By Panos Katsiroumpas / info@eurohoops.net
Maratonun bitmesine sadece birkaç tur kala EuroLeague’de büyük öneme sahip maçlarda da sürprizler gelmeye devam ediyor. Bu hafta bu köşede İstanbul, Pire ve Madrid’de oynanan maçları analiz ediyor.
Fenerbahçe – Baskonia
Larkin, cezalandırıcı
Bir maçta daha Fenerbahçe tüm defansta değişimli oynamaya çalıştı ancak işe yaramadı. Temel hedef Shane Larkin’i etkisiz hale getirmekti ancak bu görev başarılı olmadı. Baskonia’nın ataklarının sonunda her seferinde karşısına bir rakibi gelse de Vesely’nin agresif savunmasında dahi Amerikan gardının ritmini bozulmadı ve önemli şutları sokmayı başardı. 19 sayısının çoğu Fenerbahçe savunmasını hançerledi.
Luz, kilit oyuncu
Birçok durumda Baskonia, Larkin’in iyi olmadığı maçlarda başka bir çözüm üretememişti. Luz buna rağmen oyunda kaldığı süre içerisinde harika oynadı ve her alanda katkı sağladı. Tempoyu ayarlayıp, skor üreterek savunmada bile öne çıktı. Sahada kaldığı 11 dakika boyunca 10 sayı ve 4 asist üretti. Konuk ekibin topu çok iyi paylaştığı bölümlerde önemli katkılar yaptı.
Tek taraflı
Sloukas ve Udon’un yokluğunda Fenerbahçe hücumda çok tek boyutlu kaldı. Dixon’ın vasat geçirdiği gecede, Obradovic’in takımı maç boyunca topla buluştuğu her seferde perdeleme alan Bogdanovic’in eline baktı. Tabii ki bunun gerçekleşmesinde Baskonia’nın uzunlarının boyalı alanda çok fazla kalmasının da payı oldu. Böylece Sırp oyuncuya boş şut imkanları oluştu. Ancak genç yıldıza maçın son anlarında ihtiyaç duyulduğunda Hanga bire birde etkili bir savunmayla ona çemberi bile göstermeyerek Bennett’a pas vermek zorunda bıraktı. Maçı uzatmaya götürecek üç sayılık atışı yapan Bennett, başarılı olamadı.
Mazlum biri
Kaunas’ta geçen haftaki inanılmaz performansına rağmen, Mahmutoğlu çok az şans buldu. Parkede olduğu sınırlı dakikalarda, çok önemli savunma işleri yapmasının yanında, hızlı hücumlardan 6 sayı üreterek takımının çift haneli farktan geri dönmesine yardımcı oldu. Gelecek maçlarda daha fazla süreyi hak ediyor.
Olympiakos – Darüşşafaka
Duvar Gibi Savunma
Olimpiyakos’un savunması 25 dakika boyunca bir çift kerpeten gibi Darüşafaka’lı oyuncuları yakaladı. Adam değişimleri sürekli de olsa, ters eşleşme olduğunda bile birebirde savunmanın eli her yere yetişti. Konuk ekip zor şutları denemeye zorlanırken, tüm bunların yanında, savunma dengesini kuramadığından, Olympiakos’a açık alanda kolay sayılara engel olamadı.
Kaptanın varlığı yetti…
Vassilis Spanoulis geri döndü ve maç bir derbiye dönüşmeye başladığında varlığını hissettirdi. Maçın havasına giremese de yaratıcılığını devreye soktuğunda takımının galibiyetine büyük katkı sağladı. Sekiz asist yaparak bütün takım arkadaşlarını mutlu etti. Favorisi olan sağ taraftan potaya yüklenerek bulduğu kritik dört sayıyla takımını taşıdı. Toplamda ise sekiz sayı ve sekiz asistle oynadı.
Paradoks
İlk 25 dakikanın sonucu kesinlikle sıra dışı bir paradokstu fakat aynı zamanda Olympiakos savunmasının da bir sonucuydu. Bu noktada Darüşşafaka’nın hücum ribauntları sayesinde, rakibinden neredeyse 10 defa daha fazla hücum şansı bulması gerçeğine karşın skor 60-39’du. Konuk takım bireysel zorlamalarla sıkıştı ve Olympiakos maç sonunda 21 asiste ulaşırken dokuz asistte kaldı.
Iso ve geçişler
Darüşşafaka’nın maçta geri dönmesinin sebebi buydu. Şüphesiz bu alanda EuroLeague’in en iyi takımlarından biri. Clyburn, Wanamaker ve Anderson -25. ve 35. dakikalar arasında- maçın genelinde sahip olduğu savunma yoğunluğunu kaybeden Olympiakos’a cezayı kesti. Darüşşafaka 11-28’lik bir seri yakalayarak skoru 60-39’dan 71-67’ye getirdi.
Real Madrid – Kızıl Yıldız
Yıldız Gibi!
Real Madrid’in ilk çeyreği turnuva tarihinin en iyi performanslarından biriydi. Madrid ekibi yalnızca iki isabetsiz şut ve bir top kaybı yaparak 38 sayı üretti. Real Madrid’in 7’de 7 ikilik, 8’de 6 üçlük, 10 asist ve yalnızca bir top kaybıyla ulaştığı 59 verimlilik puanı büyüledi.
Savunmada çaresiz
EuroLeague’in en iyi savunma takımlarından biri Real’in tutkulu hücumuyla yağmalandı. Kızılyıldız bir devrede 44 sayıya ulaşmış olabilir fakat savunmaları ev sahibi takımın hızına, ritmine ve yok etme yeteneklerine direnemedi. Laso’nun oyuncuları hücumun ilk saniyelerinden itibaren tehditler oluşturarak durduralamaz hale geldiler. Real’in ilk yarıda Belgrad’da kolay bir şekilde yenildiği ilk maç göz önüne alındığında bu performans çok daha etkileyici göründü.
Gustavo… Vujcic
Bunu sezonun başından beri görüyoruz ve artık hakkında konuşmanın zamanı geldi. Bu yıl Gustavo Ayon oyununa çok fazla yaratıcılık kattı ve bu Real’e ekstra çözümler sağlıyor. Meksikalı oyuncu pick and roll de oynasa, boyalı alanda da kalsa rakip savunmalar için risk yaratıyor. Real Madrid’in pivotu, geride kalan 25 maçta dokuzuncu kez dört ya da üzerinde asist yaptı. 2.5 asist ortalamasıyla da bu alanda turnuvanın en iyi pasör uzunu.