. Geçen sene biz ligi domine ederken EuroLeague’de bir anket yapıldı. Genel menajerler sağ olsunlar Anadolu Efes‘i Avrupa’nın en iyi basketbol oynayan takımı olarak seçerken beni en iyi antrenör seçmediler. Ne güzel, bu beni motive ediyor. Herkes oyuncumuzu konuşsun ben sezon bittiğinde EuroLeague kupamızla tatile gideyim, onu koleksiyonuma ekleyeyim.
(…) Koleksiyonda Saporta Kupası, EuroChallenge, EuroCup var. Tek EuroLeague eksik. Tabii her kupadan birer tane olacağına EuroLeague Kupası’ndan 5-6 tane olsa daha iyi olurdu (gülüyor).”