by Buğra Uzar / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Geçtiğimiz sezon Barcelona’dan ayrılarak Fenerbahçe Beko’ya imza atan Sertaç Şanlı, kulüpteki ilk sezonunu geride bıraktı Fenerbahçe‘deki ikinci sezonunu geçirmeye hazırlanan milli uzun, bir kez daha yerli rotasyonunun en önemli parçalarından biri olarak.
Takımıyla yeni sezon hazırlıklarını sürdüren Sertaç Şanlı, kulübünün düzenlediği medya gününde Eurohoops’un sorularını yanıtladı.
Eurohoops: Önce yaz dönemini sormak istiyorum. Uzun süre sonra milli maçların olmadığı bir yaz dönemi geçirdin, belki de ilk kez bireysel idmanlara bu kadar çok vakit ayırabileceğin bir süreç oldu. Senin için yaz nasıl geçti?
“Kesinlikle öyle oldu. Aslında biraz da sıkıcı oldu çünkü öyle bir tempoya alışmışız ki yaz ayları dolu, sezon zaten dolu. Böyle bir tempoya alıştıktan sonra yazın boşluk bulmak ilk başta çok heyecan vericiydi, başta ‘onu yapayım, bunu yapayım’ diye düşündüm ama bir yerden sonra cidden sıkıldım. Sonuçta alışmadığım bir durumdu. Bu süreçte olabildiğinde bireysel idmanlara ağırlık verdim, seyahat etmeye ve farklı şeyler yapmaya da çalıştım. Hem basketbolun içinde kalmaya, hem de basketbolun dışında bir sürü aktivite yapmaya çalıştım.”
EH: Biraz da Fenerbahçe’ye dönelim. Geçtiğimiz sezon EuroLeague’de Final Four’a kaldınız ama orada istediğiniz neticeyi alamadınız, tabii kadroda sakatlık sorunları da yaşadınız. Sence bu yaz geçtiğimiz sezondan farklı olarak takımda pozitif açıdan neler değişti?
“Bence geçen sezondan kalan en büyük artı Final Four’a kalmamız oldu. Önümüzde net bir hedef vardı ve biz bu hedefe ulaştık, bunu başardıktan sonra yeni gelen ve takımda kalan oyunculara ‘en kötü biz Final Four’u hedefliyoruz’ diyebiliyorsun. Bu şekilde takım içerisinde bir motivasyon yaratabiliyorsun. Yani önüne Final Four hedefini koyup ‘yeni sezonda biz bunun için çalışacağız, bu hedefi daha da ileri götüreceğiz’ diyebiliyorsun. Buraya gelen oyuncular da bu hedefin bilincinde olarak geliyorlar. Hepimiz bunun için çalışıyoruz, takımda kalan oyuncular olarak yeni transferlere bu doğrultuda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bence oyuncu değişimlerinden ziyade açık ve net şekilde bir hedefimizin olması bizim için büyük bir artı. Bazı takımlarda bu durum ‘sezona bir başlayalım, zaman geçtikçe hedefin ne olacağına bakalım’ şeklinde oluyor. Bazı takımlar da öncelikle Playoff’u hedefliyorlar. Bizse Final Four’u hedefliyoruz, hedefin açık ve net şekilde belli olması bizim için çok değerli bir artı olacak. Herkes hedefin ne olduğunu ve ne için çalıştığını bilecek, ben de bu durumun takıma olumlu yansıyacağına inanıyorum.”
EH: Bu yaz kadronun ana iskeleti korundu ve çok kaliteli eklemeler yapıldı. Hazırlık maçlarında takip edebildiğimiz kadarıyla takım içerisinde iyi bir kimya varmış gibi gözüküyor. Takımın bir parçası olarak sen takım kimyasını ve oyuncular arasındaki uyumu nasıl görüyorsun?
“Kesinlikle iyiye gidiyor. Tabii çok fazla yeni oyuncu geldi, bu oyuncuların bir anda adapte olmaları kolay değil çünkü takımın halen idmanlarda ve maçlarda geçen sezondan kalma alışkanlıkları var. Takım içerisinde geçen sezon oluşmuş belli bir düzen var, bu düzenin üzerine eklemeler yapıldı. Bu düzene alışmak yeni oyuncular için zor olabiliyor çünkü herkes bambaşka düzenlerden ve kulüplerden geliyor. Elbette ilk idmanlarda ve maçlarda yapılan bazı basit hatalar oldu ama herkes bunun bilincindeydi, kimse bir anda her şeyin mükemmel olmasını beklemiyor. Yine de idmanlar ve maçlar ilerledikçe bariz bir ilerleme oldu, herkes neyin ne olduğunu ve Saras’ın kendilerinden ne beklediğini daha iyi anlamaya başladı. Sezon ilerledikçe daha da iyi olacağımızı düşünüyorum.”
EH: Her pozisyonda çok fiziksel oyuncuların olduğu bir kadronuz var. Wilbekin gibi çok iyi topa baskı yapan bir oyuncunun yanına Wade Baldwin eklendi. Forvetlerde Nigel ve Pierre gibi oyuncuların yanına Bonzie Colson geldi. Uzun rotasyonunda sen varsın, Melli geldi, Khem Birch ve son olarak Avrupa’nın en uzun oyuncusu Boban Marjanovic geldi. Çok fiziksel bir takım oldunuz, peki idmanlardaki sertlik, tempo ve fiziksellik düzeyi ne durumda?
