by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague’de geçirdiği sakatlık nedeniyle 13 maçta forma giyemeyen ancak son haftalarda yükselen formu ve son Olympiakos maçında galibiyeti getiren performansıyla kendini bulan Fenerbahçe‘nin Sırp skoreri Bogdan Bogdanovic, EuroLeague’in resmi internet sitesine yazdığı blogda, Olympiakos maçından Vassilis Spanoulis belgeseline, Fantasy Challenge’tan Sarı-Lacivertli takımın gidişatına kadar birçok konuda detaylı bir yazı yazdı.
“Olympiakos’a karşı evimizde büyük bir galibiyet kazandık. Bu tarz büyük bir takıma karşı kazanmak hiç kolay değil. İlk yarıda maça iyi başlayamamamıza rağmen iyi oynadık. Maçın başında sekiz sayı farkla gerideydik ve mükemmel bir ikinci çeyrek geçirdik. İkinci yarıya kötü başladık. Biz böyle oynamıyoruz; genelde üçüncü çeyrekleri iyi oynarız fakat son iki maçta aynı problemi yaşadık. Efes’e karşı Türkiye Kupası ve Olympiakos’a karşı EuroLeague maçında aynı şeyler oldu. Taraftarlarımız bize ihtiyacımız olan desteği fazlasıyla verdi. Kendi salonumuzda zor bir galibiyetti. Özellikle bu yıl orada çok özel bir enerji var. Taraftarlarımızla daha fazla bağ kurduk ve bize çok fazla enerji veriyorlar ve oynadığımızdan daha iyi olmamızı sağlıyorlar.
Tabii ki buraya Vassilis Spanoulis’ten yoksun geldiler ve kritik anlarda takımı sürükleyen oyuncunun yokluğu her takım için önemli bir problemdir. Onu aradılar, burası kesin çünkü onlar için çok önemli bir oyuncu. Bunu defalarca kanıtladı ve gelecekte de kanıtlamaya devam edecek. Onun hakkındaki belgeseli izlediniz mi? Geçen hafta EuroLeague’in resmi Youtube kanalında yayınlandı. Benim çok hoşuma gitti. Harika iş, EuroLeague! Hoşuma gitti çünkü EuroLeague çok iyi iş çıkarmış. Onun gibi bir kariyere sahip oyuncuyu övmenin en iyi yolu bu. Aynı zamanda basketbolseverlerin de Spanoulis’in kariyerinin başında nasıl olduğunu görebilmesi harika. Erken yaşta babasını kaybettiğini bilmiyordum ve bunu bilmem iyi oldu. Onun gibi savaşan ve başarılı bir basketbolcu olmak için karşısına çıkan problemleri çözmeye çalışan insanları görmek harika. Spor hayatınızın zorlu anlarında sizi bunları aşmaya doğru itebiliyor.
Saha dışındaki karakterini de sevdim. Bir aile babası olarak karısı ve çocuklarıyla, arkadaşlarıyla olmaktan hoşlanıyor, tıpkı diğer insanlar gibi. Taraftarlar bir oyuncuyu sahada görür, fakat bunun ne kadar zor olduğunu anlamak için içinde olmanız gerekir. Bizim iyi birer oyuncu olmamızın sebebi sadece özel yeteneklerimiz olması ya da istediğimiz için değil. Spanoulis’in yaptığı gibi basketbol düşünmek çok çalışma gerektiriyor. Çok fiziksel çalışma gerekiyor. Yetenekli veya kutsanmış olabilirsiniz fakat topu çemberden geçirmek sadece böyle bir şey değil. Yaptıklarınızı her gün yapmalısınız. Arkadaşlarımla gezmeyi, şakalaşmayı ve antrenmanları umursamamayı seçebilirdim. Belki hala daha oynuyor olurdum ama iyi bir seviyede olmazdım. Bu belgeseli iyi yapan da bu; insanlar ne kadar çok çalıştığınızı görmeli ve genç yaşınızda nelere hayır dediğinizi bilmeli. Bazen arkadaşlarınızdan uzaklaşmak zorunda kalıyorsunuz, herkesin yaptığı gibi eğlenemiyorsunuz. Birçok güzel anı kaçırıyorsunuz, hepsi de basketbol için, profesyonel kariyeriniz için.
EuroLeague’e geri dönelim! Bu hafta Zalgiris Kaunas’la oynayacağız. Gerçekten iyi oynuyorlar; onları çok izledim ve bana formasını giydiğim dönemdeki Partizan’ı hatırlattılar. Öyle oynuyorlar; çok sertler, arkalarında iyi bir seyirci desteği var, herkesi yenebileceklerine inanıyorlar. Zorlu bir takımlar, buna şüphe yok. Bizim için çok önemli bir maç ve hazırlıklı olmalıyız. Geriye çok fazla maç kalmadı ve normal sezon bitene kadar kazanabildiğimiz kadar çok maç kazanmalıyız. Geçen hafta Bamberg’le oynadıkları maçı izledim; Lukas Lekavicius harika bir maç çıkardı. Çoğu oyuncusu kritik şutları sokabilen genç bir takım. O inanılmaz oynadı ve Leo Westermann da maçı aldı, Kevin Pangos da iyi bir oyun kurucu… Yıllarca oynamış çok tecrübeli oyuncuları da var. Bir sistemleri var.
