by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Temsilcimiz Fenerbahçe Beko, önümüzdeki hafta (24-26 Mayıs) Berlin’de düzenlenecek olan EuroLeague Final Four’unda sahne alacak. Bu prestijli organizasyon için hazırlıklarını sürdüren temsilcimiz, Final Four öncesinde bir medya günü düzenledi.
Fenerbahçe‘de Playoff’taki AS Monaco serisinin kahramanlarından Nick Calathes, Eurohoops’un sorularını yanıtladı.
Eurohoops: Bu kariyerindeki beşinci Final Four olacak, bu rakama ulaşabilen çok fazla oyuncu yok. Şunu merak ediyorum, bir Playoff serisinde Final Four biletini getiren belirleyici nokta ne oluyor? Final Four’da olmakla olmamak arasındaki ince çizgiyi ne belirliyor?
“Sanırım farkı belirleyen şey, doğru zamanda iyi basketbol oynayabilmek. Bazen biraz şansa ihtiyacınız oluyor, bazen tecrübe faktörü ön plana çıkıyor, bazen de eşleşmeler belirleyici oluyor. Takımınız için kötü bir eşleşme olabiliyor. Bence farklı senaryolar bunlar.”
EH: Bu soruyu sezon başında Nigel’a (Hayes-Davis) sormuştum, şimdi de sana sormak istiyorum. Seni sahada gördüğümde şutların girmese bile galibiyete katkı yapabileceğini biliyorum. Bir basketbolsever olarak sahada bana bu güveni veriyorsun. Basketbol zekası çok yüksek bir oyuncusun, diğer oyunculardan farklı olarak sahada olup biteni nasıl analiz ediyorsun? Bu perspektiften baktığımızda seni farklı kılan şey ne?
“Benim oyun hissiyatım hep harikaydı ve oyunu iyi okuyabildim. Küçük yaşlarımdan beri ribaundlar, asistler ve savunma gibi detaylara hep çok büyük önem verdim. Buna ‘istatistik kağıdını doldurmak’ deniyor. Sahada her şeyi yapmaya çalışmayı hep çok önemsedim çünkü attığınız şutlar her zaman girmez, basketbol böyle bir oyun. Böyle anlarda takımınıza elinizden gelen her şekilde yardımcı olmanız lazım.”
EH: Konu şutlara gelmişken Monaco serisinin beşinci maçında uzatma bölümünün son dakikasına kadar 1/8’le üçlük atıyordun. Buna rağmen maçın en kritik bölümünde çıktın ve sezonun en önemli iki üçlüğünü attın. O anları biraz anlatabilir misin, o şutları atabilmek için gerekli konsantrasyonu nasıl sağladın?
“Bence burada asıl önemli konu, yaz döneminde ve sezon devam ederken ne kadar sıkı çalıştığınız. Bana göre ben, o şutları deneyebilecek kadar çok çalıştım. Dediğin gibi son bölüme kadar üçlüklerde iyi değildim ama gerekli öz güveni kendimde hissettim, takım arkadaşlarım da bana güvendiler. Sonuç olarak şutlarım girdi ve her şey harika oldu.”
EH: Monaco serisinde savunduğun Mike James’e değinmek istiyorum. Mike ile aranızın ne kadar iyi olduğunu biliyorum. Bildiğin gibi o, EuroLeague tarihinin en skoreri. Sen ise lig tarihinin en çok asist yapan ve top çalan oyuncususun. Harika bir eşleşmeydi ve Mike James’i sezon ortalamasının epey bir altında tutmayı başardın. Ona karşı oynamak nasıldı? Mike James’i nasıl durdurabildin?
“Mike’ı çok iyi tanıyorum ve sanırım neler yapacağını hissediyorum. Yine de Mike’ı durduramazsınız, bu yüzden bizim için serinin belirleyici noktası onu durdurabilmek oldu. Bu noktada koçun planı harikaydı, bu sayede topu Mike’ın elinden çıkarabildik. Bense Mike topa her dokunduğunda onun için işleri olabildiğince zorlaştırmaya ve istediği fırsatları bulamamasını sağlamaya çalıştım. Bence bu konuda iyi bir iş çıkardım, takım olarak ona karşı harika bir iş çıkardık. Dediğim gibi Mike, tamamen durdurulması imkansız olan bir oyuncu. Bu yüzden onu yalnızca sınırlayabilmeyi umabilirsiniz. Bunu başarabilmek, seriyi kazanmamızda kilit rol oynadı.”
EH: Seni iki yıl geriye götürmek istiyorum. Barcelona’dan ayrıldığında sana çıkıp ‘iki yıl sonra Saras’la ve Nigel’la Fenerbahçe’de olacaksınız ve Final Four’a kalacaksınız’ desem bana inanır mıydın?
“Hayır, asla inanmazdım. Muhtemelen sana bir ‘soytarı’ olduğunu söylerdim (gülüyor). Yine de sezon boyunca olanlar ve sonucunda Final Four’a kalabilmek harika bir his. Üçümüz Barcelona’dayken Final Four’a kalmıştık ve şimdi Fenerbahçe’de yeniden buluştuk, hayatta neler olacağını asla bilemezsiniz. Yine de (tam bu sırada Yam Madar gelip ensesine şaplak attı)… Tüm bu olanlar harika, umarım beraber şampiyon olabiliriz.”
