by Giorgos Adamopoulos / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Geçtiğimiz sezonu EuroLeague ve Yunanistan Ligi şampiyonluklarıyla tamamlayan Panathinaikos, yeni sezon hazırlıklarını sürdürüyor. Yunan ekibi, yeni sezon öncesinde bir medya günü düzenledi.
Panathinaikos başantrenörü Ergin Ataman, bu medya gününde Eurohoops’a özel, kapsamlı bir röportaj verdi.
Eurohoops: EuroLeague ve Yunanistan Ligi şampiyonluklarından sonra hayat sizin ve takımınız için nasıl değişti?
“Elbette kulüp için, benim için ve hepimiz için tarihi bir sezondu. Sonuçta Anadolu Efes ile elde ettiğim harika sonuçlardan sonra Panathinaikos’a gelmek, benim için yeni bir meydan okumaydı. Panathinaikos, bir önceki sezonu EuroLeague’in 17. sırasında bitirmişti. Ayrıca 2006 (Bologna) yılından sonra ilk kez İstanbul dışında bir yerde çalışacaktım. Tarihi bir sezondu, Yunanistan’daki ilk günümdem itibaren çok keyif almaya başladım. Atina’yı seviyorum, Atina’daki hayatı seviyorum. Kendimi Atina’da hiç yabancı biriymiş gibi hissetmedim. Burada insanlar bana çok sıcak yaklaştı. Ayrıca kulüpteki insanlar, taraftarlar ve başkanımız bana çok sıcak davrandılar. Başkanımız bana arkadaşıymış gibi yaklaştı, aramızda bir patron – çalışan ilişkisi olmadı. Bu durum beni çok rahatlattı. Tabii geçtiğimiz sezon elde ettiğimiz tarihi sonuçlardan sonra yazın inanılmaz günler yaşadım. Gittiğim Yunan adalarında ve Avrupa’nın her yerinde durum bu şekildeydi. Bana karşı olan tutku ve sevgi inanılmazdı.”
EH: Sizin için geçtiğimiz sezona başlamak mı daha zordu yoksa EuroLeague şampiyonu olarak bu sezona başlamak mı daha zor olacak?
“Dürüst olmak gerekirse geçtiğimiz sezon mental açıdan ve stres bakımından daha kolaydı. Sonuçta sırf Play-In’e veya Playoffa kalmış bile olsak 17. sıradan sonra herkes için büyük bir adım olacaktı. Tabii şu an durum çok daha farklı, EuroLeague ve Yunanistan Ligi’ni kazandıktan sonra herkes bizim yine favori olduğumuzu konuşuyor. Buna rağmen diğer takımlar çok büyük transferler yaptılar, yeni kadro kuran takımlar oldu. EuroLeague’de bizim için her maçın final gibi olacağını biliyoruz. Açıkçası bazen uyumadan önce bunları düşünüyorum, geçen sezon daha rahattım (gülüyor). Yeni sezonda ilk maçtan itibaren adrenalin duygusunu yaşayacağız.”
EH: Geçtiğimiz günlerde Celtics koçu Joe Mazzulla’nın ‘NBA şampiyonluğunu korumak tanımı pasif agresif bir tanım. Hayvanlar alemine bakarsanız en güçlü hayvanlar bir şeyi korumazlar, saldırırlar’ şeklinde bir demeci oldu. Siz buna katılıyor musunuz?
“Evet, katılıyorum. Yeni sezonda herkes bize karşı daha agresif olacak, özellikle deplasman maçlarında bizi yenmek için her şeyi yapacaklar. Evet, geçtiğimiz sezon bazı maçlarda durum bu şekildeydi ama bu sefer daha farklı. Bu yüzden işimiz daha zor olacak. Sahamızdaki bazı maçlarda rakiplerimiz sırf bizi yenmek istemeyecekler, bizi 10-20 sayılık farklarla yenmek isteyecekler. Bu yüzden her şeye hazırlıklı olmalıyız, işimiz kolay olmayacak.”
EH: Geçtiğimiz yaz yaptığınız hamleler sizi EuroLeague ve Yunanistan Ligi şampiyonluklarına taşıdı. Bu yaz o kadar yoğun geçmedi ama üç önemli transferiniz oldu. Bu üç yeni oyuncu (Lorenzo Brown, Ömer Yurtseven, Cedi Osman) takımınıza ne tür katkılar sağlayabilir?
