by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Partizan başantrenörü Zeljko Obradovic, şu sıralar takımın başındaki üst üste dördüncü senesini geçirmeye hazırlanıyor. Bu yaz kadrosunu baştan aşağı değiştiren Sırp ekibi, yeni sezonda iddialı bir görüntü sergilemeyi hedefliyor.
Takımıyla yeni sezon hazırlıklarını sürdüren koç Obradovic, ülkesi Sırbistan’da X&O’s Chat Podcast isimli bir podcast programına konuk oldu. Tecrübeli çalıştırıcı, burada kariyerine dair birçok konuya değindi.
Koç Obradovic, Fenerbahçe‘ye geldiğinde Erdem Can’ın ekibine dahil olma sürecini anlattı:
“Panathinaikos‘a gittiğimde Dimitris Itoudis oradaydı. Sırpça konuşabiliyordu, ayrıca onu daha öncesinden tanıyordum. Dolayısıyla beraber çalışmaya başladık, iki sezon sonra Dimitris’in seçtiği bir asistan koç daha ekibimize katıldı. Bir süre sonra bir asistan koç daha geldi, zaman içerisinde yaptığımız seçimlerin hepsinin ne kadar iyi olduğunu anladık. Fenerbahçe‘ye gittiğimde ise koç ekibimi kurarken en sevdiğim dostlarımdan biri olan Vlade Andrejic oradaydı. O harika bir antrenör, bu yüzden Fenerbahçe’ye giderken onu da yanımda götürmek istedim. Erdem Can oradaydı, ben geldiğimde zaten kulüpte çalışıyordu. Onunla tanıştığımızda ondan birkaç dosya istedim, istediklerimin 10 kat daha fazlasını getirdi. O an Erdem’in basketbola ne kadar bağlı ve hırslı bir insan olduğunu anladım, bu yüzden yönetimle konuşup antrenör ekibinde olmasını istedim.”
Fenerbahçe ile çıktığı 2016 EuroLeague finaline değinen Obradovic, oyuncularının ikinci yarıdaki reaksiyonundan bahsetti:
“Uzatmada kaybettiğimiz ama oynadığımız oyundan inanılmaz derecede gurur duyduğum bir maçı hatırlıyorum. Fenerbahçe ile Berlin’de oynadığımız CSKA finalinden bahsediyorum. Devre arasında 20 sayı farkla gerideydik, ikinci yarıda geri döndük ve maçı kazanma noktasına getirdik. Takımın ikinci yarıdaki reaksiyonundan ve inancından dolayı çok gururluydum. Onlara soyunma odasında daha iyi oynayabileceğimizi ve maça geri dönebileceğimizi söyledim, dediklerime inanıp reaksiyon gösterdiler. Bence işin sırrı size güvenen oyuncularınızın olması. Maçtan önce soyunma odasına girdiğimde uzun bir konuşma yapmam, çok az konuşurum. Oyuncularımın gözlerinin içine bakarım ve idmanda yaptıklarımızı kısaca hatırlatırım. Oyuncuların gözlerinin içine bakmam, o akşam nasıl bir maç geçireceğimizi anlamam için yeterli olur. Molalarda da aynısını yapıyorum. Gözlerinin içine bakıp o an söylediklerime gerçekten inanıp inanmadıklarını anlamaya çalışıyorum. O an bir oyuncu başka bir yere bakıyorsa ‘hey, ne dediğimi anlıyor musun?’ diye uyarıyorum. Bir oyuncu gerçekten odaklandıysa sahada iyi şeyler yapabilir, bunun tersinde ise hiçbir şey yapamaz.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!