Vasilije Micic’ten Eurohoops’a: Hayata Bakışı, En İyi Oyuncu Tartışması ve Daha Fazlası

2022-05-12T15:58:03+00:00 2022-05-12T15:58:03+00:00.

Mehmet Bahadır Akgün

12/May/22 15:58

Eurohoops.net
Vasilije-Micic-Anadolu-Efes-Real-Madrid-Final-Four

Anadolu Efes’in Sırp yıldızı Vasilije Micic, EuroLeague Final Four’u öncesi Eurohoops’a özel açıklamalarda bulundu.

by Semih Tuna / info@eurohoops.net

2020-21 Turkish Airlines EuroLeague normal sezon ve Final Four MVP’si Vasilije Micic, bir kez daha Final Four’da takımının en büyük silahlarından biri olacak.

Anadolu Efes ile üst üste ikinci bir şampiyonluğu hedefleyen Vasilije Micic, Eurohoops’a özel bir röportaj verdi ve hem geride kalan normal sezona hem de Final Four’a geniş bir bakış attı.

Anadolu Efes, bu sezon birçok iniş çıkış yaşasa da sezon içerisinde toparlanıp yine beklentileri karşılayan takım olma yoluna girdi. Peki Vasilije Micic’e göre sezonun gidişatı nerede tersine döndü?

Sırp yıldız şu şekilde özetliyor:

“Bu sezon ilk günden beri çok garip bir sezon oluyor. İnsanlar, Final Four’a gidemeyeceğimizi, büyük hedeflere ulaşamayacağımızı söylüyordu. Tabii bunu anlıyorum. Birtakım zorluklar yaşadık, sakatlıklar oldu ve şampiyonluk sonrası sezonda bir motivasyon düşüklüğü oluyor. İnsanlar hem takım olarak hem de bireysel olarak bir eksiklik yaşayabiliyor ama aynı zamanda bize Rusya takımlarının ihraç edilmesi de çok yardımcı oldu. Muhtemelen üçü de sezonu ilk sekizde bitirecekti çünkü gerçekten iyi oynuyorlardı. Bu sezon birçok şey yaşandı ve neticede bir şekilde kişisel olarak da takım olarak da konsantrasyonumuzu koruduğumuz, çok iyi gözükmediğimiz dönemlerde tevazumuzu koruduğumuz ve güçlü bitirdiğimiz için mutluyum. Dönüm noktası, belki CSKA‘ya karşı oynadığımız çok ama çok önemli maç olabilir. İhraç edilmiş olsalar da öyle bir maça çok ihtiyacımız vardı çünkü o zamana kadar deplasmandaki maçlarımızın neredeyse tamamını küçük veya büyük farklarla kaybetmiştik ama bu, bizim için önemliydi. Bence bazı oyuncular olarak bizler için bir şeyleri değiştirmemiz gerektiğini anlamamız açısından önemliydi.”

Anadolu Efes, bilhassa 2018-19 sezonunun başından beri EuroLeague’in en dominant takımlarından biri ve bunu da üst üste oynadıkları Final Four’lar ile gösteriyorlar. Dört yıl önce takıma katılan Micic, bugünden geriye baktığında bu başarıyı bekliyor muydu?

Böyle bir beklentinin ötesinde Micic’in hayata bakışı farklı bir boyutta:

“Benimle ilgili şöyle bir gerçek var: Ben antrenmanlarda da aynı şekilde sayı çıkarmaya çalışıyorum. Hep sabırlı kalmaya çalışıyorum. Benim için mesele bu. Hiçbir plan yapmamak… Gerçekten bunu hiç beklemedim. Kendime inanmadığım için değil ama hayat, tahmin edilemez bir şey olduğu ve geçtim dört yılı, bir saat sonrasını bile göremediğin için. Fakat özellikle de kendinizle ilgili doğru yaklaşıma, doğru bakış açısına sahipseniz başarılı olamamanız mümkün değil. Benim hiçbir zaman beklentim yok. Gün gün, maç maç düşünüyorum. En son sadece sonucu görüyorum. Bu yaklaşım, bana her maça %100 odaklanma fırsatı sunuyor. Özgüvenimi böyle kuruyorum. Bireysel performansımın sonuçlarını böyle alıyorum. Bu başarılardan ötürü çok memnunum ama çok inanılmaz olduğunu da söyleyemem çünkü bu, benim bir parçam. Elimden geldiği sürece böyle devam edeceğim. Bence doğru yaklaşım bu ama hepimizin farklı bakış açıları var ve bence ben, başarıyı en doğru bu şekilde yakalayabiliyorum.”

