Ergin Ataman: “Her Şampiyon Takım Unvanını Korumayı Hak Eder”

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net

2020-21 sezonunu Turkish Airlines EuroLeague’de ve Basketbol Süper Ligi’nde şampiyon olarak tamamlayıp büyük bir başarı elde eden Anadolu Efes’in koçu Ergin Ataman, Socrates Dergi’den Uğur Ozan Sulak’a özel bir röportaj verdi.

Başarılı çalıştırıcının röportajından ön plana çıkan kısımlar şu şekildeydi:

“Efes’teki üçüncü döneminizin başını biraz daha ayrıştırmak gerek… Tabirimi mazur görün ama biraz Efes’in size, sizin de Efes’e muhtaç olduğunuz bir periyot gibi. 2017’de sezon ortası, uzun yıllardır başarıyı yakalayamayan Efes, artık biraz da organizasyonunu sorguladığı bir dönemde… Halihazırda bütçe biraz küçülmüş, istikamet de daha da azalmasına yönelik ilerliyor. Sizin aklınızda ne vardı?

Efes’in bana gelişi biraz da çaresizlikten. Sezon başı olsaydı gelmezlerdi. Kariyerli yabancı antrenörlerin denendiği, iyi paraların da harcandığı dönemden sonra bir öze dönüş oldu. Doğruya doğru, kulüp biraz demoralizeolmuştu. Efes hiçbir zaman basketboldan çekilmezdi ama bu harcamanın karşılığının alınamadığı denklemde de Tofaş modeline yönelebilirlerdi. Yatırımcı gözüyle baktığınızda neden devam ettiresiniz ki? Herkesin bir sabrı var. Kaderin cilvesi, benim de kendimi sorguladığım bir dönemdi. Galatasaray’daki son sezonum iyi geçmemişti. EuroCup’ı kazandıktan sadece bir yıl sonra takımdan ayrılırken üst seviyeden teklifler alabileceğimi düşünüyordum. Galatasaray’la birkaç yıl önce Euroleague’de ilk sekiz yapmışım, milli takım antrenörüyüm o tarihe kadar. Bir tane bile üst seviye teklif gelmedi. Bu da kendimi sorgulamama, tedirginlik duymama sebebiyet verdi. O hissiyattan kurtulmam gerektiğine karar verdim ve NBA takımlarını ziyaret etme planını yaptım. Kendimi geliştirerek daha mutlu bir insan olmaya çalıştım. Efes’in teklifi de o sürecin akabinde geldi.

ABD’de geçirdiğiniz o zaman aralığını biraz daha detaylandırır mısınız?

Yenilendiğimi hissettim. Sağ olsun, Messina dahil olmasaydı bunu hiç yapamayacaktım. San Antonio’ya gittiğimde Gregg Popovich, Zarko Paspalj ve Ettore ile yemeğe çıktık. Oradaki sohbetimizin ardından Popovich, Steve Kerr’ü aradı ve Golden State’e gidişimi organize etti. Oyuncuların idman programını düzenli tutup sabah 10 ile öğlen 13 arasını kulüpte geçirip ardından kalan vakti ailelerine ayırabildiklerini görmek gözlerimi açan bir deneyimdi; oyunculara özel hayatlarında biraz daha özgürlük verme kısmında bu tecrübe de faydalı oldu. Ama esasen kendimi meşgul tutma seyahatiydi bu. Milli takımdan “Galatasaray’ı çalıştırırken burada görev yapamazsın” diyerek uzaklaştırılmış, ardından Galatasaray’ı da bırakmak durumunda kalmıştım… Belki orada Galatasaray’ı seçmek zorunda bırakılmasam, bugün bile milli takım koçuydum. İşsiz kaldım, ABD’ye gittim, döndüm Efes’e koç oldum.”

“Hocam konudan çok uzaklaşmadan yeni sezonu, kadronun büyük oranda korunma fikrini de sorayım… Kadronun yaşlanmış ve başarı kazanmış olması, sizi tedirgin etmiyor mu?

