by Buğra Uzar / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
THY EuroLeague’deki temsilcilerimizden Fenerbahçe Beko’nun yaz dönemindeki transferlerinden Bonzie Colson, medya gününde Eurohoops mikrofonlarına konuştu.
Colson, Fenerbahçe‘ye transfer sürecinden Türkiye kariyerine, Maccabi Tel Aviv ile olan EuroLeague sezonundan gelecek hedeflerine kadar birçok konuda samimi açıklamalarda bulundu.
Eurohoops: Bu üçüncü Türkiye maceran olacak. Önce İstanbul’daydın, sonra İzmir’e gittin ve şimdi yine İstanbul’dasın. Türkiye için ‘ikinci evin’ diyebilir miyiz?
“Evet, Türkiye her zaman benim için özel bir yer olacak. ABD dışındaki ilk yılımı Türkiye’de geçirdim, Darüşşafaka için oynuyordum. Bundan iki yıl sonra İzmir’deydim, şimdiyse Fenerbahçe’deyim. Dolayısıyla buradaki kültüre aşinayım, Fenerbahçe’de oynayacağım için heyecanlıyım. Türkiye’nin en iyi takımı, EuroLeague’in en iyi takımlarından biri. Sevdiğim oyunu burada oynayacak olmak benim için harika bir fırsat.”
EH: Fenerbahçe’nin teklifini kabul ederken temel motivasyonun neydi? Başarılı geçen sezonlardan sonra farklı teklifler de aldığını tahmin edebiliyorum, dolayısıyla buraya gelirkenki temel motivasyonların nelerdi? Bu süreçte koç Jasikevicius ile konuştun mu?
“Evet, bu süreçte Saras ile birçok kez konuştum. Koç olarak düşüncelerini öğrenmek ve biraz sistemini anlayabilmek istiyordum. Yine de aslında daha çok Wade ile (Baldwin) konuştuk. Geçen sezon buradaki sisteme uyum sağlayabileceğimizi ve iyi basketbol oynayabileceğimizi konuştuk. Tabii Türkiye ailelerimiz için saha dışında da çok eğlenceli bir ülke. Dediğim gibi buraya gelmek benim için harika bir fırsattı, takımın sistemi basketboluma uyuyor. Koçla konuştuktan sonra da iyice sisteme uyum sağlayabileceğimi düşündüm.”
EH: İlk hanginiz ‘hadi beraber Fenerbahçe’ye gidelim’ dedi? Sen mi, Wade mi?
“Aslında tam olarak ilk kimin söylediğini hatırlamıyorum, bana bir gün Fenerbahçe’nin kendisiyle ilgilendiğini söyledi. Ben de ‘beni de istiyorlar, o zaman hadi yapalım bu işi!’ dedim (gülüyor). Bence ikimiz için de epey mantıklı bir tercihti çünkü Fenerbahçe çok başarılı ve efsanevi bir kulüp. Ayrıca ortada geçtiğimiz sezon Final Four’a kalan, kaliteli oyuncuları olan bir takım var. Hem ben, hem de Wade buradaki sisteme uyum sağlayabileceğimizi düşündük. Şu an takım içerisindeki kimya gelişmeye devam ediyor, özellikle de sezon öncesi idmanları ve hazırlık maçları ilerledikçe.”
EH: Aslında dışarıdan bu yaz ‘Fenerbahçe ile erkenden anlaşma sağlamışsın ama resmi açıklama beklenenden biraz daha geç gelmiş’ gibi gözüktü. Bunun sebebi neydi, kulüpler arasında bonservis görüşmeleri sırasında bir şeyler mi oldu?
“Kulüpler arasındaki bonservis görüşmeleri çok kolay geçmedi. Sonuçta Fenerbahçe beni çok istiyordu ama Maccabi de yolları ayırmak istemiyordu. Dolayısıyla bu tür durumlarda işlerin çok kolay ilerlememesi gibi sonuçlar doğabiliyor. Her şeye rağmen günün sonunda anlaşma sağlandı, bu transfer gerçekleştiği için mutlu ve müteşekkirim. Fenerbahçe’de oynamak için heyecanlıyım.”
EH: Maccabi ile başarılı bir sezonu geride bıraktın. Final Four’a kalmaya çok yakındınız ama talihsiz sakatlıklar yaşadınız, seri sırasında Wade sakatlandı. Sence Wade sakatlanmasa geçtiğimiz sezon Final Four’da olur muydunuz?
“Evet, elbette. Wade’in sakatlanması hepimiz için çok büyük bir talihsizlik oldu. Yaşananlardan dolayı bizim için çok zorlu bir sezon oldu ama tüm bu olanlar bizi daha çok birbirimize bağladı. Bahanelere sığınmadan ne kadar sert ve bir arada oynayan bir takım olduğumuzu gösterdik. Bu yüzden bahane üretmek istemiyorum, Final Four’a gidebilmek için elimize harika bir fırsat geçti ama bunu başaramadık. Buna rağmen o süreçten dersler çıkardım, içerisinde bulunduğumuz süreçte çok şey öğrendim.”
EH: Politik meselelere girmek istemiyorum ama dediğin gibi zorlu bir sezonu geride bıraktın. Bu süreçte takım olarak saha içine odaklanmayı nasıl başardınız? Bence yaptığınız şey çok takdir edilesi çünkü takım olarak bir arada kaldınız ve sonuna kadar mücadele ettiniz. Çoğu iç saha maçını boş tribünlere oynadınız ama buna rağmen çok iyi bir performans sergilediniz. Sizi bu denli bir arada tutan başlıca şey neydi?