Elbette bu başarıda kendisi de başrol oyuncularından biri oldu ve aldığı ödüller ile EuroLeague tarihine de geçti. Yine de kendisini EuroLeague’in en iyi oyuncusu olarak görmesi için yeterli değil bu durum:

“Ben hiçbir zaman bu şekilde düşünmüyorum. Ben hiçbir zaman kendimin en iyi olduğunu düşünen biri değilim. Bazen maçlarımı izlediğim zaman ‘Bu oyuncu ne kadar muhteşem’ diyorum. Bazen de çirkin demeyelim de izlemesi pek de hoş gözükmüyorum. Mesela Devin Booker’ın, Shane Larkin’in muhteşem hareketleri var. Mike James’in muhteşem bir çabukluğu var. Ben belki takım ve basketbol için çok verimliyim ama burada olmamın bir sebebi olduğuna inanıyorum çünkü gerçekten çok çalışıyorum, hep daha iyi olmaya, hep küçük şeyleri %1 bile olsa geliştirmeye çalışıyorum. Benim için bu harika. İnsanların böyle düşünmesinden ötürü çok mutluyum. Tabii ki ‘Yok yok, yok olmaz’ diyemem. Çünkü gelişmeyi seviyorum. Fakat böyle inandığınız zaman oraya takılıp kalırsanız. Buna inanmazsanız daha iyi bir yönde ilerlemeye devam edersiniz.”

Aradan geçen dört yılda bu gelişim onun için önemli ve 2018’de Zalgiris Kaunas ile çıktığı Final Four’dan sonra bir kez daha kendi memleketinde, Belgrad’da Final Four oynayacak Micic.

Onun için bu süreçte neler değiştiğini şöyle açıklıyor:

“Kariyerimde Zalgiris dönemi gerçekten çok önemli. Çok kez bahsettim. En önemlisi, o ortamda Saras’tan ayrılıp yeni bir fırsat yakalayacak kadar cesurdum çünkü içimde o yıl gösteremediğimi düşündüğüm bir boşluk vardı. Çünkü Kevin (Pangos) benden çok daha iyi oynadı. Axel Toupane ile süreleri paylaştık. Olgunlaştığım bir yıl oldu ama bundan fazlasını gösterebileceğim bir boşluk olduğunu düşündüm. Fakat maç başına 8 sayı atıp 3 asist yaparken Saras’a söyleyip onu ikna edemezdim. Ama başka bir fırsat için değişiklik yapmam gerektiğini düşündüm. O dönem benim için Efes‘e gelme kararını almak gerçekten mantıksızdı ama içimde bir şeyler bunun iyi bir karar olduğunu söylüyordu. Çünkü daha önce yaptığım bütün çalışmalar, Saras’tan aldığım bütün dersler, onun bana verdiği bütün basketbol anlayışı ve benim onu anlama çabamı göstermeyi istedim. Haklı mıyım yoksa böyle düşündüğüm için kibirli mi davranıyorum onu görmek istedim. Kişisel olarak gelişim gösterdiğim tüm alanlar arasında basketbola dair anlayış, benim için en önemli gelişim oldu ve Anadolu Efes’te bir sonraki adımı atmamı sağladı. Bu gerçekleştiği için çok mutluyum.”

Anadolu Efes, playofflarda AS Monaco’yu eleyen Olympiakos ile Final Four’da karşı karşıya gelecek. Sezon için derinlemesine bir analiz yapan Micic, iki takım arasındaki farkları şöyle anlatıyor:

“Sezonun başından beri benim için olumlu anlamda en büyük sürprizin Olympiakos olduğunu söylüyorum. Geçen yıla göre çok bir şey değiştirmediler. Tabii Moustapha Fall ve Thomas Walkup, oyunlarında büyük bir değişiklik sundu, sahaya hüner ve fizik getirdi, Bartzokas’ın tarzı için çok önemli olan switch fırsatlarını getirdi. Bartzokas’ın yıllardır koç olarak yapmayı sevdiği şeyler için tarzına uygun oyuncular oldular. Tabii bir de Kostas Sloukas gibi EuroLeague için efsanevi bir oyun kurucuları var. Sonuca yönelik oynamayı, takımın iyi gözükmediği anlarda pes etmemeyi bilen bir oyuncu. Sasha Vezenkov muhteşem bir sezon geçiriyor. Onu gençliğinden beri tanıyorum ve bunları yapabileceğini biliyorum. Bana benzer bir kariyer yolculuğu oldu. EuroLeague’de bir noktada kaybolsa da daha sonra daha güçlü geri döndü. Bu sezon çok gelişti.