Almayı kabul ettiğimiz bir risk bu. Köln’de şampiyon olduktan sonra takıma “Gelecek sezon bu kadronun bir arada olabilmesi için her şeyimi ortaya koyacağım” dedim, tek bir fire haricinde de bunu başardık. Sertaç’ın transferini beklemiyorduk. Son aşamada Barcelona’nın ona teklif ettiği parayı da ödemeye neredeyse hazırdık ama Sertaç tercihini orada yaşamaktan yana kullandı. Profesyonel hayat bu, her şey olabilir ama efsane takımlardan oyuncuların bu şekilde ayrıldığını pek görmezsiniz. Sergio Llull, Rudy Fernandez, Felipe Reyes… Bu oyunculara teklifler gelmedi mi? Peki gittiler mi?

Kadromuzun temeli 2018’de atıldı. Chris Singleton’ın dahil oluşu, Adrien Moerman’ın sakatlık süreci var. Onun haricinde hep aynı takımla oynadık. Çareyi hep takım içinde aradık. Anadolu Efes, bugün itibarıyla kondisyon idmanı yaparak yeni sezonda şampiyonluk için mücadele edebilecek bir takım. O kadar makine düzeninde oynuyoruz. Tabii ki geçen yıllardan farklı bir durum var ama oyuncularımızın kontrat bitişleri hep gelecek yıl… Simon gelecek yıl 37 yaşında olacak, sözleşmesi bitiyor. Dunston ve Beaubois haricindeki tüm yabancılarımızın durumu aynı şekilde. 2022 yazı itibarıyla ya kontratları bitiyor ya da sözleşmelerinde çıkış var. Ama her şampiyon takım unvanını korumayı hak eder. Biz de bu fikrin peşinden gittik.”

“Hocam bu söyleşinin hikâyesinde olduğu gibi, başladığımız yere dönelim… “Bu kupayı alacağız” ifadesi Siena’da başladı ama Beşiktaş, Galatasaray ve şimdi Anadolu Efes’te de günümüze uyarlanarak devam etti. Özgüven; bir açıdan, başkasının yolunda doğru gitmekten ziyade kendi yolunda kalıp yanlış da olsa sonunu görmek midir?

Özgüven her şeyden önce birikimdir. Cesarettir. Bu cesaretin sonucunda da aldığın sorumluluktur. Belki uymayacak ama bir örnek vereyim: Barcelona finaline geride başladık. Claver, Micic’in üzerinde kaldı, pota altında da Brandon Davies’i kullanarak maça avantajlı girdiler. Kaybedeceğimizi hiç aklıma getirmedim. Koç Jasikevicius, bir noktada rotasyona gitti ve sahada Kuric-MiroticAbrines gibi üçlüler kalınca hücumumuz işlemeye başladı. Biz, hücum edemediğinde psikolojisi bozulan bir takımız. Jasikevicius’un yaptığı da bir taktik sonuçta. Çoğu antrenörün tercih edeceği, belki sonunda başarılı olacağı bir yöntem.

Benim aynı oyuncularla başlayıp kırk dakika bitirdiğim maçlar vardır… Ben olsam işleyen taktiği rotasyon için asla bozmam. Oyuncularıma; benim gibi ‘winner’ olma özelliklerine güvenirim. Bu yıl da aynı felsefeyle sezona başlayacağız. Yine zirvede olacağız.

Boğulacaksak okyanusta boğulalım, nehirde ne işimiz var…

Tecrübeli koç; daha sonra Igor Kokoskov’un Fenerbahçe Beko’dan ayrılması, Shane Larkin ve olası pivot transferi hakkındaki düşüncelerini de paylaştı.

İlk olarak Kokoskov’un ayrılığı hakkında konuşan Ataman, “Eğer bu yıl Euroleague’de Final Four yapmış ya da Türkiye’de şampiyonluğa ulşamış olsaydı zannetmiyorum böyle bir karar vereceğini… Fenerbahçe’de istediğini bulamadı ve NBA’e gitti. Çok keyif almadı burada antrenörlük yapmaktan. Kendini daha mutlu, daha huzurlu hissedeceği bir ortamı tercih etti.” ifadelerini kullandı.

