by Semih Tuna / info@eurohoops.net
Anadolu Efes, Olimpia Milano karşısında Turkish Airlines EuroLeague playofflarının dördüncü maçında kazanarak bir kez daha Final Four bileti aldı.
Fakat Anadolu Efes‘in Final Four’a kadar geldiği koca bir sezonun hikayesi elbette o playoff serisiyle özetlenebilecek gibi değil. Lacivert-beyazlı temsilcimiz, geçen sezon aldığı EuroLeague şampiyonluğunun ardından bu sezona ise iniş çıkışlı bir grafik çizerek başlamış, bir anlamda beklentilerin de altında kalmıştı.
Buna rağmen önemli bir çıkış yakalayan Anadolu Efes, daha sonrasında beklentileri karşılayan işler yaparak playoffta da Milano‘yu 3-1 ile mağlup etmeyi başarmıştı.
Yine de birçok basketbolsever, Anadolu Efes‘e dair bir süre de olsa şüpheye düşmüş ve son şampiyonun seviyesini koruyamayacağından endişe etmişti. Anadolu Efes şimdilerde bu şüpheleri zaten boşa çıkardı fakat peki ya koç Ergin Ataman neler hissetmişti?
Deneyimli çalıştırıcı, Eurohoops’a verdiği röportajda sezon başında çizilen grafik ile ilgili şunları söyledi:
“Sonuçta tabii ki en büyük başarıyı yakalamış bir ekip vardı elimde. Ben bu takımın sezon içinde mutlaka bir kırılma anı yaşayıp yeniden en üst seviyelere gelebileceğine inanıyordum çünkü bunu görmüştüm, bunu yaşadım. Yeni bir takım almamıştım veya yeni oyuncular gelmemişti. Bir anda bütün bir sezon boyunca hep yokuş aşağı gitmemiz mümkün değildi. Sezon başında evet, bir aşağı doğru gittik ama toparlandıktan sonra hiçbir zaman inancımı kaybetmedim. Hayal kırıklıkları yaşadığım dönemler oldu çünkü EuroLeague’de son üç yılı domine etmiş bir takımın sezon başında bu kadar kötü olması bende ciddi bir hayal kırıklığı yaratmıştı ama inancımı hiç kaybetmedim. Hele ki sezonun ikinci yarısında, playofflarda ben buralara geleceğimizi hep düşünüyordum.”
Anadolu Efes her ne kadar o çıkışı bir süre sonra yakalayıp kendi karakterini ve kimliğini hatırlamış, istediği sonucu elde etmiş olsa da elbette bu farkındalığa ulaşmak için bir de kırılma noktası yaşamıştı.
Ataman, o kırılma noktasının sezon boyunca çok konuşulan bir maçta yaşandığından söz ediyor ve ilk maça da atıfla bunun önemine şöyle değiniyor:
“Deplasmandaki Barcelona maçı bir kırılma noktasıydı. Orada maçı kaybettik. Ben sahadan atıldım ama gücümüz olduğunu ve yeniden bu noktalara gelebileceğimizi hissettik. Bunu belki öncesinde de hep planlıyorduk, düşünüyorduk ama orada uğramış olduğum haksızlık, bende bir isyan duygusu getirdi ve o günden sonra biz, yeniden bu seviyelere çıkacağız, bu mücadelenin içine gireceğiz diye daha fazla motive olduğumu ben kendi açımdan hissediyorum. Oyuncular için farklı olabilir. Belki onlar için farklı zamanlar vardır ama benim için Barcelona maçı oldu.
İlk maçta pek bir şey yoktu. Uzatmada kazanabilirdik. Başa baş oynadık. Orada da kazanabilirdik ama orada ilkti. İkinci kez aynı şey olunca bu bende bir isyan duygusu canlandırdı, bir uyanış yaşattı. Bunun takıma da yansıdığını düşünüyorum.”
Bir şekilde Anadolu Efes, normal sezonda yakaladığı çıkışla son haftaya kalmadan playoffları garantiledi ve playofflarda da ev sahibi avantajına sahip olmasa da Final Four için boy göstermeye hak kazandı. Bu aşamada ise İtalyan basketbolunun devlerinden Olimpia Milano ile karşılaştı Anadolu Efes.
Fakat playoff serisinin oynanmasına kısa bir süre kala Dinos Mitoglou’nu doping soruşturması nedeniyle kaybeden Milano, Gigi Datome‘nin de sakatlığı ile sarsıldı. Hâl böyle olunca Anadolu Efes’in rakip seçtiği için Milano’yu tercih ettiği ihtimali dile getirilmeye başlandı. Ataman ise ortada bir “tercih” durumunun olmadığını savunuyor:
“Olimpia Milano’nun diğer takımlara nazaran daha tercih edilebilir bir rakip olduğunu düşünmedim çünkü Olimpia Milano, sezonun flaş takımlarından biri. Çok da iyi bir sezon geçirdiler. Evet, sonunda önemli sakatlıkları oldu ama bunlar, her takımda olan sakatlıklardı. Bizde de bu sakatlıklar vardı ve biz sezon içinde iki defa kaybettiğimiz 1-2 takımdan birine karşı oynadık. Başka iki kez kaybettiğimiz bir de Zenit St. Petersburg var. Başka da yok. Onun için herhangi bir şekilde tercih değildi. Son haftalarda öyle denk geldi. Bizim dışımızdaki maçların da getirisi böyle oldu. Bizim aslında hedefimiz dördüncülüktü ama olmadı. Milano üçüncü bitirdi, biz altıncı bitirdik.”
