Dyshawn Pierre: “İyi İnsanlardan Oluşan Takımın Kimyasını Oturtmak Kolay Oluyor”

2021-09-27T14:12:30+00:00 2021-09-27T14:12:30+00:00.

Mehmet Bahadır Akgün

27/Eyl/21 14:12

Eurohoops.net

Fenerbahçe Beko’da Dyshawn Pierre, Eurohoops’a özel açıklamalarda bulundu.

By Buğra Uzar / info@eurohoops.net

Fenerbahçe Beko’nun Kanadalı oyuncusu Dyshawn Pierre, takımının yeni sezon öncesinde düzenlediği basın günü etkinliğinde Eurohoops’un sorularını yanıtladı.

Huzurlarınızda yıldız oyuncu ile gerçekleştirdiğimiz röportaj…

– Yaz dönemi ile ilgili bir şey sormak istiyorum. Başta CSKA Moskova olmak üzere birçok EuroLeague takımından teklif aldığına dair dedikodular vardı. Neticede Fenerbahçe‘de kalmayı tercih ettin. O süreci nasıl değerlendiriyorsun? Takımda kalma kararını nasıl aldın?

– Çok kolay bir durumdu açıkçası. Burada olmayı gerçekten çok seviyorum. Fenerbahçe taraftarının önünde oynamak, daha da güzeldi. Organizasyon, her bir üyesine çok iyi davranıyor. İstanbul çok güzel bir yer. Benim için çok kolay bir karar olduğunu söyleyebilirim. Kalmamı istedikleri için gerçekten mutluyum. Çünkü bazen böyle olmuyor biliyorsunuz. O yüzden gerçekten müteşekkirim. Burada olmayı çok seviyorum.

– Geçtiğimiz sezona çok iyi başlamasanız da bir ivme yakaladınız. Bir süre muhteşem oynadınız. Fakat daha sonrasında talihsiz şeyler yaşandı. Playofflar öncesi sakatlıklar ve COVID-19 vakaları oldu. Playofflarda da CSKA Moskova’ya kaybettiniz. Sence bu takım, herkes sağlıklı olsa Final Four yapabilir miydi?

– Tabii ki. Buna şüphe yok. Seri boyunca koçumuz bile yoktu. Rakibimize saygısızlık etmek için söylemiyorum, kendimizle ilgili konuşuyorum. Çok iyi bir seri yakalamıştık ve formdaydık. Yaşananlar talihsizdi tabii. Her şeyin bir sebebi var. Biz bu sene bundan dersler çıkaracağız.

– Yaz döneminde beklenmedik şeyler yaşandı. Koç Igor Kokoskov, NBA’e gitme kararı aldı. Sen bunu bekliyor muydun? Ayrıca organizasyon, Avrupa basketbolunun en iyi koçlarından Sasha Djordjevic’i takımın başına getirdi. Sen onunla ve çalışma tarzıyla ilgili neler düşünüyorsun?

– Bence şu an herkes birbirini tanımaya çalışıyor. Takım, onun değerlerini ve bizden beklentilerini anlamaya çalışıyor. Hepimize karşı çok anlayışlı. Çok çalışıyoruz, iyi bir takımız. Dinlemeyen, farklı değerleri takımımıza entegre etmeye çalışan biri gibi değil. Şu anda koç olarak onu gerçekten seviyorum. Umarım işler bu seyirde devam ederse iyi olacağız.

– Taraftarlar da salonlara dönmeye başladı yavaş yavaş. Keza önceki gün de salonda harika bir atmosfer vardı. Fenerbahçe taraftarları ve onların salona dönüşü ile ilgili ne düşünüyorsun?

– Takımı çok seviyorlar ve çok tutkulular. Onların yanımızda olması çok güzeldi. Ev sahibi avantajını hissettik. Saha içi ve dışında muhteşemler. Geçen yıl sosyal medyada da görmüştüm. Tabii buraya gelemediler ama mesaj kutularımızı doldurdular. Taraftara ve onların bizim için yaptıklarına gerçekten minnettarız.

– (Gülerek) Yoğun ilgiden sonra bildirimlerini kapattın mı?

– (Gülerek) Evet evet! Hepimiz görüyoruz. Nefretten falan değil tabii ki. Büyük bir sevgi besliyoruz. Sadece herkese cevap veremiyorsunuz. Milyonlarca taraftar var. (Takım arkadaşlarıyla şakalaşıyor.)

– Bir sonraki sorum da tam şu anki durumla ilgiliydi. Bu takımda birçok iyi ve tecrübeli oyuncu var. Takım kimyası nasıl? Görebildiğim kadarıyla iyi gidiyor!

– Evet! İyi insanlardan oluşan bir takımız. İyi insanlar olunca da kimya oturtmak kolay oluyor. Herkesin hedefleri aynı. Herkes kazanmak istiyor şu an görebildiğimiz kadarıyla ve bu güzel. Ben, yeni transferlerin bazılarına karşı oynamıştım. Achille (Polonara) ile iki yıl birlikte oynadım. Geçen sene ona karşı oynadım. Tabii tecrübeli oyuncularımız var. Jan (Vesely), Nando (De Colo), Danilo (Barthel), Marko (Guduric) gibi. Bunlar gerçekten iyi liderler. Onlar olunca herkesi bir araya getirmek daha kolay oluyor. Güzel yani.

