by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Nikola Kalinic, 2015-16 sezonu yazında hiç de az olmayan bir bonservis bedeli karşılığında Kızılyıldız’dan Fenerbahçe Beko’ya transfer olduğunda çoğu kişi bu transfer karşısında şaşkınlığa uğramıştı.
Hemen hemen herkes oyuncunun performansından hemfikir olsa da ödenen bonservis ücreti, akıllarda soru işaretleri bırakıyordu. Üstelik oyuncunun yaşı da çok genç değildi.
Bu soru işaretleriyle Sarı Lacivert formalı kariyerine başlayan Kalinic o sezon, özellikle playoff dönemi yaklaşırken performansını iyice arttırarak Fenerbahçe Beko’nun sezonu EuroLeague finalisti olarak tamamlamasında büyük rol oynamıştı. Dönemin koçu Zeljko Obradovic‘le birlikte oyununda bambaşka bir boyuta atlayan Kalinic, Fenerbahçe kariyerini tamamladığında arkasında fazlasıyla başarılı bir miras bırakmıştı.
2020-21 sezonunda Valencia‘yla anlaşan Kalinic, takım olarak olmasa da bireysel olarak fazlasıyla başarılı bir sezonu daha geride bırakmıştı. 2021-22 sezonu için ismi Real Madrid‘le anılırken sürpriz bir şekilde Kızılyıldız’la sözleşme imzalayıp “yuvaya” döndü.
Sezonun bu noktasına kadar Kızılyıldız, Dejan Radonjic önderliğinde beklentileri fazlasıyla aşarken, Kalinic de oyunun her iki tarafında Sırp koçun oluşturmuş olduğu bu yapının en önemli parçası olarak göze çarpıyor.
Bir Lider Olarak Nikola Kalinic
Nikola Kalinic’in halihazırda geçiriyor olduğu sezonu anlatırken kullanmamız gereken ilk kelime “lider” olmalı. Kızılyıldız’ı bu sezon izlerken gözümüze ilk çarpan şey, 30 yaşındaki oyuncunun hem hücumda hem de savunmada adeta saha içindeki bir koç gibi takım arkadaşlarını yönlendirmesi oluyor.
Bu sezon özel bir iş çıkaran Kızılyıldız savunmasının ana parçası olan Kalinic, savunma aksar gibi olduğunda veya birileri yanlış konumlandığı anda oyunu okuma becerisi sayesinde bunu fark edip, takım arkadaşlarına almaları gereken pozisyonu işaret ediyor.
Hücum tarafında ise ortaya koyduğu liderlik ve omuzlarındaki yük savunmada olduğundan çok daha büyük. Sınırlı bir kaliteye sahip olan Kızılyıldız’da Kalinic, bu sezon hücumun açık ara en önemli faktörü konumunda. Aslında çok da alışık olmadığımız şekilde sürekli sorumluluk alan, en kritik anlarda en kritik şutları kullanmaktan çekinmeyen, en önemlisi de bu kritik atışlarda -her zaman olmasa da- isabet bulabilen bir konumda.
Hücumda oynanan ilk opsiyondan bir şey üretilemediğinde ve hücumun sıkıştığı anlarda toplu veya topsuz sorumluluk almaktan kaçmayan Kalinic, arkadaşlarına yeniden nasıl pozisyon almaları gerektiğini veya ne oynamalarını gerektiğini koç Radonjic’in saha içerisindeki bir asistanıymış gibi gösterebiliyor.
Sadece hücum sıkıştığında da değil, saha içerisinde herhangi bir ters eşleşme olduğu anda arkadaşlarına o eşleşmeyi gösterip oraya hücum etmeleri gerektiğini söylüyor.
Yukarıdaki pozisyon, Kalinic’in saha içi liderliğine dair en iyi örneklerden biri. Pozisyonda hücumdaki ilk opsiyondan bir şey çıkmayınca tepeye çıkıp topu alan Kalinic, Ognjen Kuzmic ve Austin Hollins’e ne oynamaları gerektiğini eliyle işaret ediyor. Kalinic’in işaretiyle Kuzmic’in Hollins’e topsuz perdesi sonrası pozisyon Hollins’in boş üçlük isabetiyle sonuçlanıyor.
Hücumda Çok Yönlülük
Nikola Kalinic, kariyerinin başında savunma yönünü daha fazla ön plana çıkarıyor, hücum tarafındaki defoları ise göze çarpıyordu. Fenerbahçe Beko’yla sözleşme imzaladığında hücumda çok yönlü bir oyuncudan ziyade alçak post aksiyonları ve çember çevresindeki bitiriciliği en büyük artılarıydı. Bugün ise komple bir profilden söz ediyoruz.
Nikola Kalinic‘in bu sezonki hücum performansını anlatmaya çalışırken ilk bahsetmemiz gereken taraf, çok yönlülük olmalı. Bu sezon nitelik açısından sınırlı bir takım Kızılyıldız. Kalinic, oyunun hücum tarafında masaya koyduğu birden çok özellikle kendisini bu yapıda ön plana çıkarıyor.
Aşağıdaki pozisyonda toplu oyuncuya forvetten perdeye giden Kalinic, perde sonrası devrilme becerisiyle hemen kısa devrilerek hücumda takımına ve kendisine 3’e 2’lik bir avantaj yaratmış oluyor:
İkili oyunlarda devrilen oyuncu olma özelliği dışında da tehdit yaratabilen Kalinic, bu sezon ikili oyun sonrası pası veren oyuncu olarak da öne çıkıyor. Yarı saha hücumunda hem tepeden hem de forvetten ikili oyun yönetme ve bitirme becerilerini bolca sergileyebiliyor. Bu sezon 3.5 asist ortalamasıyla kariyerinin en iyi dönemini geçiren Kalinic’in top yönlendirici olarak kıymeti ortada.
Saha içi liderliği rolünden dolayı hücumda bolca insiyatif alan ve 13.4 sayı ortalaması ekleyen Kalinic, post aksiyonlarında özellikle adam değişimi sonrası kısayı sırtına alabildiği pozisyonlarda oldukça verimli konumda.
Bunun dışında ise ikili oyun sonrası hem devrilen oyuncu olarak hem de dışarı açılan oyuncu olarak takımının hücumuna büyük katkı sağlıyor. Oyununda geçmişte alışık olmadığımız şekilde Pick and Pop aksiyonlarını da şutla verimli şekilde bitirebiliyor. Doğal bir skorer olmamasına rağmen saha içerisinde bolca insiyatif alma özgürlüğüne sahip olan Kalinic, bu rolünü skoruna da yansıtmayı başarabiliyor.
Bu sezon pasör yönünü sadece ikili oyunlarda değil, oyunun farklı bölümlerinde de gösteriyor. Özellikle geçiş hücumlarında topla sahayı koşarak hem uzun boyu sayesinde sahayı yukarıdan görebilmesi, hem de kusursuza yakın oyun görüşü sayesinde doğru oyuncuyu topla buluşturabiliyor. Sadece geçiş hücumlarında da değil, çembere atak ederken rakip savunmanın rotasyonlarını doğru okuyup boş oyuncuyu anında topla buluşturabiliyor.