Nicolo Melli: “Jose Mourinho ile Doğum Günlerimiz Aynı, Umarım Beraber Kutlarız”

2024-10-03T16:31:30+00:00 2024-10-03T16:31:30+00:00.

Meliksah Bayrav

03/Eki/24 16:31

Eurohoops.net

Bu yaz Fenerbahçe Beko’ya geri dönen Nicolo Melli, Eurohoops’un sorularını yanıtladı.

by Semih Tuna / info@eurohoops.net

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

İlk olarak 2017 ile 2019 yılları arasında Fenerbahçe Beko için ter döken Nicolo Melli, ardından takımdan ayrılmış ve NBA’in yolunu tutmuştu. Yaklaşık beş yıllık bir aradan sonra tecrübeli uzun, bu yaz Fenerbahçe‘ye geri döndü.

Sarı-lacivertli formayla yeni sezonun ilk EuroLeague maçına çıkmaya hazırlanan Nicolo Melli, kulübünün düzenlediği medya gününde Eurohoops’un sorularını yanıtladı.

Eurohoops: Seninle en son röportaj yaptığımızda çocuğun yoktu ve nişanlıydın, şimdiyse üç yaşında bir çocuğun var. Bu durum hayata bakışını nasıl değiştirdi?

“Aslında hayata bakışım yine epey değişecek çünkü yıl sonunda bir kez daha baba olacağım. Hayatımın son beş-altı yılı çok dolu dolu geçti, özellikle de aile bakımından. Bu durumdan dolayı çok gururluyum. Baba olmak hayatımı epey değiştirdi çünkü çocuğunuzun olması çoğu şeyi değiştiriyor. Ayrıca harika bir eşim olduğu için şanslıyım, eşim her şeyle ilgileniyor ve basketbolu önceleyebilmeme olanak sağlıyor. Bu sayede rutinlerimi sürdürebiliyorum.”

EH: Kariyerinde ilk kez 2004 yılında profesyonel oldun. O zaman 13 yaşındaydın, öyle değil mi?

“Evet, o gün oynamadım ama bençteydim.”

EH: Bence bu çok çılgınca, bençte 13 yaşında bir çocuk var.

Evet, öyle.”

EH: O tarihten bu yana 20 yıl geçti, bu süreçte yorulmadın mı?

“Hayır, yorulmadım. Hatta böyle değişimler beni çok heyecanlandırıyor. Fenerbahçe’ye geri dönmek çok heyecan verici. Dolayısıyla hayır, yorulmadım. Elbette 20 yıl önceki halime göre daha farklıyım ama bu durum ‘tecrübe’ olarak adlandırılıyor. Cevabım hayır, kesinlikle yorgun değilim.”

EH: İstanbul’u özledin mi?

“Evet, gerçekten özledim. Milano‘dayken Fenerbahçe’ye karşı oynamak için buraya geldiğim her maç benim için çok duygusaldı. Bu deneyimi bir kez daha yaşayabileceğim için mutluyum.”

EH: Buraya geri dönmeden önce ‘Milano‘da kalacağını düşündüğünü’ söylemiştin. Milano yönetiminin aldığı bu karar senin için sürpriz oldu mu?

“Hem evet, hem hayır. Farklı düşüncelerim vardı ama bu da bu işin bir parçası. Durum bu şekilde, bu da işimizin bir parçası. Dediğim gibi şu an burada olduğum için çok mutluyum.”

EH: Fenerbahçe’de altı yıl önceye kıyasla nelerin değiştiğini düşünüyorsun?

“Organizasyon daha da gelişmiş. Oyuncular olarak daha iyi performans vermemizi sağlayacak bazı şeyler eklenmiş. Tabii yönetim tarafı neredeyse aynı. Ofisteki çoğu kişiyi tanıyorum, yeni gelenlerse aynı ruha sahipler. Burada güzel bir ortam ve güzel bir atmosfer var.”

EH: Aslında bu yaz Fenerbahçe’ye transferin çok çabuk tamamlandı. Bu süreç nasıl gelişti?

Milano bana yolları ayıracaklarını söylediğinde Fenerbahçe benimle ilgileniyordu, sonrasında konuştuk ve her şey çok kolay ilerledi. Bana iyi bir teklif yaptılar, kafamdakine yakın değerlerden bahsettiler. Sonuçta İstanbul’u ve buradaki organizasyonu seviyorum. Bu yüzden süreç çok uzun sürmedi, farklı bir arayışta değildim.”

EH: Joe Arlauckas ile üç sene önce olan röportajını izledim, orada ‘insan kazandığında yeterince kıymetini bilmiyor ama kaybettiğinde yıkılıyor’ şeklinde bir sözün var. Aradan geçen üç yılda senin için durum yine bu şekilde miydi?

“Sanırım ne yazık ki bu kariyerimin sonuna kadar değişmeyecek (gülüyor). Daha iyi olmaya ve elbette kazandığımız zaman bunun değerini bilmeye çalışıyorum, özellikle de zor zamanlardan geçtiğimizde. Yine de kaybettiğimiz zaman bundan daha çok etkileniyorum. Ne yazık ki mağlubiyetleri galibiyetlerden daha sık hatırlıyorum.”

EH: Annen 1984 Olimpiyatlarında, voleybolda Olimpiyat ikinciliği yaşadı. Sen anneni ‘ailemizin şampiyonu’ olarak görüyorsun. Ne olursa bu ünvanı annenin elinden almış olursun?

