by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Turkish Airlines EuroLeague’de normal sezon heyecanı, özellikle ilk on sıra için oynanan birbirinden çekişmeli karşılaşmaların ardından geçtiğimiz hafta son buldu. Play-In etabının da tamamlanmasıyla birlikte Playoff vakti geldi çattı.
Geçtiğimiz sezonun EuroLeague şampiyonu Real Madrid, yazın kadrosuna yaptığı Facu Campazzo takviyesiyle birlikte tam anlamıyla gücüne güç kattı.
Normal sezonu adeta baştan sona domine ederek birinci sırayı alan İspanyol devi, Playoff turunda Play-In serüveninin sonunda sekizinci sırayı kapan Baskonia‘nın rakibi oldu.
Her ne kadar çoğu kişi Real Madrid‘in bu seriyi çok rahat geçmesini beklese bile Baskonia, sürpriz sonuçlar alabilecek kapasitede bir ekip. Bunu da normal sezonda Madrid’e karşı deplasmanda aldıkları galibiyetle göstermişlerdi.
Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde Real Madrid- Baskonia eşleşmesinin ilgi çekici beş hikayesine göz atıyor.
Markus Howard Çılgınlığı!
Baskonia‘nın yıldız skoreri Markus Howard, şu sıralar kelimenin tam anlamıyla çıldırmış durumda. EuroLeague’deki ikinci senesini geçiren ve kariyerinin zirvesine çıkan Howard, sayı atmayı kolay bir şeymiş gibi gösteriyor.
EuroLeague’de oynadığı son beş maçın ikisinde 30 sayının üzerine çıkan yıldız skorer, bir kez de 28 sayıyla 30 sayının eşiğine kadar geldi.
Topla çabukluğunun yanı sıra topu son derece hızlı ve dengeli bir şekilde elinden çıkarabilmesi, Howard’ı savunulması son derece güç bir oyuncu yapıyor. Maç başına tamı tamına 9.5 üçlük denemesinde bulunan Howard, yüzde 41 gibi deneme sayısına göre çok iyi bir yüzde tutturmuş durumda.
Howard’ın üçlüklerde çok büyük bir tehdit yaratması, Baskonia‘ya karşı rakip savunmaların işini çok zorlaştırıyor. Çoğu EuroLeague takımı, Howard’ın topsuz perdeleme çıkışlarındaki üçlük tehdidini en az iki kişiyle savunmaya çalışıyor.
ABD’li yıldızın rakiplerin savunma konsantrasyonunu bu denli üzerine çekebilmesi, takım arkadaşlarının da işine geliyor. Bu sayede başta Chima Moneke ve Codi Miller-McIntyre gibi oyuncular, istedikleri alanları daha rahat bulabiliyorlar.
Normal sezon boyunca müthiş bir performans sergileyen Markus Howard, 19.5 sayı ortalamasıyla ligin sayı kralı oldu. Buna karşın Playoff, normal sezona kıyasla bambaşka bir sahne.
Markus Howard, kariyerinde ilk kez EuroLeague Playofflarında sahne alacak. Howard’ın ilk Playoff tecrübesindeki performansı, takımı için serinin kaderine direkt olarak etki edecek.
Real Madrid, Playoff Moduna Geçiş Yapabilecek Mi?
Bu sezon EuroLeague’de lig liderliğini neredeyse hiç zorlanmadan alan Real Madrid, normal sezona kusursuz bir başlangıç yaptı. Bu sezon çıktığı ilk 19 resmi maçın tamamını kazanan Madrid, Fenerbahçe Beko deplasmanına kadar ligde yenilgi yüzü görmedi.
İlk yarıdaki durdurulamaz gözüken performansı sayesinde İspanyol devi, rakipleriyle erkenden fark açarak adeta güle oynaya zirveyi aldı. Buna karşın sezonun ikinci yarısı, Real Madrid için ilk yarıdaki kusursuza yakın görüntüden epey uzak geçti.
İç sahada Fenerbahçe Beko, Panathinaikos ve Baskonia gibi takımlara karşı beklemediği yenilgiler alan Madrid, başlarda olduğu kadar dominant bir görüntü sergileyemedi. Bu süreçte Mario Hezonja, Walter Tavares, Vincent Poirier ve Sergio Llull gibi oyuncuların sezon sonu bitecek kontratlarının halen yenilememiş olması da çok konuşuldu.
Yaşadığı tüm bu istikrar sorunlarına rağmen Real Madrid, normal sezon liderliğini bitime haftalar kala garantiledi. Şimdi ise Madrid için sırada Baskonia serisi var.
Her ne kadar çoğu kişi Madrid için serinin kolay geçmesini beklese de Baskonia, yabana atılacak türden bir takım değil. Bunu da normal sezonun sonlarına doğru Real Madrid deplasmanında aldıkları galibiyetle gösterebilirler.
Son haftalarda EuroLeague ve İspanya Ligi’nde beklendiği yenilgiler alan Real Madrid’in yeniden bir şekilde sezon başındaki görüntüsüne yaklaşması gerekiyor. Aksi takdirde bu seri, Madrid için beklenenden daha zor geçebilir.
Çok Kötü Savunma, Çok İyi Hücuma Karşı Direnebilecek Mi?