EH: Saras’la ilişkinin burada Barcelona dönemine kıyasla daha iyi olduğu çok açık. Bu süreçte neler değişti de aranızda gerçek bir bağ oluştu? Final Four’a kaldığınız maçtan sonra gidip Saras’a sarıldığın bir video gördüm, Barcelona dönemine kıyasla farklı olan şey neydi?
“Aslında aramızdaki ilişkinin Barcelona dönemine göre tamamen farklı olduğunu düşünmüyorum. İnsanlar ben Barcelona’dan ayrıldıktan sonra sürekli aramızda sorun olduğunu söylediler ama koçla ilişkim hep aynı kaldı. Saras’ı çok uzun süredir tanıyorum, (Panathinaikos‘ta) iki yıl beraber oynadık. Zaman zaman bazı konularda fikir ayrılıkları yaşasak bile aramızdaki kimya hep iyiydi. Fenerbahçe’nin başına geçeceğini öğrendiğim zaman çok heyecanlanmıştım çünkü takımdan olabilecek en iyi verimi alacağını biliyordum. Görülebildiği üzere Saras’ın yönetiminde çok daha iyi oynuyoruz. Geldiğinden beri harika bir iş çıkardı.”
EH: Takım arkadaşlarınla ne zaman senin hakkında konuşsam senin için ‘Avrupa basketbolu tarihinin en iyi oyun kurucusu’ diyorlar. Sen tabii ki kendin için Avrupa basketbolu tarihinin en iyisi demeyeceksin ama bu tartışmalarda kendini nerede görüyorsun?
“Bunu söylüyorlar çünkü ne zaman yemeğe çıksak hesaplarını ben ödüyorum (gülüyor). Hesaplarını ödediğim için onlara bunu söylemelerini telkin ettim (hala gülüyor). Kariyerim boyunca yaptıklarıma baktığımda ben, kendimi en iyi oyun kurucular sıralamasında yukarılarda görüyorum. Elbette Avrupa basketbolu tarihinde çok özel oyun kurucular var, ben de kariyerimde DD (Dimitris Diamantidis), Spanoulis ve Saras’tan çok şey öğrendim. Özellikle de Avrupa’ya ilk geldiğimde. Bana göre adımın en iyiler arasında anılması çok onur verici bir şey. Umarım bu seviyede kalmaya devam edebilirim.”
EH: Yazın olanları göz önünde bulundurduğumuzda müthiş bir profesyonellik örneği gösterdin. Normal sezonda takıma liderlik ettin, Playoff’ta ise takımının en çok ihtiyaç duyduğu anda devreye girdin. Bu süreç senin için nasıl işledi ve profesyonelliğini nasıl koruyabildin?
“Dediğin gibi böyle zamanlarda profesyonelliğinizi koruyabilmeniz ve konsantre olabilmeniz gerekiyor. Sonuçta bu bir iş, elbette hoşuma gitmeyen şeyler yaşandı. Buna rağmen konsantre olmaya devam ettim, böyle takım arkadaşlarımın olması sezon boyunca bana çok yardımcı oldu. Ayrıca koçun gelişi de başarıya ulaşmamızda büyük rol oynadı. Sonuç olarak her daim başımı dik tuttum, konsantre olmaya devam ettim, profesyonelliğimi sürdürdüm ve kendime güvendim.”
EH: Beşinci maçın sonunda ‘hadi uçakta çıldıralım’ dediğin bir video gördüm. Monaco’dan İstanbul’a dönüş uçağı nasıldı, sözünü tutabildin mi?
“Harikaydı! Gerçekten çok güzel vakit geçirdik, takım olarak kutlama yaptık. Bizim için özel bir andı, bu gibi anların takım olarak keyfini çıkarmanız lazım. Sonuç olarak çok eğlendik.”
EH: Fenerbahçe, beş yıl aradan sonra Final Four’a geri döndü. Bildiğin gibi tek maçlık sistem her türlü sonuca açık olabiliyor. Fenerbahçe’nin şampiyonluk şansı da gayet yüksek. Bu sezon takım olarak Playoff’ta ve normal sezonda birçok yakın geçen maç oynadınız, sana göre bu durum size Final Four’da yardımcı olacak mı? Ayrıca Final Four hakkındaki genel fikirlerin neler?
“Bence edindiğimiz tecrübeler bize yardımcı olacak. Çok fazla önemli maç oynadık, ayrıca veteran bir takımız. Kariyerleri boyunca bu tür anları tecrübe etmiş oyunculardan kurulu bir takımız, bu bize yardımcı olacaktır. En önemli şey, Final Four’a hazır olabilmek. Oyun planımızı sahaya yansıttığımızdan emin olmamız lazım. Orada üç harika takım daha olacak. Her zaman söylediğim gibi Final Four, yazı tura atmaya benziyor. Kazanmak için ufak detaylara dikkat etmeniz gerekiyor.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!