“İdmanlarda tempo ve sertlik düzeyi bazen aşırıya kaçıyor, onu söyleyebilirim (gülüyor). Cidden durum böyle, yalan yok. Bazen biri birinin üzerinden sayı atıyor veya bir hata yapıyor, sonra nasıl diyeyim… Saha içi konuşmalar başlıyor. Ufak bir faul oluyor veya biri çalım yiyor, sonra herkes sinirlenip daha bir sertçe geri koşuyor. Tabii bu takımın ne kadar karakterli oyunculardan kurulu olduğunu gösteriyor, işin güzel yanı idman bittikten sonra herkesin sahada olanın sahada kaldığının bilincinde olması. Soyunma odası başka, saha içi başka. Bu bizim işimiz diye bakıyor herkes. Bunun böyle olması güzel çünkü ipin ucu bir noktada kaçarsa ters bir tepkide olaylar farklı yöne çekilebilir. Takımda hiç o tip bir oyuncu yok, herkes sahada birbirine yardım etmeye çalışıyor. Herkes birbirini üst seviyeye çekmeye çalışıyor, bu da önemli. Takımda kimse sadece kendi derdinde değil, hepimiz takım olarak hedefe yürümeyi istiyoruz. Kupalar kazanacaksak bunu takım olarak yapacağız, herkes bunun farkında. Dolayısıyla takım içerisindeki ortamın bu şekilde olması güzel.”
EH: Boban gelmeden önce takımın en uzunu sendin, tabii şimdi bu durum değişti. Sen boyunun uzun olmasına rağmen Boban’ın yanında durduğunda nasıl hissediyorsun?
“Tabii aslında geçen sene Papagiannis’ten alışkındım ama Boban daha farklı. Daha iri ve daha uzun. Dolayısıyla yanında durması kolay bir oyuncu değil (gülüyor). Aslında bu durumlara maçlardan alışkınım ama onun gibi bir oyuncuyla aynı takımda olmak farklı bir şey. Sonuçta her gün yanındasın, her gün Boban’ı görmek değişik olacak.”
EH: Anthony Davis’e topu vermediği, viral olan bir videosu vardı…
“İnşallah onun aynısını bana yapmaz (gülüyor). Kimlerle konuştuğumuzu tam hatırlamıyorum ama takım içerisinde o videonun muhabbeti geçti, ‘bakalım Anthony Davis’in yerinde hangimiz olacağız’ diye konuştuk.”
EH: Kendi yorumum olduğu için söylemiyorum ama EuroLeague’i takip eden çoğu kişi gelecek sezon için kafadan Panathinaikos, Olympiakos ve Real Madrid‘i Final Four’a yazıyor. ‘Final Four’a kesin giderler’ denen takımların arasında yer almamak sizi ekstra motive ediyor mu?
“Kesinlikle ediyor, ayrıca henüz maçlar başlamadı. Elbette herkes kendi fikrini belirtmekte özgür ama sezon gerçekten çok uzun, bir maçta her şey değişebiliyor. Bizim birinci hedefimiz Final Four’da olmak, ondan sonra kimin ne yapacağını kimse bilemez. Mesela biz senin de dediğin gibi geçen sene Final Four’a sakatlıklarla, şanssızlıklarla gittik. Dolayısıyla daha sezonun bu bölümünden sonları için tahmin yapmak hiç kolay değil. Sezon içerisinde hangi takımın ne yaşayacağı belli değil. Tabii anlıyorum, insanlar kafalarında takımları bir yerlere oturtuyor ama biz kendimize güveniyoruz. Ben takım arkadaşlarıma güveniyorum, takım içerisinde de herkes birbirine güveniyor. Dediğim gibi bir maçla her şey değişebilir, ne olacağını bilemezsin. Tabii dışarıdaki insanların başarı kıstası da önemli. Final Four’a kalmak mı, kupayı kazanmak mı? Biz takım içerisinde kesinlikle EuroLeague kupasını istiyoruz, orası ayrı. Dışarıdaki insanlar Final Four’u başarı olarak görecekler mi yoksa sadece kupayı mı başarı sayacaklar? Burası da çok önemli.”
EH: Saras ile iki sezon Barcelona’da çalıştın, geçtiğimiz yıla farklı bir koçla başladıktan sonra bu yaz yine Saras’ın yönetiminde yeni sezona hazırlandın. Saras’ın idman temposunu özlemiş misin?
“Aslında özledim çünkü uzun bir yaz dönemi oldu, yaz dönemi uzun sürdüğü için o tempoyu özledim. Dolayısıyla uzak kalınca bir özlem oldu. Tabii herkes takıma hazır geldi, yaz dönemi uzun sürdüğü için herkesin o tempoyu özlediğini anlayabiliyorsun. Saha içerisinde o basketbol oynama isteği belli oluyor. Bu yüzden idmanların temposu ve yoğunluğu kimsenin çok umrunda olmuyor, herkesin buraya özlem duygusuyla geldiği çok belli. Bu da Saras’ın işini kolaylaştırıyor (gülüyor).”
EH: Yeni sezona dair Fenerbahçe taraftarlarına bir mesajın var mı?
“Bizi desteklesinler çünkü geçtiğimiz sezon bize destek olduklarında neler yapabileceğimizi gösterdik. Daha iyisini yapacak gücümüz kesinlikle var, ben daha iyisini yapacağımıza da inanıyorum. Taraftarımızın bu salonu doldurması bize güç veriyor, bize saha içerisinde ekstra bir enerji veriyorlar. Bizi en iyi şekilde destekleyeceklerinden de eminim.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!