Çılgın EuroLeague Playoffları’na Çılgın Sallamalar v5.0

15/Nis/22 09:37 Nisan 15, 2022

Meliksah Bayrav

15/Nis/22 09:37

Eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’de Playoff vakti geldi çattı. Peki Eurohoops’un gelenekselleşen “çılgın sallamalar” serisinde bu yıl neler var?

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’de sezonun en çok beklenen zamanlarından biri geldi çattı.

EuroLeague Playoff’ları demek, aynı zamanda basketbolseverler için yılın en keyifli anlarından biri demek. Ligde 4 farklı eşleşmede 8 takım, birbirlerine üstün gelebilmek için en az 3 maç boyunca bambaşka hikayeler yazarak heyecan dolu karşılaşmalar ortaya koyacak.

Bu dönemlerde yıllar boyunca favori takımların adlarını rahat şekilde Final Four’a yazdırmalarının yanı sıra büyük sürprizlere imza atan ekiplere de tanıklık ettik. Biz basketbolseverler için Playoff’ların bu kadar cezbedici olmasının en büyük nedenlerinden biri de birçok farklı sonuca açık olması.

Bugün yıllardır devam ettirdiğimiz bir geleneği sürdürmek istiyoruz. Playoff’ların başlamasına yalnızca sayılı günler kala birbirinden çılgın ve absürt tahminlerimizi siz değerli okuyucularımızın huzurlarına sunuyoruz.

Elbette az sonra okuyacağınız “sallamaların” gerçeğe dönüşme ihtimalinin az olduğunun biz de farkındayız. Yine de bu, hayal gücümüzün sınırlarını zorlamamıza engel değil.

Eurohoops Fırın, yeni yazısıyla huzurlarınızda:

Bayern Münih Barcelona’yı Eler ve Tüm Avrupa’yı Şoka Uğratır

Normal sezonu haftalar öncesinde lider tamamlamayı garantileyen Barcelona, bu süreçte ligin en dominant takımı olarak öne çıktı. Özellikle savunmadaki neredeyse kusursuza yakın görüntüsüyle Koç Sarunas Jasikevicius’un ekibi, rakip oyunculara parkede zor anlar yaşattı.

Öte yandan Jalen Reynolds ve Wade Baldwin gibi kadronun çok önemli iki yıldızıyla yolları ayırmak durumunda kalan Bayern Münih, güç kaybeden kadrosuna rağmen Andrea Trinchieri önderliğinde arka arkaya ikinci kez Playoff bileti almayı başardı.

EuroLeague’de 1-8 eşleşmeleri, uzun yıllardır genellikle en rahat geçen seriler oluyor. Buna rağmen geçtiğimiz sezonu tıpkı lider tamamlamayı başaran Barcelona, Zenit serisinde neredeyse elenmenin eşiğine gelerek uzun yıllar akıllardan çıkmayacak bir şoka imza atmak üzereydi.

Elbette geçtiğimiz yıla göre değişen birçok detay var. Ligin en büyük yıldızlarından biri olan Nikola Mirotic, Playoff’larda bekleneni neredeyse hiç veremeyerek büyük hayal kırıklığına yol açmıştı. Bu sezona bakıldığında lider karakterini sahaya yansıtan ve kritik anlarda sorumluluktan kaçmayan bir Mirotic görüyoruz.

Yine de her şeye rağmen Katalan ekibi, hücumda kendi fizikselliklerine yanıt verebilen takımlara karşı skor üretebilmekte zorluklar yaşayabiliyor. Bu noktada Andrea Trinchieri’nin Bayern’i, son dönemde savunmada pek iyi bir görüntü ortaya koyamıyor olsa da Playoff’larda işler değişebilir.

Elbette eşleşmenin sonucunda Barcelona’nın 3-0’la güle oynaya adını Final Four’a yazdırması kimseyi şaşırtmaz. Yine de Trinchieri, bir şekilde takımıyla beklenmeyeni başarabilirse bu uzun yıllar unutulmayacak türden bir şok olur.