Beni şaşırttıklarını söylemeyeyim ama sonuç alıyorlar. Özel, çok güzel, sıradışı hiçbir şey yapmıyorlar ama sonuçlar anlamında muhteşemler. Sezonun ikinci maçında deplasmanda Monaco’ya kaybettiğimizde onlara karşı oynamayı gerçekten sevmemiştim çünkü çok fiziksel oynuyorlar. Seriyi kaybetmelerinde en büyük sebep bence Diallo’nun olmaması. Diallo, onların oyununun büyük bir parçasıydı. Savunmada dört pozisyonu birden savunabiliyor. O gittiğinden beri savunmada o sertliği de kaybettiler. Monaco’daki üçüncü maçı bence bu yüzden kaybettiler. O takımın tam paket olmasını sağlaması nedeniyle onu aradılar. Çünkü Diallo ile onlar çok tehlikeli, tahmin edilemez bir takımlar.

Çok yetenekli oyuncuları var. ABD’li oyuncular bir olarak oynuyor. Dışarıdan çok rastgele oynuyor gibi gözükseler de belirli bir düzenleri, bir sistemleri var ve Sasa Obradovic‘ten de büyük katkı alıyorlar. Monaco’yu seçerdim diyemem ama cevap vermek çok zor ve Olympiakos da orada olmayı çok hak etti.”

EuroLeague’de birçok takımın tercih ettiği switch savunması, Olympiakos tarafından da tercih edilen bir tarz. Micic’in bu konudaki değerlendirmesi ise şöyle:

“Açıkçası switch savunması, Zeljko Obradovic‘in Jan Vesely ve Ekpe Udoh uzun ikilisini kullanmasıyla bu kadar popüler oldu gibi. Tabii uzman değilim, geçmişi çok bilmiyorum ama benim gördüğüm böyle. Birçok takım bunu kullanıyor. Birçok takım, bunu hatta mantıksız dizilişler veya uygun olmayan uzunlarla deniyor.

Basketbol değişiyor. Basketbol, nerede biteceği belli olmayan bir doğrultuda ilerliyor. Artık switch savunması, birçok takım için savunmada öncelik hâline geldi. Olimpia Milano, sezonun en sert savunmasını çoğu zaman switch kullanarak yaptı. Bu durum, pick-and-roll’leri okuma ve hücumda çabuk şut bulma ihtimalinizi azaltıyor. Birçok takım, bire bir savunmak için böyle oynuyor. EuroLeague’de bunu oynadığınız zaman karşınızda 40 dakika boyunca bire birden iyi hücum çıkarabilecek çok fazla oyuncu yok. Bunun bilinciyle bu savunmayı yapıyorlar bence.

Bizim açımızdan baktığımızda sezon başında switch savunmasına karşı çok zorlandık. Çünkü biz, benim ve Shane Larkin’in tepeden hücum etmesine çok bağlı oynuyoruz. Takım olarak yaptığımız toplantılardan sonra sahanın iki tarafında da tehlikeli olmamız gerektiğini anladık. Gerek alçak post, gerek tepeden birebirlerde… Buradan yaratabileceğiniz çok bir şey yok ama sabırlı olmanız ve beklemeniz gerekiyor.”

2021’de Tibor Pleiss’ın memleketi Köln’de Doğuş Balbay‘ın ellerinde yükselmişti kupa. Anadolu Efes’te bu kez Vasilije Micic kendi şehrinde kupayı kazanabilir.

Sıra ona mı geldi? Şöyle yanıtlıyor:

“Bilemiyorum. Çok mutlu olurum çünkü bunlar eşsiz şanslar. Bu sezon beklenmeyen bir şey oldu ve Belgrad, bir kez daha Final Four’un ev sahibi oldu. Çoğu zaman her sene başka bir şehir oluyor. EuroLeague’in ideolojisi böyle ama bir şekilde yine Belgrad oldu. Gerçekten inanılmaz. Dört yıl önce Zalgiris ile orada oynadığımda yarı finalde kendimi yaktım. Her şeyi yapmam gerektiğini düşündüm ama iyi oynayamadım. Bu da büyümenin ve olgunlaşmanın bir parçası. Bu sezon daha sakin hissediyorum. Umarım tamamen sağlıklı ve takımıma yardımcı olmaya hazır olurum. Sonrasını da göreceğiz. Maç maç bakacağız.”

Peki ailesinden kaç kişi Belgrad’da onu desteklemek üzere tribünlerde olacak? Komik olduğu kadar samimi bir yanıtı var bu soruya:

“Ucuz bir insan gibi gözükmek istemiyorum ama biletler çok pahalı. (Gülüyor.) Keşke yüzlerce bilet alıp verebilsem ama kesinlikle birçok taraftar olacak. Ayrıca yakın arkadaşlarınız ve aileniz olduğu zaman çok da fazlasına gerek yok. Geçen yıl taraftarlar yoktu ama Köln’de en yakınlarımız bizimleydi ve bu da kutlamak için fazlasıyla yetti.”

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!