By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
2004 finalde büyük bir farkla şampiyon olan Maccabi Tel Aviv‘in bir sonraki sezon için kadrosunu elinde tutmaya çalışması kimse için büyük bir sürpriz değil.
Pini Gershon yönetiminde, izlemesi en zevkli hücum takımlarından biri haline gelen İsrail ekibi, bir sezon önce takımı şampiyonluğa taşıyan yıldızlarını o yaz da kadroda tutmayı başardı.
Anthony Parker gibi dominant bir yıldıza, Sarunas Jasikevicius gibi durdurulması çok zor bir oyun kurucuya, Maceo Baston gibi her iki pota altında da etkili olan bir uzuna ve Nikola Vujcic gibi her şeyi (EuroLeague tarihinde triple-double yapan tek oyuncu) yapabilen bir pivota sahip olan Maccabi, rakiplerinin çok üstünde olan oyun temposuyla şampiyonluğunun en büyük adayı olarak sezona başladı.
En büyük rakipleri ise üç sezondur Final Four’da yer almasına rağmen, kupadan uzak kalan ve o yaz Siena’da David Andersen’i kopartarak takımı çok daha komple bir hale getiren CSKA Moskova’ydı.
Sezon başında beklendiği gibi, sezon başlarken, CSKA Moskova ve Maccabi Tel Aviv, diğer takımlardan ayrıldı. Şampiyonluk özlemini bitirmek için Final Four’un ev sahipliğini de alan CSKA Moskova, Final Four’a kadar fırtına gibi eserken, 22 maçta sadece Barcelona’ya kaybetti ve sezonu domine ederek Final Four’a geldi.
Son şampiyon Maccabi ise normal sezon gruplarında garip yenilgiler alsa da Top-16’da gaza bastı ve maç başına 92.9 sayı ortalamasıyla Final Four’a ulaşmaya başardı.
Final Four’a Dördüncü Aranıyor
Bu iki takımın Final Four yapması bekleniyordu… Peki diğer iki takım kim olacaktı?
İtalyanların Avrupa basketbolunu domine ettiği yıllar geride kaldıktan sonra koltuk yavaş yavaş İspanyollara kaymaya başladı. İspanyollar, herkesin bildiği o meşhur spor devrimini yaptıktan sonra milli takımlarında başlayan etkiyi yavaş yavaş kulüp takımlarına da yansıtmaya başlarken, Barcelona’nın şampiyonluğu sonrası beklenen ilk başarı Baskonia yani o dönemki adıyla Tau Ceramica’dan geldi.
2000’lerin başında Arjantinli oyuncular için İtalyan takımları birinci tercih olsa da onlar yavaş yavaş küçülürken, yerlerini ilk olarak Tau Ceremica aldı. Luis Scola, Tiago Splitter ve Pablo Prigioni gibi Güney Amerikalı yıldızları kadrosunda bulunduran İspanyol ekibi, bu oyuncuların yanına Arvydas Macijaukas gibi dönemin en büyük skorerlerinden birini de sahipti. Bu oyuncuların yanında Jose Calderon ve Sergi Vidal gibi İspanyol yıldızlara da sahip olan Tau, kağıt üstündeki kadrosunu sahaya koymakta zorlandı.
Normal sezon grubunda kötü savunmaları yüzünden büyük takımlar tarafından paramparça edilen Tau Ceremica, sadece altı galibiyet alabildiği gruptan Malaga’ya karşı ikili averajdaki üstünlüğü sayesinde çıkabildi. Top-16 grubunda ise Panathinaikos ve son finalist Bologna’yla birlikte büyük bir yarışa giren Bask ekibi, evinde gösterdiği performans sayesinde ayakta kalırken ikinci olmayı başardı ve playofflara kaldı. Playoff’larda ise Messina’nın Benetton’ı paramparça eden Tau, hem Messina’dan 2001’in intikamını aldı hem de kulüp adına Final Four yıllarının sürecini başlattı.
Bu kadar iyi hücum takımlarının yanına bir tane de savunma takımı ekleyelim değil mi? Hem Obradovic‘in bu kadar uzun süre Final Four dışında kalması garip olurdu. Bodiroga’yı kaybettikten sonra süper yıldız rolünü Jaka Lakovic’e veren Panathinaikos, 2004’te hayal kırıklığı yaratan kadrodan çok da farklı olmasa da iyi savunmasıyla ayakta kaldı.
Guard rotasyonunda Lakovic ile Diamantidis’e güvenen Obradovic, pota altında ise yıldızını parlattığı Mike Batiste ile yürüdü. Normal sezon gruplarında o çekişmeli grubu, evlerindeki maçları kazanarak ikinci sırada bitirmeyi başaran Yunan ekibi, Top-16 ise bir başka zorlu grupta oynasa da bu sefer lider olmayı başardı. Playoff’ta Efes‘e rakip olan Panathinaikos, o sezonun en çekişmeli serisinde ev sahibi avantajını! çok iyi kullandı ve seriyi 2-1 kazanarak 2 yıllık Final Four özlemine nokta koydu.
Moskova’da düzenlenen Final Four öncesi, tarafsızın herkesin isteği o sezonun en güçlü iki takımı CSKA Moskova ile Maccabi Tel Aviv‘i finalde görmekti ve Final Four eşleşmeleri bunun için gayet uygundu.
