by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Ergin Ataman, Panathinaikos‘un EuroLeague’de Kızılyıldız ile oynayacağı maç öncesi Meridian Sport‘a özel bir röportaj verdi.
İlk olarak koçluk felsefesinde oyuncuları fazla sıkmamak ve onlara belirli bir ölçüde özgürlük tanımak olduğunu belirten Ergin Ataman, “Oyuncuların fazla bunalmaması gerektiğini düşünüyorum. Sezon başında bazı temel kuralları belirledikten sonra oyuncuların iyi zaman geçirmesine izin vermek gerekiyor. Antrenmanlarda ve toplantılarda iyi zaman geçirmeliler. Daha kısa toplantılar yaptıktan sonra saha içinde de daha önceden belirlenen kurallar esnasında bir özgürlükleri olmalı. Günün sonunda galibiyetleri ve mağlubiyetleri getirenler oyuncular oluyor. Zaferler oyuncuların emeğiyle geliyor ve siz de koç olarak doğru yönlendirmeleri yapmalısınız. Oyuncularınızı iyi idare edip mental onları hazırlamanız gerekiyor. Oyuncular, fiziksel çalışmalarını genellikle bireysel olarak yapıyor. Tabii ki takım halinde taktik antrenmanları da yapıyoruz ancak bu detayların üzerine iki saat boyunca idman yapmıyoruz. Her maç öncesi taktiğimizde ufak tefek değişiklikler yapıyoruz, karşılaşmalarından önce bunları konuştuğumuz toplantılarımız oluyor. Son beş yıldaki başarıları bu metot getirdi. Bu yüzden bu şekilde çalışmaya devam edeceğim.” ifadelerini kullandı.
Geçen sezon takımın kötü sonuçlar aldığı dönemde medyanın önüne çıkarak bu takım Final Four’da yer alacak diyerek sezonun belki de gidişatını değiştiren Ergin Ataman, “Benim karakterim böyle. Sporda her şeyin saha içinde olduğunu düşünmüyorum. Saha dışında psikolojik etkenleri de iyi yönetmeniz ve oyuncu grubunu mental anlamda birbirine bağlamanız gerekiyor. Oyuncular, kulüp çalışanları, asistanlarınız, herkes… Bu çok önemli. Sistemi geliştirmek için bazen negatif mesajlar vermelisiniz. Pozitif mesajların bu gelişimi daha sık sağladığı doğru ama diğeri de gerekli olabiliyor. Bu aynı zamanda psikolojik bir taktik. Tabii ki bizim mesleğimizde düşüncelerinizi cesurca söyleyebilmeniz gerekiyor. Asla kaybettiğim zaman en olacağını düşünen biri olmadım. Her maçı nasıl kazanacağım üzerine kafa yorarım. Mağlubiyetten sonra ne yapacağımı, mağlup olduğum gün düşünürüm.” sözlerini söyledi.
Panathinaikos başkanı Dimitris Giannakopoulos ile benzer karakterlere sahip olduklarını ve bunun da beraber çalışmayı kolaylaştırdığını belirten Ataman, “Kendimi herkes ile anlaşabilen biri olarak görüyorum. Anadolu Efes‘teki başkanım, Giannakopoulos’tan tamamen farklı bir karakterdi. Önceki beş yıl boyunca Anadolu Efes‘te çalıştım ve orada harika sonuçlar elde etmiştik. Panathinaikos, Anadolu Efes‘ten daha farklı bir kulüp. Atina’daki duygusal yoğunluk, takımı yeniden kurma sürecinde büyük anlam taşıyordu. Dimitris Giannakopoulos’un o dönemdeki tutkusu ve duyguları süreç için çok önemliydi. Benim işimi çok daha kolay hale getirdi. Daha sakin bir başkanınız olduğu zaman kriz anlarında kendinizi yalnız hissedebiliyorsunuz. Burada böyle değil. Giannakopoulos, başarımıza çok büyük katkıda bulundu. Sadece bize sunduğu kaynaklar ve bütçeyle değil, aynı zamanda bana, oyuncularıma ve kulübe sağladığı mental destekle de bunu yaptı. Geçen sezonki büyük başarımızda çok büyük payı vardı.” değerlendirmelerinde bulundu.
