by Semih Tuna / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague’in son şampiyonu Anadolu Efes, playofflarda Olimpia Milano’yu 3-1 ile geçtikten sonra bir kez daha Final Four bileti aldı ve bir kez daha şampiyonluk için mücadele verecek.
Lacivert-beyazlı temsilcimiz için çok parlak bir tablo olsa da sezon başında durum bu kadar da aydınlık gözükmüyordu.
Özellikle Sertaç Şanlı’nın eksikliğini sık sık hisseden Anadolu Efes, uzun süre istediği sonuçları istikrarlı bir şekilde almayı başaramadı ve basketbolseverler, takımın bu sezon ulaşabileceği seviyeden şüphe etmeye başladı.
Buna rağmen Anadolu Efes başantrenörü Ergin Ataman, takıma olan inancını korudu ve oyuncuları da bunun karşılığını vererek hedeflere ulaşma yolunda dev bir adım attı. Peki Ataman ve takım bunu nasıl başardı?
Anadolu Efes’in Alman devi Tibor Pleiss, Eurohoops’a verdiği röportajda o süreci şöyle anlatıyor:
“Koç, takım olarak yeniden bir araya gelmemiz gerektiğini söylüyordu. Geçen sezon da yine benzer toplantılar yapmıştık. Moskova deplasmanında yine zor bir dönem geçiriyorduk. Çok kötü bir mağlubiyetti. Toplandık ve takım olarak yine benzer bir görüşme yaptık. Konuştuk, ‘Birbirimizi daha fazla teşvik etmemiz gerekiyor’ dedik.
Koç da sanırım bize inandı. Çok fazla bağırmadı, kontrolü kaybetmedi. ‘Bunu yapabilirsiniz, daha önce zaten gösterdiniz. Sadece kendinize inanın. Oyuncular olarak bir araya gelin ve bunu nasıl yapacağınızı bulun’ dedi. Neticede yolunu da bulduk sanırım. (Gülüyor.) İşe yaradı.”
Bu iniş çıkışlarda elbette rakiplerin Anadolu Efes’i tanıyan yapısı ve son şampiyona karşı oynamanın getirdiği ekstra motivasyon da önemli bir faktör oldu. Pleiss’a bu konuda ne düşündüğünü sorduğumuzda şöyle yanıtladı:
“Rakipler bize alıştı. Herkes oyuncularımızı, takım kimyamızı, ne olacağını biliyor ama bizi bu kadar güçlü yapan şey, takım olarak beraber olmamız. Biri kötü bir gün geçiriyorsa başkaları sorumluluk alıyor, birbirimizi kolluyoruz. Biz sadece takım değiliz. Arkadaşız, aileyiz. Final Four maçından sonra da söylediğim gibi ailemle Belgrad’a gidiyorum. Herkes biliyor ama kimse bizi durduracak çözümü bulamıyor.”
Peki Pleiss’a göre Anadolu Efes için bu sezon belli bir noktada mı tersine döndü de takım yeniden kimliğini hatırladı? Eğer böyle bir nokta varsa ona göre ne zaman yaşandı?
Aslına bakılırsa o da bu konuyu epeydir düşünüyormuş:
“Uzun zamandır bu dönüm noktasını düşünüyorum aslında. Tabii iyi bir başlangıç yapmadık ama bir noktada takım arkadaşlarımla da konuşmuştum… Galiba Panathinaikos karşısında Adrien Moerman’ın üçlüğü bir dönüm noktası olmasa da bu tip sıkıntılı maçları son anlarda da olsa kazanabileceğimizi göstermişti. Herhangi bir şey değişmedi. Takım olarak toplantılar yaptık ve Final Four’a gitmek için kendimizi daha fazla zorlamamız gerektiğini konuştuk.”
32 yaşındaki Pleiss, gün geçtikçe performansını artırdı ve Sertaç Şanlı’nın yokluğunda zorluk çeken takımına birçok kez ilaç olmayı başardı. Yıldız isim, bu adaptasyon sürecini ve yükselen performansını şöyle anlatıyor:
“Ben daha ziyade gençleşiyor gibi hissediyorum. 24-25 yaşlarıma göre vücudum açısından daha formda hissediyorum. Vücudumun nasıl çalıştığını biliyorum, 24-25 yaşlarıma göre daha sağlıklı besleniyorum, antrenmanlardan sonra bir saat daha salonda kalıyor ve vücut çalışıyor, sağlıklı kalmaya çalışıyorum. Dolayısıyla ne olacağını biliyorum. Sakatlıklar her zaman var. Hayat böyle. Sakatlığı kabullenip bir geri dönüş yolu bulabilirsiniz veya kabullenmeyip aşırı düşünerek çıkış yolunu bulamayabilirsiniz. Benim için çıkış yolu bulmama veya pes etme seçeneği hiç yoktu. Ben her zaman kendimi teşvik ettim. Hâlâ oynuyorum, hâlâ EuroLeague’in en üst seviyesindeyim. İyi bir şarap gibi hissediyorum. Yaşlandıkça daha iyiye gidiyor. Neyse ki henüz saçlarımda beyaz yok.”