“2028 Los Amgeles Olimpiyatları’nda altın madalya kazanırsam (gülüyor). Hayır, annemin 1984’te Los Angeles’ta gümüş madalya kazanmış olması inanılmaz bir şey. Bence bu başarının üstüne çıkmak çok zor.”

EH: En sevdiğin teknik direktörün Jose Mourinho olduğunu biliyorum. Onunla görüşme şansın oldu mu?

“Henüz olmadı ama görüşmeyi umuyorum. İkimizin de doğum günleri aynı, dolayısıyla belki doğum günümüzü beraber kutlayabiliriz (gülüyor). Hayır, tabii ki şaka yapıyorum. Mourinho en son desteklediğim takımı çalıştırdığında (Inter) çok başarılı olmuştuk, umarım Fenerbahçe’de de aynısı olur.”

EH: Bir demecinde ‘NBA’de oynayabilmek için öz güveninizin olması gerek’ demiştin. Ayrıca NBA’de oynamanın öz güvenini geliştirdiğini söylemiştin. Özellikle ikinci sezonunda çok süre almamana rağmen bu nasıl oldu?

“Evet, bir yandan (NBA’de oynayabilmek için) öz güveninizin olması lazım. Bir yandan da orada tutunabilmek için mental açıdan güçlü olmanız lazım. Bu böyle çünkü NBA’deyken çok fırsatınız olmuyor, o fırsat geldiğinde de gerçekten kullanmanız gerekiyor. Bu yüzden de yaptığınız işe gerçekten inanmanız lazım.”

EH: New Orleans’ta oynadığın sene takas döneminin sonunda San Antonio Spurs‘e gidebilirdin. Tabii ki kahin değilsin ama sence Spurs‘e takaslansaydın daha uzun bir NBA kariyerin olur muydu?

“Bu konuda bir bilgim yok. Bence NBA kariyerimi değiştiren başlıca şey Covid’in yayılması oldu. Tabii ki bu basketboldan daha büyük bir şeydi ama o sırada süre alıyordum, takım olarak iyi bir ritim yakalamıştık. Playoff yapmaya doğru ilerliyorduk, dolayısıyla Covid birçok şeyi değiştirdi. İlk başta yakaladığımız momentum gitti, sonra New Orleans’ta koç değişti. Gelen yeni koçun kullanmak istediği uzunlar hakkında farklı düşünceleri vardı. Dolayısıyla bu durum birçok şeyi değiştirdi. San Antonio takası hakkında bir bilgim yok, bu Dallas’tayken olsaydı o zaman çok süre almadığım için iyi olabilirdi. Tabii neyin nasıl olacağını bilemezsiniz.”

EH: 2018 EuroLeague finalinden ‘kariyerinin en kötü anlarından biri’ olarak bahsetmiştin. Hatta finalin tekrarını izlemediğini söylemiştin. Hala izlemedin mi?

“Hayır, o finali izlemeyeceğim.”

EH: Gigi’den (Datome) ‘kaptandan kurtulmamız lazım, Gigi’ye katlanamıyorum, ne yazık ki Gigi ile her gün konuşuyorum’ şeklinde bahsettiğin demeçlerin var. Aslında arkadaşlığınızı kıskanıyorum, aranızdaki bu ilişki nasıl gelişti?

İstersen rolleri değişebiliriz. Gigi’yle benim yerime sen arkadaş olabilirsin, benim için sorun değil (gülüyor). Eskiden tekli odalarda kalmıyorduk, iki kişi kalıyorduk. Ben de milli takımdayken ve Fenerbahçe’deyken hep Gigi’yle beraber kalıyordum. Dolayısıyla sürekli beraberdik, ortak noktalarımız vardı. Ayrıca Gigi’yle arkadaş olmak çok kolay. Neyse ki artık emekli oldu ve sonunda huzura kavuştum (gülüyor).”

EH: Bir zamanlar yaz aşkının plaj voleybolu olduğunu biliyorum. Hatta bir yaz basketbolu bırakıp plaj voleyboluna yönelmeye karar vermişsin. Bildiğim kadarıyla Reggiana’da (memleketi) plaj yok, yine de bu yönde bir kariyer inşa etseydin Chase Budinger (basketbolu bıraktıktan sonra profesyonel plaj voleybolcusu oldu) gibi başarılı olur muydun?

“Dürüst olmak gerekirse bence basketbola bağlı kalarak doğru kararı verdim. Plaj voleybolunu ‘yaz aşkı’ olarak bıraktım.”

EH: Bir keresinde Obradovic için ‘maçlarda oynattığı ilk üç set hep aynıdır ve bu hiç değişmez’ demiştin. Aynısı Saras’ta da geçerli mi?

“Henüz bilmiyorum, sezon öncesi hazırlıklarımızı daha yeni tamamladık. Benzerliklerin neler olduğunu göreceğiz, her koçun birbirleriyle benzerlikleri ve farklılıkları vardır. Nasıl olacağını yıl içerisinde göreceğiz.”

EH: Son sorum şu, buradaki gerçek rolün ve beklentilerin neler?

“Beklentim takımıma olabilecek en iyi şekilde yardımcı olmak ve önümüzdeki hedeflere ulaşmak. Rolüm hakkındaysa bunu beni nasıl kullanmak istediğine dair koça sorman lazım. Dediğim gibi takıma yardımcı olabilmek için elimden gelenin en iyisini yapacağım.”

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!