“Etrafımızda olup bitenlere rağmen sadece sahaya çıkıp basketbola odaklanmaya çalıştık. Dikkatimizi dağıtabilecek çok fazla şey yaşandı ama hem saha içinde, hem de saha dışında çok yüksek bir takım kimyamız vardı. Bu da bizi saha içerisinde başarılı kıldı. Ayrıca harika bir sistemimiz ve çok kaliteli bir kadromuz vardı. Dolayısıyla olup biten her şeye rağmen çok yetenekli bir takımdık, Sırbistan’a taşınıp ailelerimizin güvenliğinden emin olduktan sonra ‘hadi sadece basketbola odaklanalım ve her şeyi kazanmaya çalışalım’ dedik. Sonuç olarak güzel bir hikayemiz oldu.”
EH: Maccabi ile son sezonunuzu bazı yönlerden NBA’deki ‘bubble’ dönemine benzetiyorum. Covid döneminde bubble’da olan tüm NBA oyuncuları ‘etrafımızda basketboldan başka hiçbir şey yoktu’ diyorlar. Sen de bu açıdan bazı benzerlikler olduğunu düşünüyor musun?
“Evet, olabilir. Tabii izlemek dışında NBA’deki bubble dönemine dair herhangi bir deneyimim olmadı ama olabilir. Yalnızca şunu söyleyebilirim, olup biten her şey çok üzücüydü. O gece uyumaya giderken hepimiz sıradan bir gece olduğunu düşünüyorduk, sonrasında hatırladığım tek şey eşimle sabahın 6.30’unda siren seslerinden dolayı uyanmamız ve güvenli bir yere doğru koşmaya çalışmamız oldu. O andan itibaren hayatlarımız değişti, eşim o süreçte hamileydi. Duygusal açıdan çok inişli çıkışlı bir süreçti. Tabii tüm takım arkadaşlarımın ilgilenmeleri gereken konular vardı, tüm bunlar yaşanırken her şeyi bir kenara bırakıp basketbola odaklanmaya çalıştık. Geçtiğimiz sezon yaptıklarımız, ne kadar karakterli oyunculardan kurulu bir takım olduğumuzu gösteriyor. Kazanmak, EuroLeague’de Final Four’a kalmak ve sonrasında İsrail’e geri dönüp İsrail Ligi’nde şampiyon olmak istedim.”
EH: Fenerbahçe’ye geri dönelim. Koç Saras Jasikevicius ile iletişiminiz nasıl? Koç Jasikevicius’u çalıştığın diğer koçlardan farklı kılan yönler var mı?
“Onunla çalışmak çok keyifli, özellikle enerjisinden dolayı çok keyif alıyorum. Koçun enerjisi beni daha çok motive ediyor, ayrıca her oyuncunun kendini değerli hissettirdiği bir sistemi var. Bence bu çok önemli. Tabii çok talepkar bir koç, oyunculardan bazı şeyleri net şekilde talep ediyor. Tabii nasıl bir koç olduğunu daha iyi anladığınızda harika biri olduğunu görüyorsunuz. Şu ana kadar çok keyif aldım.”
EH: Kariyer basamaklarını net ve güçlü bir şekilde tırmanmaya devam eden bir oyuncusun. Önce Basketbol Şampiyonlar Ligi ve EuroCup seviyesinde oynadın, sonra Maccabi gibi EuroLeague’in en önemli takımlarından birine gittin ve şimdi Fenerbahçe’desin. Şu ana kadarki kariyer gidişatından memnun musun?
“Asla memnun olmuyorum, her zaman daha fazlası için açım. Bu yüzden kendimi ve kariyerimi geliştirmeye devam etmek istiyorum. Çok çabalıyorum ve daha da yukarılara çıkmak istiyorum, yapabileceklerim için kendime bir sınır koymuyorum. Kendimi geliştirmeye, aç ve mütevazi olmaya devam edeceğim ve bunun sonucunu almak için çabalayacağım. Sahaya çıkıp basketbol oynayacağım, ben buyum. Burada olduğum için mutlu ve heyecanlıyım.”
EH: Senin hakkında biraz araştırma yaptık. Lise dönemindeki koçun senden sadece bir basketbol oyuncusu değil, çok yönlü biri olmanı istemiş. İstanbul birçok farklı kültürün olduğu bir şehir, burada şu ana dek hangi kültürel aktivitelere katıldın?
“Aslında pek katılamadım çünkü yeni doğan bir kızım var, dolayısıyla şu sıralar daha çok bebeğime ve onunla olan iletişimime odaklanmış durumdayım.”
EH: Baba olmak hayatını hangi açılardan değiştirdi?
“Baba olmak benim için harika bir deneyim oldu, her anından keyif alıyorum. Sabahın üçünde, dördünde uyanmaktan, kızımla ilgilenmekten büyük keyif alıyorum. Bence bu açıklanamaz bir his, baba olmayı çok seviyorum. Kesinlikle hayata farklı bir perspektiften bakmaya başlıyorsun, gerçekten hayatın anlamını görüyorsun.”
EH: Saha içine geri dönelim. Fenerbahçe çok tutkulu taraftarları olan bir takım, muhtemelen sezon içerisinde bu salonu birçok kez tamamen dolu göreceksin. Taraftarlara nasıl bir mesaj vermek istersin?
“Ben taraftarların enerjisinden beslenen ve daha çok motive olan bir oyuncuyum, dolayısıyla bence taraftarlarla aramız çok iyi olacak. Taraftarlarımıza desteklerinden dolayı minnettarız, hedeflerimize ulaşabilmek ve iyi bir sezon geçirmek için sahada her şeyimizi vereceğiz. Takımdaki herkes taraftarların desteğinden dolayı minnettar, hadi bu işi beraber yapalım. Taraftarlarımızın önünde sahaya çıkmak ve tezahüratlarını dinlemek için sabırsızlanıyoruz.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!