by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague’in 16. haftasında temsilcimiz Anadolu Efes, bugün Maccabi Tel Aviv deplasmanına konuk olacak.
Anadolu Efes‘in süperyıldızı Vasilije Micic, kritik mücadele öncesinde Walla Sport’tan Arale Weisberg ile bir söyleşi gerçekleştirdi. Basketbola dair ilk anılarının Saras Jasikevicius’lu Maccabi Tel Aviv‘de başladığını söyleyen Micic, aynı zamanda Shane Larkin’in dönüşü ve Ergin Ataman’la ilişkisine değindi.
Başarılı oyuncu, son olarak NBA ihtimalinden söz etti.
– 15 hafta boyunca Will Clyburn ve Rodrique Beaubois ile birlikte Anadolu Efes‘i taşıdınız. Kısa vadede, Larkin’in dönüşünün dengeyi bozacağından korkmuyor musunuz?
“Artık bunu bir sır olarak saklamak zorunda değilim ve söylediklerimi sadece kapalı konuşmalarda söyleyebiliyorum: Shane yanımdayken işler benim için çok daha kolay ve kendimi çok daha rahat hissediyorum. Evet, onsuz geçen süreç benim için zordu. Sezonun ilerleyen bölümü nasıl gelişirse gelişsin, elimizden gelenin en iyisini yapacağımızı biliyorum. Artık birlikte çalıştığım en iyi oyunculardan biri olan Will (Clyburn)’e de sahibiz. Çok fazla zamanımız yok, ancak birbirimiz hakkında fikir edinmek için bir uyum dönemine ihtiyacımız olacak. Hepimiz sağlıklı kalırsak gitmemiz gereken yere gideceğiz.”
– Ergin Ataman’ın size tanıdığı özgürlük ne kadar önemli?
“Dürüst olmak gerekirse, Ataman ve ben neredeyse hiç konuşmuyoruz. Zaten birlikte beşinci yılımız ve öyle bir ilişki kurduk ki, ikimiz de hedefimizin ne olduğunu ve misyonumuzun ne olduğunu biliyoruz. Kendimi basketbola adadığımı biliyor ve buna saygı duyuyor. Bize özgürlük veriyor. Kötü bir maç çıkarsam bile başarılı olmak için her zaman her şeyi yapacağımı biliyor. Basketbol değişti ve çok hızlı hale geldi. Kendinizi buna adapte etmeniz gerek. Ataman tam olarak bunu yaptı ve tüm övgüyü hak ediyor.”
– Geçen hafta Vasilis Spanoulis’e hangi hanedanın en iyisi olduğunu sordum ve şaşırtıcı olmayan bir şekilde Olympiakos’u seçti.
“Benim için de objektif olmak zor ama her hanedanın kendine özgü bir özelliği vardır. Basketbolla ilgili ilk anılarım Saras’ın Maccabi’sini izlemekti. Ona hayran kaldım. O zamanlar bütün maçları izledim, bir nevi ansiklopediydim ve benim gözümde bu takım basketboldaki değişimi başlattı.
Spanolis’in size söylediği gibi, Olympiakos hakkında gerçekten beklenmedik bir şey vardı. Çünkü diğer takımların sahip olduğu finansal araçlara sahip değildi ve takımda inanılmaz bir kimya oluşturmayı başardılar. Bize gelecek olursak, Anadolu Efes‘in EuroLeague’de bir başarı geleneği yoktu. Kimsenin önceden tahmin etmediği tamamen yeni bir şey yarattık.”
– Ataman, ortak yolculuğunuzun en başında EuroLeague’i kazanacağınızı açıkladı.
“Doğru ve onu dinlemedim. İstediğini söyleme hakkını kazandı ama sezon başında bunları düşünmek kolay değil. Sadece her seferinde bir sonraki maça odaklanmaya çalıştım.”
– Genç yaşta sakatlandınız ve kritik bir sezonu kaçırdınız. Pes etmeye yakın mıydınız? Bir gün hala Avrupa’nın en büyük yıldızları arasında olacağınıza inanıyor muydunuz?