“Öncelikle bildiğiniz üzere ilk transferimiz Lorenzo Brown’du. Luca Vildoza harika bir oyuncuydu ama geçtiğimiz sezon takım kimyamız içerisinde ona gereken rolü bulamadım. Benim sistemimde Vildoza, daha çok iki numara olarak oynayabilecek bir oyuncuydu. Bizse Sloukas’ı da dinlendirebilmek için daha çok bir oyun kurucuya ihtiyaç duyuyorduk. Dolayısıyla onun için gereken rolü bulamadık, belki de benim sistemim ona pek uygun değildi. Dolayısıyla farklı takımlardan ilgi olduğunu görünce Vildoza ile yollarımızı ayırıp Lorenzo Brown’u transfer etmeye karar verdik. Lorenzo Brown çok sevdiğim bir oyuncu, oyununu çok beğeniyorum. Onu son iki, üç senedir yakından takip ediyorum, bu süreçte çok büyük bir gelişim gösterdi. Oyunu çok iyi biliyor, ayrıca İspanya Milli Takımı ile EuroBasket’i (2022) kazandı. Lorenzo hem sayı atabilen, hem de asistleriyle takım arkadaşlarına sayı attırabilen bir oyuncu. Oynattığım basketbol için böyle oyuncuların önemi çok büyük. Dolayısıyla bu transferi yaptık. Sonrasında markette sakin hareket ettik çünkü zaten elimizde şampiyon olmuş bir kadro vardı, elbette transfer marketini takip ediyorduk ama sakin kaldık. Ardından EuroLeague tecrübesi olan iki NBA oyuncusunun (Ömer Yurtseven, Cedi Osman) Avrupa’ya dönmeye hazır olduklarını gördük. Tabii bu oyuncularla Türkiye Milli Takımı’nda da çalıştığım için onları ikna etmek çok zor olmadı. Bu iki oyuncuya karşı hislerim çok iyi. Benim dışımda başkanımız Bay Giannakopoulos’un da bu transferler için hevesli olduğunu gördüğümde bu iki oyuncuyu kadromuza kattık. Bence şu an kadromuzdaki 15 oyuncuyla birlikte EuroLeague için tamamen hazırız. Bazen asistanım Christos (Serelis) ile ‘hey Christos, bu kadar oyuncuyu idare etmek kolay olmayacak. Belki EuroLeague’e iki farklı takımla katılmak için başvurabiliriz’ diye şakalaşıyorum (gülüyor). Tabii favoriyseniz ve önemli kadroları olan ciddi rakipleriniz varsa en az onlar kadar iyi bir kadro kurmalısınız. Biz de öyle yaptık.”
EH: Cedi Osman transferinden sonra Panathinaikos için bu transferin ‘lüks ve gereksiz’ olduğunu söyleyenler oldu. Siz bu eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz?
“Bence bu eleştirilere sahada yanıt vermemiz gerekiyor. Dürüst olmak gerekirse Cedi Osman dışında benzer bir profilde ama EuroLeague tecrübesi olmayan bir oyuncu karşımıza çıksaydı o oyuncuyu almazdık. Cedi takımımız için harika bir potansiyel ve harika bir NBA kariyeri var. Ayrıca henüz 29 yaşında, yani 33-34 yaşlarında olup kariyerin bitirmek için Avrupa’ya gelen bir oyuncu değil. Cedi istediği türde bir kontrat alamadığı için Panathinaikos’a geldi, geçmişte NBA’de önemli kontratlar almış bir oyuncu. Bu yaz NBA’de aradığını bulamadı ve bunun sonucunda EuroLeague’de oynamaya karar verdi. Sonunda Cedi gibi NBA oyuncuları, EuroLeague’deki rekabet seviyesinin NBA’e yakın, hatta zaman zaman NBA’den daha yüksek olduğunu anladılar. Normal sezondan bahsediyorum. Dolayısıyla Cedi de burada oynamak istedi. Bence sezonun uzunluğunu göz önünde bulundurduğumuzda bize çok yardımcı olacak. Büyük hedefleri olan her takım geniş rotasyonlarla oynuyor. Mesela Real Madrid’de üç numara pozisyonunda hem Mario Hezonja, hem de Gabriel Deck var. Bizimse Grigonis ve Papapetrou gibi oyuncularımız var, Cedi de bize çok yardımcı olacak. Ayrıca geçtiğimiz sezon Papapetrou, sakatlığı nedeniyle üç ay oynayamadı. Bu yüzden sezonun büyük bölümünü sadece Grigonis ile götürdük. Üç numarada sadece iki oyuncumuz vardı, bu yüzden bir oyuncu sakatlansa yine aynı şey olacaktı. Fizikli üç numaraları olan takımlarla rekabet ederken zorlanacaktık. Dolayısıyla Cedi’nin bize çok yardımcı olacağını düşünüyorum. Yine de takımın sistemine adapte olabilmesi için biraz zamana ihtiyacı var, Lorenzo ve Ömer’in işi ise biraz daha kolay. Ömer’den ribaund almasını ve sayı atmasını bekliyoruz, Cedi içinse durum daha farklı. Topla oynaması ve oyunda daha aktif olması gerekecek. Dolayısıyla biraz zamana ihtiyacı var ama özellikle sezonun en kritik kısımlarında bize çok yardımcı olacak.”