Pini Gershon – Zeljko Obradovic
2000’lerde her karşılaşmaları bir basketbol şöleni olan Pini Gershon ile Zeljko Obradovic, Final Four 2005’te bu sefer yarı finalde karşı karşıya geldi.
İbrahim-Vlado ikilisiyle Panathinaikos, maça iyi başlasa da sezon boyunca işleyen savunma Maccabi‘yi durdurmakta yetmedi. Yunan ekibi, bir ara 3. çeyrekte öne geçmeye başarsa da Maccabi‘nin yıldızlarla dolu geniş rotasyonu karşısında maç içerisinde ezildi. Kenardan gelen Derrick Sharp’tan 20 sayılık katkı alan Maccabi’de tam 6 oyuncu çift haneli sayıalrda skor üretirken, beklentilerin altında kimse kalmadı ve bir kez daha finale çıktı. Panathinaikos‘ta ise takımın en büyük yıldızı Laka Jakovic, sadece 4 sayılık katkı verince Panathinaikos için yol üçüncülük maçından başka hiç bir şey göstermez oldu.
Günün sonunda Gershon, çalıştığı dönemlerde dördüncü kez üst üstte Final Four’da finale kalırken, Zeljko Obradovic ise kariyerindeki dokuzuncu Final Four’unda üçüncü kez finali göremedi.
Final Four’un diğer yarı final maçı ise tarihin en büyük sürprizlerinden birine şahit oldu. Herkes, Final Four’a kadar 21-1 ile gelen ev sahibi CSKA Moskova’nın rahat bir şekilde finale kalmasını beklese de Macijauskas bütün bu beklentileri çöpe gönderdi.
Kariyeri boyunca beklentilerin altında ezilen Macijauskas, bütün eleştirilere belki de o maçta cevap verirken, takımının galibiyete yürümesinde büyük bir rol oynadı.
Aslında her şey daha ilk çeyrekten başladı. Üç kısalı sistemiyle, hücumda oldukça etkileyici başlayan İspanyol temsilcisi, pota altında ezilse de ilk yarı boyunca yakaladığı seriler sayesinde soyunma odasına rahat bir şekilde önde gitti. Üçüncü çeyrekte JR Holden’ın duruma el koymasıyla CSKA, çift haneli sayılara çıkan farkı bire indirmeyi başardı. Son 8 dakikaya iki takım da eşit skorla girse de Macijauskas önderliğindeki Tau kısaları, tekrardan oyunu domine etmeyi başladı. Yakaladıkları 11-2’lik seriyle maçı kopartan Baskonia, beklentilerin çok üstünde bir başarıyı elde ederek, finale yürüdü.
Dusan Ivkovic, yönetiminde Final Four’da üst üstte üçüncü kez yarı finalde elenen CSKA, tarihe geçerken, yaşanılan başarısızlık o sezon sonunda Messina ile CSKA’nın yollarını bir araya gelmesini sağladı.
– Çekirge bir kere zıpladı. Peki ikincisinde zıplayabilecek mi?
– Hayır çünkü Sarunas Jasikevicius izin vermeyecek!
Büyük bir başarı sonrası CSKA Moskova’yı eleyen Baskonia‘nin finalde neler yapabileceği merak konusuydu. Acaba bu hikaye peri masalına doğru mu gidecekti yoksa Maccabi hikayeye son mu verecekti?
Her şey Maccabi‘nin istediğini başladı. Tau, hızlı tempoyla oynamayı seven Maccabi’ye engel olmak için tempoyu artırmayacağım diye kendi sistemine çomak sokunca Maccabi, Jasikevicius önderliğinde bütün kontrolü ele aldı ve ilk yarıda ne istediyse yaptı. İsrail ekibi, çok yüksek bir dış şut yüzdesiyle ilk yarıda rakip potaya 50 sayı gönderirken, maçın kopmamasının önündeki tek sebep Luis Scola’ydı.
Arjantinli pivotu sayesinde ilk yarıda ayakta kalan Tau Ceremica, ikinci yarı her zaman oynadığı gibi oynamaya başlayınca maça renk geldi. Sezon boyunca beklentilerin aşağısında kalan Travis Hansen’in üçüncü çeyrekte ayağa kalkmasıyla Maccabi ile çok daha iyi eşleşen Tau, Hansen’in etkileyici oyunu sayesinde farkı 2 sayıya kadar düşürdü.
İspanyollar bütün rüzgarı arkasına alırken, herkesin aklına peri masalı hikayesi daha mantıklı gelmeyi başladı ama Sarunas Jasikevicius buna izin vermedi. Maçın en kritik anında sahneye çıkan ve sorumluluk alan Jasikevicius, attığı sayılar ve yaptığı asistlerle maça damga vurdu ve takımını şampiyonluğu taşıdı. Tau Ceremica’nın Litvanyalısı Macijauskas ise sadece 1 saha içi isabetle oynayarak yine hayal kırıklığı yarattı.
Modern EuroLeague’de Maccabi, arka arkaya iki kere EuroLeague şampiyonu olan ilk takım olurken tarihte ise Hırvat Split’ten bu yana başaran ilk takım oldu.
Finale 22 sayı, 6 ribaund ve 5 asistle damgasını vuran Jasikevicius, Final Four’un MVP’si seçilirken üst üstte üçüncü kez EuroLeague şampiyonluğu kazandı.
Herkesin o sezon büyük bir merakla beklediği CSKA Moskova-Maccabi Tel Aviv finali ise bir sonraki sezona kaldı.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!