Tyler Dorsey’den Eurohoops’a: NBA Serüveni, Fenerbahçe’yle Anlaştığı Süreç, Olympiakos Serisi ve Fazlası…

by George Adamopoulos / info@eurohoops.net

EuroLeague’de geçtiğimiz sezon Olympiakos formasını terleten Yunan yıldız Tyler Dorsey, takımının Final Four’a kalmasındaki başlıca pay sahiplerinden biri olmuştu. Yazın çoğu kişi Olympiakos’la yeni sözleşme imzalamasını beklerken Dorsey, bunun yerine şansını 2. kez NBA sahnesinde deneme kararı almıştı.

Kariyerindeki 2. ABD serüveninde de aradığını bulamayan Yunan yıldız, 2 yönlü bir kontrat imzaladığı Dallas Mavericks’te tek bir NBA maçında bile süre alamamış ve sezon ortasında Avrupa’ya geri dönme kararı almıştı. Adı birçok EuroLeague takımıyla anılsa da Dorsey, temsilcimiz Fenerbahçe Beko ile 3 yıllık sözleşme imzalamıştı.

Böylelikle Tyler Dorsey, EuroLeague Playofflarında eski takımı Olympiakos’a karşı Fenerbahçe’nin başarısı için ter dökecek. Heyecan dolu geçmesi beklenen serinin öncesinde 27 yaşındaki skorer, Eurohoops’a özel kapsamlı açıklamalar yaptı.

Eurohoops: Fenerbahçe formasıyla Avrupa’ya geri döndün ve eski takımın Olympiakos’a karşı çok zorlu bir Playoff serisinde yer alacaksın. Bu durum sana nasıl hissettiriyor?

“Kendimi çok iyi ve heyecanlı hissediyorum. Açıkçası rakibin kim olduğu fark etmeksizin Playofflarda mücadele edecek olmak başlı başına çok heyecan verici bir durum. Playofflardaki atmosferi ve sertliği çok seviyorum, bu nedenle bir an önce sahaya çıkabilmek için sabırsızlanıyorum.”

E: Olympiakos’un salonu SEF’e bu sefer rakip takım formasıyla geleceksin, Olympiakos taraftarlarının seni nasıl karşılamasını bekliyorsun?

“Açıkçası taraftarlardan nasıl bir tepki beklemem gerektiğini bilmiyorum. Şu sıralar tribünlerde olup biteceklerden ziyade sahaya çıkıp elimden gelen en iyi performansı ortaya koymakla ilgileniyorum. Elbette Olympiakos, çok ateşli taraftarları olan bir takım. Geçtiğimiz sezon burada unutulmaz anlar yaşadım ve şimdi Fenerbahçe formasıyla Olympiakos salonuna çıkabilmek için sabırsızlanıyorum. Sahada olup bitecekler dışında herhangi bir şeyle ilgilenmiyorum.”

E: Sence seriye dair en belirleyici faktör ne olacak?

“Bundan emin değilim. Dediğim gibi sahaya çıkıp elimizden gelen en iyi mücadeleyi ortaya koyacağız, yine de maç önlerindeki ve maç içerisindeki taktiksel hamleler belirleyici olacaktır. Bana kalırsa bu serinin sonucunu ufak detaylar belirleyecek. Rakibimiz Olympiakos’u çok iyi tanıyoruz, bence seride sonucu belirleyen detay kritik anlarda hangi oyuncuların sahneye çıkacağı olacak.”

E: ABD serüvenini noktaladıktan sonra Olympiakos’la da görüştün mü?

“Evet, Fenerbahçe’yle imzalamadan önce Olympiakos’la bir görüşme gerçekleştirdim. Buna karşın halihazırda çok iyi bir sezon geçiriyorlardı ve sezon ortasında takviye yaparak takım kimyasını bozmak istemediler. Açıkçası Avrupa’ya geri dönüşümde Olympiakos veya Fenerbahçe dışında farklı bir takıma gitmek istemiyordum. Sonuç olarak Fenerbahçe’yle anlaşmaya vardım, bana kulübün gelecek planlarında önemli rol oynayacağımı söylediler. Artık her yıl takım değiştirmekten ziyade bir kulüpte uzun yıllar geçirmek istiyorum, İstanbul’da bu fırsatı elde ettiğimi düşünüyorum. Buraya gün geçtikçe daha çok adapte olup güzel ilişkiler kuruyorum.”

E: Yunanistan Milli Takımı’ndaki koçun Dimitris Itoudis’le Fenerbahçe’de birlikte çalışmak sana nasıl hissettiriyor?

“Koç Itoudis’le birlikte çalıştığım için mutluyum. Fenerbahçe’nin yanı sıra Yunanistan Milli Takımı’nda da bu yaz onunla birlikte çalışmayı iple çekiyorum. Koç Itoudis’le aramızda gerçekten güzel bir ilişki var, Fenerbahçe’yle sözleşme imzalamamdaki ana nedenlerden biri de onun kulüpteki varlığıydı.”

E: Peki eski takım arkadaşın Thomas Walkup’ın Yunanistan pasaportu alıp milli takımda oynama fırsatı elde etmesi hakkında ne düşünüyorsun?

