Bir öncekine sıralamada ve değerlendirmede bazı değişiklikler yaşandı. Her takımla ilgili ana faktörlerin detayla incelendiği analizde, savunma ve hücumdaki ortalamalarıyla evde ve deplasmandaki karneleri sıralama için bazı alandı.
Her bir takımın iç dinamikleri, performansları, 25 haftalık istikrar beklentileri ölçüsünde çizgileri, aldıkları beklenmedik mağlubiyet ve galibiyetler sıralamada göz önünde bulunduruldu.
1. Real Madrid (19-6)
Önceki sıra: 1 (-)
Evinde: 11-1
Deplasmanda: 8-5
Hücum-Savunma: 87.2 sayı ortalama-79.5 sayı ortalama
Madrid hala ligin zirvesinde ve normal sezonu da orada bitirmeleri olası gözüküyor. EuroLeague’in en uzun galibiyet serisine imza attıktan sonra 10. maçta Galatasaray’a yenildiler ama son 11 maçtaki tek yenilgileri de bu.
Hem Sergio Llull hem de Luka Doncic çok formda. Dolayısıyla ligin asist kralı onlar. İki sayılık atış yüzdesi ve en iyi ikinci hücumu konumundalar.
2. CSKA Moscow (19-6)
Önceki sıra: 2 (-)
Evinde: 12-1
Deplasmanda: 7-5
Hücum-Savunma: 87.6 sayı ortalama -79.1 sayı ortalama
Fenerbahçe’ye İstanbul’da yenilmelerinin ardından üst üste dört galibiyet aldılar. Nando De Colo ve Milos Teodosic iyileşmişken onlardan beklenen de buydu. Son şampiyon bu süreçte savunmasını da oldukça günlerdi.
Hala ligin en iyi hücumu konumundalar hem de üçlük çizgisinin gerisinde en iyi takım durumundalar. Ayrıca ligin en çok averaj farkı takımı olmaları burada tesadüfen bulunmadıklarını gösteriyor.
3. Olympiakos (18-7)
Önceki sıra: 3 (-)
Evinde: 11-2
Deplasmanda: 7-5
Hücum-Savunma: 78.9 sayı ortalama -73.5 sayı ortalama
İstikrar ve savunma performansıyla Olympiakos normal sezonun bitimine beş hafta kala playoff biletini garantiledi bile. Maç başına 73.5 sayı yiyorlar lig ortalamasının altı sayı altında.
Kırmızı beyazlılar aynı zamanda rakibin performans puanını da en çok aşağıya çeken, en az asist yaptıran, en çok ribaunt alan ve en düşük yüzdeyle üçlük yiyen takımı. Bu ay üç maçta Spanoulis yoktu ama Printezis ve Green boşluğu gerçekten çok iyi doldurdu.
4. Fenerbahçe (16-9)
Önceki sıra: 4 (-)
Evinde: 10-3
Deplasmanda: 6-6
Hücum-Savunma: 76.9 sayı ortalama -75.2 sayı ortalama
Bogdan Bogdanovic’in dönüşü ve performansını artırmasının sonrasında da üst üste gelen küçük sakatlıklar başlarını ağrıtsa da sıkıntılı dönemden minimum hasarla çıkıp ev sahibi avantajını korumayı başardılar.
Ligin en iyi üçüncü savunması ve en coşkulu salon atmosferlerinden biriyle sakatlıklara rağmen rakipleri durdurma becerileri dikkat çekmeye devam ediyor.
5. Panathinaikos Superfoods Athens (14-11)
Önceki sıra: 6 (+1)
Evinde: 11-1
Deplasmanda: 3-10
Hücum-Savunma: 77 sayı ortalama -75.5 sayı ortalama
İlk sekizde büyük olasılıkla kalmayı başaracaklar. Ama önceki haftalarda gösterdikleri oyunu ve tavrı göstermeye devam etmeleri gerek. OAKA’da yalnızca bir kere yenildiler. Ama evden uzaktayken de yalnızca üç kez kazanabildiler.
Unicks Kazan, Emporio Armani Milano dışında deplasmanda galibiyet sayısını geçebildikleri bir takım yok ki zaten bu üç takım ligin en son üç sırasında. Ancak yine sağlam savunmaları, topun değerini bilmeleri ve ribauntlardaki hakimiyetleriyle kazanmayı biliyorlar.
Gentile takımdan ayrıldı ama James Gist’in dönüşü iyi haber. Chris Singleton hala bu takımın en iyi ve istikrarlı oyuncusu.
