by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Turkish Airlines EuroLeague’in dördüncü hafta müsabakasında temsilcimiz Anadolu Efes, sahasında ağırladığı Olympiakos’u mağlup olarak ligdeki ikinci galibiyetini elde etti.
Temsilcimiz Efes’te 26 dakika süre aldığı maçı 24 sayı, 2 ribaund ve 4 asist ile tamamlayan Shane Larkin, karşılaşmanın ardından Eurohoops’a özel açıklamalarda bulundu.
Röportjaı YouTube kanalımızdan izlemek için:
EH: Shane öncelikle tebrikler. Çift maç haftasının ikinci maçı, çok zorlu bir rakibe karşı oynadınız. 15 sayı farkla geri düştünüz ve bir şekilde geri dönüp kazandınız. Maç hakkındaki düşüncelerin neler?
“Büyük bir galibiyet aldık. Günün sonunda basketbol 40 dakikalık bir oyun, sezon öncesi bunun farkında olarak çalıştık. Maça nasıl başladığın değil, nasıl bitirdiğin önemli. Evet, başlarda 15 sayı farkla geri düştük ama bir arada kaldık ve maçın kalan bölümünü sert oynadık. Günün sonunda evimizde büyük bir galibiyet aldık.”
EH: İkinci çeyrekte takımın hücumu iyi işlemiyordu ve sen oyuna girip harika bir karakter ortaya koydun. Bir sürü sayı attın. O anları kafanda nasıl işliyorsun? İçinden ‘evet, benim zamanım geldi’ mi diyorsun? Oyuncu bakış açısıyla o anları anlatabilir misin?
“Evet, bundan iki-üç hafta önce bir sakatlığım olduğu için oyuna kenardan dahil oldum. Halen bacaklarımı iyi hissetmeye ve ritim bulmaya çalışıyorum. Yine de uzun süredir buradayım, Tomi (Tomislav Mijatovic) bana saygı duyuyor ve benden bir şeyler bekliyor. Yedi senedir benim işim bu. Günün sonunda ne zaman takımın sayı atmakta zorlandığını görürsem oyuna girdiğimde oyunu zorlamaya çalışıyorum. Boyalı alana girmeye çalışıyorum, hücumda bir enerji yaratmaya çalışıyorum. Bu olduğunda diğerleri daha çok boş alan buluyor ve takımın öz güveni artıyor. Günün sonunda hücumda üzerime düşenleri yapmaya çalışıyorum, bugün işler istediğim gibi gitti.”
EH: Dört maçta iki galibiyetiniz ve iki mağlubiyetiniz var. Takım olarak hem iyi zamanlarınız, hem de kötü zamanlarınız oldu. Yeni gelen oyuncularla birlikte takım kimyasını nasıl görüyorsun?
“Bence gelişiyor. Günün sonunda sezon öncesi hazırlıkları çok önemli ve ben bilek sakatlığı nedeniyle bu bölümün tamamını kaçırdım. Türkiye Ligi’nde ilk maçlarda oynamadım. Halen birbirimizi daha iyi tanımamız gerekiyor. Tabii bu bir süreç ama bence günün sonunda yetenek olarak ihtiyacımız olan her şeye sahibiz. Şu an DO (Oturu) hafif sakatlığı nedeniyle aramızda değil, Elijah cezası nedeniyle Maccabi maçında yoktu. Henüz tam kadro olarak oynayamadık, tabii bu bir bahane değil. Bahane üretemeyiz çünkü birimiz olmadığında diğerinin öne çıkması gerekiyor. Kağıt üstünde harika bir takımız. Geniş bir kadromuz var, bençte yetenekli oyuncularımız var. İyi kanatlarımız, fizikli ve skorer becerilerine sahip oyuncularımız var. Gereken her parçaya sahibiz, bize düşen bu parçaları bir araya getirebilmek. Birbirimize güvenip aramızdaki kimyayı geliştirmeye devam edebilirsek özel bir takım olabiliriz.”
EH: Jordan (Nwora) ve Stanley (Johnson) ile aynı ülkedensiniz. Onlar da tıpkı senin gibi NBA’den geldiler. Muhtemelen onları anlayabiliyorsundur, onlar da seni anlayabiliyordur. Buraya adapte olmalarına nasıl yardımcı oluyorsun?
“Onlara sadece sabırlı olmaları gerektiğini söylüyorum. Günün sonunda EuroLeague’e alışmak biraz zaman alıyor. Ben de EuroLeague’deki ilk zamanlarımda zorlanmıştım, takım arkadaşlarım hep yanımda olmuşlardı ve bu sayede gelişmiştik. Dolayısıyla sabırlı olmak, her gün bir şeyler öğrenmeye çalışmak, video analizleri izlemek ve her gün daha iyi olmaya çalışmak önemli. Günün sonunda her şey bugünden ibaret değil, sezonun kalanı için Jordan ve Stanley’e ihtiyacımız var. Onların en iyi hallerine ihtiyacımız var. Günün sonunda iş her maç 20 sayı atmaktan veya 10 ribaund almaktan ibaret değil. Bu süreçten keyif almaları, takım arkadaşlarıyla yakınlaşmaları ve Avrupa basketboluna alışmaları gerekiyor. Bu sayede günler ilerledikçe daha iyi olup takıma daha iyi nasıl yardımcı olabileceklerini anlayacaklardır. İkisi de çok iyi bir mantaliteye sahip, çok pozitif oyuncular. Soyunma odasında harikalar, her daim gülümsüyorlar ve mutlular. Bence doğru kafa yapısına sahipler. İkisi de bu yolculukta bizim için önemliler.”
EH: Son sorum. Dediğin gibi sakatlığın yüzünden hazırlık dönemini kaçırdın ve sezona sakat başladın. Peki şu an mental ve fiziksel olarak ne durumdasın? Kendini nasıl hissediyorsun?
“Açıkçası iyiyim. Elbette hazırlık dönemini kaçırmak hiç keyifli bir şey değil çünkü bu dönemde vücudunuzu hazır hale getiriyorsunuz. Bolca şut atıp neyi doğru veya yanlış yaptığınızı anlıyorsunuz, bu sayede ritim bulabiliyorsunuz. Yine de günler ilerledikçe kendimi daha iyi hissediyorum, şu an yüzde 80 veya 85’imdeyim. Günler ilerledikçe daha iyi olmaya devam edeceğim. Bugün benim için doğru yolda harika bir adımdı. Şutlar soktum, çembere gittim ve istikrarlı oynadım. Ben yüzde yüz sağlıklı olacağım, DO (Oturu) yüzde yüz sağlıklı olacak ve işleri yoluna koyacağız. Bence çok korkutucu bir takım olacağız, buna gerçekten inanıyorum. Bir arada kalıp sakin ve sabırlı olmalıyız, ayrıca birbirimize nasıl en iyi şekilde yardımcı olacağımızı öğrenmeliyiz.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!