by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
EuroLeague’deki iki İtalyan temsilcisinden biri olan Virtus Bologna, son olarak deplasmanda karşılaştığı Partizan’a 90-62’lik skorla farklı mağlup olarak ligdeki dördüncü maçında üçüncü yenilgisini aldı.
Virtus’un deneyimli koçu Sergio Scariolo, Sırbistan ziyareti sırasında SportKlub’a açıklamalar yaptı.
2018 ile 2021 yılları arasında NBA ekibi Toronto Raptors’ta asistan koçluk görevi üstlenen Scariolo, ABD’de Avrupalı koçlara yönelik bakıştan bahsetti:
“Şunu söylemeliyim ki Avrupalı bir koçun asistan koçluk yapmadan direkt olarak başantrenörlük görevine getirilmesi imkansız. Öncelikle oradaki basketbol ortamına dair bazı konularda uzmanlaşmanız lazım. Bir diğer önemli nokta ise sizi asistan koçluk yaptığınız süreçte ne kadar zaman içerisinde “kendilerinden biri” olarak görecekleri. Sizi tamamen NBA’de başantrenörlük yapabilecek seviyede görmeleri muhtemelen epey uzun sürecektir.
Şuna inanıyorum ki ilerleyen zamanlarda bazı Avrupalı koçlar NBA’e gidip video koordinatörlüğüyle işe başlayacaklar. Sonra zamanla takımlarında 14, 8, 6 ve 3. asistan koç haline gelecekler. Aralarından bazıları zaman daha da ilerledikçe başantrenörlük için birer aday haline gelecekler. Belki 2 veya 3 yıl içerisinde buna benzer hikayeler görebiliriz. Yine de şu bir gerçek ki NBA’de başantrenörlük için uzun yıllarınızı vermeniz gerekiyor.”
2019 yılında Raptors ile NBA şampiyonluğu sevinci yaşayan Scariolo, 2021 yılının Şubat ayında başantrenör Nick Nurse’ün COVID-19 virüsü kapması nedeniyle koçluk tecrübesi yaşamıştı. Buna rağmen İtalyan çalıştırıcı, kendisini hiçbir zaman oraya ait hissetmediğini söylüyor:
“Açıkçası kendimi Toronto Raptors organizasyonunun içerisinde rahat hissediyordum çünkü kulübün Kanada’da olması nedeniyle uluslararası bir boyutu var. Kulüp başkanı Masai Ujiri bir yabancı, koç Nick Nurse ise uzun yıllar Avrupa’da çalışmış biri. Ayrıca kadroda çok sayıda Avrupalı oyuncu vardı, bu nedenle kendimi rahat hissettim. Yine de tüm NBA organizasyonunu göz önünde bulundurursak asla kendimi oraya ait hissetmedim. Oradaki insanlar çok kibar, son derece profesyonel ve işlerini büyük bir ciddiyetle yürüten kişiler olsalar da benim onlardan farklı olarak değişik bir aksanım var.
NBA, Avrupa basketboluna göre çok farklı. Orada işler tümüyle kusursuz ilerliyor ve siz Avrupa’dan gelen biri olarak rahatça olup bitene karışamıyorsunuz, yalnızda oradaki işleyişe adapte olmak durumunda kalıyorsunuz. NBA’de bir Avrupalı koçun gelip işlerini daha iyi nasıl yapabileceklerini öğretmesine ihtiyaç duyuyorlar mı? Açıkçası pek sanmıyorum.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!