by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Fenerbahçe Beko’nun yaz döneminde kadrosuna kattığı Boban Marjanovic, Eurohoops’a geniş bir röportaj verdi.
Dev uzun, İstanbul’a adaptasyonundan transfer sürecine, NBA kariyerinden sarı-lacivertli takımdaki kimyaya kadar birçok konuda samimi açıklamalarda bulundu.
Senin sandalyen neden uzun? (Gülüyor)
EH: Tabii ki (Gülüyor). Peki nasılsın?
Boban: Harikayım. Sen nasılsın?
EH: Çok teşekkürler. Senin için son günler çok yoğun geçiyor sanırım?
Boban: Aslında çok değil. Biraz oyun oynamak için vakit buldum (editör notu: medya gününde oynadığı bardak dizme oyunundan bahsediyor). Çok da eğlendim. Çok fazla düşünmemeye çalıştım.
EH: Aslında Fenerbahçe’den teklif almandan, İstanbul’a taşınmandan, kontratı imzalamandan ve şu anda medya gününde olmandan bahsediyorum. Hayatın son birkaç günde fazlasıyla değişti desek yanılmayız?
Boban: Son birkaç gün, aslına bakarsanız son dört günüm. Burada iki gece geçirdim ve bu aslında üçüncü günüm. Şu ana kadar inanılmaz geçiyor. Yoğun günlerim oldu tabii ki. Ev bulmam gerekiyordu, sağlık testlerinden geçmem gerekiyordu, takım arkadaşlarımla tanışmam gerekiyordu. Benim için her şey yeniydi. Bu geçişi yaşıyorsunuz ve aslında anın tadını çıkartmanız lazım. Daha çocuklara okul filan da bulmam gerekiyordu. Bunun gibi eğlenceli şeyler işte. Ama basketbol benim hayatım. Bunun getirdiği her şeyi heyecanla bekliyorum. Her şey çok süratli oluyor. Hızlı olmalıyız çünkü sezon da başlamak üzere. Ama burada, bu güzel takımda ve bu güzel organizasyonda olmaktan dolayı çok mutluyum. Hadi başlayalım!
EH: Fenerbahçe’den teklif aldığını duyunca neler düşündün? Muhtemelen aldığın tek teklif de bu değildi. NBA’den ve EuroLeague takımlarından da teklifler almışsındır. Neden Fenerbahçe’yi seçtin?
Boban: Dürüst olmak gerekirse çok fazla düşünmedim. Nereye gitmek ve ne yapmak istediğimi biliyordum. Bu teklif masaya geldiğinde gerçekten çok fazla düşünmeme gerek kalmamıştı. Teklifi gördüğümde “Tamamdır kabul ediyorum, orada olacağım, İstanbul’da görüşürüz” dedim. Tabii ki takımın koçunu tanıyordum, kimlerin oynadığını biliyordum. Daha önce burada oynamış isimlerden de tanıdıklarım vardı. Aynı zamanda burada koçluk yapan Zeljko Obradovic’i de biliyorum. Onu havalimanında gördüm aslında. Bana “Orada çok mutlu olacaksın, keyfini çıkart. Orada harika taraftarlar ve organizasyon var” dedi. Bogdan da (Bogdanovic) beni aradı. Marko ile de sık sık konuştuk. Gerçekten teklif geldikten sonra hiç düşünmeme gerek kalmadı.
EH: Peki bu süreçte koç Sarunas Jasikevicius ile görüşebilme imkanın oldu mu? Çünkü bir hazırlık maçının ardından senin hakkında “Boban’ı biliyor ve tanıyoruz. Onun kendisi gibi olmasını istiyoruz. Onu bekliyoruz” şeklinde net bir yorum yaptı.
