by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Anadolu Efes‘in yıldızları Shane Larkin ve Elijah Bryant’ın sunuculuklarını yaptığı Off The RECourt isimli podcast programının ikinci bölümü yayınlandı. Bu bölümün konuğu ise Panathinaikos başantrenörü Ergin Ataman oldu.
Ergin Ataman, Shane Larkin ve Elijah Bryant, bu programda Türkiye A Milli Basketbol Takımı’ndan, Ataman’ın Panathinaikos serüveninden Anadolu Efes dönemine kadar birçok konu hakkında konuştular.
Anadolu Efes ile üst üste iki EuroLeague şampiyonluğu kazandıktan sonra play-off’a kalamadıkları sezonu şu şekilde anlattı:
“Basketbolda bunlar oluyor. Bazen en iyi oyuncuları kadrona katarsın ama bir şeyler ters gitmeye başlar. Clyburn benim için Avrupa’daki en iyi 3 numara. Onu transfer etmemizden önceki yıllarda CSKA Moskova’nın uzun süre en iyi oyuncusuydu. Ancak bizim takım kimyamız bu tarz bir 3 numarayı bulundurmuyordu.
Bizim Simon, Larkin, Micic, Bryant gibi guardlarımız vardı. Topun kontrolü bu oyuncuların elindeydi. Clyburn’ün etkili olabilmek için topa ihtiyacı vardı, benim de topu ona da vermem gerekiyordu.
Ayrıca o sezonun ortasında Shane sakatlandı ve bizim için çok önemli bir oyuncuydu. O yıl Micic de birçok sakatlık yaşadı. Bu yüzden sistemi değiştirdim ve topu Clyburn’e verdik. Micic sezonun yarısını kaçırdı. Micic her ay birkaç gün Münih’e doktora gidip iğne yaptırıyordu. Sonra gelip ‘koç yapamıyorum’ diyordu. Biz de bu şartlar altında topu Clyburn’e verdik.
Daha sonra Shane geri döndü, Micic oynamaya başladı. Ama sistem bozuldu ve bizde bir panik başladı. Çünkü sezona bir kez daha şampiyon olmak için başlamıştık ama her şey kötüye gitmeye başladık. Play-off’a bile kalamadık. Çünkü play-offa kalabilseydik kesinlikle işler değişirdi, çünkü çok iyi bir kadromuz vardı. Sporda bazen böyle şeyler olabiliyor. Bir transferle “üst üste bir kez daha şampiyon olacağız’ diye düşünebilirsiniz ama işler öyle yürümez. O sezon dengemizi kaybettik, bizim için de ilginç bir sezon oldu.
Herkes için, kulüp için, benim ve oyuncular için büyük bir hayal kırıklığıydı. Biliyorsunuz sezon ortasında Panathinaikos’un teklifini kabul ettim. O dönem başkanla konuştum ve bana “Tamam imzaladın ama bu sezon devam etmek istiyor musun?” diye sordu. Ben de evet, Fenerbahçe‘ye karşı finali kazanmak istiyorum dedim. Ama Avrupa’da herkes takımdan ayrılacağımı yazmaya başlamıştı bile.
Fenerbahçe‘ye karşı 42 sayı farkla kaybettiğimiz maçtan sonra başkanla çok sert bir tartışma yaşadım. Bana ‘Sen ayrıldın, oyuncular da zaten imzaladığını biliyor. Bence bu sezon bizim için bitti.’ dedi.
Ben ona hayır hiçbir şey bitmedi ama bu bizim için bir meydan okuma. 42 sayı farkla kaybetmiş olabiliriz ama iş henüz bitmedi dedim. Ve sonra bildiğiniz gibi mucizeyi gerçekleştirdik, Fenerbahçe Arena’da o maçı kazanmak benim için çok heyecan vericiydi. Anadolu Efes kariyerimi Fenerbahçe’ye karşı kazanılan bir şampiyonlukla bitirmek harika bir histi. Bence birlikte Efes’te büyük bir tarih yazdık.
Herkes için hayal kırıklığı yaratan bir sezona rağmen, sonunda çok önemli bir Basketbol Süper Ligi şampiyonluğu yaşadık. Bu benim için anlamlıydı çünkü hem kulüp hem de bizim için zorlu bir dönemi güzel tamamladık. Benim kulüp ile olan ilişkim açısından da iyi oldu. Çünkü hem başkanla hem de ailesiyle çok yakın bir ilişkim vardı.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!