Baskonia, EuroLeague’de sezonun izlemesi en keyifli takımlarından biri oldu.
Dusko Ivanovic’in takımın başına geçişinden sonra alışık olduğu tempolu basketbolu yeniden sahaya yansıtan Bask ekibi, ligde maç başına 84.4’lük sayı ortalamasıyla bu konuda en çok öne çıkan beş takımdan biriydi.
Buna karşın Bask ekibi, savunmada benzer bir performansın yakınına bile yaklaşamadı. Bu sezon EuroLeague’de maç başına potasında tam 85.4 sayı gören Baskonia, ligin en çok sayı yiyen üçüncü takımı oldu.
Real Madrid‘de ise durum, Baskonia’ya kıyasla epey farklı. Bu sezon maç başına tam 88.2 sayı bulan Madrid, Maccabi Tel Aviv‘den sonra ligin en skorer ikinci takımı konumunda. Bu da demek oluyor ki Baskonia’yı Playoffta hayli zor bir görev bekliyor.
Ligin en çok sayı yiyen üçüncü takımı konumundaki Bask ekibi, seride rekabetçi olabilmek için mutlaka iyi savunma yapmak zorunda. Ama bu yolda işleri hiç kolay olmayacak çünkü rakipleri Real Madrid, savunmadaki zaaflarını cezalandırabilecek birden fazla opsiyona sahip.
Moneke’nin Yokluğu, Baskonia‘yı Ne Kadar Etkileyecek?
Chima Moneke, EuroLeague’de hiç şüphesiz bu sezonun en çok öne çıkan isimlerinden biri oldu. İki sezon önce Manresa formasıyla Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin MVP’si seçilen Moneke, ardından EuroLeague’e uğramadan direkt olarak NBA yolcusu oldu.
NBA’de Sacramento Kings çatısı altında beklediği şansları hiç bulamayan Moneke, sezon ortasında Monaco’ya transfer olarak kariyerinde ilk kez EuroLeague sahnesine adımını attı. Burada beklentilerin epey altında kalan Nijeryalı forvet, buna karşın yazın Baskonia ile anlaşarak EuroLeague’de bir şans daha buldu.
Chima Moneke, Baskonia’da adeta kendini yeniden buldu. Bask ekibinin geçiş hücumlarının öne çıktığı tempolu hücum düzenine müthiş uyum sağlayan Moneke, çok yönlü performansıyla sezonun en etkili forvetlerinden biriydi.
Hücumda ve savunmada atletizmiyle fark yaratan Nijeryalı yıldız, buna ek olarak skorerlik meziyetleriyle de Baskonia hücumlarının vazgeçilmez ismi oldu.
Buna karşın Moneke, takımının Play-In’de Maccabi Tel Aviv‘e farklı kaybettiği maçta bileğini burktu. Maçın kalan kısmında forma giyemeyen Moneke, takımının Play-In’deki ikinci maçını da kaçırdı.
Chima Moneke’nin yokluğuna rağmen Baskonia, bir şekilde Virtus Bologna’yı mağlup ederek Playoff biletini aldı. Buna karşın Playoffta Real Madrid‘e karşı işleri çok daha zor olacak.
Koç Dusko Ivanovic’in açıkladığı üzere Moneke, serinin en az ilk iki maçını kaçıracak. Açıkçası Chima Moneke, normal sezon boyunca Baskonia kadrosunun en iyi savunmacısıydı. Halihazırda kötü bir savunma takımı olan Bask ekibi, Real Madrid gibi bir deve karşı en azından ilk iki maçı takımın en iyi savunmacısı olmadan oynamak durumda.
Bu durumun serinin gidişatını nasıl etkileyeceğini göreceğiz. Yine de Baskonia ve koç Dusko Ivanovic için Moneke’nin yokluğunu kapatmak hiç kolay olmayacaktır.
Tecrübeliler vs Çaylaklar
Real Madrid, bildiğiniz üzere EuroLeague’in en tecrübeli takımı. Kadrosunda Rudy Fernandez, Sergio Llull, Sergio Rodriguez, Walter Tavares, Facu Campazzo ve Gabriel Deck gibi ‘buraları oynama’ tecrübesi çok yüksek isimleri bulunduran Madrid, bu konuda epey avantajlı bir konumda.
Baskonia ise tecrübe konusunda Real Madrid‘e kıyasla epey zıt bir takım. Kadronun en kritik oyuncuları Markus Howard, Matt Costello, Tadas Sedekerskis ve Vanja Marinkovic, kariyerlerinde daha önce tek bir Playoff maçına bile çıkmadılar.
Sakatlığı nedeniyle ilk iki maçı kaçıracak olan Chima Moneke ise geçtiğimiz sezon AS Monaco formasıyla beş maçlık Maccabi serisinin sadece üçünde süre bulabildi.
Dolayısıyla Baskonia, bu sezon Playoffların açık ara en tecrübesiz takımı konumunda. Karşılarında ise bu sahnede olmaya en alışık takım, yanı Real Madrid var.
Sırf bu açıdan baktığımızda bile Baskonia’nın işi çok ama çok zor gözüküyor. Buna rağmen beklentileri aşıp Real Madrid gibi bir devi zorlayabilecekler mi? Bekleyip göreceğiz.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!