“Çocukken etrafımdaki her şey toz pembeydi. Gençken böyle bir darbeye maruz kalmak zordu. Travma geçirdim ve bir bedel ödeyeceğimi biliyordum. Ancak bu süreçteki mücadelem kariyerimi değiştirdi ve oyuna olan bağlılığımı artırdı. Karşılaştığım en büyük zorluk aslında sahalara döndüğüm ve kendimi iyi hissettiğim zamandı. Çünkü daha sonra Bayern Münih’teyken sakatlandım ve tekrar geri dönmemin zor olacağını düşündüm. Ama bu engeli aştığımda her şey kolaylaştı.”
– Geçen yıl Belgrad’da düzenlenen Final Four’da, resminiz reklam panolarında taşındı ve havaalanındaki kontuarlara yerleştirildi. Bu alışabildiğiniz bir şey mi?
“Buna alışamıyorum ve bu tür şeyleri hafife almıyorum. Bunları yaşayabilmek için çok çalıştım. Şu anda anı yaşamaya çalışıyorum çünkü aniden bir gün kendinizi aşağıda bulabiliyorsunuz. Bir basketbol ülkesinden geliyorum. Sırbistan’da sürekli bu konuda konuşuyorlar ve herkesin söyleyecek bir şeyleri var. Sizi eleştiriyorlar ve her oyuncuya şüphe düşürüyorlar. Belki Nikola Jokic’i dışarıda tutabiliriz.”
– Hangi zafer daha tatlı ve daha özeldi?
“Belgrad’da kazandığımız ikinci şampiyonluk, benim için en özel olanıydı. Kimse iki kez kazanacağımıza inanmıyordu, bizden şüphe ediyorlardı, bu oyuncuların karakterinde özel bir şey olduğunu anlamıyorlardı. Sezon boyunca epeyce iniş ve çıkış yaşadık, ancak bunu iyi bir şeye dönüştürmenin yolunu bulacağımıza inandık. Evet, savaş nedeniyle Rus takımları çıkarıldığı için şanslıyız, çünkü üçü de iyi takımlardı ama hayat böyle bir şey. Tabii ki kendi ülkemde kupayı kazanmak benim için çok özeldi.”
– Larkin geçmişte Covid sürecinden dönmekte zorlandığınızı söylemişti. “Atmosfer olmayınca ne olacağını düşünüyorduk, enerjiyi bulmak ve yeniden başlamak zordu” dedi.
“Herkes duruma farklı tepki verdi. Bazı oyuncular kendilerini boşta kalmış hissediyorlardı, bazıları ise kızgındı. Kontrolümüz dışındaydı ve bir noktada yola devam etmemiz gerektiğini fark ettik. Benim için önemli bir dönemdi. Ben bireysel çalışmaya çok fazla inanan biriyim ve sonunda bunu düzgün bir şekilde yapmak için zamanım oldu. Yarım yıl boyunca kişisel antrenmanlardan geçtim ve kendimi bir sonraki sezona hazırlanmaya adadım. Geri döndüğümüzde EuroLeague’in MVP’siydim.”
– Ocak ayı neredeyse geldi. NBA’e transferinizle ilgili manşetler yeniden ortaya çıkacak.
Micic gülüyor. “Evet, doğru.”
– NBA işi nasıl oldu da henüz gerçekleşmedi?
“Bilmiyorum, düzgün bir cevabım yok. Oraya gitmeye fazlasıyla hazırım ve bunu istiyorum. Bu benim arzum. Şimdiye kadar detaylara inildi ve geçen zaman sadece beklentimi artırıyor. Uygun seviyede olduğumu kanıtlamak için yatırım yapıyorum. Ama her iki tarafa da uyması gerekiyor”
– NBA’de, Avrupa basketbolunu küçümseme yüzünden sizden şüphe duyuyor olabilirler mi?
“Şüphe duyulduğunu sanmıyorum, ama belki de bana orada atadıkları pozisyonu kabul etmeye hazır olacağımdan emin değiller. Statü ya da başka bir şey hakkında söz verilmesini beklemiyorum, sadece bana güveneceklerini umuyorum. Bu sefer işlerin doğru yönde ilerlediğine inanıyorum.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!