Elbette böyle bir performans artışı ve form durumu, koçuyla olan ilişkisi ile de doğrudan bağlantılı. Pleiss, daha önce Galatasaray’da da birlikte çalıştığı Ataman ile aralarındaki ilişkiden ve uyumdan hayli memnun:
“Artık beni tanıyor, beşinci yılımız. Galatasaray’da bir yıl, burada dört yıl… Beni çok iyi tanıyor. Oynamama izin veriyor. Tabii iniş çıkışlar yaşıyorum ama kendi oyunumu oynayınca takıma çok şey katabilirim diye düşünüyorum. Son yıllarda hep geliştiğimi, gelişimimin hiç durmadığını düşünüyorum. Kendime hiçbir zaman hedefime ulaştığımı söylemedim. Her yıl daha iyiye gitmek için kendimi zorluyorum. Yaslanıp ‘Neden yeni bir şey öğreneyim?’ demiyorum. Ben hâlâ gelişmek istiyorum. Her zaman iştahlıyım. İştahlı olmaz, kendimi zorlamazsam emeklilik zamanı gelmiştir. Hayatta da böyle. Her konuda böyle. Eğer hedeflerinize ulaşmak istiyorsanız birçok konuda gelişmeniz, gelişim alanlarını bulmanız gerekiyor. Böylece başka bir seviyeye çıkabilirsiniz.”
Her şeye rağmen Anadolu Efes’in son dört yılda Avrupa basketbolunda yaptıkları, yabana atılacak işler değil. Yıllardır şampiyonluğun önemli adaylarından biri olan Anadolu Efes’in bugünkü tablosuna bakınca başarıyı normalleştirmek kolay olabilir…
Fakat Pleiss, dört sene önceki hâli ile bir konuşma yapacak olsa neler söylerdi? Şöyle anlatıyor:
“‘Hedefim, Final Four oynamak’ derdim ama kupayı kazanmayı hiç beklemiyordum. Benim için Final Four oynamak her zaman bir hayaldi ama kendi memleketimde şampiyon olmayı hiç beklemiyordum. Mümkün değil gibiydi. ‘Şaka mı?’ derdim. Hâlâ inanılmaz. Geçen yılki Final Four’u bile tam olarak kavrayamadım hâlâ ama harika bir şey. Ama bunu bu harika insanlarla yapmak, daha da özel.”
Sokaklarında büyüdüğü şehirde şampiyonluğu kazanan Pleiss’tan mutlusu yoktu 30 Mayıs 2021 günü… Vasilije Micic için böyle bir şans, 21 Mayıs 2022 günü doğabilir. Pleiss da takım arkadaşının son dönemde bu doğrultuda çalıştığını nüktedan bir üslupla anlatıyor:
“Belki de. Bunu düşündüm aslında. Birkaç haftadır Vasa, antrenmanlardan sonra hep salonda kalıyor. Yüksek sesli, rahatsız edici bir müzik dinliyor. (Gülüyor.) Bence Belgrad’a kendisini olabilecek en iyi şekilde hazırlıyor. Şaka bir yana, kesinlikle birçok aile üyesi gelecek ve onu destekleyecek. O da o an için sabırsızlanıyordur.”
Öte yandan yeniden şampiyonluk ihtimalini konuşmadan önce Anadolu Efes, yarı finalde Olympiakos’u mağlup etmek zorunda ve bu anlamda işleri hiç kolay olmayacak.
Pleiss için Monaco karşısında kazanarak Final Four’a gelen Pire ekibi mi yoksa Mike James ve Donta Hall gibi yıldızlara sahip Monaco mu daha tercih edilebilir bir rakipti?
Şöyle yanıtlıyor:
“Olympiakos benim için sorun değil çünkü Monaco gerçekten çok tehlikeli bir takım. Mike James gibi rakibi kendi başına mahvedebilen bir oyuncuları var. Kontrol altında tutmamız gereken başka tehlikeli oyuncuları da var. Olympiakos’un tarzı bize daha benzer. O yüzden bence sorun yok.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!