 Bryant Dunston, Olimpia Milano Serisinde En Az 15 Sayı Ortalamasıyla Oynar

EuroLeague’in son şampiyonu Anadolu Efes, her ne kadar geçtiğimiz sezonki kadrosunu çok büyük ölçüde korumuş olsa da Sertaç Şanlı‘yı finaldeki rakibi Barcelona’ya kaptırdı.

Skorer uzunun yerine aslında ilk başta Jock Landale ile anlaşan lacivert-beyazlılar, oyuncunun NBA’den teklif almasının ardından rotayı genç yetenek Filip Petrusev’e çevirdi.

Geçtiğimiz sezonu Adriyatik Ligi’nde MVP seçilerek tamamlayan Petrusev, hazırlık döneminde fırtına gibi esse de bu performansını normal sezona taşımayı neredeyse hiç başaramadı.

Hal böyle olunca yola hücum tehditlerine rağmen savunmadaki ciddi zaaflarıyla ünlü Tibor Pleiss ve 35 yaşındaki Bryant Dunston‘la çıkan temsilcimiz, sezon boyunca uzun rotasyonunda önemli sıkıntılar yaşadı.

Bu duruma rağmen sezonun ikinci yarısında bir nebze olsun toparlanan ve Playoff biletini almayı başaran Ergin Ataman’ın ekibi, Olimpia Milano ile kıran kırana geçmesi beklenen bir seride karşı karşıya gelecek.

Bu noktada savunmaların öneminin çok daha artacağını ve her pozisyonun apayrı bir öneme sahip olacağını da düşünürsek Tibor Pleiss’ın uzun süreler sahada kalması pek gerçekçi gözükmüyor. Hal böyle olunca 1 ay sonra 36 yaşına basacak olan Bryant Dunston’ın süreleri çok daha artacaktır.

Gün geçtikçe azalan atletizmine rağmen hala ikili oyunlar sonrasında önemli bir skor tehdidi olan Bryant Dunston, parkede denemeyi pek tercih etmiyor olsa da hiç de fena olmayan bir şut mekaniğine sahip.

Seri boyunca Shane Larkin ve Vasilije Micic’in üzerindeki agresif baskıyı da hayal edecek olursak Bryant Dunston’ın skor patlaması, temsilcimiz için hiç de fena olmazdı…

 Scottie Wilbekin, Real Madrid Karşısında Her Maç En Az 25 Sayı Atar

Dürüst olmak gerekirse yaptığımız tüm fantastik sallamalar arasında gerçekleşme ihtimali en yüksek olanı bu gibi. Scottie Wilbekin, tek başına Maccabi‘nin hücum kurgusunda çok büyük bir yer kaplıyor.

Sezona Jalen Reynolds, Ante Zizic, Keenan Evans ve James Nunnally gibi birçok iddialı eklemeyle başlayan Maccabi Tel Aviv, Ioannis Sfairopoulos önderliğinde bireyselliğin fazlaca (hatta çoğu zaman gereğinden fazla) ön planda olduğu bir basketbol oynuyordu.

Bu durumun yanı sıra savunmada çok büyük sorunlar yaşayan İsrail devi, sezon içerisinde maç kazanma konusunda büyük sıkıntılar yaşadı. Bu sürecin sonunda Sfairopoulos’la yollar ayrılırken görevi yardımcı antrenör Avi Even devraldı.

Açık konuşmak gerekirse yaşanan koç değişikliğinin ardından Maccabi hücumunda yapılsal anlamda pek bir değişiklik olmadı. Bireysel performanslarını arttıran isimler bu süreçte öne çıkarken asıl fark yaratan nokta ise savunma oldu.

Arka arkaya gelen galibiyetlerle uzun yıllar sonra Playoff bileti almayı başaran sarı-lacivertlilerde Scottie Wilbekin, tartışmasız şekilde hücumun lideri konumunda.

Fazlasıyla geniş bir karar verme özgürlüğüne sahip olan ABD’li oyun kurucu, skorerliğinin yanı sıra deliciliği ve pasörlüğüyle de EuroLeague’in durdurulması en güç oyuncularından biri.