EH: Medya ve basketbolseverler zaman zaman takımları ‘savunma takımı’ veya ‘hücum takımı’ olarak nitelendiriyorlar. Sizce böyle bir durum var mı ve bu yılki Panathinaikos kadrosunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Geçen sezon insanlar bizden hep ‘çok iyi bir hücum takımı’ olarak bahsetti. Buna rağmen Playoffları ve Final Four’u savunmamız sayesinde kazandık. Dolayısıyla hedeflerinize ulaşmak istiyorsanız sadece birini değil, ikisini de çok iyi yapmalısınız. Kadromuzda harika hücum oyuncuları var ama bu oyuncuların gerektiğinde harika savunma yapabileceklerini de biliyoruz, tıpkı geçtiğimiz sezon olduğu gibi.”
EH: Bu yaz Sasha Vezenkov’un EuroLeague’e geri dönebileceği konuşulurken Vezenkov hakkında bazı açıklamalarınız olmuştu. Yazın Vezenkov ile yaptığınız görüşmeler hangi düzeydeydi?
“Transfer marketinde EuroLeague’de çok başarılı olmuş bir oyuncu olduğunda o oyuncuyla her takım görüşüyor. Dolayısıyla Vezenkov ile görüştük, birçok EuroLeague takımının da görüştüğünü biliyorum. Bu sürecin sonunda eski takımı Olympiakos’a geri dönmeye karar verdi, kararına saygı duyuyorum.”
EH: Daha önce uzun süre boyunca Atina’da kalmak istediğinizi söylemiştiniz, bu bağlamda yazın imzaladığınız yeni sözleşme sizin için ne anlam ifade ediyor?
“Konu sadece Atina’da kalmakla alakalı değil. Biz profesyonel insanlarız, burada büyük bir takım inşa ediyoruz. Duygular çok yüksek, Panathinaikos belki de Avrupa’nın en iyi basketbol kulübü. Sadece kadrosuyla değil; taraftarı, tutkusu ve yenilenen salonuyla. Başkanımızın tutkusu çok yüksek, onunla birlikte herkes çok heyecanlı. Ben buradaki ilk senemde şampiyonluklar yaşadım, o zaman niye sözleşme yenilemek için bitmesini (bir önceki kontrat gelecek yaz bitecekti) bekleyeyim ki? Sezon sonu Bay Giannakopoulos ile bir saat süren bir görüşmemiz oldu, orada bana sözleşmemde bir yıl daha olmasına rağmen sözleşmemi üç yıl yenilemek istediğini söyledi. Ben de ‘tamam’ dedim. Bu görüşme çok uzun sürmedi, birer kahve içtik ve yarım saat içerisinde her konuda anlaşma sağladık.”
EH: Geçtiğimiz yaz ilk senenizde Final Four’a kalacağınızı söylediniz ve bunu başardınız. Bu yıl Panathinaikos taraftarlarına vereceğiniz herhangi bir söz var mı?
“(Final Four rezervasyonu için) bu sefer Kasımı beklemesinler. Geçtiğimiz yıl taraftarlarımıza Final Four biletlerini almalarını söyledim. Çoğu kişi bilet bulamadı çünkü geciktiler, dediğime inanmadılar. Şimdi yine söylüyorum, gidin ve Final Four biletlerinizi alın. Panathinaikos Final Four’da olacak ve sekizinci yıldızı (EuroLeague şampiyonluğunu) kazanmak için çabalayacak. Bundan eminim.”
EH: Olympiakos ile yeni sezonda nasıl bir rekabet bekliyorsunuz?
“Harika bir rekabet olmasını bekliyorum, meydan okumaları severim. Buraya geldiğim ilk gün meydan okumaya hazır olduğumu söyledim. Olympiakos’un kurduğu dominasyonu hiçbir zaman kabul etmedim, şanslıydım ki ilk yılımda Yunanistan Ligi’ni kazandık. Tabii şimdi ‘Ataman’ın şaka yapmadığını ve çok ciddi olduğunu’ anladılar (gülüyor). Bu yüzden ciddi davrandılar ve iyi bir takım kurdular. Harika bir rekabet ve harika derbiler olacak. Geçtiğimiz yıl saha içerisinde her şey adildi, saha dışında yaşanan bazı olaylar oldu ama böyle şeyler her ülkede oluyor. Saha içinde her şey adildi, OAKA ve Pire’deki her derbi çok güzeldi. Umarım yeni sezonda bu böyle devam eder. Günün sonunda hak eden takım şampiyon olacak, bir kez daha şampiyon olmak için çabalayacağız.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!