Boban: (Gülüyor). Tabii ki onunla da görüştüm. Ben de onun beni tanıdığı halinde olmak istiyorum. Bence böyle söylemesinin sebebi “Boban gel kafana göre takıl” demek değil (Gülüyor). Ben tabii ki neşeli biriyim. Ama basketbol oynama zamanı geldiğinde işler değişiyor. Saha dışında olduğumdaki halimle sahadaki halim farklı. Saha dışında mümkün olduğunca takım arkadaşlarımla olmaya çalışıyorum. Ben böyleyim. İnsan olarak da böyleyim. Bu takımın bir parçası olduğum için çok mutluyum. Dünkü antrenmanı kenardan izledim çünkü sağlık kontrollerim biraz uzun sürdü. Ama gördüğüm kadarıyla herkes birbiriyle çok iyi anlaşıyor. Tabii ki bu hala hazırlık dönemi. Ama yine de böyle bir durum görmek güzel. 2 hafta sonra daha da iyi olacağımızı düşünüyorum. Ben de işin içine dahil olacağım. Umarım süper hızlı olur. Herkes otomatik olarak hızlanır ve basketbola odaklanır.
EH: Peki neden NBA defterini kapatıp Avrupa’ya gelmeye karar verdin?
Boban: Ben hiçbir şeyi tamamen kapatmam. Farklı opsiyonlara yönelirim. “Artık bunu yapmak istemiyorum, bu benim için bitti” gibi şeyler söylemem. Hayat böyle sonuçta. Bir opsiyonun varsa bunu seçersin ya da seçmezsin. Hiçbir şeyi kapatmıyorsun aslında. Sadece başka bir opsiyona yönleniyorsun. Ben de kendim için en iyi olduğunu düşündüğüm opsiyona yöneldim. Sonuç olarak hiçbir şeyin kapanmadığını söyleyebilirim. Herkese hayallerinin peşinden koşmalarını söylüyorum. (Gülüyor)
EH: Gerçekten çok pozitif bir insansın.
Boban: Ben her zaman pozitifim! Hayat bu.
EH: Bu yaz döneminde sen de dahil olmak üzere Sasha Vezenkov, Cedi Osman gibi birçok oyuncu NBA’den Avrupa’ya döndüler. Sence bunun ana sebebi nedir? Sence yeni salary cap kuralı bunda rol oynadı mı?
Boban: Dürüst olmak gerekirse ben sadece kendi durumumu biliyorum. Diğerleri neden döndü ve onların hikayeleri nedir bir şey söyleyemem (Gülüyor). Tabii ki EuroLeague çok gelişen bir lig. Sahaya öylesine çıkıp “Ben NBA’den geldim. Her şey benim için çok kolay olacak” diyemezsiniz. Hiç böyle bir durum yok. Gerçekten çok kaliteli oyuncular var. Nereden geldiklerinden bağımsız olarak çok iyi isimler mevcut. Antrenmanlara kendinizi ne kadar verdiğiniz çok önemli. Herkes elinden geleni yapıyor. Rakipleriniz sizi yenmek için elinden geleni yapacak. Siz de onları durdurmak için elinden geleni yapmalısınız. Her oyuncuya saygı göstermek zorundasınız. Nereden geldiklerini, nerelerde oynadıklarını düşünmeden herkese saygı duymalısınız. Bu sayede başarılı olabilirsiniz.
EH: Fenerbahçe muhteşem bir organizasyona sahip. Hatta Avrupa’nın en iyilerinden biri diyebiliriz. Buradaki ilk izlenimlerin nasıl?
Boban: Şu ana kadar olumsuz tek bir şey bile söylemem. Harika şeyler yaşadım bile. Tabii ki siz yüzüme bir kamera tutarken “Her şey çok kötüydü” diyemem (Gülüyor). Ama gerçekten samimi düşüncelerim buranın harika olduğu yönünde. Benimle çok iyi ilgileniyorlar. Her konuda yardımcı oluyorlar. Burada olmak muhteşem. Bu durum beni motive ediyor.
EH: Şu anda takımın en tecrübeli oyuncularından birisin. Ama aynı zamanda da bu takımın çaylağısın ve en son sen geldin. Sence bu sene takım olarak neler başarabilirsiniz?