Daha sonra takımın yıldızı Shane Larkin’in ilk sezonunda zorlandığı dönemler hakkında konuşan Ataman, “Shane’in ilk sezonda yaşadığı problemleri herkes biliyor. Menajerlerinin kafasında “Bizimki Avrupa’da yapamadı, NBA’e geri getirmemiz lazım” gibi bir fikir vardı. Larkin’in de motivasyonu düşmüştü. Fiziksel problemleri de vardı. Bir toplantı yaptık, fiziksel açıdan da iyi hissettiği bir dönemdi. Ondan faydalanmaya başlayabildik. Yoksa menajerlerine kalsa; ki Milos Teodosic’le aynı şirket tarafından temsil ediliyorlar, Larkin’i NBA’e döndürüp Teodosic’i de buraya getirme fikirleri vardı. Teodosic de Clippers’ta mutsuz olduğu için… Bir takas formulüydü bu. Biz de buna o dönemde ne “Evet” ne de “Hayır” dedik. Bekledik. Shane toparlandı, bizimle kaldı. İyi ki de öyle olmuş.” sözlerini söyledi.

Daha sonra Pivot pozisyonuna yapmak istedikleri ekleme ve yaz döneminde bu konuda yaşananlar hakkında da açıklamalar yapan Ataman, “Uzun süre Mike Tobey ve Jock Landale’in peşinden gittik. Sertaç’ın ayrılışı sonrası benzer bir oyuncuyla yerini doldurmak istiyorduk. Yoksa çok oyuncu teklif edildi; Othello Hunter, Tarık Black… Biz daha çok şutör profilde birine bakmıştık. Mike Tobey ilk tercihimizdi. İlk etapta Valencia, Euroleague’de devam edemediği için Tobey serbest kalır denmişti. Valencia bonservis konuşmak isteyince masadan kalktık. Daha sonra Jock Landale önerildi. Beğendik, teklif yaptık, o da bizden NBA çıkışı istedi. Bunu da kabul ettik… Çünkü bizim “Aman ne yapacağız” gibi bir sıkışıklığımız yok o pozisyonda. Pleiss ve Dunston var. Birinci ve ikinci tercihimiz olmayınca da yeni bir isme gittik. Şimdi ismini söylememin mantığı yok, ben diyene kadar senin dergi çıkar zaten…” dedi.

Daha sora milli takımı çalıştırma fikri hakkındaki görüşlerini de bildiren Ataman, “2003’te Avrupa’nın yükselişteki genç antrenörlerinden biriyim. Belki de birincisiyim. Son üç yılda iki kez farklı takımlarla Final Four yapmışım, Saporta’yı kazanmışım… Kamuoyu da milli takım için beni istiyor ama Turgay Demirel’le aramda sorun var. Olmuyor iş. Bugün yine farklı bir durumda değiliz. Bana milli takım nasıl bıraktırıldı? “Kulüp takımı çalıştıramaz” dendi. Benden önce Bogdan Tanjevic benden sonra gelen Ufuk Sarıca, hepsi milli takımla kulüp takımını bir arada götürdüler. “Olmaz, yapılmaz” gibi bir kabulle ilerlememek lazım. Bir kere bir antrenör milli takımı iş olarak görmemeli. Ben çok milliyetçi bir insanım; o gün de bunu bedava yapardım, bugün de yaparım. Aynı anda kulüp takımı çalıştıran herkes zaten bu işi bedavaya yapmalı. Ama 2021 yılı itibarıyla milli takıma dair beklentim yok. Avrupa’nın en iyi antrenörü seçilmişim, Euroleague şampiyonuyum. Zaten zirvedeyim. Sorulması gereken soru, ülkem benden faydalanmak istiyor mu? Eskiden de bu böyleydi, şimdi de aynı… Kişilerden, dönemlerden bağımsız benim için milli takımı reddetme gibi bir lüks yoktur.” açıklamalarını yaptı.

Socrates Dergisi’nin 78. sayısında yayımlanan Ergin Ataman röportajının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!

Related Post