Kombank Arena’da ve ayrıca Kaunas’ta Sarunas Jasikevicius’a karşı oynama şansını buldum. Ayrıca Barcelona’da oynadığı dönemde de ona karşı oynadım. Oyun stilini gerçekten seviyorum ve iyi bir koç olmasına da şaşırmadım. Sadece birkaç kez konuşabildik ve birbirimizi tanıdığımızı söyleyemem – sadece basketbol dünyasında birbirini tanıyan sıradan insanlarız. Onları izleyerek büyüdüğüm Avrupalı oyunculardan bir tanesi. Çoğu zaman milli takımımızı izledim arkadaşlar, ancak Avrupa’dan, çoğunlukla Saras ve Diamantidis’i takip ettim, sonrasında da Juan Carlos Navarro ve Ramunas Siskauskas.
Bu maçtan sonra kendi salonumuzda Baskonia ile oynayacağız. Bizi Vitoria’da 30 sayının üstünde bir farkla yendiler. Bildiğiniz gibi son iki sezonda onlara karşı oynadık ve EuroLeague Yarı Finali’nde yendik. Bu tarz bir yenilgiden geri dönmek her zaman zordur; çoğu zaman, böyle bir yenilginin ardından mağlubiyet serisi gelir. O maçtan sonra gerçekten çok fazla antrenman yaptı ve bu zordu, fakat geri dönüp galibiyetler almanın bir yolunu bulduk. Sezonun uzun olduğunu düşünmeden oynamaya devam ettik. Sadece bir yenilgiydi ve pozitif kalmaya devam etmek zorundaydık. Kendi adıma, bu çok zordu çünkü sakatlanmıştım ve takıma yardım edemiyordum. Takıma yardımcı olabilmek için doğru kelimeleri bulamadım, akıllıca bir şeyler söyleyemedim. Tek yaptığım pozitif kalmaktı.
EuroLeague Fantasy Challenge hakkında konuşma zamanı! Biliyor musunuz? Geçen hafta Ante Tomic’i satmak istedim fakat şanslıymışım ki kadroda kaldı çünkü çok iyi oynadı. İlk haftadan beri kadromda Gigi Datome ve Ekpe Udoh’u tutuyorum ve ne olursa olsun buna devam edeceğim. Oyun kurucular olarak Thomas Heurtel ve Mike James kadromda ve iyi iş çıkarıyorlar. Son olarak Real Madrid’den Anthony Randolph’u satın aldım ve James Anderson’ı sattım ve onun yerine Scottie Wilbekin’i aldım. Sakatlıktan yeni döndü ve şimdi daha taze kan olacak. Ayrıca Bamberg’den Darius Miller da kadromda. Gerçek hayatta çok iyi bir takımım olurdu fakat Fantasy Challenge’da değil! 🙂 Bazen en iyi oyuncular en iyi fantazi takımını ortaya çıkarmıyor.
Normal sezonun son maçlarıyla da aynı mantıkla yüzleşmeliyiz – gerçek hayatla ilgili konuşuyorum, Fantasy Challenge değil. Her maça odaklanmalıyız. Bitime yedi maç kaldı ve her şey bundan sonra daha hızlı olabilir. Mümkün olduğunca her maçı kazanmalıyız, hatta mümkünse yedi maçın tamamını. Zirvede uzun bir galibiyet serisi olmayan tek takım biziz sanıyorum. Olympiakos, CSKA, Real Madrid… hepsi üst üste en az beş maç kazandı. Bizim en uzun serimiz dört maç oldu sanırım, bunu iki veya üç kez yaptık. Bizim için sezon sonuna kadar bir galibiyet serisi yakalama şansı olabilir. Ligde birinci olmak önemli fakat bu turnuvada, playoff’ta gerçekten çok zorlu rakiplere karşı oynayacaksınız, eğer başarırsanız Final Four’dasınız. Birinci sıradan dördüncü sıraya kadar olan takımların hepsi de rakipleri için zorlu basketbol atmosferlerinde oynayacaklar. Playoff’a kaldığınızda iç sahada ya da deplasmanda oynamanız farketmez, üç galibiyet almaya odaklanmak zorundasınız. Bundan sonra ise yarı finalde Avrupa’nın en iyi takımlarından birine karşı oynayacaksınız. Playoff zamanı geldiğinde sadece bir takım beş maç kazanacak ve o da EuroLeague şampiyonu olacak!
Hala oynayacak çok maç var! Hepsine maç maç bakalım ve nereye gideceğimizi görelim!”