by M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Tecrübeli başantrenör basın toplantısında şunları söyledi:
“Böyle bir akşamdan sonra ne söylenebilir ki? Sezonun bu noktasında başta biz olmak üzere her takımın sorunları var. Eksiklerimiz var fakat oyuncularımız, 40 dakika boyunca yürekleriyle oynadılar. Oyunun iki tarafında da çok akıllı ve organize oynadık. Rakibimizin fiziksel gücü bizi olumsuz etkilemedi. Bu, kilit noktalardan biriydi. İlk yarıda ribaundlarda üstünlük kurduk. Karakter konusunda rakibimize karşılık verdik. Ayrıca üçüncü çeyrekte yaptıkları geri dönüşe de karşılık verdik. Sergio Rodriguez, Malcolm Delaney, Ben Bentil gibi yetenekli oyuncuları ile oynayacaklarını biliyorduk. Onlar üzerlerine düşeni yaptılar fakat biz de geri dönüp zorluklara rağmen kazanmayı başardık. Bizim için, Fenerbahçe için harika bir galibiyet. Harika bir sonuç. Önümüzdeki maça bakacağız. Türkiye Ligi’nde çok önemli bir maç oynadıktan sonra evimizde maçlar oynayacağız. Real Madrid gibi Avrupa’nın en büyük takımlarından birine hazırlanmalıyız.”
Fenerbahçe‘nin eksiklerine rağmen aldığı üst üste galibiyetler ile ilgili Djordjevic, şunları söyledi:
“Çok çalışıyoruz. İşimize ve fikirlerimize kendimizi adıyoruz. Nihayetinde bu fikirler, yavaş yavaş doğru yola giriyor. Keza destek, güven gibi faktörler de var. Sezonun başlarında bir noktada 1-2 sayıyla birçok maç kaybetmiştik. 4-5 maçı toplamda 8 sayıyla kaybetmiştik yanlış hatırlamıyorsam. Demoralize olup bambaşka bir yola da girebilirdik fakat gücü kendi içimizde bulduk ve gidişatı değiştirdik. Ben de oyuncularımı cesaretlendirdim, onlara inanmaya devam ettim. Şu anda akıllı bir basketbol oynuyoruz. Sahanın her iki tarafında da akıllı oynuyoruz. Bunun için de çalışmak ve zaman gerekiyor. COVID ve sakatlıklar nedeniyle birçok sorun da yaşadık fakat neticede takım, büyük bir karakter gösteriyor ve bu durum, çok hoşuma gidiyor. Savaşçı karakteri gösteriyor. Bu yolda ilerlemek istiyoruz. Bence başarının yolu bu fakat akıllı davranmayı, oyunu anlamayı, basketbolu anlamayı unutmamalıyız. Basketbolla yatıp basketbolla kalkıyoruz. Tüm bunlar, bir tutkuya dönüşüyor ve o tutkuya sahip olduğunuz zaman bir şeyler değişiyor.”
Djordjevic, kendisine yöneltilen “Bu takım tam olarak sizin takımınız gibi hissediyor musunuz?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Evet ama koçun işi bu zaten, takımın kendi takımınız olduğunu hissetmek. Belki bütün takımı ben kurmadım, bütün oyuncuları seçen koç ben değilim fakat bence onların koçu oldum. Bunu, ilk görevim olarak belirlemiştim. Dedim ki ‘Ben sizin koçunuz olmak istiyorum. Siz de dediğimiz, yaptığımız şeylere inanmalısınız. Soyunma odasında konuştuğumuz şeyleri sahaya yansıtmalıyız.’ Tüm camia, büyük bir adanmışlık içerisinde. Tüm çalışanlar bu yıl birtakım zorluklar ile çalışıyor fakat yavaş yavaş, sabırla bir şeyler inşa ediyoruz. Bu son aldığımız galibiyetler, bizim gururumuz. Umarım sonunda hata yapmayız. Hiçbir şey bitmiş değil, henüz başındayız. Sezon uzun. Yavaş yavaş gelişmeye devam etmeliyiz, hâlâ gelişmemiz gerekiyor. Gelişebileceğimiz alanlar var. Koç olarak bizim işimiz de bu.”
Djordjevic, maç sonunda yaşananlar ile ilgili ise şöyle konuştu:
“Saha içinde söyleyeceğimi söyledim. Belki beni tanımıyorsunuz fakat benim bu sporu yaparken aklımdaki ilk şey, fair-play. Fair-play her zaman olmalı.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!