6. Anadolu Efes (13-12)
Önceki sıra: 9 (+3)
Evinde: 8-4
Deplasmanda: 5-8
Hücum-Savunma: 84.6 sayı ortalama -84.6 sayı ortalama
Önceki beş maçın en hoş sürprizi Efes oldu. Dört kez üst üste kazanıp hücumdaki üretkenliklerini bir üst seviyeye çıkarıp bu alanda EuroLeague en iyi üçünden biri oldular. Brose Bamberg’e evlerinde kaybetmeseler playoff sıkıntısı çekmek yerine sürpriz bir ilk dört için hesap kitap yapıyor olurlardı.
Ligin geçiş hücumunda en verimli, top çalma ve asist konusunda en iyi takımlarından biri olarak tek zaafları savunma ve iki sayılık atışlardaki isabet yüzdeleri.
Thomas Heurtel, Bryant Dunston ve Derrick Brown parlamaya devam ederse onlara da son virajı aldıracaktır.
7. Baskonia (14-11)
Önceki sıra: 5 (-2)
Evinde: 9-3
Deplasmanda: 5-8
Hücum-Savunma: 81 sayı ortalama -79.6 sayı ortalama
Milan ve Fenerbahçe karşısında aldıkları üst üste zaferlerle ilk yedide kalmayı başarıp önceki yedi maçta bir galibiyet almalarının telafisini yaptılar. Shane Larkin dışında çözüm üretebilen birçok oyuncularının olması fark yaratıyor.
Adam Hanga ve Rodrigue Beaubois son dönemde forma girip Tornike Shengelia’nın bıraktığı boşluğu doldurdu. Ligin en atletik takımlarından biri olarak en iyi iki ribaunt takımından biri onlar. Evlerinde seyircileriyle rakipleri ürkütüyorlar.
8. Crvena Zvezda mts Belgrade (14-11)
Önceki sıra: 7 (-1)
Evinde: 9-4
Deplasmanda: 5-7
Hücum-Savunma: 74.7 sayı ortalama -74.3 sayı ortalama
Sezonun ikinci yarısına başlarken yakaladıkları momentumdan eser yok ama sekizinci sıra ve playoff için koz hala onlarda. Ligin en iyi ikinci savunmasını yaparak bol bol top çalıyorlar ve hücum ribauntlarını engellemek konusunda çok iyiler. Başından beri böyle olmaları düşüşlerinin kalıcı olmayacağını düşündürüyor.
9. Darüşşafaka Doğuş (12-13)
Önceki sıra: 8 (-1)
Evinde: 8-4
Deplasmanda: 4-9
Hücum-Savunma: 78.8 sayı ortalama -79.6 sayı ortalama
Darüşşakafa playoff’un eşiğinde olmaya, tüm sezon olduğu gibi devam ediyor ve hala o mesafeyi aşıp ilk sekizi bulmaları için biraz olsun istikrar bulmaları gerekiyor. Topun değerini bilip oyuncularının yeteneklerine dayanarak oynuyorlar, bire bir hücumlara güvenip ligin en az asist yapan takımı olmayı önemsemiyorlar ama iki sayılık atışlarda ligin en kötüsü olmaları hoş gözükmüyor.
Brad Wanamaker’ın cayır cayır yanması ve harika çocuk Ante Zizic’in bitmeyen, hatta ve hatta her geçen gün büyüyen enerjisi onlar için işin parlak tarafı.
10. Zalgiris Kaunas (11-14)
Önceki sıra: 11 (+1)
Evinde: 6-7
Deplasmanda: 5-7
Hücum-Savunma: 77.6 sayı ortalama -79.6 sayı ortalama
Zalgiris son yedi maçta dört galibiyet alarak playoff için net bir şekilde atağa geçti. Barcelona, CSKA ve Panathinaikos karşısındaki galibiyetleri dikkat çekti. Ancak daha iyisi için daha da iyi olmaları gerekiyor.
Sarunas Jasikevicius’un yarattığı ekip savunmada günbegün daha iyi oluyor. Takım oyununa güvenerek ve rakiplerinin alışkanlıklarını bozacak tempoya çıkarak veya düşerek sahada kalitelerini göstermeye çalışıyorlar. İşin sonu ne olursa olsun, Zalgiris sezonu başarılı bir takım olarak bitirecek.
11. FC Barcelona Lassa (10-15)
Önceki sıra: 10 (-1)
Evinde: 7-6
Deplasmanda: 3-9
Hücum-Savunma: 72.3 sayı ortalama -75.9 sayı ortalama
Barcelona playoff’lar için sadece matematiksel olarak hala bir umuda sahip. Sezon boyunca yaşanılan sakatlıkların ve istikrarsız performansların diyetini ödüyorlar. Sakatlık listesindeki son kurbanlar Justin Doellman, Juan Carlos Navarro ve Brad Oleson (üç hafta önce geri döndü). Katalanlar ligde sayı üretimi konusunda hala sonuncu ve top kaybı sayısında birinci. Üst üste iki kez sadece iki defa kazanabildikleri sezonda playoff şansları da düşük.