– Antrenmanlar nasıl gidiyor? Takımda fiziksel mücadeleyi seven birçok oyuncu var. Sen öylesin. Devin Booker öyle. Keza Pierria Henry, Avrupa’nın en güçlü guardlarından biri. Antrenmanlardan sonra vücudunuzda yara bere oluyor mu?

– Antrenmanlarda sadece birbirimizi daha iyiye götürmeye çalışıyoruz. Henüz sezon önü hazırlıklarını yapıyoruz ve hepimiz maç formunu yakalayıp sezona hazır olmaya çalışıyoruz ama evet, fiziksel mücadeleyi seven birçok oyuncu var. Düzgün antrenman yaparsak ve her maça aynı tutumla çıkarsak uzun vadede bunun bize çok faydası olacaktır.

– Geçen yıl, EuroLeague’de çaylak bir oyuncuydun ama sahanın iki tarafında da Fenerbahçe’nin en iyi oyuncularından biri oldun. Böyle bir performansı ilk yılında kendinden, Fenerbahçe gibi büyük bir takımda bekliyor muydun?

– Ben her zaman oynadığım zaman katkı vermeye çalışıyorum. Bu performansı beklediğimi söylemeyeceğim ama ben her zaman sahaya çıkıp mücadele edip elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Sonra ne olursa olur. Takım için bunu yapabildiğim için mutluyum. Umarım bu yıl transferlerimizle geçen yılki performansımızın biraz daha ötesine geçeriz.

– Yaz dönemi senin için nasıl geçti? Aşılarla birlikte seyahatler de biraz kolaylaştı. Senin için nasıldı?

– Kanada çok katı kurallara sahipti. Karantinadır, kısıtlamadır. EuroLeague sezonunun sonuna doğru ben COVID-19 geçirdim. 10-12 gün karantinada kaldım. Sonra memleketime gidince 14 gün daha karantinaya girdim. Sonra bir düğüne gittim, dönünce yine 14 gün karantinadaydım. Son altı ayda yaklaşık 1,5 ayımı karantinada geçirdim. İyi bir yaz dönemi oldu ama çok fazla evde kalıp bir yere gidemedim. Bu da o kadar kötü değil gerçi. Artık birçok insanın iki aşısı var. Umarım herkes sağlıklı kalabilir bu zor süreçte. Kimse COVID-19’u yaşasın istemem.

– Bu 1,5 aylık karantina sürecinde yeni bir hobi edindin mi peki?

– Yapboz, diziler, filmler, video oyunları… Akla gelebilecek ne olursa. Birçok insan yeni yeni şeyler denedi bu süreçte.

– Bu süreçte en sevdiğin dizi ne oldu?

– La Casa de Papel. 3 Eylül gibi beş bölüm daha yayınladılar. Hepsini bitirdim. O diziyi çok izledim. Son birkaç aydır çok film izledim. Space Jam 2’yu izledim.

– Keyif aldın mı yoksa Michael Jordan’ı aradın mı?

– LeBron benim gelmiş geçmiş en sevdiğim oyuncu ama Michael Jordan’lı Space Jam, orijinal olan ve sanki o en iyisi gibi.

– Michael B. Jordan’lı sahnede ben de çok heyecanlandım… Sana sormak istediğim bir diğer konu da EuroLeague’de gelecek sezon. Geçen yıl, EuroLeague tarihinin en rekabet dolu sezonlarından biri oldu. Son haftaya kadar kimin ev sahibi avantajına sahip olacağını, kimin playoffa kalacağını, eşleşmelerin nasıl olacağını bilmiyorduk. Sadece Barcelona’nın yeri belliydi. 10 takım birbiriyle mücadele ediyordu. Bu yıldan beklentilerin neler?

– Açıkçası diğer takımlara çok da bakmamaya çalışıyorum. Sadece kendi takımımıza odaklanmaya çalışıyorum. Geçen yıl bir noktada dördüncü sıradaydık. Sonra birkaç maçta yedinci sıraya düştük. Çok rekabet dolu bir sezondu. Benzer bir rekabet bekliyorum. EuroLeague harika bir lig. Ne olacağını asla bilemiyorsunuz. Kendimize odaklandığımız sürece sorun olmayacağını düşünüyorum.

– Ayrıca bu yıl taraftar desteği de yanınızda olacak. Takımdaki bazı oyuncular, deplasman seyircisinin önünde oynayan “kötü adam” olmayı seviyor. (Marial Shayok’u göstererek) Kendisi de “kötü adam” olmayı sevenlerden biri…

– (Gülerek) Evet, kendisi “kötü adam”. Bana da borcu var.

– Peki sen iç sahada taraftar desteği ile mi oynamayı seviyorsun yoksa dış sahada “kötü adam” olmayı mı?

– Ev sahibi… Özellikle de burada taraftarın önünde oynadıktan sonra ev sahibi avantajı çok büyük gibi gözüküyor. Sizi destekleyen insanların önünde oynamak her zaman güzel. O yüzden onların önünde burada oynayacağım için heyecanlıyım.

– Fenerbahçe taraftarına bir mesajın var mı?

– Desteğiniz için çok teşekkürler. Son günlerde sizi görmek çok güzeldi. Umarım gelecek yıl içerisinde sizi salonların açılması ile çok daha fazla görebiliriz. Her şey için teşekkürler.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!