Dahası Anadolu Efes, bu eşleşmede Avrupa basketbol tarihinin en büyük efsanelerinden Ettore Messina ile karşı karşıya geldi ve Ataman için de bu rekabetin çok özel bir anlamı vardı. Başarılı çalıştırıcı, şöyle özetliyor:
“Ettore Messina çok büyük bir antrenör. EuroLeague’in şu anda en tecrübeli ve kariyerli aktif antrenörü şu anda Ettore Messina. Benim de onunla çok eskiden gelen bir dostluğum var. Çok saygı duyduğum, antrenörlüğe başladığım yıllardan beri kendime örnek aldığım, daha sonraları hep takip ettiğim, bana destek olan bir insan. Keyifle zevkle onun yurt dışındaki seminerlerine gidip onu izliyorum. Ama sonuçta benim elimde de EuroLeague şampiyonu bir takım vardı ve bu kez kazanan ben oldum. Daha önce birçok kez Ettore beni yenmişti. Unutamadığım en önemli mağlubiyetimde 2003 Final Four’da yarı finalde Benetton Treviso ile Montepaschi Siena rekabetinde son saniyelerde bizi yenerek finale çıkmıştı. Bir nebze onun rövanşını aldığımı söyleyebilirim. Ondan sonra da çok karşılaştık ama bir nebze onun rövanşını aldığımı söyleyebilirim. Çünkü Final Four ikimiz için de çok önemliydi. Bu kez ben kazandım.”
Yıllardır Avrupa basketbolundaki önemli başarıları boyunca üst düzey hücum performansıyla dikkat çeken Anadolu Efes, Milano serisinde ise bu hücum performansını gösterememiş fakat seri boyunca etkili bir savunma ortaya koyarak kazanan taraf olmuştu.
Bu durum, Efes’in oyun karakteri düşünülünce pek de beklenilen bir şey değildi ancak Ataman ve öğrencileri, bu “yeni icat” ile Final Four biletini aldılar. Peki Final Four’da onlardan bu anlamda yeni bir şey beklemeli miyiz?
Ataman cevaplıyor:
“Sistem olarak Olympiakos da Milano benzeri çok fazla oyuncu değişerek savunuyor ama oyuncular farklı. Milano, switch savunmasını detaylandırıyordu. Olympiakos ne yapacak bilmiyorum. Sadece switch mi yapacaklar yoksa farklı şeylerle karşılaşacak mıyız bilmiyorum ama bu seri, bizim için ciddi bir antrenman da oldu. Switch savunmasına karşı dört maçta da belki istediğimiz skorlara ulaşamadık ama nasıl hücum ettiğimizde daha başarılı olduğumuzu gördük. Aynı tarzda bir savunmayla karşılaşırsak böyle oynayacağız.”
Ataman’ın “kırılma noktası” olarak addettiği Anadolu Efes – Barcelona mücadelesini bu sezon bir kez daha finalde görme ihtimalimiz var fakat daha öncesinde iki takım da yarı finaldeki rakipleri Olympiakos ve Real Madrid‘i elemek zorundalar.
Peki o “kırılma noktası”, Ataman için Barcelona finalini düşlemek adına bir sebep mi?
“Tabii önce yarı final oynanacak. İki takım da yarı final oynayacak. Bir Anadolu Efes – Barcelona finali olursa, geçen yılın tekrarı olur” diyor Ataman. “Nasıl ki onlar için kaybettikleri şampiyonluk bir ekstra motivasyon yarattıysa bizim de bu sezon iki kez bu şekilde kaybetmemiz, benim iki maçta da sahadan atılmam benim için bir motivasyon yaratır. Fakat önemli olan öncelikle finale çıkabilmek çünkü karşımızda çok ciddi ve iyi bir takım var.”
Öte yandan takım, playoffların önemli bir bölümünde Krunoslav Simon ve Rodrigue Beaubois’dan yararlanamamıştı ve bu oyuncuların tedavileri devam ederken önemli endişe noktalarından biri de Final Four’da bu oyunculardan yararlanılıp yararlanılamayacağı konusu… Ataman’a takımdaki eksikleri sorduk ve şu yanıtı aldık:
“Sağlık ekibimiz yoğun bir şekilde sakatlığı bulunan oyuncularımızı Final Four’a yetiştirmeye çalışıyor. Kruno Simon ve Rodrigue Beaubois, uzun bir sakatlıktan çıkmış olacaklar ama benim ümidim 10-15 dakika rotasyonda bize yardımcı olabilmeleri şeklinde. Olamazlarsa da sorun değil. Milano serisinde de son iki maçı onlar olmadan oynamıştık. Tek maçlık bir yarı final. İcabında altı kişi ile de oynarız. Sorun yok.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!