Bence bu güzel bir gelişme. Walkup çok kaliteli bir oyuncu, onun aramızda olması gücümüze güç katacaktır. Artık neredeyse her milli takımda bir devşirme oyuncu var, bence bu basketbol açısından pozitif bir durum. Walkup gibi bir oyuncunun aramıza katılması Dünya Kupası’ndaki şansımızı arttıracaktır.”

E: Artık Avrupa basketboluna tamamen adapte olmuş durumdasın. Peki ilk olarak Maccabi’yle (2019) sözleşme imzaladığın zaman oyununda hangi yönlerini geliştirmeye çalıştın? 

“ABD’den Avrupa’ya gelen her oyuncu gibi ilk olarak burada oynanan basketbola ve koçların tarzlarına uyum sağlamaya çalıştım. Elbette ABD’den farklı olan birçok yönün yanı sıra bazı benzer taraflar da vardı. Maccabi’de geçirdiğim 2 yıl, Avrupa basketboluna uyum sağlamamda bana çok yardımcı oldu. Devamında ise Olympiakos’a transfer olup daha önemli bir rolde katkı verebildiğim için şanslıydım. Bu süreçte hem oyuncu, hem de bir takım arkadaşı olarak kendimi çok geliştirdiğime inanıyorum. Maccabi benim için EuroLeague serüveninin başlangıcı oldu, İsrail’de oyuna dair çok fazla şey öğrendim.”

E: Şu ana kadar Yunanistan basketbolunun önemli koçlarından Ioannis Sfairopoulos, Dimitris Itoudis ve Georgios Bartzokas’la birlikte çalışma fırsatın oldu. Bu 3 isim arasında ne gibi benzerlikler ve farklar var?

“Bence 3 koç da birbirinden çok farklı! Her birinin kendilerine has idman metodları, oyun tarzları ve koçluk stilleri var. Elbette bu çok normal, koçlar da tıpkı oyuncular gibi birbirlerinden farklı özelliklere sahipler. 3 farklı koçla birlikte çalışmak basketbolumun gelişmesine ve olgunlaşmasına katkı sağladı. Bu süreçte hem Bartzokas’tan, hem Itoudis’ten, hem de Sfairopoulos’tan çok şey öğrendim.” 

E: Yazın Dallas Mavericks’le anlaştığın zaman özellikle Dirk Nowitzki senin hakkında övgü dolu sözler söylemişti. Dallas’ta işler neden yolunda gitmedi?

“İşlerin yolunda gitmemesi sadece Dallas’la alakalı değil, bazen doğru zamanda doğru yerde olmak gerek. İnsanların şunu anlaması lazım: NBA’de iki yönlü veya minimum bir kontrat imzaladığınız zaman her şeye en alt seviyeden başlamış oluyorsunuz. Doğru kişilerle tanışmadığınız sürece beklediğiniz fırsatları bulamıyorsunuz. Öncelikle koçunuza oyun tarzınızı sevdirmeniz gerekiyor, ben ise maalesef bu süreçte yalnızca kendimin kontrol edebileceği faktörleri kontrol ediyordum. G-League’de olabildiğinde iyi oynayıp NBA’den fırsat bekliyordum. Bu sadece benim değil, ABD’de birçok oyuncunun başına gelen bir durum. Bu ‘Tyler Dorsey NBA seviyesi için yeterince iyi değil, bu sebeple Avrupa’ya geri dönüyor’ gibi bir durum değil. Orada çoğu oyuncu NBA seviyesi için kendini kanıtlama fırsatını eline geçiremiyor. Elbette bu profesyonel basketbolun bir parçası, NBA’de kendinizi kanıtlama fırsatını elde edebilmeniz için şansın yanınızda olması gerekiyor.”

E: Peki hiç ABD’ye gittiğin için kendini pişman hissettin mi?

“Hayır, hissetmedim. Sonuç olarak ABD serüveni benim için beklediğim gibi ilerlemese de Avrupa’ya geri döndüm. Şansımı denemek istedim ama olmadı, orada yapamazsam bile EuroLeague’e geri dönebileceğim her daim aklımdaydı. Avrupa’ya geri dönüp Fenerbahçe’yle sözleşme imzaladığım için çok mutluyum.”

E: Sen tüm sezonu Dallas’ta geçirmedin ama bu sezonki Mavericks hakkındaki görüşlerin neler? Özellikle Kyrie Irving takasından sonraki yüksek beklentilere rağmen Play-In bile yapamadılar. Sence orada yolunda gitmeyen neydi? 

“Açıkçası Dallas Mavericks’te çok zaman geçirmedim çünkü ağırlıklı olarak Dallas’ın G-League takımında idmanlara çıkıyordum. Maçları daha çok evimde, televizyon karşısında izledim. Basketbolda böyle şeyler olabiliyor. Mesela önceki sezon şampiyonluğa ulaşan takım ertesi sene Playoffların dışında kalabiliyor. Burada önemli olan nokta bir aradayken iyi oynayıp verimli olabilen oyuncuları bir araya getirmek. Elbette takımın GM’i veya koçu olmadığım için tam olarak nelerin yanlış gittiğini söyleyemem. İnsanlar Kyrie Irving’in takıma katılmasından sonra takımın daha iyi oynayıp Playoff biletini almasını bekliyordu ama olmadı, dediğim gibi niye olmadığına dair detaylara çok hakim değilim.”

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

Related Post