Boban: Umarım bana donut taşıtıp iyi ki doğdun şarkıları söyletmezler (Gülüyor). Bence bu takım sonuna kadar gidebilecek her şeye sahip. Bence hedefimizi yükseğe koymalıyız. Herhangi bir şey yaparken bile mutlaka hedef koymanız gerek. Ben çıkıp “60 kilo bench press yapacağım, başka da bir şey yapmak istemiyorum” diye hedefler koymam. İş çalışmaya geldiği zaman hedefinizi yükseğe koymalı, aklınızı buna odaklamalı ve buna göre ekstra çaba sarf etmelisiniz. Bu yüzden hedeflerimi yükseğe koyarım. Tabii ki hayatta her zaman koyduğunuz hedefe ulaşamayabilirsiniz. Ama hedefinizi yükseğe koyduğunuzda çalışmanız da buna göre olacağı için kazançlı çıkarsınız. Hayal etmeyi bırakmamalı ve size ait olanı almalısınız.
EH: Fenerbahçe şu anda çok fiziksel bir takım. Tüm pozisyonlarda çok kalıplı oyunculara sahipsiniz. Üstüne bir de sen de takıma dahil oldun. Takımın bu yönü hakkında neler düşünüyorsun?
Boban: Bence bu harika bir durum. Tabii ki ben son katıldım. Henüz buraya geldim ve birkaç antrenmanı izleyebildim ama bu bile harika bir deneyimdi. Takım birbiriyle çok uyumlu. Üçüncü çeyrekte şık şık şık diye işledi. Bir anda farkı açtık. Çok fazla şey başarabileceğimize dair güzel bir işaret bence.
EH: Yani takımdaki kimya iyi diyorsun değil mi?
Boban: Kimya gerçekten muhteşem. Soyunma odasında çok iyi bir hava var. Dediğim gibi ben çok fazla süredir burada değilim ama şu ana kadar gördüğüm şeyler çok güzel. Herkes çok kibar, nazik ve yardımsever.
EH: Teklif geldiğinde Bogdan Bogdanovic ve Marko Guduric’le konuştuğunu söylemiştin. Peki onların senin Fenerbahçe’yle anlaştığını öğrendiklerinde ilk tepkisi ne oldu?
Boban: İkisi de “Vaooov! Çok mutlu olacaksın Orada olacağın için çok mutluyuz! Bu inanılmaz bir şey. Harika gerçekten!” dediler. İkisi de sahaya odaklan dediklerinde ben de “Orasını dert etmeyin, bana bırakın” dedim (Gülüyor).
EH: Peki sence sahip olduğun özelliklerden en çok hangisi bu takımın işine yarayacak?
Boban: Zor bir soru. Çünkü bu takım için elimden gelenin en iyisini yapacağım. Tabii ki boyalı alandaki oyunu söyleyebilirim. Sıkı bir mücadele olacak.
EH: NBA’deyken birçok viral olan anın oldu. Örneğin Anthony Davis’e topu vermediğin an, sıçramadan smaç bastığın an. Senin favori viral anın hangisi?
Boban: Bence hepsi. Birkaç farklı video daha vardı. Bunların hepsi spontane olan şeylerdi bu arada. Önceden “Dur şimdi şöyle bir şey yapayım. Topu yukarıda tutayım da kimse erişemezsin” filan diye düşünüp planladığım şeyler değil. Hepsi o anlık şeylerdi. Ama olduktan sonra da insanların “Ooo az önce olanı gördün mü?” demesi keyifli. Bunu söyleyebilirim.
EH: Benim favori Boban anım Inside The NBA’e verdiğin röportaj olabilir. Kollarınla büyük bir kalp yapmıştın.
Boban: Evet harika bir kalpti (Gülüyor). Harika bir röportajdı. Bir play-off maçı oynamıştık. Ben de “Teşekkürler beyler, tamam şimdi Luka’yı çağırıyorum” demiştim. Ama sonra benle devam etmişlerdi. Birçok kişi bunun en iyi maç sonu röportajlarından biri olduğunu söylemişti ki onlar da böyle söyledi. Çok keyifliydi. Tabii ki orada güzel şeyler de söyledim ama kalp yapışım da çok konuşuldu. Normalde insan elleriyle yapar, ben kollarımla yaptım (Gülüyor).
EH: Fenerbahçe taraftarlarına bir mesajın var mı?
Boban: Haydi beraber güzel şeyler başaralım. Bizi destekleyin. Kolay olmayacağını biliyorum ama beraber olalım, hedeflerimizi beraber başaralım. Bizim için tezahürat yapmaya devam edin ve bizler de sizi gururlandıracağız.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!