Geçen sezon sıfırdan kurulan bir Panathinaikos takımıyla EuroLeague şampiyonluğuna ulaşan Ergin Ataman, bu başarının zorluğu hakkında “Ben ‘yeni takım’ diye bir olgunun olduğuna inanmıyorum. Ben daha çok ‘yeni kimya’ kalıbına inanıyorum. Eğer iyi oyunculara sahipseniz, iyi bir kimyanız varsa ve hazırlığınızı da iyi yapıp iyi koçluk yaparsanız bunun kulübü bir araya getireceğini düşünüyorum. Bu sinerji başarının ana temelini oluşturuyor.10 yıl boyunca tutku ve duygusal yoğunluk olmadan bir arada oynayan bir takım ne başarabilir ki? Bu şekilde sonuç almanız mümkün değil. Anadolu Efes‘te de benzer bir yaklaşımım vardı ve sonuçlar orada da gelmişti. Bu yüzden doğru seçimler yaparak iyi bir kimya kurmanın geçerli olduğunu düşünüyorum. Bana kalırsa basketbol çok karmaşık bir oyun değil, gayet basit.” açıklamalarını yaptı.
Türkiye milli takımındaki hedefleri hakkında da konuşan tecrübeli koç, “Milli takım ile önümüzdeki EuroBasket’teki hedefimiz madalya kaznamak. Tabii ki ilk olarak elemeleri geçmemiz gerekiyor. Şu anda çok iyi bir jenerasyona ve iyi oyunculara sahip olduğumuzu düşünüyorum. Kasım ve şubat ayındaki eleme maçlarında nasıl bir çözüm bulunacağı ise EuroLeague ve FIBA’nın inisiyatifinde. Kasım ve şubat arasında nasıl bir fark olduğunu anlayabildiğimi söyleyemicem. Bunun üzerine beş yıldır konuşuyorum ve bence bu çok komik. Bana herhangi bir sporda bir milli takımın en iyi beş oyuncusunun, aynı anda kulüp takımında da maç yaptığı bir örnek gösterin. Popülerlik olarak futbolu yakalamak istiyoruz ve futbolun başındaki kişiler sırf bu yüzden bile bize yüksek sesle gülüyor. Milli takımlar tüm ülkeler için çok önemli. Ancak EuroLeague de çok önemli bir organizasyon. İki kurumun yönetcilerinin de kabul edilebilir çözümler bulması gerekiyor. Milli takımın elemelerdeki tüm maçlarında takımın başında olacağımı söyleyebilirim.” açıklamalarını yaptı.
Daha sonra Fenerbahçe Beko ile yaşadığı gerginlik ve sarı-lacivertli ekibin milli takım kadrosuna oyuncu göndermeme kararı hakkında da konuşan Ergin Ataman, “Bu beni ilgilendirmiyor, ben milli takımın koçuyum. Benim işverenim Türkiye Basketbol Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti devleti. Ben işimi yapmaya devam edeceğim. Bence Türkiye’deki tüm oyuncular Milli Takım için seve seve oynamak ister. Milli takım formasını giymek çok önemli bir şey, diğer şeyler benim kontrolümde değil. Ben zamanı geldiğinde takımın başında olacağım, umarım eleme maçları için aday kadroya çağırdığımız tüm oyuncular da takıma katılır ve beraber Avrupa Şampiyonası’na gideriz.” değerlendirmesinde bulundu.
Kulüp seviyesindeki başarılarına rağmen milli takım başarılarının da çok önemli olduğunu belirten Ataman, “Tabii ki milli takım çok önemli. Kulüp kadrolarının %90’ını yabancı oyuncular ve koçlar oluşturuyor. İnsanlar kendi oyuncularını izlemek istiyor. Bu yüzden milli takım her ülke ve takım herkes için çok önemli. Türkiye’de son 3-4 yıl içerisinde kız çocuklarının büyük bir kısmı basketbol oynamayı bıraktı ve voleybola yöneldi. Bunun arkasında Türkiye Voleybol Kadın Milli Takımının başarıları yatıyor. Olimpiyatlarda yarı final oynadılar. Milli takımlar global anlamda bu yüzden basketbolda büyük önem taşıyor. EuroLeague ve diğer kulüp takımları da milli takım seviyesinde başarı geldikçe daha popüler hale gelecek ve sporun gelişmesi devam edecek.” diyerek sözlerini noktaladı.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!