12. Brose Bamberg (9-16)
Önceki sıra: 12 (-)
Evinde: 6-5
Deplasmanda: 3-11
Hücum-Savunma: 79.5 sayı ortalama -79.7 sayı ortalama
Bamberg kötü bir dönemden çıktı, son 9 maçta sadece 2 kez kazanabildiler. Normal sezonun ilk yarısında sergiledikleri mükemmel izlenimi ikinci yarıda biraz sildiler. İlk yarıda ya kazanıyor ya da son anlarda kaybediyorlardı ama durum şu an değişti. Yine de Bamberg bu ligin en yüzdeli hücum eden takımlarından biri (üç sayı yüzdesinde ikinci, iki sayı yüzdesinde üçüncü), ancak asıl problem ribaund’larda. Bu alanda sonuncular.
13. Maccabi FOX Tel Aviv (9-16)
Önceki sıra: 13 (-)
Evinde: 6-7
Deplasmanda: 3-9
Hücum-Savunma: 78.6 sayı ortalama -83.5 sayı ortalama
Maccabi’nin EuroLeague sezonu bu yıl da başarısız oldu ve bu normal sezonun sonundan çok daha önce belli oldu. İsrail ekibi sadece belirli anlarda yaşadıkları skor patlamalarında iyi oynamayı başarırken sezonun üçte ikisi geride kaldı ve çoğu maçta yarışmacı bile olamadılar. EuroLeague’in en kötü üçüncü savunmasına sahipler, en fazla top kaybeden üçüncü takımlar ve playoff umutlarını uzun süre önce kaybettiler. Sonny Weems ve Maik Zirbes’in ayrılışı, Andrew Goudelock’ın sakatlığı sonrası sezonu kadrodaki son yıldızlarından birinden ve en iyi skorerlerinden yoksun şekilde tamamlamak zorundalar.
14. Galatasaray Odeabank Istanbul (8-17)
Önceki sıra: 16 (+2)
Evinde: 7-6
Deplasmanda: 1-11
Hücum-Savunma: 78.4 sayı ortalama -83.3 sayı ortalama
Galatasaray bu ligin en tahmin edilemez takımlarından birisi. Olympiakos’a sezonun başında yaptıklarını Madrid’e de yaptılar ve Barcelona’yı iki kez yendiler. Galatasaray son maçlarda daha iyi oynuyor ve maçlarda daha yarışmacı kalıyor. Üstelik kadrolarındaki süregelen değişikliklere rağmen. En son Emir Preldzic ve Blake Schilb takımdan kesilmişti. Asist sayısında ligin en iyi üçüncü takımı olmalarına karşın hücum reytinglerinde 10. sırada kalmaları bir paradoks ve bu Galatasaray’a yardımcı olmuyor. En kötü dördüncü savunmaya sahip olmaları ise hiç yardımcı olmuyor.
15. EA7 Emporio Armani Milan (7-18)
Önceki sıra: 15 (-)
Evinde: 6-6
Deplasmanda: 1-12
Hücum-Savunma: 82.3 sayı ortalama -88.4 sayı ortalama
Milano üst üste dört kez kaybetti ama bu seri tabii ki sezonun daha öncesinde yaşadıkları üst üste 10 mağlubiyetlik seri kadar acı verici değil. İtalyan ekibi ligdeki en kötü savunmaya sahip ve maçlarını yüksek skorlara çekiyor. Dolayısıyla en iyi dördüncü hücuma sahip olmaları sürpriz değil. Krunoslav Simon’un sakatlığı da büyük vurgun oldu. Artık tek hedefleri sezonu sonuncu bitirmemek.
16. Unics Kazan (7-18)
Önceki sıra: 14 (-2)
Evinde: 5-8
Deplasmanda: 2-10
Hücum-Savunma: 76.8 sayı ortalama -81.3 sayı ortalama
Unics Kazan üst üste sekiz kere kaybetti ve EuroLeague’in en kötü iç saha galibiyet yüzdesine sahipler. Rus ekibi birkaç maçı son anlarda kaybetti ve belki onları kazansalar durumları farklı olabilirdi. Ama şimdi son sıradalar ve Keith Langford ile Quino Colom istikrarlı şekilde katkı vermeye devam ediyorlar, her ne kadar takımın kaderini değiştiremeseler de.