Bu noktada ligin sert savunma takımlarından biri olan Real Madrid‘le eşleşen İsrail devi, yıllardır hayali kurulan Final Four’a kavuşmak istiyorsa Scottie Wilbekin’in sıra dışı işler yapması lazım. Koç Avi Even, her maç en az 25 sayı atan Wilbekin’e elbette hayır demeyecektir.

                                         

 Walter Tavares, Maccabi Karşısında Her Maç En Az 5 Blokla Oynar

Sezona fırtına gibi bir giriş yapan ve liderliğin en büyük adaylarından biri olarak gözüken Real Madrid‘de şu ara işler hiç yolunda gitmiyor. İspanya Ligi’nde gelen El Clasico mağlubiyetinin üstüne son olarak Bilbao Basket’e de mağlup olan İspanyol devi, fazlasıyla formsuz bir dönemden geçiyor.

Bu süreçte kısa rotasyonunda yaşanan ciddi sıkıntıların üzerine Thomas Heurtel’in de kadro dışı bırakılmış olması, Pablo Laso’nun bu pozisyondaki seçeneklerini fazlasıyla kısıtlıyor.

Yaşanan tüm sıkıntılara rağmen hala etkileyici bir uzun rotasyonuna sahip olan Real Madrid‘de Walter Tavares, bir süredir olduğu gibi Maccabi serisinde de takımının en büyük kozu durumunda.

Hücumda çok önemli bir ikili oyun tehdidi olan 2.21’lik uzun, çember çevresinde topu doğru yerde aldığı zaman rakip savunmacıları çaresiz bırakıyor. Buna rağmen oyuncunun öne çıktığı asıl nokta ise işin savunma kısmında.

Dev fiziği ve uzun kollarıyla kusursuza yakın bir blokçu olan Cape Verdeli oyuncu, bu sezon maç başına 1.6 blok ortalamasıyla bu konuda etkileyici bir istatistiğe sahip.

Tam anlamıyla boyalı alanda kuş uçurtmayan Tavares, yine Maccabi karşısında bloklarıyla fark yaratacaktır. Her maç en az 5 blok biraz (?) fazla iddialı duruyor olsa da kim bu duruma imkansız diyebilir ki?

 Monaco, Olympiakos’a Karşı Seriyi 0-2’den 3-2’ye Çevirir

Hayal gücümüzün herhangi bir sınırı olmadığını size daha önce söylemiştik. Olympiakos ile AS Monaco arasındaki eşleşme, her ne kadar saha avantajına sahip olan Yunan devi favori olarak gösteriliyor olsa da çekişmeli geçmesi muhtemel bir seri.

Bu iki takım arasındaki eşleşme, sırf tecrübeli Georgios Bartzokas ile Playoff’ların çaylak koçu Sasa Obradovic arasındaki taktiksel mücadele sebebiyle bile fazlasıyla keyifli olacak.

Olympiakos, bir süredir Playoff’lardan uzak kalmasının ardından bu sezon önemli bir atılıma imza attı. Kadrosunu birçok değerli takviyeyle güçlendiren Yunan devi, takımı daha önce EuroLeague şampiyonluğu yaşamış Georgios Bartzokas’a emanet edince bu atılımın meyvelerini topladı.

Öte yandan ilk iki maçta alınan iki galibiyetin ardından adeta bir çöküş sürecine giren AS Monaco, sezon ortasında koç Sasa Obradovic‘i takımın başına getirince eşi benzerinin zor görüleceği bir sıçrama yaşadı ve ligdeki ilk sezonunda Playoff biletini kaptı.

Çekişmeli geçmesini beklediğimiz seride tecrübesiyle öne çıkan Olympiakos, taraftarının da yoğun desteğiyle ilk iki maçı kazanabilir. Seri Monaco’ya döndüğünde ise Koç Obradovic’in ekibi, normal sezonda 20 sayıyla mağlup ettiği rakibini 3. ve 4. maçlarda da yenerek seride durumu son maça taşıyabilir.

Son maçta ise neler mi olur? Ona da bir sonraki sallamamızda göz atalım.