Mercek Altında – 23. Hafta

By Panos Katsiroumpas/ info@eurohoops.net

Eurohoops okurlarının emirlerine sadık olan Mercek, Fenerbahçe ile Olympiakos arasındaki savaşı analiz edecek ve Barcelona’yı Olimpia Milano deplasmanında galibiyete götüren kritik sayıları aydınlatacak. Son olarak da Rusya’nın başkentine seyahat ederek CSKA’nın Maccabi’yi nasıl zaptettiğini açıklayarak EuroLeague’de 23. haftanın üç önemli karşılaşmasını analiz etmiş olacak.

CSKA Moskova – Maccabi Tel Aviv

Harika Nando!

Fransız guard bir kez daha izlemesi büyük keyif veren bir oyun ortaya koydu. Konuk ekip için maç boyunca sürekli bir tehdit oluşturdu ve takımı ne zaman ona ihtiyaç duysa ortaya çıktı. Hücumda her noktadan skor buldu ve bir boşluk yakaladığında da potaya gitti. Topu alış şekli ve perdelemeleri kullanışı ona her zaman hız avantajı sağlıyor ve savunmalar çoğu zaman onu engelleyecek doğru dengeyi bulamıyor, özellikle de Maccabi’ninki gibi kötü savunmalar… Sonuç olarak ortaya 29 sayı ve oyuncuya yapılan sekiz faul ortaya çıktı.

yine de bir fırsattı

Maccabi üç kötü çeyrekte biraz daha iyi olsaydı bu maçtan daha fazla şey elde edebilirdi. Savunmada bu kadar toy olmasalar ve ribauntları biraz daha iyi kontrol etseler sonuç daha farklı olabilirdi. CSKA üç sayı çizgisinin gerisinden kötüydü ancak 18 hücum ribauntuna eklenen Maccabi top kayıpları günü kurtardı.

Rodeo

İkinci çeyrekte tam anlamıyla sokak basketbolu oynandı. Hücumlar yedi saniyeden kısa sürdü ve genellikle kötü bir karmaşaydı. Bu tarz basketbol Maccabi’nin işine geldi ve diğer üç çeyrekte toplam 47 sayıya ulaşabilirken, ikinci çeyrekte 34 sayı ürettiler.

Hines’tan ötesi kaos!

Hızdaki anarşinin yanında, Hines’ın ikinci çeyrekteki yokluğu Maccabi’nin hücumda daha üretken olması açısından önemliydi. Bunu ilk kez görmüyoruz fakat Amerikalı’nın yokluğunda CSKA savunması pozisyon almada ve adam değiştirmelerde çok fazla güç kaybediyor. Bu sezon CSKA’nın tek zayıf karnı bu oldu.

Fenerbahçe – Olympiakos

Bogdanovic fark yarattı!

Muhteşem Sırp oyuncu, zorlu derbide iki takım arasında fark yaratan isimdi. Takımı hücumda her tıkandığında skor üretti ve genel olarak sürekli tehdit oluşturdu. Her hand off screen’de çok büyük bir tehdit oldu ve her seferinde savunmacısının bir adım önüne geçti ya da savunmadaki adam değişmelerini bozdu. İkinci yarıda da iyi takım oyunuyla birlikte bazı önemli şutlar soktu.

3. çeyrek

Maçın tamamen Olympiakos dominasyonunda geçen kısmı. Bunu yaptılar çünkü her ters eşleşmeyi değerlendirdiler, topu boyalı alana indirdiler ve uzunların oyunu iyi okuması sayesinde mükemmel boş şutlar buldular. Her fırsatı değerlendirip, savunmada da boyalı alanda inanılmazdılar. Milutinov ve Birch çemberi çok iyi savundu.

4. çeyrek

The absolute subversion of the scene. 47-58 became 65-60 with a 17-2 run. The home team managed this thanks to their pressing defense, the traps carrying the ball across and the effective switching defense that Olympiacos couldn’t read like they did in the third quarter. Aside from this, the visitors didn’t have a player who could directly penetrate the defense and create rifts. This is where Spanoulis’s absence was really felt.

İşler tamamen tersine döndü. 47-58’lik skor 17-2’lik seriyle 65-60’a döndü. Ev sahibi takım bunu savunmadaki prese, tuzaklara ve efektif savunma değişimlerine borçlu. Olympiakos bu hamleleri üçüncü çeyrekteki gibi okuyamadı. Bunların yanı sıra konuk ekip rakip savunmaya penetre edebilecek bir oyuncu da çıkaramadı. Bu anlamda Spanoulis’in yokluğu çok hissedildi.

Anahtar oyuncu

Bogdanovic ve Datome Fenerbahçe hücumuna liderlik etti, Udoh savunmada inanılmazdı, hem adam değişimleri hem de pick-and-roll’ler ve pota altı savunması çok iyiydi. Ancak Nikola Kalinic kesinlikle büyük iş başardı. Savunmada Printezis’in Olympiakos hücumlarından kopardı. Topun önüne geçerek gövdesini çok iyi kullandı ve bir çeyrek boyunca kaptanın topu almasına engel oldu. Takımının geri dönüşünde payı büyüktü.

Olimpia Milano – Barcelona

Maçın anahtarı üçüncü çeyrek

Barcelona playoff yarışında Milan karşısındaki muhteşem üçüncü çeyrek performansıyla hayatta kaldı. Savunmada çembere giden yolları kapatan İspanyol ekip, ilk yarıda canlarını yakan savunmadaki geçişlerde de iyi iş çıkardı. Sonuç olarak bu çeyrekte gelen 10-24’lük seri, son çeyreğe büyük bir avantajla başlamalarını sağladı.

Sadece yedi dakikada başardılar

Milan özellikle de sahada kısa ve atletik beşi varken Barcelona’nın savunmada yavaş ayaklı uzununu sadece yedi dakikada cezalandırdı. Hücumu bu beşin önemli bir parçası olan Macvan ile başlatıp 17 dakika sonunda 15 sayılık farkı yakaladıkları noktaya geldiler: 45-30. Ne yazık ki İtalyan takımının bu yöntemi maçın genelinde başarısız oldu ve mağlubiyet kaçınılmaz oldu.

10-35

Bu skor Barcelona’nın 17. ila 30. dakikalar arasında ulaştığı bir sonuç. Aslında savunmada ve hücumda kendilerine cevap veremeyen Milan’ı uzun süre domine ettiller. Gerçek şu ki böyle bir seriye rağmen maç sonuna kadar skor başa baş gitti ve bu Barcelona için övülecek bir şey değil.

Abass ve Vezenkov

Bize yeteneklerini gösterdiler. Abass spektakülerdi, her fırsatta savunmanın üzerine penetre etti. Ayrıca üç sayı çizgisinin gerisinden de şut menzili olduğunu gösterdi. Vezenkov, Barcelona’nın oyunu domine ettiği periyotta en iyi oyuncusuydu ve yaratıcılık açısından çok efektifti. 13 sayısının yanı sıra beş ribaunt aldı ve bir o kadar asist yaptı. Savunmaya da katkı vererek üç top çaldı.

Related Post