Mike James: “CSKA Moskova’dayken Dimitris Itoudis’e Saygım Kalmamıştı”

2024-11-23T21:31:07+00:00 2024-11-23T21:31:07+00:00.

Can Bedel

23/Kas/24 21:31

Eurohoops.net

Mike James, CSKA Moskova forması giydiği dönemde Dimitris Itoudis ile yaşadıklarını anlattı.

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

Turkish Airlines EuroLeague’de Monaco forması giyen yıldız oyuncu Mike James, Off The RECourt’ta Shane Larkin ve Elijah Bryant’ın konuğu oldu. Birçok konuda konuşan Mike James, CSKA Moskova dönemine ve Dimitris Itoudis ile yaşadığı soruna değindi.

Mike James o dönem yaşadıklarını anlatırken şu sözleri söyledi:

“Ocak ayında olduğunu hatırlıyorum. Baskonia ile oynuyorduk ve iki aydır ilk kez bir maç kaybettik. O yıl harikaydık. Süper bir takımımız vardı açıkçası. Sonra uçağa döndük. Annem bana, ‘Beni ara’ dedi. Normalde böyle şeyler söylemez. Onu aradım ve bana ‘Büyükbaban öldü’ dedi. ‘Lanet olsun’ dedim. Gerçekten üzücüydü. Benim adım büyükbabamdan geliyor. Gerçekten zor oldu. Ertesi gün boştuk ve içeri girdim. Bunu Itoudis’e söyledim. O zaman eve gidebilirsin dedi. Bu tamamen bana bağlıydı. Şubat’ta bir aramız olacaktı. O yüzden eve gidebilirsin diye söyledi. Ama o sırada büyükbabam yeni vefat etmişti. Büyük bir konuşma yapmak istemiyordum. Sonra ‘Tamam’ dedim. Duyduğum tek şey şu oldu: Şubat’ta eve gidebilirsin veya istediğin zaman gidebilirsin’ Sonrasında o hafta bir maçımız vardı. Perşembe günüydü galiba. Sonra düşündüm ki ‘Cenaze pazar günü. Bu yüzden maçımı oynar, Cuma günü günü eve giderim.’ Bir hafta evde kalır ve ailemle zaman geçirim diye düşündüm. Biletler için yetkili kişiye mesaj attım. O da halledeceğini söyledi. Ama iki boyunca haber alamadım. Biraz kafam karıştı. GM yanıma geldi ve dedi ki: ‘Eve gitmek istediğini duydum.’ Ben de koçun istediğimde eve gidebileceğimi söylediğini ifade etim. O da dedi ki: Evet ama Cuma gidersen Pazartesi dönmen gerekiyor çünkü Cuma günkü maçtan önce antrenman yapmalısın.’ Cuma günü gittiğim taktirde Cumartesi günü eve varırım ve Pazartesi dönmem gerekiyordu. Yani Pazar günü çıkmam gerekecekti. Bu da evde sadece 36 saat geçireceğim anlamına geliyor. Bu çok bir şey değil. Moskova’dan Portland’a uzun bir uçuş ve sadece 36 saat için mi? O da dedi ki ‘Eğer maçı oynamak istiyorsan’ Ben de, ‘O maçı oynamak umurumda bile değil. O maç hakkında hiçbir şey düşünmüyorum.’ dedim.

Oynamam gereken maçı oynadım, Barcelona’ya karşıydı ve sakatlandım. Sonra düşündüm ki bu durumu da da kötüleştirdi. Açıkçası zaten oynamak istemiyordum. Antrenman yapmıyorum ve burada olmak bile istemiyordum. Sonrasında bir maç daha yaptık, Fenerbahçe‘ye karşıydı. Ve tüm maç boyunca tamamen dışarıda kaldım. O bana bir şeyler dedi. Ve sadece bakıp ‘Ne?’ diye düşündüm. Maçtan sonra tamamen kopmuş durumdaydım. Soyunma odasına gider gitmez duşa girdim, hızlıca üzerimi giyindim ve çıktım. Koç içeri girmeden önce ayrıldım. Taco ve Will dışarıda benimleydi ve dediler ki, ‘Hayır, ayrılma’ Ben de ‘Buradan çıkmam lazım çünkü sizinle olmam gereken bir ruh hali içinde değilim. Ne dersem diyeyeim çılgınca bir şey olacak, bırakın eve gideyim. Ceza neyse alırım, çıkıp giderim. Bu şekilde ilerleriz.’ dedim ama başkan geldi ve dedi ki, ‘Sadece içeri dön benim için. Rahat ol, iyisin vs.’ dedi. Ben ise öfkeliydim ve sinirliydim. Basketbolu düşünmüyordum bile. Sonra içeri döndüm, sakinleştim. Koç geldi, bir şeyler söyledi. Tam olarak hoşuma gitmeyen şeylerdi ve patladım. Sonra da yürüyüp gittim. ‘Yarın antrenmana da gelmiyorum çünkü cenaze yarın’ deyip dışarı çıktım. Sonra cenazeyi takip ettim ve beni uzaklaştırdılar. 1-1.5 hafta uzaklaştırıldım. Eve de gidemedim. Bu inanılmaz. Sonra takıma döndüm.

4 gün sonra erkek kardeşim öldü. Artık tamamen bitmiştim. Eve gidecektim, kimse bana bir şey sormasın noktasındaydım. Eve gittim. O sırada Iffe Lundberg ile imzaladılar. Ve ben sadece ‘Bu iş benim için bitti’ dedim. Artık tamamen bittiğini hissettim. Bir şekilde her şey üst üste geliyor. Oyuncularını dinlemiyorlar bile. Bu kimsenin hatası değildi. Ne demek istediğimi anlıyorsun. Geri döndüğümde her şey farklıydı. Koçun söyledği hiçbir şeye saygım kalmadı. Ondan sonra aramızdaki ilişki bir daha asla eskisi gibi olmadı. Aslında şu anda iyi bir ilişkimiz var. Şu an kötü bir şey söylemek istemiyorum çünkü iyi bir noktadayız. Bana bir adam gibi yaklaşıp konuştu. Buna çok önem veriyorum, olması gereken bu. Ama o dönemde ona olan saygımı kaybetmiştim. Bu da onun söylediklerini dinlemeyi imkansız hale getirdi.

UNICS maçında ise midemde bir sıkıntı vardı. Bana bir sürü ilaç verdiler ama gerçekten işe yaramadı. Isınamadım, hiçbir şey yapamadım. Sadece sahaya çıktım ve maça başladım. Maça çok kötü başladım. Gerçekten hiçbir şey olmadı. O an zihinsel olarak da orada değildim. Ve bunun o durumla ilgisi var mıydı bilmiyorum. Ama kendimi iyi hissetmiyordum. Sonra Itoudis, beni oyundan aldı. Midem için verdikleri içeceği almak için arkaya gittim. O, ‘Neden bunu yaptın?’ dedi. Ben de, ‘midem ağrıyor ve kötü oynuyorum’ dedim. O da ‘Eğer miden ağrıyorsa git’ dedi. Ben de tamam dedim ve gittim. Sonra başkan geldi ve ‘Artık takımda olamazsın’ dedi. Bu şekilde oldu.

Sonra Moskova’da bir buçuk hafta kadar bekledim çünkü ne yapacaklarına karar veremiyorlardı. Başkan beni takımda tutmak istedi çünkü belki gelecek yıl geri dönerim diye düşünüm. Eve gitmeme izin verdi ama ‘Eğer NBA’de bir takıma imza atmak istersen, farkı biz öderiz’ dedi. Sonra eve gittim ve Nets ile anlaştım.”

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!